Kadın Düşmanı Inceller ve Sertlik Dolu ‘İnanışları’

Son birkaç senedir internette kendilerini ‘incel’ olarak tanımlayan, kadın düşmanı bir topluluk türedi. Kendi kendilerine büyük travmalar yaratan, nefret ve sertlik dolu dilleriyle kadınları hedef gösteren ve sayıları giderek artan örneklerle adam öldürmeye ve intihara mevzu olan bu kişiler tam olarak ne söylüyor?
İnternetin ve toplumsal medyanın yaşamımıza kattıklarını ve hayatımızdan aldıklarını sık sık tartışıyoruz. Peki genel anlamda toplumsal ilişkiler ve insan psikolojisi ile ilgili olan bu getiri ve götürülerin boyutlarının aslına bakarsak ne kadar ciddi olabileceğini asla düşündük mü?
Şu demek oluyor ki evet, bu mevzularda araştırmalar yürüten bilim adamları bunun farkındalar. Fakat mevzumuz onlar değil, 15 yaşlarında, uyanık olduğu sürenin neredeyse tamamını internette herhangi bir platformda geçiren bir genç ya da kendi toplumsal dünyasını internette yaratmaya çalışan dışlanmış, antisosyal biri.
Bu insanoğlu, kadın ya da erkek fark etmeksizin, ‘çevrimiçi dünyalarında’ giderek hapsolup, yanlış düşüncelere yönlenip yok oluyorlar… Inceller de ‘kendileri şeklinde düşünen’ fazlaca sayıda kişiyle bir araya gelip kadına yönelik nefreti büyüten bir ‘topluluk’ ve ne yazık ki bu topluluğun düşünceleri onlarca insanoğlunun ölümüne yol açtı.
Çevrimiçi dünyada kimse size yumruk atamaz…
Bundan dolayı çevrimiçi hayatlarımız, bilhassa de ‘anonimlik’ şeklinde bir ‘nimet’ varken öyleki güvenli ki (!) bu şekilde güvenli ve kendi yankı odamızda boğulduğumuz bir alanın bizi fena etkiliyor olabileceğine olasılık bile vermiyoruz. Aslına bakarsanız fark etmemiz de oldukça zor. Bundan dolayı algoritmanın işi, bizlere istediklerimizi göstermek.
Elmadan nefret ettiğimizi söylüyoruz mesela, bir de ne görelim! Yalnız değilmişiz, elmayı sevmeyen bir sürü insan var ve çok açık ki elmayı sevmemek oldukça düzgüsel ve ‘doğru’ bir fikir… E olur da arada bir tane elmasever çıkarsa, ne yapabilir ki? Bizlere yumruk atacak hali yok ekrandan fırlayıp, birazcık konuşur, gider… Ne de olsa biz haklıyız, baksanıza, ne kadar kalabalığız!
‘Kadınlardan nefret ediyorum, hayatımın iyiye gitmesi olanaksız, öyleyse öldürmeli ve ölmeliyim’
Incel teriminin web kültürüne yerleşmesi ilk kez 1990’lı yıllarda Kanadalı bir öğrenci tarafınca kurulan bir web sitesinde kullanılmasıyla başlıyor. Bu arkadaşımız ‘olmayan’ ilişki ve cinsellik deneyimlerini paylaşarak yorumlar bekliyor, peşinden bu web sitesinde her cinsiyetten insan kendi cinsellikten ve ilişkilerden uzak hikayelerini anlatmaya başlıyor.
Olayın temelinde ise ‘dışlanmış’, ‘marjinal’ ‘ruh sağlığı sorunları sebebiyle ötekileştirilmiş ve yalnızlaştırılmış’ tüm insanların kapsayıcı bir platformda cinsellik ve ilişki sorunlarını konuşabilmesi fikri var. Bu ‘gönülsüz bekarların’ bir araya gelmiş olduğu sitede zaman içinde ‘incel’ kelimesi bir kısaltma olarak kullanılmaya başlandı. Şu demek oluyor ki yola çıkışında mevzunun kadın düşmanlığıyla ya da ‘zavallı erkeklerle’ bir bağlantısı yoktu. Sadece ne yazık ki işler değişti…
Günümüzde ise inceller, ”involuntary celibate” (‘gönülsüz bekarlar’) kelimesinin kısaltması olarak bu ifadeyi kullanıyorlar. Bu ‘gönülsüz bekarlığın’ öne sürülen nedeni olarak ise talihsiz ve asla düzelmeyecek kötülükte genetiklerini (kaslı bir vücuda ya da keskin yüz hatlarına haiz olmamak şeklinde), psikolojilerini, toplumsal statülerini ve tek bilmiş olduğu bu kriterlere nazaran erkekler seçerek ‘zavallı’ erkekleri çizgi dışı bırakmak olan kadınları gösteriyorlar. Inceller, ‘genetiği muntazam’ ve ‘talihli’ erkeklere ise ‘chad’ adını veriyorlar.
