DÜNYA

Kıskançlığın İş Yerindeki Versiyonu: Salieri Kompleksi

Kıskançlık diyince, akla duygusal ilişkilerdeki kıskançlık gelse de bu kompleksteki durum oldukca daha değişik. Salieri Kompleksi; adını, Mozart ile aynı dönemde yaşamış olan İtalyan besteci Antonio Salieri’den alır. Peki ne oldu da bu komplekse onun adı verildi?

Etrafınızda Salieri Kompleksi’ne haiz birileri var ise ve bu kişiler geleceğinizi yönlendirebilme enerjisini sahipse oldukca çalışmanız, kabiliyetinizin olması ve akıllı olmanız hedeflerinize ulaşmanız için yetmeyebilir. Ne kadar akıllı ve yetenekli olursanız olun Edison’un gölgesinde kalmış olan bir Tesla olabilirsiniz ya da Mozart’ın gölgesinde kalmış olan bir Antonio Salieri

Türk Dil Kurumu (TDK); kıskançlığı, “Bir kimse bir üstünlük gösterdiğinde yada sevilen birisinin, başkası ile ilgilenilmiş olduğu kanısına varıldığında takınılan negatif tutum, günücülük, hasetçilik, hasetlik, hasutluk.” şeklinde açıklar. Bu yazımızda tanımın ilk kısmıyla, bir kimse üstünlük gösterdiğinde ortaya çıkan kıskançlık ile ilgileniyoruz. Doğrusu aslen kıskançlık, insanda bulunan en naturel duygulardan biri. Birinin başarısını görünce onu kıskanıp siz de başarı göstermiş olmak isteyebilirsiniz. Peki bu ne süre tehlikeli olur? İşte bu probleminin cevabı yazının devamında. 

Kıskançlık, iş yerlerindeki verimliliği azaltıyor olabilir.

Rekabet

Rekabetin, iş yerlerinde verimi artıracağı düşüncesi genel bir kanı olsa da aslen araştırma neticeleri bunun aksini söylüyor. Michelle K. Duffy ve Jason D. Shaw, 2000 senesinde 129 grup üstünde kıskançlığın grup üstündeki tesirini araştırmak için bir emek harcama yaptılar. Araştırma sonuçlarına bakılırsa; kıskançlık arttıkça gruplarda toplumsal kaytarma artıyor, gruptaki uyum bozuluyordu. Ek olarak gruptaki üyelerin işten aldıkları doyum azalıyor, grup toplantılarına katılım azalıyor, devamsızlık artıyordu. Netice olarak tüm bunların yaşanması, gruptaki verimliliği azaltıyordu. Dolayısıyla aslen iş ortamında rekabeti özendiren yöneticilerin bunu yapmadan ilkin bu araştırma neticelerini yine gözden geçirmesinde yarar var. 

Antonio Salieri aslen kimdir?

Salieri

1750-1875 yılları aralığında İtalya’da yaşamış bir besteci, orkestra şefi, müzik öğretmeni ve saray müzisyeni. Franz Liszt, Schubert ve Beethoven şeklinde meşhur müzisyenlerin hocalığını da yapmıştır. 

“Ya benimsin ya kara toprağın!” sözünün adeta “Ya benimsin ya da ben kara toprağın!” sözüne evrilmiş hali.

Amadeus

Salieri Kompleksi’nin zamanı aslen birazcık eskilere dayanıyor. Hakkında bir tiyatro ve film çekilince daha popüler hale geldi. Hikayenin aslının ne işe yaradığını bilmesek de Salieri ve Mozart’ın aynı dönemde yaşadığını ve Salieri’nin o dönemde saray müzisyeni olduğu biliniyor. Peki Salieri Kompleksi’ne adını veren, kurgu olan ve Mozart’ın başarısını kıskandığı için intihar girişimlerinde bulunan Salieri karakteri nasıl ortaya çıktı?

1979 senesinde, oyun yazarı  Peter Shaffer tarafınca Amadeus isminde bir tragedya yazıldı. Bu tragedya sonrasında film yönetmeni Miloš Forman tarafınca aynı isimle filme de uyarlanarak 1984’te gösterime girdi. Burada Mozart ve Salieri arasındaki ilişki kurgu olarak doğrusu gerçeklerden beslenen fakat gerçeklerden bağımsız olarak verildi.

