DÜNYA

Neden Merak Ettiğimizi Asla Merak Etmiş miydiniz?

Sobaya neden dokunamam, yıldızlar neden bu kadar parlak, otobüs neden geç kaldı, mesajıma neden geç yanıt verdi? Neden, neden, neden… Meraklı canlılar olan biz bu sual işaretlerine çeşit çeşit cevaplar ararız. Peki fakat neden merak ediyoruz, asla merak ettiniz mi?

Bilme ve anlama arzumuz, merak olgusunun biricik taşlarını oluşturan nedenlerden biridir. Öyleki olmasaydı bebekken her şeyi tecrübe etmek, görmek, keşfetmek ve öğrenmek arzusuyla tutuşmazdık. Hatta minik bir bebekken başlamış olan bu merakımız olmasaydı herhangi bir şey öğrenemez ve gelişemez olurduk.

Sadece merak duygusu yalnız bebeklikte değil yaşam boyu bizleri dürten bir yere haiz oluyor. Bebekken öğrenmemize ve gelişmemize yetişkinken de çevremizi anlamlandırma, hayatımızı bir nebze de olsa denetim etme isteğine dönüşüyor. Hafızamızdaki hiçbir görüntüye, hiçbir sese, hiçbir anıya benzemeyen bu merak tam olarak nereden geliyor o süre?

Çocuksu yanımız merakımızın temelini atıyor.

merak-çocuk-neoteni

Araştırmacılar, merakımızın köklerine evrimsel olarak baktıklarında neoteni denilen bir özellik ile bağını kuruyor. Neoteni, evrim teorisinde “gençlik özelliklerinin korunması” olarak adlandırılıyor. Bu kavrama davranışsal olarak baktığımızda öteki memelilerden daha çocuksu olduğumuz doğrusu çocuklukla-gençlikle ilişkilendirilen davranışlarımız anlamına geldiği görülüyor.

Aslen merakımızın evrimsel resmi de tam olarak burada çiziliyor. Devamlı merak etme, bilme, anlama, keşfetme arzumuz evrim teorisinde neoteni isminde olan davranışsal bir özellik olup karşımıza çıkıyor.

Merak da tek bir formda kalmayıp çeşit çeşit kendini gösteriyor.

Araştırmacılar merakımızın çerçevesini çizmek için bu durumu kategorilere ayırıyor: duyusal ve bilişsel. Duyusal olarak bahsedilen merak, görkemli bir görünüm karşısında merakımızın dürtülenmesi olarak görülüyor. Bilişsel merak ise daha ilkin asla karşılaşmadığımız bir vaka ya da olgu karşısında geçmiş deneyimlerimize güvenemeyip merak etmemiz ve o probleminin tekrardan belirmesi olarak tanımlanıyor. Doğrusu, “neden?”

neden

Örneğin kimi zaman ilk kez gittiğiniz bir müzede gördüğünüz sanat eseri karşısında dehşete düşersiniz. Gözleriniz devasa açılır, duyularınız harekete geçer ve o eserin ne anlattığından neden o renklerle çizildiğine kadar merak edersiniz. Gördüğünüz yapıt sizi kendine fanatik bıraktırıp arkasındaki hikayeyi merak ettirirken bir taraftan da daha ilkin asla görmediğiniz bu yapıt karşısında geçmişten herhangi bir deneyime güvenemezsiniz ve tekrardan neden dersiniz. İşte duyusal ve bilişsel merak.

Evrenin anlamını, gelmeyen otobüsü, eski dostlarını merak ede ede yaşam bir öğrenme ve edinim yerine dönüşüyor. 

meraklı-insan-düşünce

Merak terimini merak eden bazı araştırmacılar da, merakın açlık, susuzluk benzer biçimde acil bir ihtiyacı karşılamadığını hatta tamamen içsel bir motivasyon ile hareket ettiğimizi öngörüyorlar. Zira bir çok süre açıklamalar yaşamımız üstünde denetim duygusu verir, bizleri geleceğe hazırlar.

Meşhur düşünür Sokrates, felsefenin doğrusu aslen yaşamı anlamlandırma çabamızın merakla başladığını söylüyordu. Bebekken kısa bir sürede hem konuşmak hem yürümek benzer biçimde davranışları öğrenmemiz ve daha birçok bilgiyi kısa sürede edinmemiz aslen merakımızın bir sonucu ve biz insanların gelişiminin temel araçlarından biri. Hayatta duracak detayları toplayan biz de duyularımızı ve zihnimizi yeni şeyler öğrenmek, keşfetmek için günden güne merakla yoğurmaya devam ediyoruz.

İLGİLİ HABER

‘Ne Okusam’ Diyenlere İndirimdeyken Kaçırmadan Alabileceğiniz, Ufkunuzu Genişletecek 15 Kitap Önerisi

İLGİLİ HABER

Okuyunca Kültür Seviyenizi İkiye Katlayıp Kendinizi Geliştirmenize Yardım Edecek 10 Mükemmel Kitap Tavsiyesi (Kişisel Gelişim Kitabı İçermez)



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.