DÜNYA

Cumhurbaşkanlığı Haftanın Yalan Haberlerini Açıkladı

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, geçtiğimiz haftanın ‘yalan’ olarak değerlendirdiği haberlerini paylaştı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, toplumsal mecralarda dezenformasyonu engellemeyi öngören yasayla beraber Ekim 2022’de “Dezenformasyon Bülteni” paylaşmaya başladı. Söz mevzusu bülten, Başkanlık tarafınca “Yalan” olarak değerlendirilen haftanın haberlerini mevzu alıyor, bu değerlendirmenin ardındaki gerekçelere yer veriyor.

İletişim Başkanlığınca paylaşılan ve yalan olarak değerlendirilen haberlerin bulunmuş olduğu en güncel bülten, 9-16 Ekim haftasında paylaşılan haberlere yer verdi. Başkanlık tarafınca yalan olarak değerlendirilen haberler ve gerekçeleri şu şekildeydi:

  • Bu içerikteki tüm ifadeler, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca tarafınca paylaşılan bültenden olduğu şekilde alınmış, hiçbir şekilde değiştirilmemiştir.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca yalan olarak değerlendirilen haberler (9-16 Ekim)

  1. Sayıştay Raporlarındaki Tavsiyeler Dikkate Alınmadı İddiası
  2. Soma ve Ermenek Kazalarından Sonrasında Lüzumlu İyileştirmeler Yapılmadı İddiası
  3. Kurum Degaj Yönergesi Uygulanmadı İddiası
  4. Türkiye‘nin 92 Mülteciye Fena Muamelede Bulunmuş olduğu İddiası
  5. “Hakkaniyet Bakanlığı Çocuk İstismarı Verilerini Gizliyor”
  6. ‘’Muhtarlar Nüfus Kaydında Yabancıları Usulsüz Kaydediyor’’
  7. “WhatsApp Okundu Bilgisi”
  8. Niğde’de Bir Kız Öğrencinin Rahatsızlık Edilip Bıçaklı Saldırıya Uğramış olduğu İddiası
  9. “Tunceli’de Beş Tane Portatif Wc için Resmi Açılış Töreni Düzenlendi”

1. Sayıştay Raporlarındaki Tavsiyeler Dikkate Alınmadı İddiası

Bartın’da, Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Kuruluş Müdürlüğü’nde meydana gelen kazaya ilişkin, “Sayıştay raporlarındaki uyarı ve tavsiyeler dikkate alınmadı” iddiası doğru değildir.

Raporda “Solunabilir ve Patlayabilir Tozla Savaşım” başlığı altında yer verilen bilgiler, çarpıtılarak dezenformasyona mevzu olmuştur.

Bazı basın yayın organlarında yer edinen haberlerde, Sayıştay raporundaki genel bilgilendirmeler, “grizu patlaması riski tespit edildi” şeklinde yorumlanmıştır. Madenlerde yönetmelik ve mevzuatların uygulanmasına yönelik veriler, tüm iddiaları çürütür niteliktedir.

Madenlerde, patlayabilir tozla savaşım çalışmalarına yön verebilmek için yer altındaki noktalardan tertipli olarak toz numunesi alınmaktadır. Sonuçların yüksek çıkması durumunda yıkama ve taş tozu serpme emek harcaması yapılmaktadır.

Bu kapsamda;

2017’de 53 bin 988 ton üretime karşı 72 bin kilogram,
2018’de 46 bin 841 ton üretime karşı 63 bin kilogram,
2019’da 51 bin 763 ton üretime karşı 53 bin 500 kilogram
taş tozu serpilmiştir.

Ek olarak 25 tane su barajı kurulmuştur. Numunelerde kül oranı mevzuatta yüzde 65 görünmesine karşın, yüzde 80 olarak gerçekleştirilmiştir.

Dolayısıyla iddiaların aksine, söz mevzusu Sayıştay raporlarındaki tavsiyeler dikkate alınmış, hatta mevzuatın gerektirdiğinden daha çok önlem alınmıştır.

2. Soma ve Ermenek Kazalarından Sonrasında Lüzumlu İyileştirmeler Yapılmadı İddiası

Önceki yıllarda meydana gelen maden kazalarının peşinden önlem ve denetim mevzusunda lüzumlu çalışmaların yapılmadığı ve ilerleme kaydedilmediği iddiası doğru değildir.

Kazaların peşinden tüm müesseselerde bulunan yer altı açıklıklarında toplam 200 kilometre “Yaşam Hattı” kuruldu. Ek olarak Yer Altı Ferdi Kurtarıcı Maske Değişiklik İstasyonları oluşturuldu. Bunun yanı sıra ilgili mevzuatta iş güvenliği mevzusunda da düzenlemeler yapılmıştır. Minimum 250 kişiye 1 A sınıfı iş güvenliği uzmanı ön görülmesine karşın kurumda yer altında çalışan 6.000 kişiye toplam 160 iş güvenliği uzmanı göreve getirilmiştir.

Tüm iş basamakları için risk değerlendirme yükümlülüğü getirilmiştir. Yer altında metan, oksijen, ısı ve hava hızını ölçen sensörlerin bulunması zorunluluğu uygulanmıştır. Ek olarak bağımsız çalışan her ekipte minimum 1 tane gezici gaz ölçüm aleti bulunur hükmü gereği uygulama yerine getirilmektedir.

3. Kurum Degaj Yönergesi Uygulanmadı İddiası

Bartın’daki maden kazasıyla ilgili, ‘degaj yönergesinin dikkate alınmadığı’ iddiası doğru değildir.

Söz mevzusu yönerge, 6331 Sayılı İş Sağlığı, Güvenliği Kanunun 30’uncu maddesine gore çıkarılan 16/9/2013 28770 sayılı Resmi Gazete’de piyasaya çıkan Maden İş Yerlerinde İş Sağlığı, Güvenliği Yönetmeliğine dayanılarak hazırlanmıştır.

Sayıştay’ın 2019’da hazırladığı raporda, olası risklere karşı genel bir yaklaşımda bulunulmuştur. “Kurum Degaj Yönergesi hükümlerinin titizlikle uygulanması gerekmektedir” ifadesi, tespit değil bilgilendirme amaçlıdır.

Kurumun bu kapsamdaki tüm işlemleri Emek verme Bakanlığı İş Teftiş Kurumu ve MAPEG ekiplerince denetlenmekte ve titizlikle takip edilmektedir. Sayıştay’ın belirttiği Kurum Degaj Yönergesi’ne tam uyumla, madencilik faaliyetleri yürütülmektedir.

4. Türkiye‘nin 92 Mülteciye Fena Muamelede Bulunmuş olduğu İddiası

Toplumsal medyayı dezenformasyon yayma aracı olarak kullanan Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarachi’nin, “Türkiye’nin 92 mülteciye fena muamelede bulunmuş olduğu” iddiası, doğru değildir. Öte taraftan Yunanistan’ın mültecilere yönelik insanlık dışı muamelesi, belgelerle sabittir.

İnsan hakları ve yardım kurumlarının hazırladığı raporlarda, AB ülkelerinin yırtıcı engelleme şekilleri sebebiyle minimum 2 bin mültecinin öldüğü ifade ediliyor.

Yunanistan’da etkinlik gösteren sivil cemiyet kuruluşu Legal Centre Lesvos, Yunanistan’ın insanlık dışı uygulamalarını AİHM’e taşıdı. AİHM, sığınmacı botlarını batıran Yunan güçlerinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. ve 3. maddelerini ihlal ettiğine karar vererek, Yunanistan’ın işkence ve katliamlarını tescilledi.

AB Yolsuzlukla Savaşım Ofisi (OLAF) Raporuna gore, Yunan sahil güvenliği göçmenleri Türk kara sularına insanlık dışı yöntemlerle geri itiyor. AB’nin dış sınırlarının korunmasından görevli kurumu Frontex’in ise, Yunan güçlerinin bu yasa dışı faaliyetlerini örtbas ediyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün, 2021 Yunanistan Raporunda da Yunan güçlerinin mültecilere yönelik fena muamelesine geniş yer verildi. Rapora gore Yunan makamları, göçmenlere yönelik fena muameleyi araştıran grupları rahatsız etme etmek ve korkutmak için cezai soruşturmaları kullanıyor.

Yunan güçleri tarafınca giysileri çıkarılarak geri itilen mültecilerden bazıları donarak yaşamını yitirdi. Türkiye’nin insani çabalarıyla kurtulan sığınmacılar ise, Yunan güçlerinin işkencelerini; kıyafetlerinin, paralarının ve telefonlarının alındıktan sonrasında Türkiye’ye doğru geri gönderildiklerini birçok kez anlattılar.

Kan donduran görüntüler dünya kamuoyunu ayağa kaldırırken, Yunan makamları vahşetin önlenmesi için herhangi bir çaba sarf etmedi. Yunanistan, internasyonal toplumun baskısının artmasıyla, yaşanmış olan vahşetin sorumluluğundan kaçmak için, dezenformasyon yaymaktadır.

5. “Hakkaniyet Bakanlığı Çocuk İstismarı Verilerini Gizliyor” 

“Hakkaniyet Bakanlığı çocuk istismarı verilerini 6 senedir gizliyor” iddiası doğru değildir.

Hakkaniyet Bakanlığınca her yıl piyasaya çıkan Adli İstatistikler kitabında, evlatların istismarı da dahil olmak suretiyle kabahat ve cezalara dair veriler yer verilmiştir. Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce hakkaniyet istatistiklerine ilişkin veriler, UYAP Bilişim Sistemi ile Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Başkanlığı, Danıştay Başkanlığı şeklinde paydaş kurumlardan toplanmaktadır.

Bu verilerle üretilen istatistikler, tablo ve grafik haline getirilerek, her yıl kamuoyunun dikkatine sunulmaktadır.

6. ‘’Muhtarlar Nüfus Kaydında Yabancıları Usulsüz Kaydediyor’’

Bir tv programında geçen, “Muhtarlar nüfus kaydında yabancıları usulsüz kaydediyor” iddiası, doğru değildir.

5490 sayılı kanunla, 2006 yılından beri muhtarların adres kayıt işlemleri ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

Devletimizde yurttaşlarımızın ve yasal statüde bulunan yabancıların tüm adres tescil işlemleri Nüfus Müdürlükleri ve İl Göç İdaresi Müdürlükleri tarafınca yürütülmektedir.

7. “WhatsApp Okundu Bilgisi” 

“WhatsApp okundu bilgisi” ile ilgili, bazı toplumsal medya hesaplarından paylaşılan iddialar, doğru değildir.

WhatsApp’ın “okundu bilgisi” onay işaretleri, WhatsApp Yardım Merkezi’nde belirtildiği gibidir.

WhatsApp uygulamasında 3 onay işareti söz mevzusu değildir, bu şekilde bir uygulama yoktur.

8. Niğde’de Bir Kız Öğrencinin Rahatsızlık Edilip Bıçaklı Saldırıya Uğramış olduğu İddiası

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesinde, bir kız öğrencinin rahatsız etme edilip bıçaklı saldırıya uğramış olduğu iddiası doğru değildir. 

Üniversite talebesi genç kızın iddiası üstüne polis ekipleri, Acil Davet Merkezi’ne gelen suç duyurusu saatindeki {güvenlik kamerası} kayıtlarını mercek altına almıştır.

Ortalama 120 kamera kaydının taranmasının peşinden herhangi bir saldırı gerçekleşmediği tespit edilmiştir.

Saldırıya uğradığını iddia eden genç kız, sözlü ve yazılı ifadesinde, üniversitede okumamak ve ailesinin yanına dönmek için bu senaryoyu ürettiğini itiraf etmiştir.

9. “Tunceli’de Beş Tane Portatif Wc için Resmi Açılış Töreni Düzenlendi”

Bazı basın yayın organlarında yer edinen ve toplumsal medya hesaplarından paylaşılan, “Tunceli’de beş tane portatif wc için resmi açılış töreni düzenlendi” iddiası doğru değildir.

Görüntüler, Tunceli’de yıl içinde yapımı tamamlanan 15 milyon TL tutarındaki tarımsal sulama projelerinin, hayvan içme suyu tesislerinin, mera ıslah projelerinin, mera ve yayla yolu projelerinin tanıtımı ile, tamamlanan projelerin temsili açılışına aittir.

Program dahilinde, yaylalarda üreticilerin yaşamını kolaylaştıracak taşınabilir yaşam konteynerlerinin Tunceli Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğine teslimi de gerçekleştirilmiştir.

Konteynerlerin teslimi esnasında çekilen görüntüler çarpıtılarak, “wc açılışı” şeklinde servis edilmiştir.



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam engelleyici kullandığınız görülüyor

HAKANSEYHAN.com reklamlarla desteklenen bir sitedir. Sitemizde gezintiye devam etmek için lütfen reklam engelleyiciyi kapatın.