25-30 Yaşları Içinde Ortaya Çıkan “Çeyrek Yaşam Krizi”

Çoğu zaman 20’li, 30’lu yaşların bir insanoğlunun hayatındaki en iyi zamanlar olduğu düşünülür. Şu sebeple bu yaş aralığındaki insanoğlu genel olarak sağlıklı, sorumlulukları minimum seviyede ve hem mesleki hem de hususi yaşamlarında önlerine çıkan fırsatları keşfedebilecek kapasitededirler. Kısaca genel inanışa bakılırsa bu insanoğlu risk almaktan asla korkmazlar.

Sadece meydana getirilen bir araştırmaya bakılırsa; bu yaşlarındaki bazı insanların, yaşamlarını etkileyebilecek bir krize yakalandığı ortaya çıktı. Okurken ‘E bu bende de var’ diyebileceğiniz çeyrek yaş krizinin emareleri neymiş, bu krizden kurtulmak için neler yapmak gerekir sizler için araştırdık.

Yaşamın anlamı ne? Geri kalan hayatımı bu işte emek vererek, bunu yaparak mı geçireceğim?

Asla kendinize bu biçim sorular sorduğunuz oluyor mu? Sabah, akşam, evde ya da okulda arkadaşlarınızla, ailenizle zaman geçirirken birden bir sessizlik olur. Bedeniniz orada olur fakat ruhunuz, aklınız orada değildir. Birden bir boşluğa düşüp, aklınıza yukarıda yazdığımıza benzer sorular geldiği oluyorsa; 20’li yaşların ortasında, 30’ların başlangıcında görülen iç karartıcı ve bunaltıcı döneme girmiş olabilirsiniz.

Bilhassa de üniversiteden yeni mezun olmuş, ne yapamayacağını bilemeyen insanlarda daha sık rastlanıyor.

Şu sebeple “gerçek dünyada” birazcık vakit geçirdikten sonrasında ister kariyerlerinde ister kişisel yaşamlarında isterse toplumsal hayatlarında olsun, kendilerini kaybolmuş hissetmeye başlayabilirler.

Uzmanlara bakılırsa bu biçim ruhsal olaylarda net bir tarif yapmak ve belli nedenlere bağlı kalmak oldukça zor olsa gerek. Şu sebeple her insan değişik yaşamlar sürüyor ve bu krizi değişik yaşlarda da yaşayabiliyor. Kısaca çeyrek yaşam krizi için evrensel semptomlar ya da her insana uyan tek bir tanı yok. Sadece başlıca emareleri şunlardır:

• Meydana getirilen hiçbir şeyden zevk alamama, mutlu olamama. Her şeyin anlam ifade etmeyen gelmesi.
• Yetersizlik hissi.
• Başarısızlık korkusu.
• Yaşlanıyorum hissi.
• Karar vermekte güçlük çekmek. Ne yapacağını bilememek.
• Bilhassa sevilen şeyler için motivasyon kaybı.
• Her zamankinden daha bitkin ve stresli duymak.
• Değişim yapma korkusu.
• Hem kendine hem de çevreye olan güvenin azalması.

Çeyrek yaşam krizinin emareleri kadar sebepleri de tedavisi için mühim.

Başlıca sebepleri:

• İşten ayrılmak. İşte yaşanmış olan maaş, emek verme arkadaşları şeklinde problemler.
• Sevilen birinin vefatı.
• Dost ya da sevgili ile olan ayrılık.
• Yeni bir yere taşınmak, yeni bir işe girmek.
• Finansal güvensizlik ya da istikrarsızlık.
• Bir sonraki adım için plan yapmadan üniversiteden mezun olmak olabilir.

‘Kriz’ kelimesi ürkütücü gelse de şu anda ne bulunduğunun, ne yaşadığınızın farkına varırsanız bunu rahatça atlatabilirsiniz.

