Düzce Depremi Sonrası Celal Şengör’den Korkutan Uyarı

Düzce’de gece saat 04.08’de gerçekleşen ve Bu 6,1 büyüklüğünde ölçülen deprem, merkezinin bir tek 6,5 kilometre derinlikte olması sebebiyle pek fazlaca şehirde hissedildi.

Depremin peşinden bölgede planlı elektrik ve doğalgaz kesintileri yapılmış oldu, buna bağlı olarak web erişiminde de sıkıntılar yaşandı. Deprem uzmanlarının Twitter’da açıkladıkları bilgileri ve ileriye yönelik değerlendirmelerini derledik.

Prof. Dr. Celâl Şengör, kötüye işaret etti: İstanbul depremi daha yakın olabilir!

Fatih Altaylı’ya konuşan Prof. Dr. Celâl Şengör, deprem hakkında öteki uzmanlardan değişik bir yönde açıklama yapmış oldu. Şengör’ün açıklamaları şu şekildeydi:

“Bu deprem müthiş fena bir haberdir. Bu deprem Şimal Anadolu fayının hareketinin tüm jeologlar tarafınca tam olarak anlaşılamadığının göstergesidir. 22 yıl içinde Düzce’de ikinci bir deprem bu. Oysa hepimiz Düzce’nin gerilimini boşalttığını ve uzunca bir süre ciddi bir deprem olamayacağını düşünüyordu. Öyleki olmadığını gördük.

Bunun anlamı şu: İstanbul depremi bayağı yakınlaşmış. Stres birikimi had safhaya yaklaştı.

Naci Görür’ün söylediği doğru. Bolu Dağı’na doğru da bir deprem bekleyebiliriz. Fakat orada 1944 senesinde bir deprem oldu. Stres var fakat fazlaca büyük bir depreme yol açacak kadar değil.

Aslolan stres birikimi Batı’ya doğru oldu. Şu demek oluyor ki Adapazarı, Gölcük ve İstanbul.

Celâl Şengör, Fatih Altaylı ve tüm İstanbul’luları da şu şekilde uyardı:

“İstanbul’u bir kez daha uyarıyorum. Ve bir ihtimal bundan sonrasında bir kez uyarma fırsatımız dahi olmayabilir. Sana tavsiyem İstanbul’dan, kent içindeki evinden taşın. O denli hazırlıksızız ki, bir doğalgaz boru hattının kırılması bile yeter. Taşın zira Fatih’siz bir yaşam istemiyorum.”

Dr. Ramazan Demirtaş, Düzce’deki son deprem ve artçıların 1999 depremi ile bağlantısını şöyleki açıkladı:

Prof. Dr. Naci Görür de Demirtaş’ın görüşünü destek sunar özellikte Düzce’nin güvenli olduğu yönünde bir açıklama yapmış oldu, sadece komşusu Bolu’yu riskli olarak gördüklerini belirtti:

Prof. Dr. Erçin Kasapoğlu “Batıda bir depremi beklemek durumundayız” dedi ve son dönemdeki depremlerin temel sebebini açıkladı:

Katılmış olduğu NTV canlı yayınında Türkiye’nin güneydoğusunda bulunan Arap Plakası’nın yukarı yönlü hareketleri sebebiyle sıkıştığını, bu sebeple Anadolu’daki fay hatlarının tetiklendiğini dile getiren Kasapoğlu, “Bu deprem ile boşalan enerji Şimal Anadolu fay hattını baskı altına alacaktır ve stres, gerilim riski oluşturacaktır. O nedenle, inşallah olmaz fakat batıda da bir depremi beklemek durumundayız.”

“Bu beklenen İstanbul Depremi’nin öncüsü değil”

Sözcü’ye açıklamalarda bulunan İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziyadin Çakır “İstanbul depremini tetikleseydi depremden sonrasında derhal etkilerdi.” açıklamasında bulunmuş oldu ve ekledi:  “Hem bina yapılarını hem bölgenin zemini biliyoruz. Kaya zeminlerde binalara bir şey olmuyor, organik dolgu doğrusu çakıl, kumla kaplı dere kenarları bu şekilde dolgu olduğundan burada 6’lık deprem, 7 şeklinde hissediliyor. Bundan dolayı daha büyük bir hasar veriyor.”

Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise “Bu minimum 1 hafta 10 gün sürebilir.” diyerek hazırlıklı olmak icap ettiğini beyan etti ve beklentilerini şöyleki sıraladı:

“Buna hazır olmak gerekiyor. Duymak ve yıkım aynı şey değil. Şimdiye kadar negatif bir Haber yok. Bundan sonrasında da eğer olmazsa bunu bu şekilde atlatmış olabiliriz. Bu deprem gerçeğinden kurtulmamız anlamını taşımıyor. Bu beklenen İstanbul deprem öncüsü değil. Biz Marmara’da 7 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz. Daha doğuda.”

“17 Ağustos’taki depremin en doğu ucunda kalan kısım kırılmış oldu.”

İTÜ Öğretim Üyesi Okan Tüysüz ise bu depremin hem sürpriz sayılabileceğini hem de aslen 17 Ağustos sonrasında beklendiğini beyan etti:

“17 Ağustos’taki depremin en doğu ucunda kalan kısım kırılmış oldu. Bu tetiklenmiş bir deprem olarak varsayılabilir. Bölgede daha büyük bir deprem beklentimiz yok. 6 büyük bir deprem. Hatırlayacak olursanız, Düzce deprem olduğu süre İstanbul fazlaca sallanmıştı. Sığ olması, yerin fena olması ve depremin büyüklüğü dikkate alındığında birçok ilde hissedilmesi muhtemeldir.”