Incellere nazaran kadınlar aşağılık, sex, para ve statü düşkünü canlılar. Incellere nazaran kadınların giderek ‘güçlenmesi’ ve kendi partnerlerini seçme özgürlüklerinin artması büyük bir hata ve bu kadınlar en büyük cezaları hak ediyorlar. Burada ceza derken ne yazık ki tecavüzden ölüme kadar geniş bir skaladan bahsediyoruz…
Gene kendi içlerinde ayrıştırdıkları, ‘yakışıklı’ ‘kaslı’ ‘varlıklı’ ve bir kadına ‘prenses şeklinde hissettirecek’ olan erkekler kadınların tek hedefiyken bunlara haiz olmayan inceller, kendilerini açık şekilde zavallı olarak anmaktan, kendilerinden ve kaderlerinden nefret etmekten, birbirlerine acımaktan ve bu acıyı nefret ve şiddete dönüştürmekten geri durmuyorlar.
Bilhassa Reddit şeklinde platformlarda bir araya gelen inceller, zehirli düşüncelerini birbirleriyle etkileşim haline girip besleyerek büyütüyorlar. Sadece son yıllarda yaşanmış olan büyük tartışmalar sonrası, Reddit şeklinde platformlar, incellerin bir araya geldikleri subredditleri vs. banlamaya başladılar… Buna karşın gösterilen raporlar, 2021 – 2022 yılları aralığında inceller tarafınca gösterilen ‘toplu kırım’ mesajlarında %59 artış bulunduğunu gösteriyor.
Inceller, katliam ve intihar haberlerinin ana karakterleri oldular…
Bir ‘incel’ olan, incellerin bir araya gelmiş olduğu forumlarda zaman geçirerek nefretini besleyen, büyüten kişiler, geçmişte pek fazlaca fena olayın ana karakteri oldular. Olayların neredeyse tamamı ilkin katliam, peşinden intiharla sonuçlandı.
Mesela 2009’da George Sodini isminde bir adam ilkin üç kadını öldürdü, peşinden kendisini öldürdü. İnternetteki ayak izleri ise onun bir ‘incel’ bulunduğunu gösteriyordu. Kadınlardan nefret ediyordu ve ölmelerini istiyordu… Daha korkuncu ise ‘going Sodini’ olarak bu insanın yaptıklarının incel toplulukları içinde bir ‘deyime’ dönüşmesi ve yüceltilmesi…
Takip eden yıllarda onlarca benzer vakada, kendini incel olarak tanımlayan, forumlarda ve toplumsal medyada sık sık kadın nefretinden bahseden, intihar, katliam ve saldırı şeklinde düşüncelerini sık sık dile getiren pek fazlaca şahıs öldürdü ve öldü. Üstelik inceller, aralarından birii intihar düşüncelerinden bahsettiğinde onu durdurmaya çalışmak yerine ‘madem gideceksin, yalnız gitme’ şeklinde ifadelerle adam öldürmeye de azmettiriyor.
Sağduyudan, özgüvenden ve vicdandan uzak bu kişiler, kişisel sorunlarını çözmek ve sağlıklı bir fert olmak için mesuliyet almaktan kaçtıkları için, onlarca masum insan yaşamını yitirdi…
Bir insan kendine neden bunu yapar?
Incellerin nefretlerinin verebileceği zararların örneklerini gördük, bir de insanoğlunun neden kendi kendini bu şekilde bir travma çukuruna attığından, nefreti nasıl bu kadar normalleştirebildiğinden anlatmak isterim.
‘Incel’ bulunduğunu söyleyen kitlenin rahat bir çizimini yapmak gerekirse; erkek, çoğu zaman heteroseksüel, çoğunlukla geçmişinde bir kadın tarafınca reddedilme hikayesi olan, yaş aralığı ise 14-35 içinde oldukça geniş bir kesime yayılan bir topluluktan bahsediyoruz.
Sadece daha eleştiri ortak özellikler var. Incellerin neredeyse tamamı kendi bedenlerinden, hayatlarından ve toplumsal statülerinden nefret ediyorlar. Umutsuz bir konumda olduklarını, sex ya da duygusal bir ilişki deneyimi şanslarının asla olmadığını ve olamayacağını düşünüyorlar.

