Öğrendiğiniz Detayları Hatırlamanızı Sağlayacak 6 Taktik
Saatlerce değişik değişik mevzulara çalışan yüzlerce öğrenci, akıllarda tek sual; bu kadar mevzuyu hafızamızda nasıl tutacağız? Okul süreci süresince birbirinden değişik derslere saatlerce çalışsak da kimi vakit öğrendiğimiz detayları -sınav zamanı şeklinde vahim anlarda- hatırlamakta zorlanabiliyoruz. Bu zorluğu ortadan kaldırmak için, öğrenilen bilgilerin akılda daha kalıcı olmasını elde eden bellek sarayı ve pomodore tekniği şeklinde bazı taktiklere yakından bakmak istedik.
Imtihan zamanı vardığında yüzlerce öğrencinin aklına tek bir sual gelir; “bu kadar şeyi öğrenip nasıl aklımda tutacağım?” Emek harcamayı son haftaya bırakan öğrenciler için çoğu zaman tüm ders programını kısa bir sürede öğrenmek, pek de mümkün değildir.
Hızlıca öğrenmenin mümkün olmadığı durumlarda da devreye ezber şekilleri girer. Peşin peşin izah edelim, ezberlemek hiçbir vakit öğrenmenin yerini tutamaz sadece birkaç gün ilkin ne çalıştığımızı ya da son olarak üstünden geçtiğimiz mevzuyu anımsamak için, çeşitli ezber ve anımsama yöntemlerine başvrabiliriz. Öğrendiğimiz şeylerin akılda kalmasına olanak elde eden yöntemler nelermiş, yakından bakalım.
İlk başta çalışacağınız ortamı güzelce düzenleyin:
Sınava hazırlanırken yapmamız ihtiyaç duyulan ilk şey, beynimizin yalnız çalıştığımız mevzuya odaklanmasına izin vermektir. Bu yüzden emek harcama masasında hatta odada dikkat dağıtabilecek unsurları ortadan kaldırmamız gerekiyor.
Çalışmak için koltuğunuza oturmadan ilkin masada ne kadar dikkat dağıtıcı unsur var ise toplayın ve geriye yalnız dersi çalışacağınız kitaplar, defterleriniz ve hangi teknolojik cihazdan yararlanıyorsanız o kalsın. Bu sayede emek harcama esnasında gözünüz başka şeylere kaymaz ve dikkatiniz kolayca dağılmaz.
Bellek sarayından (Loci metodu) yararlanın:
Sıkı bir Sherlock Holmes fanatikleri ne demek istediğimi çoktan anlamış oldu bile. Hatırlayacak olursanız dizinin bir bölümünde Sherlock, kendi zihninde inşa etmiş olduğu bellek sarayından bazı anıları yeniden hatırlayıp kimsenin çözemediği (klasik Sherlock işte) bir vakası çözebilmişti.
Loci metodu teoride kolay, pratikte birazcık zorlayıcı bir yöntemdir. Hangi mevzuya çalışırsanız çalışın, yeni öğrendiğiniz en ufak şeyi bile beyninizde sizin yarattığınız bir odadaki çekmeceye koymanız, gereksinim halinde de hangi çekmeceden hangi bilgiyi alabileceğinizi bilmeniz gerekiyor.
Bu metodu uygulamanın en kolay yolu, bir şeyler öğrendikten sonrasında gözlerimizi kapatıp büyük bir saray, ev ya da kütüphane düşlemek. Diyelim ki anatomi çalışıyorsunuz ve insan ayağında yer edinen kemikleri ezberliyorsunuz. Gözlerinizi kapatın ve öğrendiğiniz şeyi görselleştirmeye çalışın. Kendi yarattığınız evde bir dolap bulun ve bu dolaba öğrendiğiniz detayları yerleştirdiğinizi hayal edin. Hangi bilgiyi hangi dolaba yerleştirdiğinizi anımsamak da size kalmış doğal.
Ne öğrendiğinize dair bir cetvel tutun:
Söz uçar yazı kalır diye boşuna dememişler. Günlük ve haftalık olarak ne çalıştığınıza dair bir cetvel tutarsanız, bu çizelgeye bakarak hem nereden devam edeceğinizi hem de bundan önceki günlerde beyninizi hangi mevzularla meşgul ettiğinizi öğrenmiş olmuş olursunuz.
Ek olarak birçok öğretmen, öğrencilerin bu çizelgeye bakarak kısa tekrarlar yapmasını tavsiye ediyor. Mesela her gün bundan önceki mevzuyu otuz dakika ya da bir saat süresince tekrarlamak, sağlama yapma durumunda olacağı için öğrendiğiniz her şey fazlaca daha akılda kalıcı olacaktır.
