Uncategorized

Adım Atmaya Korkacağınız En Ürkütücü Bölgeler

Dünyanın dört bir yanında, kent efsanelerine ev sahipliği yaparak lanetli olarak adlandırılan onlarca yer var. Aralarından girmeye en fazlaca korkacağımız, ürpertici geçmişe haiz olanları sizler için seçtik.

Bir tek beton yada ahşaptan ibaret olan bazı yapılar, çeşitli kent efsaneleri ile bağdaştırıldıktan sonrasında tamamımız için ürkütücü bir yer haline geliyor. Evler, köprüler hatta adalar bile, bıraktıkları fena itibarları yüzünden “lanetli” olarak adlandırılabiliyor.

Bu sözde lanetli bölgeler bir tek yurt haricinde değil, devletimizde de bol miktarda var. Anca tabanca diretmesiyle gireceğimiz, bir tek görünüşleriyle bile ensemizdeki tüyleri diken diken hayata geçirmeye yeten bölgeler neresi, hikayeleri neler beraber bakalım.

Oyuncak Bebek Adası, Meksika

oyuncak bebek adası

Listemizin ilk esnasında, Island of the Dead Dolls adlı, her yeri oyuncak bebeklerle kaplı garip ada bulunuyor. Adaya gitmek isterseniz sizi karşılayan tek şey ağaçlara, terk edilmiş evlerin kapılarına ve direklere asılan oyuncak bebek parçaları olacaktır.

Böylesine garip bir adanın ardında yatan öykü ise son aşama acıklı. Bundan fazlaca uzun süre ilkin genç bir kız, kaza sonucu Xochimilco kanalına düşerek boğulur ve cesedi tekrar bulunamaz. Bu olayın yaşanmasının arkasından kısa bir süre sonrasında, Don Julián Santana isminde bir adam hayatına keşiş olarak devam etmeye karar verir ve daha sonrasında Island of the Dead Dolls adını alacak bu adaya göç eder.

Don Julián Santana, keşişliğinin ilk günlerinde adanın ortasından geçen ve denize bağlanan gölde, yüz üstü yüzen bir kız cesedi bulur. Julian esasen ölmüş bu genç kızı kurtarmaya çalışır sadece ne yaparsa yapsın başarıya ulaşmış olması imkansız. Mutsuz ve ürkmüş bir halde kulübesine doğru giderken yerde bulmuş olduğu oyuncak bebeği, genç kızın anısına bir kapı girişine asar sadece Julian ne süre o göle yakınlaşsa, genç kızın hayaletini görmeye devam eder.

Oyuncak Bebek Adası

Musallat olan hayaletten kurtulmak için sapkın bir halde adanın her yerine oyuncak bebek asmaya süregelen Julian, ne yaparsa yapsın bu ürkütücü vakadan kurtulamadı ve 2001 senesinde genç kızın cesedini bulmuş olduğu yerde boğularak can verdi. 

Normal olarak Julian’ın yaşamış olduğu şeylere tamamen doğru diyebilmemiz mümkün değil. Sonuçta insanın yaşamış olduğu şeyler ya da genç kızın hayaleti ikinci bir şahıs tarafınca onaylanmamış. Gerçekler ne olursa olsun kimsenin bile isteyerek, gezinsel amaçlı bile olsa bu adaya adım atmak isteyeceğini düşünmüyorum. 

Overtoun Köprüsü, İskoçya

Overtoun Köprüsü

1895 senesinde kullanıma oluşturulan Overtoun Köprüsü, bugün köpeklerin ürpertici bir halde intihar etmiş olduğu köprü olarak anılıyor. Zamanı Overtoun Kalesi’ne gitmek için tek yol olan bu köprüde acayip vakalar ilk olarak 1950’li yıllarda başlıyor.

Kaleyi dolaşmak için seyahate çıkan bir ziyaretçi, köpeğiyle beraber köprüye giriş yapıyor. Köpek köprünün başlangıcında oldukça sakin bir halde ilerlerken, ortalara doğru aniden acayip hareketler sergilemeye başlıyor, sima ifadesi değişiyor ve aniden köprüden aşağı atlıyor

Vaka elbet bir tek bir köpekle bitmiyor. 1950 yılından bu yana tam 600 köpek, köprünün ortasında acayip davranışlar sergileyerek intihar ediyor. Bu yüzden hem yerliler hem de turistler köprüden köpekleriyle beraber geçmekten çekinmeye başlıyor, köprünün başlangıcında “Çekince; köpeklerinizin tasmasını sıkı bir halde tutun” uyarısı yer ediniyor. 

Overtoun Köprüsü

Köpeklerin acayip bir halde intihar etmesi yüzünden insanoğlu Overtoun Köprüsü’nün demonik varlıklar tarafınca ele geçirildiğini, köpeklerin de bunu sezdikleri için korkudan köprüden atladıklarını düşünmeye başlıyor. Bir öteki görüşte ise bu demonik varlıklar köpeklerin ruhlarını ele geçirerek hayvanları zorla ölüme ittikleri söyleniyor. 

