Gelecek haftanın piyasa takvimi: Hangi veriler takip edilecek?

Küresel hisse piyasaları, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 22 senenin arkasından ilk kez 50 baz puan faiz artırdığı haftada karışık bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler başta ABD olmak suretiyle açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi.
ABD’deki enflasyon endişesi varlık fiyatlarında etkili olmayı sürdürürken, piyasalarda oynaklık artmaya devam ediyor.
ABD’de yüzde 8,50 ile son 41 senenin en yüksek seviyesine çıkan enflasyon, Fed’i 2000’den bu yana ilk kez 50 baz puanlık faiz artırımına yönlendirdi. Fed böylece siyaset faizini yüzde 0,75-1,00 aralığına yükseltti.
Fed’den meydana getirilen açıklamada, enflasyonun, salgınla ilgili arz ve talep dengesizliklerini, yükselen enerji fiyatlarını ve daha geniş fiyat baskılarını yansıtır şekilde yüksek kalmaya devam etmiş olduğu kaydedilerek, uzun solukta yüzde 2 enflasyon ve maksimum istihdamın elde edilmesinin hedeflendiği, para politikası duruşunun ise uygun şekilde sıkılaştırılmasıyla enflasyonun yüzde 2 hedefine dönmesi ve iş gücü piyasasının kuvvetli kalmasının beklendiği ifade edildi.
Fed’in ek olarak 1 Haziran’da bilançosunu küçültmeye başlamış olacağı belirtilen açıklamada, ilk etapta gömü tahvillerinde aylık 30 milyar dolar ve ipoteğe dayalı menkul kıymetlerde 17,5 milyar dolar azaltılacağı kaydedildi.
Açıklamada, ilk 3 ayın arkasından bilanço küçültmede aylık miktarın gömü tahvilleri için 60 milyar dolar ve ipoteğe dayalı menkul kıymetler için 35 milyar dolara yükseltileceği aktarıldı.
Fed Başkanı Powell ise bankanın gelecek birkaç toplantısında 50 baz puanlık ilave faiz artışlarının masada olması icap ettiğini beyan etti.
Faiz oranında 50 baz puandan yüksek bir artışın olup olmayacağına ilişkin sual üstüne ise Powell, “75 baz puanlık artış, Komitenin etken olarak düşündüğü bir şey değil.” dedi.
Çarşamba günü Fed’in siyaset sonucu ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarıyla yüzde 3’ten fazla kıymet kazanan ABD hisse piyasaları, perşembe günü ise Fed’in enflasyonu önlemekte zorlanabileceği endişesi ile kazançlarının tamamını iade etti.
Analistler, Fed’in faiz artışında geç kalmış olabileceği korkusunun dün meydana gelen fiyatlamalarda etkili bulunduğunu kaydederek, söz mevzusu durumun satış baskısını derinleştirdiğini bildirdi.
Söz mevzusu endişelerle tahvil piyasalarında da etkili olan satış baskısıyla ABD’nin 10 senelik tahvil faizi dün yüzde 3,10’la Kasım 2018’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Altının ons fiyatı ise düşüş eğilimini üçüncü haftaya taşırken, haftayı yüzde 0,8 düşüşle 1.883 dolardan tamamladı.
ABD hisse piyasalarında düşüş eğilimi durulmuyor
ABD’de hisse piyasaları düşüş eğilimi üst üste beşinci haftaya taşırken, bu durum S&P 500 endeksi için 2011’den ve Nasdaq endeksi için ise 2012’den bu yana en uzun düşüş serisine işaret ediyor. ABD’de enflasyon baskısı piyasalarda ana risk unsuru olmayı sürdürürken, gözler gelecek hafta çarşamba günü açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verisine çevrildi.
Haftanın son işlem gününde açıklanan istihdam raporu verilerine bakılırsa ziraat dışı istihdam nisanda 428 bin artarak beklentileri geride bıraktı.
Analistler, söz mevzusu verinin Fed’i daha şahin olmaya yönlendirebileceği endişesiyle risk iştahının azalmasında etkili bulunduğunu kaydetti.
Gelecek hafta açıklanacak enflasyon verilerinde uzun bir aradan sonrasında gevşemenin öngörüldüğünü belirten analistler, söz mevzusu verinin piyasalarda oynaklığı artırmasının ihtimaller içinde bulunduğunu kaydetti.
Söz mevzusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 0,21, Nasdaq endeksi yüzde 1,54 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,24 kıymet yitirdi.
9 Mayıs ile süregelen haftanın veri takviminde, pazartesi toptan stoklar, çarşamba gömü bütçe dengesi, perşembe Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve cuma Michigan Tüketici Itimat Endeksi verileri takip edilecek.
Avrupa’da gözler Lagarde’a çevrildi
Avrupa borsaları da ABD borsalarına paralel satış ağırlıklı bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde’ın çarşamba günü yapacağı açıklamalara ve Almanya’da açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi.
Avrupa’da İngiltere Merkez Bankası (BoE), hafta içinde siyaset faizini beklentiler doğrultusunda 25 baz puan artırarak yüzde 1’e yükseltti. Bankanın bu kararıyla ülkede siyaset faizi 2009 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaşmış oldu.
BoE’nin karar metninde, “Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin arkasından küresel enflasyonist baskılar keskin bir halde yoğunlaştı. Bu, dünya ve İngiltere gelişme görünümünde mühim bir bozulmaya yol açtı.” İfadelerine yer verildi. Banka bilanço küçültmesine ilişkin ise bir karar almadı.
Avrupa genelinde artan enflasyon baskısına rağmen ECB yetkililerinin sözle yönlendirmelerindeki şahin tonları yoğunlaşırken, gelecek hafta Lagarde’ın açıklamalarında para politikasının geleceğine ilişkin ipuçları aranacak.
Analistler, Rusya-Ukrayna savaşının ise hala Avrupa için başlıca risk unsuru olmayı sürdürdüğünü kaydederek, hafta kapanışına yakın bölgeden gelen haber akışının yoğunlaşmasının yatırımcılar içinde tedirginliği artırdığını bildirdi.
Avro/dolar paritesi düşüş eğilimini üstü üste beşinci haftaya taşıyarak işlem gününe taşıyarak haftayı önceki kapanışın derhal altında 1,0545’ten tamamladı.
Bu hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 2,08, Almanya’da DAX endeksi yüzde3 ve Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 4,22 kıymet yitirdi.
Gelecek hafta salı Almanya’da ZEW beklenti endeksleri, perşembe İngiltere’de Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYH) ve endüstri üretimi ile cuma Avro Bölgesi’nde endüstri üretimi verileri takip edilecek.
Asya’da Japonya pozitif ayrıştı
Asya tarafında bu hafta dinlence sebebiyle Çin ve Japonya piyasalarında haftanın büyük çoğunluğunda işlem gerçekleşmezken, piyasaların açık olduğu günlerde Japonya pozitif ayrışmayı başardı.
Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) güvercin tutumunu sürdürmesi küresel risk algısının hisse piyasalarına tesirini törpülemeye devam ederken, Çin’de devam eden yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını Çin için başlıca risk algısı olmayı sürdürüyor.
Çin’deki durumun küresel bazda enflasyon baskısına neden olabileceği endişesi de güçlenirken, Çin’in iktisat politikalarında beklentilere karşın gevşeme olmaması da yatırımcıların tedirginliğini artırıyor.
Yükseliş eğilimini dokuzuncu haftaya taşıyan dolar/yen paritesi, haftayı yüzde 0,6 artışla son 20 senenin en yüksek seviyesi olan 130,6’dan tamamladı.
Söz mevzusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,58 kıymet kazanırken, Çin’de Şangay bileşik endeksi yüzde 1,49 ve Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 5,16 kıymet yitirdi.
9 Mayıs ile süregelen haftanın veri takviminde, pazartesi Japonya’da BoJ tutanakları ve Çin’de dış tecim dengesi, çarşamba Çin’de TÜFE ve ÜFE ile perşembe Japonya’da dış tecim dengesi verileri takip edilecek.
BIST 100 endeksi küresel piyasalardan pozitif ayrıştı
Yurt içinde, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftanın son iki günü gerçekleşen işlemlerde küresel hisse piyasalarından pozitif ayrışmayı başardı.
Hafta içinde açıklanan verilere bakılırsa nisanda TÜFE aylık yüzde 7,25, senelik ise yüzde 69,97 arttı.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 1,16 artışla 2.458,72 puandan tamamlarken, Dolar/TL yüzde 0,68 kıymet kazanarak 14,9528’e çıktı.
Analistler, gelecek hafta salı günü Borsa İstanbul’da konsolide bilanço gönderimi için son gün bulunduğunu hatırlatarak, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.400 puanın destek, 2.500 puanın direnç olarak takip edileceğini kaydetti.
Gelecek hafta yurt içinde salı işsizlik, çarşamba gömü nakit dengesi ve cuma endüstri üretimi verileri takip edilecek.