Uzun soluklu çalışmalarda beyninizin yandığını hissediyorsanız Pomodoro tekniğine başvurun:
Pomodore, vakit kontrolü ve verimlilik mevzusunda en başarı göstermiş sonucu veren tekniklerden birisidir. Uygulaması son aşama kolay olan Pomodore tekniğini çoğu zaman yoğun konsantrasyon gerektiren işlerde çalışan insanoğlu uygular.
Bu tekniği uygulayabilmek için ihtiyacınız olan tek şey, artık tüm akıllı telefonlarda bulunan zamanlayıcı. Zamanlayıcıyı 25 dakikaya ayarlayın ve ve bu 25 dakika süresince ders çalışmak haricinde herhangi bir şeyle asla ilgilenmeyin. 25 dakikanın sonunda 5 dakikalık bir mola verin ve bu molada kafanızı dağıtacak, odaklandığınız şeyden uzaklaşmanızı sağlayacak değişik bir aktivite yapın.
Pomodore tekniğini uygularken süreyi ,kendi deneyimlerinize bakılırsa kişisel olarak belirleyebilirsiniz. Mesela başkası için 25 dakika tam verimli geçer, sizin için 35 dakika. Mola sürelerine de (fazlaca uzun olmamak şartıyla) gene siz karar verebilirsiniz.
Emek verme ve mola sürelerini bir kere belirledikten sonrasında kendi koymuş olduğunuz kurallara uymak, büyük ehemmiyet arz ediyor. Mesela bigün 25 dakika emek harcama, 5 dakika mola ertesi gün de 35 dakika emek harcama, 10 dakika mola şeklinde düzensiz bir yoldan ilerlerseniz rutininizi yitirmiş ve bunu bir alışkanlık haline getirmekten uzaklaşmış olmuş olursunuz.
Belirlediğiniz sürelerde döngüyü 4 kez tamamladıktan sonrasında fazlaca daha uzun bir mola vermeniz gerekir. 25 dakikalık bir emek harcama süresi belirlediniz diyelim, molalar haricinde 100 dakika geçmiş olduğu vakit 15 – 20 dakikalık bir mola vermek zihninizin yenilenmesine destek olacaktır. Daha detaylı ifade için aşağıdaki içeriğimize göz atabilirsiniz:
Çalıştığınız süre süresince toplumsal medyadan, telefondan ve bilgisayardan uzak durun:
Günün her anında en dikkat dağıtıcı şeylerin başlangıcında telefonumuz ve bilgisayarımız gelir. Ardı kesilmeyen bildirimler, Instagram’da kim neler paylaşmış diye merak etmeler, 10 dakika oyun oynayayım ne olacak diyenler…
Bunların sonu hakikaten kesilmiyor ve eğer siz kendi kendinize söz geçiremezseniz, telefonunuz ya da bilgisayarınız yüzünden ders emek harcama mevzusunda büyük zararlar görmeye devam edeceksiniz. Bunun için çalışmanın yeri ayrı, eğlencenin yeri apayrı olmalıdır.
Dersin başına oturacağınız vakit hiçbir şekilde telefonunuzu yakınlarda bulundurmamanız gerekiyor. Oldukça mühim bir şey olmadığı sürece telefonu sessize alın ve sizden uzak bir yere yerleştirin. Online eğitime geçtiğimiz şu dönemde bilgisayarı kapatmak pek mümkün olmayacaktır sadece kendi iradenize haiz çıkıp, “dur bi Steam’e bakayım” diye bir düşünceyi asla aklınızdan geçirmemeniz gerekiyor.
Ders çalışmak ve uyumak arasına başka bir aktivite koymayın
Geç saatlere kadar çalıştıktan sonrasında birçoğumuz geceyi, kendimizi oyunla ödüllendirerek bitirir. Oysa bu, çalıştığımız mevzulara haksızlık etmek anlamına gelir. Beynimiz, gece uyurken kendisini yeniler ve yeni öğrendiği şeyleri bir süzgeçten geçirerek daha kalıcı hale getirir. Öğrenilen şey ne kadar tazeyse, hafızaya atma işlemi de o denli kolay bir halde gerçekleşir.
Gece çalıştıktan sonrasında beynimizi bir de oyunla ya da başka bir aktiviteyle yormaya devam edersek, ders çalışırken öğrendiğimiz şeylerin kim bilir en mühim kısımları uçup gidecektir. