DÜNYA

17 Ağustos Depremi’nin Deniz Altındaki Kalıntıları

17 Ağustos Marmara Depremi’nin 22. yıldönümünde Meclis Araştırma Komisyonu’nca çıkarılan raporda, acı tecrübelerin peşinden gelinen aşama ve geleceğe dönük riskler değerlendirildi.

Felaketler yılı olan 2020’de Türkiye, 33.821 depremle önceki yıla gore yüzde 44 daha çok sarsıntı yaşadı. Can kayıplarına karşı en temel çözümün ise yönetmelikte yapılar için belirlenen sünek (enerji yutucu) tasarımdan taviz verilmemesi olduğu vurgulandı.

TBMM Zelzele Araştırma Komisyonu’nun raporu yasama senesinde Genel Kurul’da ilk olarak görüşülecek. Zelzele Bölgeleri Haritası’na gore Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 92’si, nüfusunun yüzde 95’i, büyük endüstri merkezlerinin yüzde 98’i ve barajların yüzde 93’ü zelzele kuşağında bulunuyor.

Merkez üssü Gölcük olan 7.4 büyüklüğündeki Marmara Depremi, 1939 Erzincan afetinden sonrasında Türkiye’nin en büyük ikinci felaketi oldu.

17 ağustos depremi

Meclis raporundaki resmi veriye gore Marmara Depremi’nde 18.373 şahıs yaşamını yitirdi, 48.901 şahıs yaralandı. 5.840 şahıs ise kayıtlara “yitik” olarak geçti. 96.808 ev ile 15.939 iş yeri yıkıldı ve 252.158 konut hasar görmüş oldu.

Marmara Depremi’nde İstanbul’da 454 şahıs yaşamını yitirdi.

marmara depremi

İstanbul’da 1.880 kişinin yaralandığı depremde, 41.000’e yakın konut ve iş yerinde hasar oluştu, 18.162 konut orta ve ağır şiddetteki hasar yüzünden oturulamaz hale geldi.

İlde 3.171 okuldan 820’si hasar görmüş oldu. Bunlardan 118’inde orta, 13’ünde ağır hasar belirlendi. İstanbul’daki 10.000’e yakın kamu binasının 1137’sinde azca, 387’sinde orta, 37’sinde ise ağır hasar oluştu.

Merkez üssü Kocaeli Gölcük olan zelzele, ilçede büyük yıkıntıya niçin oldu. Kentte tamamen silinen depremin izleri, denizde ise hâlâ duruyor.

deprem deniz

Zelzele esnasında Gölcük Değirmendere’nin bir kısmının gömüldüğü denize dalanlar, felaketin tahribatını görüyor. Dalış eğitmeni Murat Kulakaç, Değirmendere sahilindeki denizin 12 metre altından süregelen ve 55 metreye kadar uzanan zelzele kalıntılarının izini sürdü.

Depremin üstünden 22 yıl geçtiğini söyleyen Kulakaç, “Karada unuttuğumuz tüm gerçekleri suyun altında görebiliyoruz. Suyun altında oldukca ciddi bir oluşum var. Depremin tüm gerçekliğini, sertliğini biz her dalışımızda detaylı şekilde görebiliyoruz. Hala evler, ağaçlar, otomobiller, insanlarımıza ilişik kişisel eşyalar, olduğu şeklinde tüm çıplaklığıyla duruyor ve bizi devamlı uyarma ediyor. Karadaki izlerin büyük çoğunluğu silindi ve buna karşın binalarımızı hala kontrolsüz bir halde hayata geçirmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

Ne yazık ki meydana getirilen bu hatalar sebebiyle binalar yıkıldığı için ölümler bu denli fazla oluyor:

konutlar ve deprem

  • İnşasında kafi mühendislik ve denetim hizmeti alınmaması.
  • Yönetmeliklerle uyumsuzluklar.
  • Uygulamada zayıf tasarım, fena işçilik, yanlış araç-gereç.
  • Sonradan hesapsız müdahale.
  • Zamana ve çevresel şartlara bağlı bozulmalar.
  • Yetersiz enine donatı (sargılama) ve yetersiz kesme kapasitesi.
  • Yetersiz bindirme boyu ve detaylandırma.
  • Beton kalitesi ve yerleşiminde problemler.
  • Kolon kiriş birleşimlerinde yetersiz enine donatı.
  • Taşıyıcı sistemde düzensizlikler (süreksiz çerçeveler)
  • Yumuşak kat, zayıf kat düzensizlikleri.
  • Zayıf kolon-güçlü kiriş.
  • Kısa kolonlar.
  • Tasarımda zemin şartlarının dikkate alınmaması.

Umarız ki oldukca gecikmeden önlemler alınır ve benzer bir acı daha yaşamayız. Yaşamını kaybedenleri bir kez daha dualarla yad ediyoruz.

Kaynak: Özgürlük



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.