DÜNYA

Mekaniği, Quartzı, Otomatiği: Kol Saati Iyi mi Seçilir?

Bir kol saati almaya karar verdiniz fakat kol saatleri arasındaki farkları mı öğrenmek istiyorsunuz? Niçin bazı saatler ucuzken bazılarına bir ev parası verildiğini merak mı ediyorsunuz? Güzel bir saat almayı planlıyor fakat hangisini seçeceğinizi mi bilemiyorsunuz? Bu içeriğimiz sizin için.

Kol saatleri senelerdir hem adamların hem de kadınların kullandığı aksesuarlar içinde yer ediniyor. Saat seçmek ise pek kolay bir şey değil, bilhassa de ilk kere saat seçecekler için. Sonuçta insanoğlu bir şeye ne kadar oldukça para ödeyeceklerse üstünde o denli oldukça düşünüyorlar. Mesela akıllı telefon almak için yaptığımız araştırmayı makarna almak için yapmıyoruz. 

Yazıdaki genel geçer tavsiyeler hem erkek hem de hanım saatleri için geçerli olsa da bu yazıya esin veren şey kendime güzel bir saat almaya karar vermiş olmam, o yüzden odağım erkek saatleri idi. Dürüstçe söylemek gerekirse maddi yönden kalbimiz kırılmadan bir saat almak olanaksız değil fakat birazcık uğraşlı olabiliyor.

1- Saat fakat iyi mi saat?

saat

Saat alırken ilk dikkat etmemiz ihtiyaç duyulan şeylerden biri, saatimizin iyi mi bir mekanizmasının bulunmuş olduğu. Bu aşamada karşımıza çıkan üç değişik alternatif bulunuyor: mekanik, quartz ya da otomatik. Her ne kadar yoldam anlamında değişik saatler olsa da saatlerin emek harcama şekilleri anlamında seçenekler kısıtlı. Peki bu tarzlar arasındaki fark ne?

Mekanik saatler genel olarak daha pahalı ve daha karmaşık olur. Devletimizde “kurmalı saat” olarak da malum mekanik saatlerin emek harcama prensibi oldukça rahat fakat etkileyicidir. Saati kurduğunuzda dişli sistemine bağlı bir mekanizmayı sıkıştırırsınız. Bu mekanizma özgür kaldıkça yavaş yavaş bir momentum oluşturur. Bu da saatinizin çalışmasını sağlar.

İkinci saat tipi ise otomatik saatler. Bu saatlerin yüzlerce ufak parçası ve içinde de rotor adında olan bir sistem bulunur. Temelde siz bu saati kolunuza takıp hareket ettikçe saatin emek vermesi için ihtiyaç duyulan enerjiyi de elde etmiş olmuş olursunuz. Hatta üst düzey bir otomatik saat alırsanız size kendi kendine dönen bir saat kutusu/saat koyma aparatı verirler. Bu aparatın amacı saatin durmasını engellemektir. 

Üçüncü tip ise quartz saatler. Bu saatlerin içinde hakkaten de bir quartz parçacığı bulunur. Saat pilinden gelen elektrik akımı, quartzın belli bir frekansta titreşmesini sağlar. Böylece bu saatler oldukça güvenilir ve saati doğru gösteren ürünler haline gelmiştir. 

Seçim yaparken bu üç tipten hangisini istediğimize karar vererek başlamamız doğru olacaktır. Tozun ya da çevresel etmenlerin oldukça olduğu bir yerde çalışıyorsanız, mekanik bir saat doğru seçim olmayabilir. Saatin bakımı oldukça zamanınızı alacaktır. Bu tür noktalara dikkat etmek gerekir. 

2- Ben hangi malzemeyi seviyorum?

saat

Saat seçimindeki bir sonraki mühim nokta ise ne tür malzemeleri sevdiğinizdir. Sonrasındaki tercihlerimizi de ona bakılırsa daraltmamıza destek olacak olan bir kıstastır. Kişisel olarak plastik ya da silikon kordonlardan hoşlanmam, deriye de bakmayı oldukça bilmiyorum. O yüzden metal kordonlar ve metal ağırlıklı saatler seçiyorum. Gene de deri kordonların seçimi, silikon ve plastiğin esnekliği ve konforu metal kordonlarda bulunmaz. 

Buna ek olarak saatin camında, içinde, kadranda da değişik materyaller kullanılır. Bu materyaller de seçimlerinizde aklınızda bulunsun. Metal saatler örneğinden gitmek gerekirse bazı kişiler altın benzer biçimde kıymetli metalleri tercih eder. Bazı kişiler ise dayanıklılığı öne çıkarır ve paslanmaz çelik benzer biçimde alternatiflere yönelir. Bunların haricinde silikon, seramik, plastik benzer biçimde alternatifler de normal olarak vardır. Ya da yeterince paranız var ise kıymetli taşlarla süslü bir saat seçebilirsiniz.

3- Bu benim bileğime olur mu?

saat

Erkek saatlerinin çapı oldukça değişken olabiliyor. Eski saatler genel anlamda 34-36 mm çapında kadranlara sahipken günümüzde bu kadran boyu 52 mm’ye kadar çıkabiliyor. Aradaki farka ise birkaç mm demek oldukça doğru değil, 34 mm’lik kadranın alanı 3632 mmkareye yakındır. 52 mm’de ise bu alan 8495 mmkareye çıkar, kısaca kadran ötekinin iki katından daha geniş olur. 

Burada genel geçer kaide şudur: Bileğiniz 18 santimetre’den ince ise 42 mm sizin için kafi bir kadrandır. Benimki benzer biçimde tombik bilekleriniz var ise daha büyük kadranlar kolunuzda daha iyi duracaktır. Bunun için göz sonucu da yaklaşabilirsiniz, tam bir ölçü almaya gerek duymayabilirsiniz.

4- Saatimin şusu da olsun, busu da olsun

elmaslı kol saati

Saatler en rahat haliyle zamanı gösterir. Gene de saatlerde karmaşıklık adında olan bir olgu vardır. Bu kavram her ne kadar ürkütücü benzer biçimde dursa da aslına bakarsak saatin ne kadar oldukça özelliği olduğuna göre değişiklik gösterir. Bazı saatlerde yer edinen tarih göstergesi, takometre, kronometre benzer biçimde özelliklerin sayısı arttıkça karmaşıklık artar.

Karmaşıklık konusunu çığırından çıkaran akıllı saatler de son yıllarda yaşamımıza girmiş olsa da onlar başlı başına bir yazının mevzusu olmayı hak ediyorlar. Gene de şu ana kadar bahsettiğimiz değerlendirme kıstasları onlar de ilgilendiriyor. 

5- Peki kaliteli saati iyi mi anlarım?

kol saati

Saatlerin tutarları oldukça değişken olabiliyor. Yol kenarından 30 liraya aldığınız bir saatten esasen oldukça bir şey beklemiyorsunuzdur sadece daha yüksek meblağları gözden çıkarmaya başladıkça, normal olarak ki daha evladiyelik bir saat istiyoruz. Bu saatleri idrak etmek için ise genel anlamda beş kıstasa bakılması tavsiye ediliyor.

Ağırlık: Ağır olan saat iyidir, hususi olarak bir polikarbon falan kullanılmamışsa kaliteli araç-gereç ağır olur. Saat kolunuzda varlığını hissettiriyor, elinizde tuttuğunuzda oyuncak benzer biçimde gelmiyorsa kalitelidir. Bunu bilen düzmece saat üreticileri kimi zaman saate gereksiz ağırlık koyar fakat elinizde tarttığınızda ağırlığın tek noktada toplanıp toplanmadığına bakarak bunu anlayabilirsiniz.

Akıcılık: Saatlerin evrensel sesi olan tik tak sesini ne kadar azca duyarsanız saatiniz o denli iyidir. Tüm saatlerde bu ses olur sadece daha kaliteli saatlerde daha azca ve daha düşük sesli tik tak duyarsınız. Her saniye tik tak icra eden saatle 8 saniyede bir tik tak icra eden saat içinde ciddi kalite ve işçilik farkı bulunur. 

Marka: Sırf marka diye bir şeylere fazla para vermek oldukça mantıklı değildir sadece saatler söz mevzusu olduğunda iş birazcık değişiyor. İyi ve kaliteli bir saatin nesilden nesile aktarılma ihtimali oldukça daha fazladır ve üreticiler bu saygınlık üstünden pazarlama yapar. İkinci Dünya Savaşı’nda kullanılan Rolex saatler günümüzde hâlâ çalışır durumdadır ve nesilden nesile geçer. 

İsviçre yapımı olsun: İsviçre’nin saat yapımı mevzusunda hususi bir yeri vardır. Ülkenin hükümeti de bu sanatı korumak adına çeşitli standartlar getirmiştir. Kaliteli saatler ya İsviçre yapımıdır, ya da Swiss Movement adında olan yöntemle üretilmiştir. İsviçre Yapımı (Swiss Made) saatlerin üretimi İsviçre’de yapılırken Swiss Movement saatler İsviçre standartlarıyla başka ülkede yapılır.

İsabetlilik: İnanmazsınız saatin iyisi saati doğru gösterendir. Bu mevzuda standart genel anlamda günde 10 saniye sapma şeklindedir. Bazı saatler saat başı bir dakika geri kalmış olduğu için bu isabetlilik mühim bir kıstastır. Bazı saatlerin reklam kampanyaları direkt bu ölçüt üstüne yapılır. 

Bir kol saati seçerken bakmamız gerekenler genel olarak bu şekilde. Akıllı saatleri ise hemen sonra değişik bir yazıda ele alacağız. Sizin tercih ettiğiniz kol saati modelleri hangileri?



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.