Yitik Antarktika Pengueni Yeni Zelanda Kıyısında Bulunmuş oldu

Yerlilerin Pingu olarak adlandırdığı bu Adelie pengueni, kıyıda kaybolmuş ve bitkin halde bulunmuş oldu. Kilometrelerce uzaklıktan gelen penguen, uzmanlar tarafınca tamamlanan sıhhat kontrollerinin arkasından güvenli bir bölgede özgür bırakıldı.

Daha ilkin iki kez daha bu kıyılardan Adelie penguenlerinin bulunduğunu belirten uzmanlar, penguenlerin bu gizemli seyahatlerinin araştırılmasının gerekliliğine değindi. 

Pingu, naturel yaşamından 3000 kilometre uzakta bulunmuş oldu

Harry Singh adlı bir şahıs, Christchurch şehrinin güneyindeki Birdlings Flat sahilinde yürüyüş yaparken bir penguenle karşılaştı. “İlk gördüğümde bir oyuncak bulunduğunu düşünmüştüm sadece hareket edince gerçek bir penguen bulunduğunu anladım” diyen Singh, bölgedeki yırtıcı bir hayvanın ona zarar vermesini istemediği için pengueni kurtarmanın yollarını aradığını söylemiş oldu. Penguenin oldukça bitkin göründüğünü ve anormal bir durum bulunduğunu fark eden Harry Singh, ortalama 10 senedir Yeni Zelanda’nın Cenup Adası’nda penguenleri rehabilite eden Thomas Stracke’ye ulaştı. Stracke, bulunan penguenin yalnızca Antarktika yarım adasında yaşayan bir tür olan Adelie pengueni bulunduğunu fark edince oldukça şaşırdığını belirterek “Kim bilir hayvan yolunu yitirmiştir“ dedi. Thomas Stracke o gün bir baytar ile beraber yitik pengueni kurtardı. Antarktikalı Pingu’nun sıhhat kontrollerinde kan değerlerinin düşük olduğu, aç ve susuz kalmış olduğu gözlendi. Pingu, sıvı ve gıda takviyesiyle beraber lüzumlu tıbbi müdahalelerin arkasından bölgedeki güvenli bir plaja bırakıldı.

Daha ilkin 1962 ve 1993 yıllarında da benzer vakalar yaşanmış, Yeni Zelanda kıyılarında Adelie pengueni bulunmuştu. Bu bölgede bazı penguen türleri yaşasa da Antarktika penguenlerinin yaşaması mümkün değil. Uzmanlar Adelie penguenlerinin bu bölgede ortaya çıkmasının kaygı verici bulunduğunun altını çizdi. Otaga Üniversitesi’nden Zooloji profesörü Philip Seddon, Adelie penguenlerinin, Yeni Zelanda kıyısına yaptıkları ziyaretlerin okyanusta bilincinde olunmayan bir değişikliğin göstergesi olabileceğini belirtti. Bu alanda daha çok çalışmanın yapılmasının tüm deniz ekosistemi için gerekliliğini altını çizdi.