DÜNYA

İşte Tarihin En Büyük Tren Soygunu

Tren soygunu denildiği süre insanların aklına ilk olarak Yırtıcı Batı hikayelerinin anlatıldığı Western hikayeleri geliyor. Tarihin en büyük tren soygunu ise başka bir ülkede, La Casa De Papel’in Profesör’üne dilini yutturacak bir planla gerçekleştirilmişti.

Kovboyların at sırtında hakkaniyet dağıttığı hikayelerin eğer olmazsa olmazlarından biri de tren soygunlarıdır. Söz mevzusu olan ister bir çizgi roman ister bir film olsun, raylara devrilmiş bir ağaç gördüğümüz anda bir soygun olacağını anlarız. 

Gerçekte ise tarihin en büyük tren soygunu, kovboylardan ve yırtıcı batı hikayelerinden seneler sonrasında, 8 Ağustos 1963‘te İngiltere’de gerçekleştirildi. Soygunu gerçekleştiren Bruce Reynolds, oldukça detaylı bir plan hazırlamıştı.

“Senin adın Helsinki, Sen Berlin, Bana da Bilgiç Dede diyin”

bruce reynolds

Soygunun arkasındaki isim, Bruce Reynolds isminde bir eski suçlu. Reynolds daha ilkin birkaç suçtan dolayı ceza almış olan, küçücük soygunlar meydana getiren biriydi. 7 Eylül 1931’de Londra’da doğan Reynolds, daha büyük bir iş yapmayı kafasına koymuştu.

O yıllarda İngiltere için soygun haberleri çok da fazla ender şeyler değildi. Asla vaka olmayan yıllarda bile yılda bir kez büyük bir soygun yapılırdı. Bu soygunların her birinde saldırganlar, o dönemin parasıyla 60 bin pound ile 150 bin pound içinde meblağları alıp kaçardı.

Dükkan kasası patlatmaktan, milletin evindeki yastık altındaki altınları çalmaktan bıkan Reynolds, 15 kişilik bir ekip kurarak büyük bir iş halletmeye karar verdi. Yapmış olduğu plan da oldukça detaylıydı. Aslına bakarsanız daha azıyla da aklındaki soyguna kalkışmak delilikten başka bir şey değildi.

“Soygun yapacaktık ders çalışıyoruz”

tren soygunu

Reynolds, bugün bile kimliği bilinmeyen bir maddi destekçi bularak işe başladı. Böylece göreve odaklı bir halde hazırlanabileceklerdi. Öteki ekip üyelerini ise ağzının sıkı, elinin becerikli olduğundan güvenli olduğu eski suçlulardan seçti. Hiç kimseye planını tam olarak anlatmıyor, bir tek lüzumlu becerilere haiz kişileri çeteye dahil ediyordu.

Soygundan ilkin ekip hummalı bir çalışmaya girişti. Kimileri tren güzergahını inceliyor, kimileri yolcu durumunu denetim ediyordu. Bazı çete üyeleri tren yolu sinyalizasyonunu denetlemek yada tren kullanmak şeklinde işlerle meşguldü. 

En mühim noktalardan biri ise soygun sonrası ne yapacaklarıydı. Reynolds’a bakılırsa polisler, ihtimaller içinde kaçış noktalarını denetim etmeye odaklanacaktı. Kimse vaka yerini umursamayacaktı. Bu yüzden de soygunu yapacakları yere yakın bir çiftlik evini üs olarak kullanmaya karar verdi.

İlk durak: Cheddington İstasyonu

tren soygunu

8 Ağustos 1963’te, gece saat 02:00’de ekip Cheddington İstasyonu’nda treni bekliyordu. Hepsi aynı renk tulumlar giymiş, maskeler ve eldivenler takmıştı. Ek olarak demir çubuklarla silahlanmışlardı. Londra – Glasgow posta trenini soymak için hazır şekilde beklemeye başladılar.

İlk olarak istasyonun telefon kablolarını keserek işe süregelen çete, arkasından da sarı yanan ray trafik lambasını kırmızıya çevirdiler. Makinist kırmızı ışığı görünce durdu. Yedek makinist de ne işe yaradığını idrak etmek için dışarı çıktı. 

Bu esnada ilkin yedek makinisti, sonrasında da görevlileri etkisiz hale getiren çete üyeleri, lokomotif ile torbaların yer almış olduğu iki vagonu trenden ayırarak yola devam etti. Hedefleri ise soygun için seçmiş oldukları Bridgeo Köprüsü idi. 

“Otuz dakika süresince kafanızı kaldırmayın”

tren soygunu

Soygun noktasına geldiklerinde ekip üyeleri trendeki makinisti ve yardımcısını indirip, çimlerin üstüne yüz üstü yatırdılar. Otuz dakika süresince da kafalarını kaldırmamalarını tembih ettiler. Bu esnada da çuvalları kamyonlarına atıp yola devam ettiler. 

İlk başlangıçta işler tam da Reynolds’ın düşündüğü şeklinde gidiyordu. Ekip üyeleri ise milyonlarca pound para ile evde kısılı kalmaktan hoşnut değildi. Bir süre sonrasında tüm parmak izlerini silip evden ayrılmaya karar verdiler. Bu durum aslen işlerine de yaradı.

Vakası araştıran bir dedektif, makinistlerin ifadesinden yola çıkarak çetenin çok da fazla uzakta olamayacağına karar vermiş ve bölgeyi incelemeye başlamıştı. Bu esnada yolu, Reynolds’ın aslen iz bırakmamak için yakılmasını istediği eve düştü.

Parmak izlerini tamamen silememişler

parmak izi

Bugünün parasıyla 55 milyon pounddan fazla eden, toplamda ortalama 2 milyon 600 bin poundluk bir vurgun meydana getiren ekip bu parayı alıp kaçmıştı. Gene de geride, tahmin ettiklerinden daha çok parmak izi bırakmışlardı. Bu izlerden yola çıkan polis, Reynolds dahil ekibin bir kısmını yakalamayı başardı. 

Beş yıl süresince kaçak olarak yaşayan Bruce Reynolds, 9 Kasım 1968’de Torquay’da yakalandı. Hemen sonra suçlarını itiraf etti ve 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Polis ise parayı bulmayı başaramadı. Yakalanan çete üyelerine toplamda 307 yıl hapis cezası verildi. 

Büyük soygun filmlere mevzu oldu

great train robbery

Bruce Reynolds’ın gerçekleştirdiği operasyon, Büyük Tren Soygunu adıyla bilinmeye başladı. Çete üyelerinden Biggs, yakalanıp koyulduğu cezaevinden 2 yıl sonrasında firar etti. Reynolds ise 28 Şubat 2013‘te yaşamını yitirdi.

Reynolds’ın meşhur soygunu kitaplara ve filmlere de mevzu oldu. Soygunun mevzu olduğu filmler içinde Pembe Panter ve James Bond şeklinde meşhur serilerin filmleri de yer alıyordu. Bir ihtimal bir D.B. Cooper değildi sadece Bruce Reynolds da tarihe geçmeyi başarmıştı.



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.