Oyunda Salieri oldukca çalışmış, çabalamış fakat doğuştan herhangi bir kabiliyeti olmayan, halkın isteklerine uyarak bulunmuş olduğu konuma gelebilen bayağı bir müzisyeni temsil ediyor. Öte taraftan hemen hemen çocuk yaşlarındaki Mozart ise akıllı, doğuştan yetenekli olan ve Salieri’nin günlerce oturup yazdığı bir besteyi dakikalar içinde icra eden dahi bir müzisyeni temsil ediyor. Oyunda Salieri, halkın gerçek halini temsil ederken Mozart ise her insanın gıpta etmiş olduğu, olmak istediği fakat olamadığı o sıradışı kişiyi temsil eder. Salieri, Mozart’ın kabiliyetinin farkındadır fakat oldukca çabalamasına karşın onun şeklinde de olamamaktadır, olamayacaktır da. Onu yok etmek, başarısını minik düşürmek için yapabileceği bir şey de yoktur. Sonunda Salieri’nin dileği gerçek olur ve Mozart genç yaşta ölür. Mozart’ın ölümünün üstünden ün elde etmek isteyen Salieri de onu öldürdüğünü itiraf eder ve intihar denemelerinde bulunur. 

Salieri Kompleksi’ne haiz olduğunuzdan şüpheleniyorsanız bu maddeleri iyi okuyun:

  • “Tanrım; madem bana Mozart’ın kabiliyetini vermedin; bari onu anlayacak zekâyı da vermeseydin.”

yetenek

Bu maddede mühim olan nokta, siz kıskandığınız kişinin kabiliyetinin farkındasınız. Bir ihtimal kurgu olan Salieri şeklinde karşınızdakinin bunu hak etmediğini düşünüyorsunuz, kendinizin daha oldukca hak ettiğini düşünüyorsunuz. Fakat söz mevzusu şahıs, bu maddeye bakılırsa bu kabiliyeti kesinlikle sizden daha oldukca hak etmiyor.

  • “Mozart, katilini affet; itiraf ediyorum, seni öldürdüm. Evet, seni öldürdüm. Beni affet!”

Edison

Bu maddede dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan nokta ise karşınızdakini yok etmek için her şeyi yapabileceğiniz. Onun ile ilgili fena eleştiriler yapabilir, onun önüne set çekmeye çalışabilirsiniz ya da onun en fena eseriyle öne çıkmasını sağlayıp öz itimatını yok etmeye çalışabilirsiniz. Fena bir üne haiz olmasını sağlayabilirsiniz. Onun kabiliyetlerini kullanamayacağı bir departmana gönderilmesini sağlayıp orada başarısız olmasını sağlayabilirsiniz. 

Onun kariyerini öldüreceğiniz şeklinde onun yerine geçmek için hakkaten o kişiyi fizyolojik olarak da öldürebilirsiniz. Hiçbir süre kanıtlanamamış olsa da gerçek Salieri’nin Mozart’ı zehirlediği düşünülüyor. O dönemde bununla ilgili gazete haberleri de yapılmış. 

  • Daha oldukca sanat içerikli aktivitelerde, doğuştan yeteneğin var olması ihtiyaç duyulan yerlerde ortaya çıkar.

kıskançlıktan ölmmek

Şiir, edebiyat, şarkı, dans şeklinde hakkaten doğuştan mevcud bir yeteneğin mühim olduğu alanlarda daha oldukca ortaya çıksa da bilim topluluğunda da sık sık görülür.

  • Sendeki her şeyi almam lazım!

kıskançlık

Kıskandığınız kişidekinin aynısının sizde olmasıyla yetinmeyip ondakinin de yok olmasını istiyorsanız Salieri Kompleksi’nden sizde de olabilir. 

Not: Salieri Kompleksi duygusal ilişkilerde kendini gösteren kıskançlıkla karıştırılmamalıdır. Bu kıskançlık tipi yazıda da aktarıldığı suretiyle daha oldukca iş yaşamıyla alakalıdır. 

Kaynaklar: Mecmua Park, Sage Journals



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.