KOBİ’ler ve kurumsal yönetim – HAKANSEYHAN

Prof. Dr. Volkan Demir / Galatasaray Üniversitesi İİBF, İşletme Kısmı, Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
vdemir@gsu.edu.tr

Bu ay ki yazımda; KOBİ’lerin sürekliliklerini sağlayacak en mühim unsur olan ve benimsemeleri ihtiyaç duyulan bir mevzuyu “Kurumsal Yönetim” konusunu ele alıyorum. KOBİ ölçeğindeki şirketlerde çoğu zaman iki kavram çoğunlukla karıştırılmaktadır.

KOBİ GİRİŞİM AĞUSTOS 2021 tarihindeki sayıdan

Bu iki kavram kurumsallaşma ve kurumsal yönetim kavramlarıdır. Kurumsallaşma; şirketlerin faaliyetlerini, çalışanların yetki ve sorumlukları ile iş yapış şekilllerini yazılı olarak tanımlayan bir süreçlerin tümüdür.

Kurumsal yönetim ilkelerine uyum için de ilk olarak benimsenmesi ve uygulamaya geçilmesi ihtiyaç duyulan bir mevzudur. Sonrasında ise kurumsal yönetim ilkelerine uyum firmanın kurumsallaşmasına büyük katkı elde edecektir. İki kavramın birbirini destekleyicisi olduğu unutulmamalıdır.

KOBİ’ler çoğu zaman kurumsallaşmaya çalışırken, kurumsal yönetim ilkelerine uyum mevzusu söz mevzusu olduğunda bu mevzunun oldukca büyük firmalar ile halka açık firmalar tarafınca odaklanılması ihtiyaç duyulan bir mevzu olduğu -yanlış- görüşüne haizdir. Oysa kurumsal yönetim ilkelerine uyum ve bu ilkeleri ortak, yönetici ve büyüklüğü ne olursa olsun firmanın içselleştirmesi firmanın büyümesi ve devamlılığı için zorunludur.

KURUMSAL YÖNETİM KAVRAMI

Dar kapsamlı tanımlamada; kurumsal yönetim, şirket ile hissedarlar arasındaki ilişki ile sınırlandırılmakta ve geleneksel finansta Vekalet Teorisi ile açıklanmakta iken geniş kapsamlı tanımlamada kurumsal yönetim, işletme ve çalışanlar, müşteriler ve tedarikçiler benzer biçimde paydaşlar içinde olan ilişkiler ağı olarak nitelendirilmekte ve Paydaş Teorisi ile açıklanmaktadır.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) (2004) tarafınca kurumsal yönetim ilkeleri, (1) etkin bir kurumsal yönetim çerçevesine temel sağlanması; (2) hissedarların hakları ve ana iyelik fonksiyonları; (3) hissedarlara eşit mesafede durma; (4) paydaşların kurumsal yönetimdeki görevi; (5) kamuoyunu aydınlatma ve şeffaflık; ve (6) firmanın yönetim kurulunun sorumlulukları olmak suretiyle altı ana başlık altında incelenmekte ve emek verme süresince her ana başlığın altında çeşitli alt başlıklarla açıklanmaktadır.

KURUMSAL YÖNETİMİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KURUMSAL YÖNETİM İLKELERİ

Avrupa’nın gündemine ilk kez Cadbury Raporu ile gelen kurumsal yönetim mevzusu, internasyonal kurumların da gündeminde yoğun bir halde yer verilmiştir. Kurumsal yönetim mevzusu; Greenbury Raporu, Hampel Raporu, Sarbaney-Oxley Yasası ile de detaylı incelenmiştir.

Ek olarak; Ekonomik Kalkınma ve ortaklık Örgütü (OECD) tarafınca ilk kez 1999 senesinde yayınlanmasına müteakip 2004 senesinde revize edilen Kurumsal Yönetim İlkeleri internasyonal düzeyde kabul görmektedir.

Bu emek verme, OECD tarafınca revize edilmektedir ve 2014 senesinde gösterilen taslak doküman, Kurum’un web sayfası üstünden kamuoyu görüşüne açılmıştır.

Bu rapor ve sonrasında çıkan raporlar, ilkeler ve yasalar; ortaya çıkan iflaslar, hileler, muhasebe skandalları, şirket dolandırıcılıkları benzer biçimde olayların sonucu olarak geliştirilmiştir.

Vatanımızda de BDDK ve SPK benzer biçimde kurumlar kendi düzenleme alanlarındaki firmalar için kurumsal yönetim düzenlemeleri yayınlamıştır. Ek olarak, 2012 senesinde yürürlüğe giren Türk Tecim Kanunu’nun hazırlanışındaki temel ilkeler, kurumsal yönetim ilkeleridir ve bu konudaki düzenlemede yürürlüğe girmiştir.

Son zamanlarda, finans kuruluşları tarafınca şirketlerin kredi limitlerinin düzenlenmesinde bağımsız denetim raporu, makul güvence raporu ve kurumsal yönetim ilkelerine uyum raporu da talep edilmektedir.

KURUMSAL YÖNETİM İLKELERİ

Şeffaflık: Şirketlerin, kamuoyu ile karşılaştırılabilir, doğru ve zamanında data paylaşımı yapabilmesini ifade etmektedir. KOBİ’ler saydam olabilmek için kamuoyu kontakt yayınlarını (web sayfası, bültenler vs) güçlendirmeli ve içerik yönünden zenginleştirmelidir.

Hesap Verebilirlik: Şirketi yönetenlerin, şirkete ve şirket ortaklarına karşı hesap verme sorumluluğunu ifade etmektedir. KOBİ’lerin hesap verebilir olabilmeleri için her şeyden ilkin hesap yapabilir olmaları gerekmektedir. Bunun içinde firmanın muhasebe ve finansal raporlama fonksiyonuna; yalnız geleneksel vergi esaslı değil, hem de doğru data elde etmek amaçlı odaklanılmalıdır. Böylece varlıklar, borçlar, kar yada zarar sayıları karar vermeyi daha çok destekleyecektir.

Adillik: Bu kavram esasen, şirkette denetim gücüne haiz ortakların azınlık paylarına haiz ortaklara karşı adil olması icap ettiğini ifade etmektedir. KOBİ’ler azınlık paylarına haiz ortaklarına adil olabilmek için; firmanın geleceğini düşünmeli ve bu ortakların hisselerinin satın almak, tertipli olarak kar dağıtmak benzer biçimde seçenekleri de dikkate almalıdır. Periyodik olarak yapılacak varlık, borç, kar yada zarar mevzusundaki bilgilendirmeler de çoğunluğa haiz olanların adil olabilmelerini sağlayabilmektedir.

Mesuliyet: Firmalar yalnız hisse sahipleri için yarar yaratan işletmeler değildir. Bununla birlikte topluma, tabiat ve çevreye, toplumsal sürdürülebilirliğe de odaklanmaları gerekmektedir. KOBİ’ler de kendi ölçekleri itibariyle sorumluluklarını yerine getirmeli ve hisse sahiplerine kıymet yaratırken paydaşlara ve topluma karşı sorumluluklarını unutmamalıdır.

KURUMSAL YÖNETİM İLKELERİNE UYUM İÇİN İYİ BİR YÖNETİM KURULUNUN ÖZELLİKLERİ

Meydana getirilen literatür araştırmalarında, şirketlerde iyi bir yönetim kurulunda bulunması ihtiyaç duyulan özellikler aşağıda listelenmektedir:

  • Kurul ihtiyaç duyulan sıklıkta toplanmalıdır.
  • Kurul etkinlik alanı dahilinde ve bunun haricinde tecrübesi olan üyeleri içerecek çeşitlilikte olmalıdır.
  • Kurulda hanım üyelerin olması sağlanmalıdır. Böylelikle şirkette hanım perspektif ve titizliği faaliyetlerin, kontakt dilinin ve kurumsallaşma yolcuku-ğunun başarısına yansıyacaktır.
  •   Kurul güç dengesini sürdürmelidir.
  •   Bir kişinin kurul toplantılarında ve karar almada baskın olmasına müsaade edilmemelidir.
  • Üyeler, öteki üyelerin önerilerine açık olmalıdır.
  • Kurul üyeleri birbirlerine yüksek seviyede itimat duymalıdır.
  • Kurul üyeleri oldukça dürüst ve etik olmalıdır.
  • Kurul üyeleri içinde etkin bir kontakt olmalıdır.
  • Kurul finansal tablolardan görevli olmalı ve bu mevzuda ihtiyaç duyulan organizasyonu oluşturmalıdır.
  • Bağımsız yöneticiler bağımsız bakış açıları sunmalıdır.
  • Kurul, yeni fikirlere ve stratejilere açık olmalıdır.
  • Kurul üyeleri değişime karşı olmamalıdır.
  • Kurul işletmenin işleri hakkında muhakkak derinlemesine data sahibi olmalıdır.
  • Kurul, doğası gereği dinamik olmalıdır.
  • Kurul, işlerin doğasında olan riskleri anlamalıdır.
  • Kurul, hesaplanmış riskleri almaya hazırlıklı olmalıdır. Unutulmamalıdır ki riskin olmadığı yerde getiri olmaz!
  • Kurul, hissedarlarla kontakt halinde olmalı, onların gereksinimlerinden haberdar olmalı ve bu tarz şeyleri işletmenin stratejisi haline dönüştürmelidir.
  • Kurul paydaşlara dair konulardan haberdar olmalı ve paydaşlarıyla etken bir halde bir araya gelmeye hazırlıklı olmalıdır.
  • Kurul hem kendileri kem de şirket için eğitim alınması mevzusunda bilincinde olmalıdır.

SONUÇ

Yukarıda özetlemek gerekirse açıklamaya çalıştığım benzer biçimde; kurumsal yönetim ve kurumsallaşma değişik kavramlardır. Şirketlerin kurumsallaşmaları için en önce belirli ilkeler benimseyip harekete geçmeleri gerekmektedir.

Kurumsal Yönetim benimsenecek ilkeler bakımında oldukca mühim ve kıymetli bir rehberdir. Firmalar, büyüklüklerine bakılmaksızın kurumsal yönetim ilkelerini kendilerine uyarlamaya çalışmalı, hedefler koymalı ve kurumsal sürdürülebilirlik için bu ilkelere sıkı bir halde uymalıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.