ABD’nın Kara Lekesi: Columbine Lise Katliamı

Colorado’da bulunan Columbine Lisesi’nde okuyan Dylan Klebold ve Eric Harris adlı 18 yaşındaki iki genç, 20 Nisan 1999 günü okula terör estirmek için geldi. Okuldaki zavallı öğrenciler ve öğretmenler ise olacaklardan habersiz, o günü her zamanki günlerden biri olarak görüyorlardı.

Sadece durum {hiç de} öyleki olmadı. Bu işin arka planında, ilmek ilmek planlanmış öyleki bir kırım vardı ki… Duyunca bu yaşlarındaki insanların, dostlarıyla beyazperdeye gitmek, futbol oynamak yada ders çalışmak benzer biçimde masumane etkinlikler yapmaları gerekmiyor muydu, diye düşünmeden edemeyeceksiniz. O süre gelin, hep beraber bu hikayenin derinine inelim.

Bu iki yakın dost, aslına bakarsak 13 kişiyi değil, neredeyse tüm okulu öldürmeyi amaçlıyordu.

Olayın gerçek görüntüleri

Kırım günü bu iki dost, normalde kimsenin bir okulun içine sokamayacağı kadar bomba, tabanca ve tüfek benzer biçimde tehlikeli cephanesi okula getirdi. Bu durumda okulun güvenliklerinin bu aletleri içeri alarak nasıl bir ihmale yol açmış olduğu ortada. Esasen Dylan ve Eric’in amacı da gidip bizzat insanlara ateş açmak değildi. Gençler, içinde patlayıcı bomba olan spor çantaları okulun kafeteryasına yerleştirdi ve garip şekilde kimse bu girişimlerini fark etmedi. Bombalar saat 11:17’de patlasın diye ayarlanmıştı. 

Bu iki psikopat, bombaları yerleştirdikten sonrasında, gidip araçlarında patlama saatini beklemeye başladı. Sadece beklenen patlama yaşanmadığı için mecburen okulun içine girmek zorunda kalan bu iki sertlik yanlısı, daha okulun bahçesine adımlarını atar atmaz orada bulunan herkesi vurdu.

Daha sonrasında kütüphaneye giden psikopatlar, orada da birçok insanı öldürmeye devam etti. Saldırganlar, toplamda 12 öğrenciyi ve bir öğretmeni öldürdü. Ek olarak yaralanan 20 şahıs de cabasıydı. Vaka olduktan sonrasında polis, okula geldi ve kaçamayacaklarını anlayan gençler, 12:08’de kendi kafalarına sıkarak intihar etti. 

İlk resimdeki Dylan, ikinci resimdeki ise Eric

Bu olayla ilgili garip teorilere baktığımızda, bir çok insanoğlunun Dylan ve Eric’in, kurbanlarını seçerken sporculardan, azınlığa mensup bireylerden yada Hristiyan kişilerden oluşan hedefler belirlediğini söylemiş oldu. Bu tip olaylarda sıkça komplo teorilerine ve aslı astarı olmayan spekülasyonlara rastlamak normal olarak ki mümkün.

Keza insanların bu iddiaları da ispatlanamadığı için mesnetsiz olarak nitelendirildi. Bu çocuklar, insanların herhangi bir özelliğe haiz oldukları için değil, yalnız ölmeyi hak ettikleri için öldürülmeleri icap ettiğini düşünüyordu. 

Anlatabileceğimiz bazı şaşırtıcı iddialar içinde, bu evlatların Punk’ın bir alt kültürü olan, Goth kültürünü benimsedikleri ve bu kültürü yansıtan Trenchcoat Mafia grubuna üye oldukları, cinayetleri de bu yüzden işledikleri vardı. Sırf bu sebeple lisede öteki çocuklar tarafınca dışlandıkları ve zorbalığa uğradıkları da söylenceler arasındaydı.

Bu caniler hakkaten de yaşadıkları dışlanmaya, ezilmeye ve şiddete karşılık tüm okulu tarayarak yanıt verme hatasına tutulmuş olabilirler miydi? Keza Eric ve Dylan’ın, yaşadıkları zorbalıklara tepki gösterdikleri videolar kaydettikleri de söyleniyordu. Gel gelelim bu iddiaların hiçbiri kanıtlanmadı, kanıtlansaydı da hiçbir şekilde geçerli bir sebep olmayacaktı normal olarak.

Bu hikayeye birazcık ara verip, “diktatörlük” mevzusundan bahsedelim:

Meydana getirilen araştırmalar, her beş öğrenciden birinin (%20,2) akran zorbalığı yaşadığını söylüyor. Bilhassa okullarda çeteleşen dost gruplarının, kendilerinden zayıf gördükleri evlatların üstünde egemenlik kurmaya emekleri, ezilen evlatları kurban pozisyonuna sokuyor. Zorbalar, kurbanların üstünde ruhsal, fizyolojik ve sözlü sertlik türleri uygulayabiliyor. Bu durum, kurbanların da bir süre sonra kendilerine yapılanların öfkesini, başkalarından çıkarmalarına yol açıyor.  

