Görme Bozukluğu Olanlar Dünyayı Nasıl Görüyor?

Sabahları uyanıp yeni bir güne başladığınızda çevrenizi buzlu bir camın arkasından gördüğünüzü hayal edin. Üstelik anlık bir durum da değil; gün boyu, aylarca hatta senelerce bu şekilde yaşamınıza devam etmek zorunda kalıyorsunuz.

Kulağa ürkütücü geldiğinin farkındayız. Peki yalnızca birkaç dakikalığına da olsa görme bozukluklarıyla yaşayanlarla empati kurmaya ne dersiniz?

Miyop: Göz küresinin, olması gerektiğinden daha uzun bir hale gelmesiyle beraber görüntünün retinanın önüne düşmesinin sonucudur.

Çevremizde, uzağı net görebilmek için gözlerini kısarak bakan insanoğlu görürüz. Kişinin istemsiz bir halde yapmış olduğu bu hareket onun muhtemelen miyop bulunduğunun sinyalini verir.

En yaygın görme bozuklukları içinde yer edinen miyop görme bozukluğuna haiz olanlar, uzaktan gelen otobüsün numarasını seçmekte ya da televizyonda film izlerken alt yazıları okumakta zorlanabilir. Durum ciddileştikçe kısaca kişinin miyop derecesi arttıkça net görebileceği mesafe ise giderek kısalır.

Hipermetrop: Göz küresinin kenarlardan birazcık basık bir durum almasıyla beraber görüntünün retina arkasında oluşmasının sonucudur.

Bilhassa belirli bir yaştan sonrasında anne-babalarımızın kitap okurken yada teknolojiye adapte olmuşsa toplumsal medyada dolaşırken bakmak istediği şeyi uzaklaştırarak okumaya çalıştığına tanık oluruz. Hipermetrop hastaları, miyop olanların aksine yakını görmekte zorlanırlar.

Sadece düşünülenin aksine hipermetrop yalnızca yaşla birlikte görülmeye başlanan bir görme bozukluğu çeşidi değil, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilecek bir göz kusurudur. Dışbükey mercekler kullanılarak tasarlanan gözlükler ve kontakt lenslerle kişinin görme konforu arttırılabilir.

Astigmat: Gözün ön kısmında bulunan korneanın bakışımlı olmaması durumudur.

Dışa kavisli, oval bir yapıya haiz olan korneada ışığın kırılarak retina üstünde görüntü oluşturduğunu lise bilgilerimizden hatırlıyoruz. Astigmatta ise korneada kırılan ışık birden fazla noktaya düşer. Peki ya bunun sonucunda astigmatı olan biri nasıl görür?

Çoğunlukla genetik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan astigmatta şahıs nesneleri net bir halde seçemez, bulanık hatta çift görür. Miyop ve hipermetropla beraber görülebilen bu görme kusurunun tesirleri, gözlük yada kontakt lens yardımıyla giderilebilir.

Sarı Nokta (Makula Dejenerasyonu): Gözün arka kısmında bulunan ve görüntüyü algılayan kısım retinada bulunan, bununla birlikte en net görüntünün oluştuğu merkez nokta makulanın dejenerasyonu sonucunda meydana gelir.

Sarı nokta hastalığına haiz kişilerde görme kaybı görme alanının odak noktasında adım atar ve süre içinde oradaki hücrelerin azalmasıyla beraber görme alanı kısıtlaması kenarlara doğru yayılır.

Tamamen bir körlük söz mevzusu olmasa da hastaların yaşam standardını ciddi bir halde düşüren bu hastalık bilhassa ileri yaşlarda kendini göstermeye adım atar. Kati bir tedavi yöntemi bulunmayan sarı nokta hastalığı öteki adıyla makula dejenerasyonunda kişilerin yaşam kalitesinin arttırılması için bazı yan tedaviler uygulanmaktadır.

Katarakt: Görüntünün retina üstüne düşmesini elde eden göz merceğinin çoğu zaman yaşla beraber saydamlığını yitirmesi sonucunda oluşan bir görme rahatsızlığıdır.

Katarakt olan kişiler, buzlu bir cam arkasından bakıyormuş şeklinde gördüklerini söylerler. Bazılarına gore göz hastalığı olarak kabul edilen katarakt, bazı doktorlara gore yaşlanmanın bir sonucudur.

Rahatsızlığın başlarında renklerde cansızlaşma, hafifçe bulanıklaşma görülür ve süre içinde görme kalitesi azalır. Gelişmiş cerrahi operasyonlar yardımıyla büyük seviyede iyileşme sağlanabilir.

Diyabetik Retinopati: İsminden de anlaşılabileceği şeklinde şeker hastalarında görülen, gözdeki damarların ve sinirlerin zedelendiği bir göz hastalığıdır.

Genel olarak diyabet kısaca şeker hastalığı, sinirleri ve damarları ciddi anlamda etkisinde bırakır. Diyabetik retinopatide, gözde damarlar ve sinirlerin bulunmuş olduğu bölge olan retina hasar görür.

Lazer tedavisi ile hastanın yaşam kalitesi büyük seviyede arttırabilir. Sadece bu hastalıkla burun buruna gelmemek için ilk yapılması ihtiyaç duyulan, sağlıklı beslenmeye itina göstermek ve kan şekerini ideal seviyelerde tutarak şeker hastalığından uzak durmak olacaktır.

Glokom (Göz Tansiyonu): Yükselen göz içi basıncından dolayı göz sinirlerinin hasar görmesiyle oluşan bir göz hastalığıdır.

Gözde bulunan sinirler retinaya düşen görüntünün beyne iletilmesini sağlar, dolayısıyla bu sinirler görme fonksiyonunu gerçekleştirilmesinde en büyük faktörlerinden biridir. Oldukça kurnaz bir hastalık olan glokom, oluşmaya başladığı andan itibaren yavaş yavaş ilerler. Görme kaybıyla sonuçlanabilecek bu hastalığın erken teşhisi son aşama önemlidir.

Retina Dekolmanı: Göz küresinin içinde bulunan retina tabakasının ayrılmasıyla oluşan bi göz hastalığıdır.

Retinanın yırtılmaya başlamasının arkasından retina dekolmanı kısaca retinanın tabakadan ayrılmasıyla hastalık süreci devam eder. Görmeyi ciddi bir halde tehdit eden retina dekolmanında şahıs, yoğun bir halde uçuşan sinekler, flaş şeklinde ışık çarpmalarıyla karşılaşır. Erken dönemde tespit edildiğinde cerrahi müdahaleyle büyük seviyede çözülebilir.

Yukarıda yer verdiğimiz tüm göz hastalıkları ve görme bozukluklarında, öteki birçok hastalıkta olduğu şeklinde probleminin erken dönemde teşhisi oldukça önemlidir. Siz de benzer görme bozuklukları yaşıyorsanız, derhal bir göz doktorundan buluşma alarak durum ciddileşmeden problemi çözebilirsiniz.

Kaynaklar: 1, 2