Haftalık Emek verme Saatleri Kısalırsa Ne Olur?

COVID-19 pandemisi, bildiğiniz suretiyle iş yaşamına tamamen yeni bir boyut getirmişti. Microsoft, Google benzer biçimde dünyanın dört bir tarafındaki on binlerce şirket, uzaktan emek verme sistemine geçerek bir yeniliğe imza attı ve artık firmalar, gereksinim kalmasa da çalışanların evden de emek harcayarak aynı performansı gösterebileceğine inanıyor.

Emek verme şekillerinin değişmesiyle beraber dünya genelinde emek verme saatlerinin kısaltılmasına yönelik araştırmalar yapılmaya başladı. Haftalık 40 saatten 36 saate indirilen emek verme saatleri, haftada 5 gün yerine bir tek 4 gün çalışmanın yer almış olduğu araştırmalar, hem çalışanların hem de patronların bu değişimden iyi mi etkilendiğini ortaya koydu.

Uzun emek verme saatleri üretkenliği azaltıyor

Hatırlarsanız kısa emek verme saatlerine yönelik en geniş çapı araştırmalardan biri İzlanda’da yapılmıştı. 2015-2019 yılları aralığında meydana getirilen bu araştırma, kısa emek verme saatlerinin üretkenliğini artırdığını ve bu sayede hem çalışanın hem de işverenin daha mutlu bulunduğunu ortaya koymuştu.

2014 senesinde Stanford Üniversitesi’nde meydana getirilen bir araştırma, haftada 35 saatten fazla çalışmanın üretkenliği azalttığını, haftada 50 saat çalışanların üretkenliğinde ise ciddi oranlarda azalma görüldüğünü açığa çıkardı. Uzmanların görüşüne bakılırsa insanoğlu, üretkenliklerinden bir şey kaybetmemesi ve odağını bir tek işe yöneltmesi için haftada maksimum 6 saat çalışmalı. 

Toronto Üniversitesi’nde örgütsel davranış alanında uzman Prof. John Trougakos, insanların günde maksimum 6 saat emek harcaması icap ettiğini belirterek şu ifadeleri kullanıyor; “Enerjinizi aralıksız sekiz saat aynı tutamazsınız. İnsanların dikkatini uzun bir süreye esnetmeye çalışıyorsunuz fakat bu, onlar için oldukça zor. Dolayısıyla üretkenlikleri de azalacaktır.”

Emek verme saatleri azca olunca emek verme düzeni de değişiyor

Azca ilkin bahsettiğimiz İzlanda’da emek verme saatlerinin azaltılmasına yönelik meydana getirilen araştırmada, muhasebecilerin daha kısa çalıma saatlerine karşın daha oldukça satmaca kesebildiği, polislerin de daha kısa sürede aynı oranda soruşturmayla ilgilenebildiği ortaya çıkıyor. Doğal onlar için kısa emek verme saatleri demek, hem de emek verme düzeninde de büyük değişimler yapılması icap ettiğini gösteriyor.

İzlanda’daki bazı firmalar, kısa emek verme saatleriyle beraber gereksiz yere uzayan toplantıları ve kahve molalarını iptal etme sonucu almış. Saat 15.00’ten sonrasında takvime hiçbir şekilde toplantı eklemeyen şirket, çalışanlarının kahve molası benzer biçimde gereksinimlerini eve gidince karşılayabileceğini belirtmiş.

Kısa emek verme saatleri yardımıyla çalışanlar hususi hayatlarına daha oldukça zaman ayırabiliyor

Tahmin edebileceğiniz suretiyle uzun emek verme saatleri yüzünden milyonlarca insan, eve bitkin bir halde gittiği için ne kendine ne de yakınlarına zaman ayıramıyor. Toplumsal yaşamı son aşama negatif yönde etkileyen bu durumu, kısa emek verme saatlerine geçerek değişiklik yapmak mümkün.

2021 senesinde İsveç’te bu mevzuya yönelik meydana getirilen bir araştırma, kısa emek verme saatleri yardımıyla çalışanların stresli olma ve negatif duygulara kapılma potansiyellerinin azaldığını gösterdi. Gene İzlanda’da meydana getirilen araştırma ise insanların kısa emek verme saatleri yardımıyla hobilerine, ailelerine ve öteki işlere daha çok zaman ayırabildiğini, bu sayede işe daha mutlu ve üretken bir halde geldiğini ortaya koydu.