Mevzuya en sonunda bilimsel bir el atılıyor ve hayvan davranışları uzmanı Dr. David Sand, köpeklerin gizemli ölümünü araştırmak için Overtoun Köprüsü’ne gidiyor. Köprünün altında büyük bir vizon yuvası bulunduğunu gören Sand, köpeklerin vizonların kokusunu aldığını ve kokuyu takip edemedikleri için sinirlenerek köprüden atladıklarını belirtiyor. Gene de halk bilimsel bir gerçeğe inanmak yerine daha kolay olanı seçerek, köprünün doğaüstü varlıklar tarafınca ele geçirildiğine inanmaya devam ediyor. 

Molla Zeyrek Camii, İstanbul

Molla Zeyrek Camii

İstanbul’un fethinden sonrasında kiliseden camiye dönüştürülen Molla Zeyrek camii, İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunuyor. Bölgede yaşayan insanların söylediklerine gore caminin park alanı öncesinden ahır olarak kullanılıyormuş ve bu ahırın altında bir kuyu ve mahzen bulunurmuş.

Ortaya atılanlar elbet iddialardan ibaret sadece insan gene de hakikaten olabilir mi düşününce bir ürpermiyor değil. Bir rivayete gore eski dönemlerde yaşayan insanoğlu, akşam saatlerinde hayvanlarını ahıra bırakmaktan çekinirmiş şundan dolayı ahırın altında bulunan kuyudan feryat sesleri gelirmiş. Bir hanıma ilişkin olduğu kabul edilen bu ses gerçekte kime ilişkin, niçin feryat sesi duyulamıyor kimse çözememiş sadece bugün bile, ender de olsa o çığlıkları hala duyabilen nsanlar varmış. 

Waverly Hills Hastanesi, ABD

Waverly Hills Hastanesi

1910 senesinde kullanıma oluşturulan Waverly Hills, tüberküloz hastalığı için kullanılan ABD’nin en donanımlı hastanelerinden birisiydi. O dönemde bu hastalığa yakalanan insanoğlu tedavi edilmeye çalışılırdı sadece hiçbir süre kati sonuçlar elde edilemedi.

Hastalar uzun seneler süresince Waverly Hills Hastanesi’nde kaldı ve hastanenin kapasitesi de gittikçe dolmaya, her ay daha çok hasta gelmeye başladı. Dört duvar içinde bir nevi hapsolan insanoğlu zaman içinde tüberkülozdan değil, ruhsal hastalıkları sonucu intihar ederek ölmeye başladılar.

Waverly Hills Hastanesi

Kayıtlara gore 1910 – 1961 yılları aralığında Waverly Hills’te tam 63 bin şahıs yaşamını yitirmiştir. Tüberküloz tedavisinin bulunması, hastanenin 1961 senesinde kapatılmasına neden olur ve Waverly Hills 1962 senesinde akıl hastanesine çevrilir. Bu sırada bir hemşire, istenmeyen gebeliği yüzünden 502 numaralı odada kendini asarak intihar eder.

Derhal sonrasında ise başka bir hemşire, aynı odanın camından atlayarak kendi hayatına son verir. 1982 yılına kadar akıl hastanesi olarak faaliyete devam eden Waverly Hills’te intihar oranları hiçbir süre düşmez. Bir çok hasta geldiği ilk günden itibaren delirmeye, daha sonrasında dayanamayarak intihar etmeye adım atmıştır.

Waverly Hills Hastanesi

1982 senesinde kapatılan hastane için elbet ortaya kent efsaneleri atıldı. Rivayete gore binlerce kişinin öldüğü bu hastanede geceleri ruhlar dolaşır, bazı odalardan çocuk feryat ve ağlama sesleri gelirdi. Outlast adlı korku oyununa esin kaynağı olan hastanenin penceresinden atlayan bir bayan silüeti görüldüğü bile söylenir. 

Büyükada Rum Yetimhanesi, İstanbul

Büyükada Rum Yetimhanesi

İstanbul’un en güzel semtlerinden birisi olan Büyükada’da bulunan Rum Yetimhanesi, son aşama ürkütücü bir hikayeye ev sahipliği yapıyor. Yüzlerce çocuğa bir yuva olan bu yetimhane, 1964 senesinde apar topar mühürlendi ve tekrar kullanılmamak suretiyle terk edildi. 

Büyükada Rum Yetimhanesi için iki değişik görüş mevcut. Bunlardan ilki, yetimhanede yangın çıkmış olduğu ve ufak bir çocuğun kaçmaya çalışırken kuyuya düşerek can verdiği öykü. İkinci görüşte ise yangın hiçbir süre çıkmamış ve yetimhane devlet tarafınca gelen emirle boşaltılmıştı. 

Büyükada Rum Yetimhanesi

Yetimhane ile bağdaştırılan mesnetsiz kent efsanesinin hikayesi şu şekilde; yangından kaçarken kuyuya düşen çocuğun hayaleti bölgeye musallat olmuş durumda ve gece vakti yetimhaneye yaklaşan bir çok şahıs, kuyudan yardım çığlıkları duyuyor.

Ilk olarak binayı kendi gözlerimle görmüş birisi olarak yetimhanenin hakikaten de ürkütücü ve devasa bulunduğunu söyleyebilirim. Büyükada Rum Yetimhanesi esasen Avrupa’nın en büyük ahşap yapısı ve bir tek heybetiyle bile insanları korkutmaya yetiyor. Doğal kuyudan gelen çocuk seslerinin bir kent efsanesinden ibaret bulunduğunu da söylemekte yarar var. 



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.