Hatta daha ileri boyutlarda kurbanların psikolojileri öyleki bozuluyor ki kendilerini korumak için çaba sarfetmek için okula gelirken yanlarında bıçak benzer biçimde aletler taşıyabiliyor. Keza bu örnekte gördüğümüz benzer biçimde işin sonu toplu katliamlara, vandalizme, suça karışmaya, madde kullanmaya kadar gidebiliyor. Zorbalığın ortaya çıkışı ise genel anlamda ceberrüt bir dost çevresine haiz olmaktan geçiyor.

Şimdi Columbine lise katliamına geri döndüğümüzde, ”bu çocuklar böylesi bir vahşeti ortaya çıkarmadan ilkin neden öğretmenleri, aileleri ve toplumsal çevreleri yaşadıkları psikolojiyi fark etmedi yada fark edip de görmezden geldi?” sorusunu sormamız gerekiyor. Akran zorbalığı yetişkinler tarafınca engellenip durdurulmadığı takdirde, devamlı devam eden bir durumdur. Şu demek oluyor ki o nedenle, bu vakada da yetişkinlerin ihmalinin büyük bulunduğunu söylemeliyiz. 

Bir ihtimal bu gençler, arkadaşları tarafınca negatif muameleler görmüş oldu evet sadece bunun karşılığı insanların canını almak olmamalıydı. Hatta mağdur aileleri de bu vandallığın okul yönetimi tarafınca nasıl engellenemediğini merak ediyordu.

Şu sebeple daha sonrasında ölenlerin yakınları, okula ve polise dava açtı. Sadece bu davaların bir çok, mahkeme heyeti tarafınca reddedildi. Örnek olarak bu davaları reddetmek ve okulun ihmalini cezalandırmamak bile bu tip okul zorbalıklarını beslemeye devam edebilir ki etti de aslına bakarsanız. 

Bu olayın arkasından okul katliamları ABD’de katlanarak artmaya başladı. Örnek 16 Nisan 2007 tarihinde, Virginia’daki bir üniversite olan Virginia Tech’te, Cho Seung-Hui adlı şahıs, 32 insanoğlunun canını aldı. Daha yakın tarihlerdeki bir öteki üzücü vaka ise 2022 Mayıs ayında, Teksas’ın Uvalde kentindeki Robb İlköğretim Okulu’nda yaşandı.

Salvador Ramos

18 yaşındaki Salvador Ramos, okul saldırısında 19 öğrencinin ve 2 öğretmenin yaşamını kaybetmesine neden oldu. Üstelik ölenler, 6-7 yaşlarındaki küçücük çocuklardı. ABD’nin geçmişinde daha sayamadığımız kadar fazlaca bu şekilde vahşet var ve bunların temelinde de okullarda başlamış olan zorbalığın önlenememesi yatıyor diyebiliriz. 

Columbine Lisesi olayıyla ilgili görülen mahkemede, suçlulara tabanca satan Mark Manes adlı şahıs hapis cezası aldı. Gene bu kişiyi çocuklarla tanıştıran, Philip Duran adlı başka bir adama da ceza verildi. Doğal ki bu gelişmeler sevindiriciydi. Sadece yinelemek gerekirse okul güvenliğinin okula tehlikeli ve patlayıcı aletlerin sokulmasına göz yummalarının cezasız kalması oldukça fena bir kararmış oldu. 

En başta da söylemiştik, bu olayla ilgili fazlaca fazla söylenti var. Sadece olayın arkasından meydana getirilen araştırmalar bizlere gerçeği gösterdi: Aslına bakarsak bu iki gencin, aslına bakarsanız vaka olmadan önceki bir yıl süresince, 1995 yılındaki Oklahoma City bombalamasına benzer bir vahşet planı yaptıkları ortaya çıktı. Şu demek oluyor ki netice olarak her anını özenle işledikleri cinayetin baş oyuncuları olan Dylan ve Eric’in ruhsal durumlarının çevrelerindeki yetişkinler tarafınca görülmemesi, onların hem kendilerine hem de masum insanlara zarar vermelerine yol açtı. 

Film: The Elephant (2003)

Hatta The Elephant adlı film, Columbine lise katliamından esinlenilerek çekildi. Velhasıl bu vaka, uzunca bir süre tüm Amerikalıların üzerlerinden atamadıkları ve yasını tuttukları kara bir lekeye dönüştü. Peki sizce ABD’deki okullarda bu kadar fazlaca toplu katliamların çıkmasının sebebi nedir? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz.