Dünyanın En Azılı 3 Seri Katili

Bugüne dek onlarca filme, diziye ve belgesele mevzu olmuş, dünyanın en acımasız ve en yırtıcı seri katilleri Ted Bundy, Karındeşen Jack ve Zodiac katilinin kan dondurucu detaylarını anlattık.
Bazı seri katiller acımasızlıklarıya, öldürdükleri insanlarla ve öldürme yöntemleriyle bir adım öne çıkmış, yalnız bulunmuş olduğu bölgeye değil tüm dünyaya korku salmış insanoğlu olarak bir zamanlar aramızda yaşıdı.
Ikimiz de dünyanın en acımasız, en yırtıcı üç insanı olarak adlandırılan, hayatları her boyutlarıyla incelenmiş Ted Bundy, Karındeşen Jack ve Zodiac katilinin yaptıklarına daha yakından bakmak istedik. Yazımıza, dünyanın en acımasız katili olarak kayıtlara geçen, yakalandıktan sonrasında kendisinin avukatlığını yapmış Ted Bundy ile başlıyoruz.
100’den fazla hanımı acımasızca öldüren Ted Bundy
Listemizin ilk esnasında, ABD’nın hatta dünyanın ilk seri katili olarak kayıtlara geçen Ted Bundy bulunuyor. Bundy’nin vahşet dolu öyküsünü birçok insan esasen biliyor sadece biz Ted Bundy adını ilk kere duyanlar için, olayların üstünden yeniden geçmek istedik.
24 Kasım 1946 senesinde doğan Theodore Robert Bundy, ABD’nin çeşitli yerlerinde bayanları öldürmüş, bazılarına öldürmeden ilkin saldırı de etmiştir. Yakalandıktan sonrasında verdiği ifadede 1974 – 1978 yılları aralığında 36 hanımı öldürdüğünü itiraf etse polis ve FBI, Bundy’nin 30’dan oldukça daha çok, 100’e yakın katliam işlediğini söylemiştir.
Bundy’nin çocukluk ve gençlik yıllarını oldukça fazla irdeleyerek süre yitirmek istemiyoruz. Yalnız sıkıntılı bir erişkinlik süreci geçirdiğini, gayrimeşru bir çocuk olduğundan toplumdan damgalanarak büyüdüğünü belirtmekte yarar var. Bir de meydana getirilen açıklamalara nazaran Bundy, antidepresan ilaçları alan bir babaanne ve mahalledeki kedileri kuyruklarından sallayacak kadar deli bir büyükbaba ile beraber büyümek zorunda kalmış.
Katliam işlemeye ne süre başladığı tam olarak bilinmiyor
Bundy’nin hanım cinayetlerine ne süre başladığı tam olarak bilinmiyor, kendisi de yakalandıktan sonrasında ilk cinayetlerine dair informasyon vermeyi reddetmiş. Kayıtlara geçen resmi verilere nazaran Bundy, ilk cinayetini 27 yaşlarındayken işlemiş.
1974’lü yılların ortasına doğru her ay minimum bir üniversiteli kız kaybolmaya başlamıştı ve yitik kızlardan tekrar haber alınamıyordu. Sayıların artmasıya beraber dedektifler vakaya el atmış sadece kaybolan kızlar içinde hiçbir bağlantı kurulamamıştı. Ortada somut bir kanıt yoktu sadece kaybolan kızların hepsi güzel, genç ve üniversiteye giden profillerden oluşuyordu.
Toplamda 6 kadının kaybolduğu o dönemlerde latife şeklinde bir durum söz mevzusuydu. Bundy, bir taraftan katliam işlerken bir taraftan da bu cinayetlerin bulunması için oluşturulmuş Kabahat Önleme Danışma Komisyonu ve Acil Durum Hizmetleri’nde çalışıyordu. Şu demek oluyor ki polis ve dedektiflerin aramış olduğu suçlu, derhal yanıbaşlarında duruyordu.
Bayanları öldürmek için kullandığı yöntemler, bambaşka bir boyut aldı
Daha ilkin de belirttiğimiz şeklinde resmi olarak olmasa da Bundy’nin 100’den fazla işlediği katliam bulunuyordu sadece vakaları daha da korkulu bir boyuta taşıyan bayanları öldürme tekniğiydi.
Bundy’nin yakalandıktan sonrasında verdiği ifadelere nazaran cinayeti işleme sebebinin arkasında haiz olma duygusu yatıyordu. Demir çubuklarla, keskin silahlarla bayanların cinsel organına zarar veriyor, ya öldürdükten sonrasında ya da öldürmeden ilkin hanımefendilere saldırı ediyordu. Bu sebepten dolayı Bundy yalnız tecavüzcü ve katil değil, bununla beraber nekrofili olarak nitelendiriliyordu.
Kurbanlarını çoğu zaman buz kıracağı, levye, metal boru ve hanım çorabı ile öldüren Bundy, sonrasında kurbanlarını kimi zaman olduğu şeklinde gömüyor, kimi zaman de saçlarını tarıyor ve suratlarına makyaj yapıyordu. Hatta kimi zaman öldürüp bir yere attığı hanımefendilere bir süre sonrasında geri dönüyor, makyajlarını ve saçlarını tekrardan düzenleyerek hayatına hiçbir şey olmamış şeklinde devam ediyordu.
Yakalandıktan sonrasında kendi avukatlığını yapmış oldu
Fotoğrafın sağında, Ted Bundy’nin idam cezasına çarptırıldığını öğrendiği an
Ted Bundy’nin elinden kaçmayı başaran tek hanım Carol DaRonch, Bundy’nin yakalanmasına sebep olan isim olarak kayıtlara geçiyor. Bundy’den kaçtıktan sonrasında polise gidip azılı katilin eşgalini verdikten sonrasında Bundy polis tarafınca yakalanıyor ve adam kaçırmadan 15 yıla kadar hapsi isteniyor.
Polis ve dedektifler, Bundy’yi tam olarak bir seri katil olarak tanımlayamıyor bundan dolayı katliam sonrasında bırakılan deliller Bundy’nin suçlu bulunması için kafi olmuyor. Sadece adam kaçırmaktan Bundy’nin 15 yıl ceza yemesi, öteki cinayetlerin bulunması için de kafi oluyor.
Ted Bundy, adam kaçırmaktan yargılandığı dönemde hapisten tam iki kere kaçmayı başarmış, ikinci kaçışında kendine otel odasında yeni bir yaşam kurmuştu. Sadece öldürme dürtülerine hakim olamayınca yeniden katliam işlemeye devam etmiş ve bu da Bundy’nin tüm kafi delillerle beraber yakalanmasına sebep olmuştu.
Bundy, uzun seneler devam eden dava sürecinde hiçbir süre avukat istememiş, hukuk fakültesinden {mezun olduğu} için kendi avukatlığını kendisi yapmıştı. Hatta bu mevzuda o denli iyiydi ki idam cezasını 10 yıl erteletmeyi başardı.
Onlarca hanımı öldürmekten ve tecavüzden yargılanan Ted Bundy, hak ettiğini seneler sonrasında bulmuş olsa da 23 Ocak 1989 senesinde, vücuduna 2000 volt elektrik verilerek idam edildi.
Ted Bundy’nin yaşamını mevzu alan yapımlar:
- Bir Katilin İfadeleri: Ted Bundy (2019)
- Extremely Wicked, Shockingly Evil and Vile (2019)
- Yanımdaki Yabancı (2003)
- Ted Bundy (2002)
Yalnız yaşam hanımlarını hedef alan Karındeşen Jack
Yalnız Londra’nın değil, tüm dünyanın görmüş olduğu en yırtıcı katillerden birisi olan Karındeşen Jack, 1880’li yılların Londra’sında terör estirmiş ve kim olduğu hala çözülememiş bir seri katil. Kim olduğu bilinmediği için de iyi mi bir çocukluk geçirdi, öldürme sebepleri nelerdi hala bilinmiyor sadece Karındeşen Jack’in öldürme yöntemlerine baktığımız süre kendisinin ileri derecede bir sosyopat bulunduğunu idrak etmek {hiç de} zor olmuyor.
Karındeşen Jack’in işlediği cinayetler, çoğu zaman Londra’nın ücra ve gecekondularla dolu bir semti olan Whitechapel’de gerçekleşti. Kabahat ve ölüm oranı bu bölgede son aşama yüksekti sadece Jack’in cinayetleri, Whitechapel’e bambaşka bir boyut getirdi.
Kati olarak Karındeşen Jack’e ilişik olduğu kabul edilen 5 değişik hanım cinayeti bulunuyordu sadece gene aynı yörelerde olmasına karşın Jack’e ilişik olduğu resmi olarak doğrulanmamış onlarca katliam daha vardı. Bu kurbanların neredeyse hepsi yaşam hanımlarından oluşuyordu ve çoğu zaman Whitechapel bölgesinde yaşıyorlardı.
Jack’in öldürdüğüne kati olarak bakılan bayanların adı sırasıyla şu şekildeydi; Mary Ann Nichols, Annie Chapman, Elizabeth Stride, Catherine Eddowes, Mary Ann Nichols ve Mary Jane Kelly bulunuyordu. Vahşet içinde bulunan cesetler, Karındeşen Jack’in tüyler ürperten öldürme tekniklerini ortaya çıkarmış oldu.
Jack, kurbanlarının organlarını ustalaşmış bir halde kesiyordu
Jack’in hakikaten de karakteristik sayılabilecek şekilleri bulunuyordu. Kurbanlarına arkadan kurnaz bir halde yaklaşan azılı katil, en önce kafalarına çekiçle vuruyor, sonrasında organlarını ve uzuvlarını özenle kesmeye başlıyordu. Sadece Jack’in ardında bıraktığı ilk hanım cesedi bu şekilde değildi.
Bulunan ilk hanım Mary Ann Nichols, boynu yırtıcı bir halde kesilmiş ve bazı organları tamamlanmamış bir halde bulunmuştu. Vaka yerine intikal eden polisler Mary Ann’in otuz dakika ilkin öldüğünü tespit edince katilin hala yakında olabileceğini düşünerek katil için bölgede arama başlatmış sadece herhangi bir netice alamamıştı.
Sonradan bulunan cesetlerde kurbanın rahmi yırtıcı sadece bir o denli da ustalaşmış bir halde çıkarılmıştı. Polis, kesiklerin son aşama temiz bulunduğunu ve bu biçim kesiklerin yalnız anatomi bilgisi olan birisi tarafınca açılabileceğini dile getirmişti.
Aynı gecede iki katliam
Jack’in hekim olabileceği belirlendikten sonrasında polis, art arda gelen cinayetlerden son aşama rahatsız olan Londra halkını sakinleştirebilmek için katili yakalamaya oldukça yakın olduklarını açıklamıştı. Jack’in bizzat kendisinden gelen mektup ise durumun tam tersini gösteriyordu.
Jack, mektupta şu ifadelere yer vermişti; “Sevgili patron, polisin beni yakalamaya ne kadar yaklaştıklarını söylediklerini duyup duruyorum fakat hemen hemen beni tespit edemeyecekler. Oldukca akıllı görünmeye çalışmalarını devamlı doğru yolda olduklarını dile getirmelerini hakikaten gülünç buluyorum. Bilhassa deri önlük hakkında latife tam olarak beni yansıtıyordu. Yaşam kadınlarının yaşamasına karşıyım ve hayatım süresince onları deşmeye devam edeceğim. Bundan önceki cinayetim hakikaten de oldukça iyiydi. Kadının bağırmasına bile izin vermeden işi bitirebildim.
Beni iyi mi yakalayabilirler ki? Yaptığım işi seviyorum ve de bunu halletmeye devam edeceğim. Kısa sürede beni türlü oyunlarla yeniden göreceksin. İşten arta kalan kanı bir şişe içinde biriktirdim ve mürekkep olarak kullanmaya başladım. Sadece kan durdukça kalınlaşmaya başladı ve yazmak giderek zorlaşıyor. Bir dahakine kadının kulaklarını kesip sırf birazcık eğlenebilsinler diye polise göndereceğim. Bu mektubu bir sonraki cinayetimi kusursuz planlarla işleyene kadar saklayın. Bıçağım o denli parlak ve keskin ki ilk fırsatta işe geri dönmek için can atıyorum. Bolca talih, saygılar, Karındeşen Jack.”
Jack’in yollamış olduğu bu mektup, ilk başta kamuoyu ile paylaşılmadı sadece ilerleyen dönemlerde durumun ciddiyetini koruduğunu belirtmek için polis, mektubu Londra halkı ile paylaşmak mecburiyetinde bırakıldı.
İlk mektubun arkasından 3 katliam daha işlendi
Sonraki günlerde başka bir karı, Jack’in vahşet dolu cinayetine kurban gitti. Gene Whitechapel bölgesinde Elizabeth Stride isminde, hemen hemen yeni ölmüş bir karı cesedi bulunmuş oldu. Elizabeth Stride’ın ölümü öteki hanımefendilere pek benzemiyordu. Boynundaki kesik son aşama amatörce yapılmıştı ve herhangi bir organ vücuttan çıkarılmamıştı. Polis, Jack’in hanımı öldürmüş olduğu sırada başka birisinin görmüş olabileceğini bu yüzden de telaşlı bir halde davranmış olabileceğini düşündü.
Stride’ın cesedi incelenirken bir sokak ötede başka bir karı cesedi bulunmuş oldu. Bu hanım cesedi de Catherine Eddowes isminde 3 aylık hamile bir yaşam hanımına aitti. Jack, bundan önceki kurbanında yapamadığı şeylerin acısını çıkarır şeklinde Catherine’ın vücudunda kesilmedik yer bırakmamıştı. Hem üreme organı hem de sol böbreği vücudundan alınmıştı.
Karındeşen Jack, son cinayetini 9 Kasım’da gerçekleştirmiş oldu. Mary Jane Kelly adındaki kurban, organları dışarı çıkarılmış ve kalbi tamamlanmamış bir halde bulunmuş oldu. Daha sonrasında gene Whitechapel civarında gerçekleşen birçok katliam olsa da hiçbir kurban detaylarını verdiğimiz 5 hanım şeklinde direkt Karındeşen Jack ile ilişkilendirilemedi.
Ortalama 200 yıl sonrasında meydana getirilen DNA testi
Sağdaki çizimin Aaron Kominski olduğu düşünülüyor
Karındeşen Jack’in kim olduğu hiçbir süre tespit edilemedi sadece katilin Yahudi bir kasap yada berber olabileceği şeklinde iddialar ortada dolaşıyordu. Dava 1892 senesinde kapatılmıştı ve o dönemden sonrasında tekrar ne Jackten haber alındı ne de öncekilere benzer bir katliam işlendi.
Seneler sonrasında kurbanlardan birine ilişik bir şalda DNA testi yapılınca, katilin berber Aaron Kominski olduğu ortaya çıkıyor. Tüm vakalar çözülmüş şeklinde görünse de bağlantıların hiçbir süre kati olarak kurulamaması ve Aaron’ın ortalama 200 yıl ilkin ölmesi, Karındeşen Jack’in kimliğindeki belirsizlikte bir değişim yaratamadı.
Karındeşen Jack ile ilgili yapımlar:
- Jack The Ripper: The London Slasher (2016)
- From Hell (2001)
- Jack The Ripper (1988)
Kendisine diğer tarafta köle ordusu yaratmaya çalışan Zodiac Katili
Listemizin son esnasında, gene kim olduğu tespit edilemeyen ve bugüne dek birçok film ve benzeri yapıma esin kaynağı olmuş azılı Zodiac katili bulunuyor. Zodiac, Karındeşen Jack’ten oldukça ondan sonra, 1960’lı yıllarda boy gösterdiği için bugün bile hala birçok araştırmaya doğal tutulan katliam serisinin altına imza atmış birisi.
Tıpkı Karındeşen Jack şeklinde Zodiac’ın da kim olduğu, iyi mi bir gençlik geçirdiği bilinmiyor, hatta yaşı bile tespit edilemiyor. Cinayetleri ve arkasından polise gönderilmiş olduğu şifreli mektuplarıyla malum Zodiac’ın bugüne dek tespit edilen onlarca cinayeti bulunuyor sadece bunlardan yalnız 7’si deliller yardımıyla Zodiac ile bağdaştırılıyor.
Zodiac’ın hedef almış olduğu kurbanlar çoğu zaman çiftlerden oluşuyordu sadece son kurbanı bir çift değil, taksiciydi. Zodiac, kurbanlarını öldürmek için çoğu zaman tabanca kullansa da 1969 senesinde öldürmüş olduğu Bryan Hartnell ve Cecelia Shephard’ı birçok yerinden bıçaklayarak öldürmüştü.
Zodiac, ilkin cinayetleri işliyor arkasından katliam mahalline yakın bir telefon kulübesinden polisi arayarak kendi kendini suç duyurusu ediyordu. Polisi her arayışında, bundan önceki cinayeti için psikopat bir halde kendisine övgüler yağdırıyordu. Polis birçok değişik telefon kulübesinden DNA testi yapsa da alınan örnekler önceki kayıtlarla uyuşmadığı için hiçbir kanıt elde edilemiyordu.
“Mektuplarımı yayınlamazsanız daha çok insan ölür”
Zodiac’ın polise gönderilmiş olduğu ve şifreleri bir türlü çözülemeyen mektuplardan bir çok kişinin haberi vardır. Zodiac, bundan önceki cinayeti hakkında detaylı informasyon vermek için gazetecilere mektup yazmaya, 408 sembolden oluşan şifreli bir mesajla beraber bu mektupları göndermeye başladı. Zodiac, gönderilmiş olduğu ilk mektupta gazetecilere bu mektubu yayınlamak zorunda olduklarını, yoksa 1 hafta içinde birden fazla katliam işleyeceğini yazmıştı.
Zeka mevzusunda son aşama iddialı olan Zodiac resmen insanlara bu şifreyi çözmeleri için yalvarıyordu, hatta kendi yazdığı gizyazı çözülürse teslim olacağını bile söylüyordu. Tahmin edileceği suretiyle Zodiac’ın yazdığı mektuplar ilk başta çözülemedi, ondan sonra 1968 senesinde ilk mektup deşifre edilse de katile dair bir veri elde edilemedi.
Kurbanlarının diğer tarafta köleleri olacağına inanıyordu
Zodiac’ın 1960’lı yıllarda çözülen mektubu katil hakkında detaylı bir informasyon vermese de öldürme isteğinin arkasında yatan motifi anlatmaya yetiyordu. Zodiac katili, öldürmüş olduğu her kurbanın diğer tarafta kölesi olacağına, kimliği açığa çıkarsa kimsenin ona kölelik etmeyeceğine inanıyordu.
Jack ve Bundy şeklinde vahşet dolu öldürme yöntemlerini tercih etmedi
Daha ilkin de belirttiğimiz şeklinde Zodiac, kurbanlarını öldürmek için yalnız tabanca ve bıçak tercih etti ve bununla beraber kayıtlara nazaran herhangi bir saldırı girişiminde de bulunmadı. Zodiac’ın güvenli olmak istediği tek şey, kurbanlarının ölmüş olmalarıydı. 1969 yılının 4 Temmuz gecesinde Darlane Ferrin ve Michael Magau çiftine silahla birkaç el ateş etti, daha sonrasında Magau’nun sesini duyunca öldüğünden güvenli olmak için geri dönerek masum adamı yeniden vurdu.
Bugüne dek Zodiac’ın kim olduğu hala bulunabilmiş değil, yetkililerin elinde olan tek şey, gözlüklü bir insanın robot çizimi. Zodiac’ın kim olduğu ve mektuplarında ne anlatmaya çalmış olduğu, bugün bile akılları karıştıran bir sır olmaya devam ediyor.
Zodiac katili ile ilgili bazı yapımlar:
- The Zodiac Killer (1971)
- The Zodiac (2005)
- Zodiac (2007)
- Curse of the Zodiac (2007)
Kaynak 1, Kaynak 2, Kaynak 3, Kaynak 4, Kaynak 5, Kaynak 6