Ilk olarak buradan itibaren yazacağımız şeyler yalnız tavsiyedir ve bu biçim durumlar için en net çözüm bir profesyonelden yardım almaktır.

İnsanlar çoğu zaman kriz aninde paniklerler. Mesela; işi istediği şeklinde gitmeyen sadece o işte daha iyi bölgelere gelebilecek birisi, devam etmek yerine çekilme edebilir. İlişkisi fena giden biri, düzeltmeye çalışmak yerine en küçük sorunda ilişkiyi bitirebilir. Kısaca problemi anında çözüme kavuşturmak ister.

Sadece hayatta yaşanmış olan köklü değişikliklerin sonucu, daha büyük sorunlara neden olabilir. Bu yüzden değişim yapmadan ilkin birazcık sakin kalınmalı ve bu duruma nasıl gelindiği bir gözden geçirilmelidir.

Mutsuzluğunuzun, iç sıkılmalarınızın nedenini idrak etmek için durmanız ihtiyaç duyulan zamanlar vardır.

Bu zamanlar yardımıyla düşüncelerinizin, hislerinizin ve çevrenizin farkına varabilirsiniz. Bunu yapmak için bir harita çıkarabilirsiniz.

Kendinize nasıl hissettiğinizi problem. Sizi bu duruma getiren şeyleri belirleyin. “Hayalleriniz, hedefleriniz neler?”, “Bunların gerçekleşmesi için ne yapıyorsunuz?” tarzında sorularla kendi yol haritanızı tekrardan çizebilirsiniz.

Başa dönmekten korkmayın.

Yukarıda da yazdığımız şeklinde bu duruma nasıl geldiğinizi bir gözden geçirin. Bunu yaparken aynı hisler tekrardan bedeninizi, zihninizi sarabilir sadece korkularınızın üzerine gitmeden bunu yenemezsiniz.

Kendinize ve çevrenize olan yargılarınızı kenara bırakarak bu süreci atlatabilirsiniz. Her ne kadar çevrenizde sizi destekleyen, yanınızda olan insanoğlu olsa da bu durumu atlamak için yapmanız ihtiyaç duyulan ilk şeylerden biri de kendinizi sevmektir. Kendinize karşı olan yargılarınızı kırmayı deneyin.

Geçmişinize dönerek bakarken yaşadıklarınız yüzünden kendinizi, ailenizi ya da çevrenizi suçlamayın. Şu sebeple oldukça azca insan gençken hayatlarının geri kalanında ne yapmak istediğini net olarak bilir. Bu yüzden kendinizi olduğunuz şeklinde kabul edin ve hem kendinize hem çevrenize karşı nazik olun.

Bu durum ne vakit bitecek diye düşünmek yerine kendinize odaklanın.

Çeyrek yaşam krizini ne vakit atlatacağınız mevzusunda kimse net bir yanıt veremez. Bu yüzden bu süreç oldukça sinir bozucudur. Devamlı ne vakit bu fena durumdan çıkacağınızı düşünmek yerine sakince neler yapmak istediğinize odaklanın.

Belli vakit aralıklarında durun ve neler yaptığınıza bakın. Her gününüzü hatırlamayabilirsiniz sadece günlük yazarak, not tutarak nereden nereye geldiğinizi, ilerleyişinizi rahatça takip edebilirsiniz. Bu, sizin hedefinize odaklanmanızı ve böylece daha iyi hissetmenizi elde edecektir.

Şu anda bu krizin içinden çıkmanın mümkün olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Yolunuzu, önünüzü göremiyor olabilirsiniz sadece her gecenin bir sabahı, her kışın da bir baharı bulunduğunu ihmal etmeyin.

Yukarıda da söylediğimiz şeklinde yazdığımız şeyler yalnız tavsiyedir. Bu biçim krizlerin atlatılması için ne olursa olsun bir uzmandan yardım alınması en doğru ve net çözümleri almanıza destek olacaktır.

Kaynaklar: Forbes, Mindbodygreen