Kullandığımız Bir çok Uygulama Yakında ‘Ücretli’ Olacak

Şöyleki bir düşünün, ücretli aboneliğiniz olan uygulama sayısı kaç? Bundan beş yıl ilkin bu suali sorsak bir ihtimal bir müzik servisine üyeydiniz sadece şimdi video servisleri, alışveriş platformları derken birçok hizmeti kiralar olduk.

Oyunlara para vermeye alışkın sayılırız, mobil dünyadan ilkin de bunu yapıyorduk. Sadece uygulamaları satın almak veya onlara aylık abonelikle kira ödemek bizim için yeni bir alışkanlık. Buna bir “sistem” diyecek olursak, bu sistemin değişeceğine dair de herhangi bir sinyal yok. Hatta ücretli uygulamaların önümüzdeki beş yılda fazlaca daha büyük bir pazara haiz olacağı düşünülüyor.

Apple App Store’da kullananların yaptıkları harcamalara bakılırsa uygulamalar, fazlaca değil iki yıl sonrasında oyun kategorisini geride bırakacak

Bu grafiği çıplak haliyle okuduğumuz vakit bizlere söylediği şeylerin sayısı sınırı olan. Uygulamaların ve oyunların bir arada yükseldiği, pazarın 2025’te bugüne kıyasla neredeyse iki kat büyüyeceğini görüyoruz. Lacivert çubuklara kısaca uygulamalara odaklandığımızda ise yaşanmış olan büyümenin oransal olarak fazlaca daha çok olduğu ortada. Apple App Store’da kullananların harcama kalemleri içinde oyunların yeri uygulamalara kıyasla iki kat daha fazlayken 2021’de uygulamaların da adımlarını sıklaştırdığını görüyoruz.

Salgın başından bu yana mobil uygulamalardan alışveriş yapmamız, görüntülü görüşmeleri hayatımızın ortasında kabul etmemiz bu yükselişte kesinlikle etkili olmuştur. Salgından bağımsız düşündüğümüzde uygulamaların yükseliş sinyallerini bir süredir duymaktaydık, sadece çevremizdeki hepimiz bu değişime bizim kadar uyum sağladığından olsa gerek, “mobil harcama devrimi” asla dikkatimizi çekmedi.

Yakın gelecekte tüm uygulamalarda kiracı mı olacağız?

Uygulamaların parasız sürümlerinde kullanıcı deneyimini körelten birçok öge var. Can can sıkan reklamlar, kimi zaman sonu gelmeyen reklamlar, alışveriş söz mevzusu olduğunda absürt teslimat ücretleri derken ücretli sürümler mantıklı gelir oldu. Doğal bu irdelemenin teknoloji felsefesi yönünde şu şekilde bir açılımı da var: Beş yıl içinde haiz olduğumuz tüm mecralarda kiracı mı olacağız?

Şu demek oluyor ki satın alıp bir kenara koyduğumuz ve senelerce kullandığımız uygulamalar tarihe mi karışacak, bunu merak ediyoruz. Her ay yüz liraya yakın ücret ödeyerek her dizi ya da film için değişik platforma üye olmanın sürdürülebilir olmadığı da açık, gelecekte tıpkı televizyonlarda olduğu şeklinde bir gruplaşmayla karşılaşırsak yeni bir sisteme gereksinim duyulması da mümkün. Gördüğünüz şeklinde, her devrimsel gelişme kendi sual işaretlerini de bununla beraber getiriyor.

SensorTower’ın araştırmasına bakılırsa uygulamalar 2025’te 100 milyar dolarlık eşiği geçmiş olacak. O esnada oyunlar ise 2024’te haiz olduğu oranı korumakla yetinecek. Bu projeksiyonda 2026 ve sonrasında uygulamaların durmaksızın yükselişini beklemek mantıksız olmaz. Sadece dijital dünyada beklentilerin büyük bir önemi yok. Alternatif bir senaryo olarak, uygulamaların açık kaynaklı versiyonlarının türemesi ve veri güvenliği açısından daha büyük vaatler sunmasıyla aniden değişik bir yere doğru da ilerleyebiliriz.

Bu veri bir ihtimal bu senaryonun ne kadar gerçekçi olduğuna dair bizi yönlendirebilir: Uygulamaların beklenen yükseliş oranı, oyunların geçen yıllarda yaşamış olduğu yükseliş oranından fazlaca daha çok.

Acı fakat gerçek: Uygulamalara para verme fikrine alışmamız gerekiyor, problem bu ücretlerin neye bakılırsa belirleneceği

Tüketici açısından aşılması zor eşiklerden biri, uygulamalara tertipli olarak para verme fikri. Araştırma sonucunda ortaya çıkan beklentiler bizi uygulamalara para harcamaya zorunlu bırakacak bir sistemin şimdiden doğduğunu konu alıyor, bu yüzden “uygulamaya para vermem” diyen kim var ise derin bir nefes alıp kredi kartı numarasını hazırlasın. Zira paranın harcanacağı kati. Net olmayan şey, tüketiciler olarak uygulamalara harcayacağımız paralar abonelik sistemlerine mi bağlı olacak yoksa uygulama içi satın alımlarla her uygulamada ayrı bir özelliğe mi para ödeyeceğiz? Sizce daha azca ödeme yaparak gereksinimlerimizi karşılamak adına hangisi daha mantıklı? Bakalım tahminleriniz tutacak mı, hep beraber göreceğiz.