İnsanlar Geçmişte Neden Daha Yaşlı Görünüyordu?

Büyükannenizi/dedenizi ziyarete gittiğinizde derhal eski albümler ortaya çıkar, “Ben genç kızlığımda 40 kiloydum.” klişeleri ortaya atılır ve fotoğraflardaki asla merak etmediğiniz insanların kim olduğu tek tek anlatılır…

Fotoğraflara bakarken 20’li yaşlarındaki bir fotoğraflarını gösterirler ve adeta 30’lu yaşlarında şeklinde gözüküyorlardır. Derhal kafanızda “Ben şu an bu şekilde mi görünüyorum?” şeklinde sorular belirir. Hayır, o şekilde görünmüyorsunuz ve onların büyük görünmesinin çeşitli sebepleri var. Gelin, geçmişte insanların neden büyük göründüğüne hep beraber bakalım.

Ilk olarak biyolojik yaşın ve kronolojik yaşın birbirinden farkını ayırt edelim.

Birisi size yaşınızı sorduğunda doğum tarihinizden o zamana kadar geçen yılları hesaplayarak verdiğiniz yanıt kronolojik yaşınızdır. İster 30 yaşlarındayken 10 yaşlarında bir çocuk şeklinde hissedin, ister 20 yaşlarındayken 70 yaşlarında bir yaşlı şeklinde hissedin; bu yaş değişmez.

Biyolojik yaş ise çevresel faktörlere, iklime, beslenme düzenine, sağlık hizmetlerine ulaşım imkânına, ruhsal destek erişimine, zararı olan alışkanlıklarınızın olup olmadığına vs. değişim gösterir. İşte geçmişteki insanların daha yaşlı görünmesinin altında yatan sebeplerden biri bununla bağlantılı.

Yaşam tarzımız dış görünüşümüzü etkileyebilir.

Eski dönemlerde çoğu zaman oldukca erken yaşta evlenilir ve derhal çocuk sahibi olunurdu. Bu sorumlulukların getirmiş olduğu süratli olgunlaşmanın yanı sıra kadın bedeninin doğumdan sonrasında değişmiş olduğu de yadsınamaz bir biyolojik gerçek. Bu yüzden, annelerinizin ya da anneannelerinizin fotoğraflarına bakmış olduğunuzda yaşlı görünmelerinin sebeplerinden birinin bu olma ihtimali devasa yükseklikte.

Erkeklere baktığımızda ise, sigara tüketiminin sağlığa ve buna bağlı olarak dış görünüşe tesirini inkâr edemeyiz. Erken kırışma, cilt lekeleri, sararmış bıyık ve sakallar… Günümüzde bunların çözümleri olsa da o dönemler için böyle bir durum pek mümkün değildi.

Giyim seçimi, yaşla ilgili algımızı değiştirebilir.

Eski fotoğraflarda karşımıza çıkan demode saç ve giyim tarzları aslına bakarsak o fotoğraflara bakarkenki algılayış biçimimizi şekillendirir. Günümüzde moda olan “vintage” ve “retro” tarzlara her ne kadar alışmış olsak da eskilere baktığımızda durum bu şekilde olmaz.

Permalı kabarık saçlar, maxi elbiseler, vatkalı ceketler… Bunların hepsi algımızı etkileyerek fotoğraftaki insanların süratli yaşlandıklarına dair bir fikir yaratır.

Makyaj ve cilt bakımının dış görünüş üstündeki tesirini inkâr edemeyiz.

Günümüzde hem değişen teknolojinin yaygınlaşması hem de kozmetik sektörünün gelişmesiyle makyaj ve cilt bakımına olan ilgi ve alışkanlıklar epey değişti. Geçmiş fotoğraflardaki keskin göz kalemlerinin, koyu renk rujların, kıpkırmızı allıkların yerini “yok şeklinde makyaj”lar aldı. 

Bunun yanında yaşlanma karşıtı kremler, hücre yenileyici serumlar, yüz yogaları, güneş kremi kullanımına itina gösterilmesi şeklinde cilt bakım rutinleri yardımıyla günümüzde insanoğlu daha genç görünüyor. Anneannelerimizin YouTube’dan “yok şeklinde makyaj challenge” videoları seyretme şeklinde bir şansı yoktu doğal…