Bilim Kurulu Üyesinden Yerli Aşıyla İlgili Yeni Izahat

Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi, bununla birlikte da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı olan Prof. Dr. Levent Akın, geliştirme emek harcamaları devam eden yerli koronavirüs aşısı hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulunmuş oldu. 

Yaz aylarını birazcık olsun rahat geçirebilmek için olay sayılarını düşürmek icap ettiğini ifade eden Prof. Dr. Akın, “Olay sayılarını düşürmemiz lazım ki yaz döneminde daha rahat hareket edelim. Fakat gene de korunma önlemleri dediğimiz maskeyi, mesafeyi, hijyeni dikkatsizlik etmememiz lazım. 2021 yılını bu şekilde yaşayacağız” ifadelerini kullanırken; açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“Koronavirüs aşı tedariğinde sorun var”

“2022 yılı bahara doğru epeyce rahatlama olur. Bunun sebebi de, yeteri kadar aşı sağlanıp da toplumda yeteri kadar bağışıklama hizmeti verilirse aşılama yapılırsa, o süre mühim seviyede biz vakaların düştüğünü göreceğiz. Bunun en güzel örneği şu anda İsrail’in durumu. Devasa yükseklikte aşı yaptılar. Acıklı olarak vakaları düştü. 

Bizim de o safhaya gelmememiz için bir sebep yok. Yeter ki yeteri kadar aşı temin edebilelim. Internasyonal piyasada anladığım kadarıyla fazlaca sorun var aşı temininde. Biz mi zorlanıyoruz? Hayır. Avrupa’nın gelişmiş, kuvvetli ülkelerinin de aşı temin ederken fazlaca sorun çektiklerinin farkındayız.”

“18-40 yaş grubu yasaklara karşı umursamaz davranıyor”

Vatandaşların koronavirüs tedbirleri kapsamında getirilen yasaklara uymasıyla ilgili de konuşan Prof. Dr. Akın, şu şekilde konuştu:

“Yurttaş yasağa uyma mevzusunda istekli değil, dikkatli de değil. Israrla vurguladığım bir yaş grubu var benim; 18-40 yaş grubu. 18-40 yaş grubu fazlaca umursamaz davranıyor. Fakat bunların yakın çevrelerinde anneleri, babaları, kardeşleri, riskli hastalığı olan kişiler var. Doğrusu onlara bulaştırma olasılıkları yüksek.

 Bu grubun esas dikkatsiz davrandığını düşünüyorum. Kapatmalar olmaz şu demek oluyor ki fazlaca hususi durumlar hariç. Hastanelerde dolup taşma aşamasına yaklaştığımız süre bir ihtimal 14-20 günlük kapatmalar olur; fakat bunun haricinde iller söylediğim benzer biçimde sarıdan turuncuya, turuncudan kırmızıya geçtikçe alınan kısıtlayıcı önlemler artıyor. Ya da tam tersi kırmızıdan maviye gidildikçe önlemler azalıyor.

O yüzden il yönetimi normal olarak ilin taşımış olduğu hastalık yükünü takip edecek. Fakat vatandaşın bu konudaki uyumu da fazlaca ehemmiyet taşıyor. Doğrusu tam tipik olarak devletin sunmuş olduğu tavsiyeler ve olanakları vatandaşların da doğru kullanımı ve dikkatli takip etmesi gerekiyor. Tüm temel bunun üstüne kuruluyor. Devletle vatandaşlar arasındaki ilişkiler ne kadar etkili olursa hastalıkla mücadelede o denli mesafeyi kolay alıyoruz.”

“Mavi” il sayısı ne kadar artarsa toplumsal faaliyetler o denli açılır”

Kademeli normalleşme sürecinin il il risk seviyesi belirlenerek sürdürüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Akın:

“Bir il kırmızı onun tarafındaki ilin mavi olması hayalciliktir. İller arası ilişki vardır. O yüzden komşu il kırmızıysa, siz en iyi durumda sarı olabilirsiniz. Bu insan hareketlerinden kaynaklanıyor. İnsan hareketlerini durdurmak zorundasınız. Arada kalabilir, kırmızının tarafındaki turuncu olabilir, turuncunun tarafındaki sarı olabilir, sarının tarafındaki de maviye dönebilir. 

Doğal mavide birazcık daha rahat olunuyor. Bu rahatlıktan şunu anlamayalım; ‘bu iş bitti korona artık yok, gezeriz tozarız’ anlamına gelmiyor. Bölgenizdeki risk azalmıştır. Kendinizi koruyun; rahat edin. Bir ihtimal o süre beyaz perde, tiyatrolardan bile bahsedebilirsiniz. Fakat mavi ne kadar genişlerse, toplumdaki tüm faaliyetlerin açılması daha kolaylaşır. 

Kırmızı ne kadar genişlerse, sistem toplumu giderek daha çok sıkmaya adım atar, ta ki aşılamada belli oranlara ulaşana kadar. Aşılamada belli oranlara ulaştığınız süre esasen olay sayısında düşme olur. İller önlemlerini yeteri kadar uygulayamamış olsa bile illerin aniden turuncudan sarıya, sarıdan maviye geçtiğini görürüz aşılama oranları yükseldiği takdirde.”

“Yerli koronavirüs aşısı haziran ayında üretime başlayabilir”

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nde (ERAGEM) geliştirme emek harcamaları devam eden yerli koronavirüs aşısı çalışmalarıyla ilgili de konuşan Prof. Dr. Akın:

“Ben Erciyes Üniversitesi’nin ürettiği aşının yakın bir dönemde Faz-3 çalışmasına geçip güzel sonuçlar vereceğini düşünüyorum. Tarih vermek fazlaca zor bir şey; fakat her şeyin yolunda gittiğini tahmin ediyorum. Şundan dolayı bilgiler öyleki geliyor. 

Muhtemelen ‘biz haziran’da bir ihtimal Faz-3 çalışmasının da sonuna ulaşır ve biz bu aşıyı artık üretebiliriz’ diyebiliriz. Bu tamamen tahmin; asla tutmayabilir, daha da erken olabilir. Bir ihtimal haziran, temmuz ‘ben Faz-3 çalışmamı bitirdim, acil kullanım onayına başvuruyorum’ diyebilirler. Bu bana asla sürpriz olmaz. Fakat nisan ayında bu tarz bir olay olacağını beklemiyorum.”