Gizemli Rasputin Iyi mi Öldü? Otopsi Raporu “Rahat” Bir Öykü Konu alıyor…

Ölümü bir şarkıya dönüşen fazlaca fazla insan bulunmuyor. Hatta pek fazlaca kişinin aklına gelecek ilk kişilerden birinin, Boney M tarafınca şarkıya dönüştürülen ve insanların dans etmiş olduğu Rasputin olacağı söylenebilir. Sadece onun ölümü (yada cinayeti) ile ilgili tüm efsanelere karşın, otopsisi fazlaca değişik bir öykü konu alıyor.

Mevzu hakkında pek bilgisi olmayanlar için belirtmek gerekirse, Grigori Rasputin, 1869’da doğan ve Çarlık Rusya’sının sonlarında Çar Nicholas ve Çariçe Alexandra ile dost olmaya devam etmiş bir Sibirya keşişiydi. 28 yaşlarında, evli ve çocukluydu, dini bir arzu ile çeşitli mukaddes bölgeleri ziyaret etmek için toprakları dolaşarak hacca gitmek için köyünü terk etti. Belirgin karizması ile kısa sürede kendi takipçilerini kazanmıştır ve peşinden etkili takipçilerini kendine çekti ve Çar ve Çariçe ile tanıştırıldı.

Rasputin’in yöneticilerle olan lütfu, Rasputin’in müdahalelerinden sonrasında kanaması duran ve bir süreliğine iyileşen hemofili hastası oğullarını “tedavi ettikten” sonrasında arttı. Doğal ki bu iyileşmenin sebebi düşünüldüğü şeklinde Rasputin’in mistik güçleri değildi, muhtemelen Rasputin çocuğun aspirin almayı bırakmasında ısrar etmiş olduğu için gerçekleşti. O zamanlarda bilinmiyor olsa da, aspirinin kanı sulandıran bir özelliği var ve muhtemelen bu özellik hastalığa katkıda bulunuyordu.

Bu ana kadar herhangi bir kişinin bu insanın ölmesini istemesi için bir sebep görülmüyordu. Ülkeyi dolaşarak ve hasta evlatları “iyileştirerek” pek fazlaca düşman toplamanız pek ihtimaller içinde görünmüyor.

Sadece Rasputin, kendisini mukaddes adam olarak tanımlayan bir çok kişinin aksine, yaşamış olduğu cinsel ilişkiler ve bu konudaki başarısıyla da bir üne sahipti. Mukaddes Adam olarak şöhretini kadınların yataklarına girmenin bir yolu olarak kullanan bir yapıya sahipti. Yüksek sosyete hanımlarından fahişelere kadar beraberce yatma alışkanlığı skandaldı ve Rus Çarlığının yöneticileri üstündeki tesiri, bu etkiye kendileri haiz olmak isteyenler için kaygı vericiydi.

Çariçe Alexandra ile bir ilişkisi olduğu söylentileri ve cenk çabalarını baltalamak için Saint Petersburg’da bir kolera salgını başlattığına dair yabancı söylentiler (her ikisi de doğru değil) yayıldı.

Birkaç asil, Rasputin’in monarşi üstünde haiz olduğu etkiden hoşlanmadı ve bu etkiyi eski moda ve süre içinde kontrol edilmiş öldürme yöntemiyle ortadan kaldırmaya çalıştı. Grigori’yi komploculardan birinin – aristokrat Felix Yussupov‘un – evine göndermeden ilkin onu çağrı ederek öldürmeyi planladılar.

Muhtemelen bildiğiniz hikayeye nazaran Rasputin, Yussupov’un evine geldi ve zehirli keklerin yanı sıra siyanürlü şarap teklif edildi. Akşamın Yussupov’un Rasputin’in korkulu, zehirli bir ölümle ölmesi için ayırdığı bölümünde, daha fazlasını istemeden ilkin pastayı yedi ve bir kadeh şarap içti. Ölmeyi reddettiğinde, Yussupov onu vurmanın daha iyi olacağına karar verdi. Gene de yaşamaya devam etti ve saldırganı tarafınca kovalanırken avluya firar etti.

Meşhur anlatıda bu öykü “Zehirden ölmekte olan, kalbinde bir kurşun olan bu şeytan, kötülüğün güçleri tarafınca ölümden diriltilmiş olmalı. Ölmeyi şeytani bir halde reddetmesinde ürkütücü ve canavarca bir şey vardı” deniyor.

Sonunda, kafasına birkaç kurşun sıktıktan sonrasında buz şeklinde Neva Nehri’nde boğularak öldü, sadece bazı kaynaklar hala hayattayken nehirden çekildiğini söylüyor. Öteki anlatılarda buzda pençe izleri bulunduğunu söylüyor, zira, “niçin olmasın.“

Nedense bu anlatı, iki mühim faktöre karşın olayların hakim versiyonu haline geldi: 1. Şeytan’ın güçleri tarafınca tekrardan canlandırılmasını içeriyordu. 2. Gerçek katili tarafınca yazılmıştı.

Evet, olayların her insanın hatırlamış olduğu ve sonunda bir şarkıya dönüştürülen ana versiyonu, cinayeti, olduğu şeklinde göstermekten ziyade iyi ve fena arasındaki bir savaşım şeklinde göstermekten çıkarı olan Rasputin’in katili tarafınca yazılmıştı. Şu sebeple meydana getirilen otopsinin ortaya çıkardığı şeklinde, gerçek fazlaca daha azca kahramancaydı.

Rasputin, ölümünden tam iki gün sonrasında, buzda hiçbir pençe izi olmadan ve ciğerleri suyla dolmadığından dolayı boğulduğuna dair hiçbir emare olmadan nehirden sürüklendi, bu da buzlu nehire ölümden sonrasında atıldığını önermekteydi.

Dahası, onun zehirlendiğine dair bir emare yoktu ve kızı Rasputin’in asla tatlı yemediği mevzusunda ısrar ediyordu. Bu da olayların bu kısmının da ihtimaller içinde görünmemesine niçin oldu.

Otopside bulunan şey ise üç kurşun deliğiydi; biri kafasında, biri sırtında ve biri de göğsünde. Bu kurşun yaraları, neredeyse anında yaşama veda etmesine sebep oldu. Doğal ki bu “kolay” ölüm, Şeytani Mukaddes Adam’ın efsaneleşmesini ve ölümünün haklı çıkartılmasını fazlaca daha zorlaştıracaktı.