Incellere nazaran bir Chad ve Incel arasındaki fark bu. Yüz hatları, burun, kemik yapısı…
Bundan dolayı onlara nazaran dış görünüşleri fena genetiklerine bağlı ve değiştiremezler, statüleri ve toplumsal yaşantıları ise gene bu yolla ve bilhassa kadınlar tarafınca izin verilmemiştir ve onu da geliştiremezler. Kadınlara nasıl görünmeleri gerektiği mevzusunda devamlı buyruk veren, hayatlarını nasıl yaşamaları icap ettiğini söyleyen, istedikleri şeklinde olmadığında öldürmekten çekinmeyen erkekler, bu istediklerini artık yapması imkansız olduklarından, kadınlardan nefret ediyorlar… Oldukça ironik…
Bilhassa genç yaşlarda sex ya da duygusal bir ilişki için karşı tarafla geçilen iletişimde alınan cevaplar kişinin psikolojisini fena etkileyebilir. Ek olarak gene kişinin cinsiyetinden bağımsız olarak toplumun üstüne yüklediği yükleri kaldıramaması, dahil olduğu bir etiket bulamaması da psikolojisini oldukça fena etkisinde bırakır.
İşte bu şekilde senaryolarda bu kişilerin destek görmesi, kendileriyle barışmalarının sağlanması, toplumsal bir fert olmaları için önlerinin açılması gerekir. Sadece inceller için durum tam tersi. Bundan dolayı kendilerini ilişkin hissettikleri ve ‘zavallılıklarını’ kabul etmiş, üstelik bu ‘eziklik psikolojisini’ nefrete dönüştürüp başka kaynağa yöneltmeyi başarmış bir topluluk buluyorlar. Haliyle, kendilerini keşfedip kabul etmeye çalışmaktansa nefret kusup mesuliyet almamayı tercih ediyorlar. Bu korkulu bir davranış ve yanlış bir yol olsa da, o psikolojideki bir fert için ne yazık ki en kolay yol… Bu yüzden de sayıları giderek artıyor.
Toplumsal medya ve web kültürünün şişirdiği ‘düzmece hayatlar’, inceller üstünde oldukça etkili
Şimdiye kadar fark ettiğiniz suretiyle inceller devamlı bir kıyasın içindeler. Bir kadının ‘onları seçmesi için’ yakışıklı, varlıklı, kuvvetli olmaları gerektiğine inanıyor; bu şekilde olamayacakları için de umutsuzluğa kapılıp nefretle doluyorlar. Peşinden da öldürmeyi, tecavüzü ve sertliği kendi kendilerine meşru kılıyorlar.
Bu vahşice, insanlıktan uzak görüş açısı toplumsal medyada ve hatta porno kültüründe yansıtılan ve gerçeklikten oldukça uzak bir manzaranın da ürünü. Bundan dolayı ne yazık ki, yansıtılan bu şekilde bir idrak olduğu doğru… Toplumsal medya kullanıcısı gençlerin nasıl göründükleri, nelere haiz oldukları, nasıl bir yaşam yaşadıkları, ne kadar güzel ya da yakışıklı oldukları, onlara nazaran ‘her şey’ demek.
Bu da cinsiyeti fark etmeksizin tüm genç bireyler üstünde korkulu bir baskı yaratıyor. Estetikle ‘o kadın/adam’ şeklinde görünmeye çalışan genç kadın ve erkekler, otomobilinde logosunun ne olursa olsun görünmüş olduğu fotoğraflar çekmeye çalışanlar, hayatlarını olabildiğince renkli, güzel, varlıklı göstermek için kendi gerçekliğinden vazgeçenler…
Bir öteki kabahat ise kadının cinselliğinin ve yaşamının yalnızca erkeğin kontrolü altında olması gerektiği düşüncesini besleyen toplumlarda. Kadın onun için seçilen erkeğin eşi olur, ona çocuk verir, o ne isterse yapar. Partnerini seçmeye kalktığındaysa doğal ki cezalandırılması gerekir… Bu hastalıklı fikir, kendi eksikliklerini ve sorumluluklarını reddetmeyi seçen, bilinçsiz, bilgisiz ve kötücül insanların kullandığı korkulu bir koza dönüşür…
2022 senesinde halen daha kadınların bireysel hak ve özgürlüklerini münakaşa mevzusu haline getirenler, kadınların özgürlüklerinin ‘doğrusunu ve yanlışını’ konuşanlar, milyonlarca kadının yaşamını tehlikeye atmanın yanında işte bu şekilde akıldan uzak pek fazlaca vakaya sebebiyet veriyorlar…
Hem erkeklerin hem kadınların ‘nasıl en ideal’ olacaklarına dair sınır çizmeye çalışanlar, ‘kadın söylediğin’ ve ‘erkek söylediğin’ diye süregelen aptalca cümleler kurmaktan vazgeçmeyenler de eşit oranda sorumlular ve vicdan azabı çekmeye hazır olsunlar.
Kaynaklar: Centre For Research and Evidence on Security Threats, BBC News, The Conversation, The New Yorker