Canlı Yayınların Arkasında Yatan Gerçekler

Canlı yayınlar esnasında edilen küfürler aslen fazlaca fazladır sadece bunların fazlaca azı ekrana yansır. Bunlar da bir çok vakit sesçinin yeterince iyi olmamasından oluşur.

İşini iyi icra eden sesçi ise canlı yayını pürdikkat takip edip, küfürlü kelime kullanılması şeklinde durumlarda çeşitli ekipmanlarla sıkıdüzen uygular. Gelin, bu işin arka planını daha detaylı bir halde anlatalım.

Biz canlı yayının eş zamanlı olarak televizyonumuza geldiğini sansak da aslen uydu çıkışı ve dönüşü içinde 7 saniyelik fark vardır.

Buna ek olarak; görüntüyü dondurabilen, sesi kesebilen delay aleti da canlı yayını 7 saniye geciktirir. Doğrusu görüntü bizim televizyonumuza 14 saniye gecikmeli gelir. Canlı yayın ekibindeki kişiler bizlerden 14 saniye ilkin görüp duyar her şeyi. Sövgü, uygunsuz hareket vb. durumları gördüklerinde yayına girmeden engel olabiliyorlar.

Delay aleti aslen meşhur bip sesini koymaz, yalnız bir süreliğine sesi keser.

Delay aleti

Sözgelişi gündüz kuşağı kadın programlarında dikkat ederseniz arada bir cümlelerde kesintiler olur, bunun sebebi sık sık uygunsuz kelime kullanıldığı için delay aletinin etken edilmesindendir.

Peki maçlarda sövgü edildiğinde nasıl bir tedbir alınıyor?

Stat içinde edilirse meydana getirecek pek bir şey yok. Bundan dolayı topyekün taraftara delay uygulanamaz, sesleri yayına ortam sesi olarak girer. Topyekün yayının sesini kesmek gerekir, bu da fazlaca tepki alır; ki bazen örneklerini görebiliyoruz, bilhassa de siyasi sloganlarda görülen bir durum.

Delay cihazıyla sesin yanı sıra görüntü de dondurulabiliyor.

Jimmy kamera

Basma süresine bakılırsa ekrandaki görüntü blurlanmaya adım atar fakat fazlaca kullanılan bir yöntem değildir. Vaka çıkacağı kabul edilen yayınlarda, örneğin Müge Anlı’da jimmy kameralar en genel açıda durur(kullanılmadığı müddetçe); ya da bir PC’de tanıtım tutulur. Reklam son olarak çaredir şu sebeple reklam saatleriyle oynanması tehlikeli ve yasaktır.

Kimi zaman de video yada reklam girince arkada sunucunun sesi duyuluyor, sövgü bile edilmiş olduğu oluyor. Bunun nedenini de açıklayalım:

Girmemesi ihtiyaç duyulan sesin yayına girmesi genel anlamda sesçinin hatasıdır. Her mikrofonun kontrolü bu kişilerde oluyor, kapatmayı unutursa ses yayına gider. Kimi zaman de ekran yüzleri konuşmaması ihtiyaç duyulan yerlerde konuşuyorlar.

Peki ekrandaki alt yazılar, bantlar hangi programla tasarlanıyor?

İyi kanalların alt yazılarının tasarımı güzelken, izlenmeyen kanallarınki neden fena?  Kullandıkları programların sürümünden dolayı mı, pahalı olmasından mı?

Yayındaki görüntü üstüne gerçek zamanlı olarak grafik, animasyon ve yazı bindirebilmek için kullanılan sisteme anakumanda KJ sistemi deniliyor. Büyük kanallar Viz Pilot adlı pahalı bir program kullanıyor. Cinegy adlı başka bir programda ise kurgu, akış dizimi, VTR çekme şeklinde şeyler de yapılabiliyor.

Azca izlenen kanalların fena tasarımlar kullanmasının sebebi, bu şeklinde programların onların bütçesini aşmasıyla ilgili. Daha ucuz ya da parasız programları kullanıyorlar. Sözgelişi Titlebox parasız bir KJ programı sadece evlerden ırak bir program.

İşte televizyondaki canlı yayınların arka planlarındaki bazı detaylar bu şekilde. Umarız ki bu mevzuda birazcık da olsun merakları giderebilmişizdir.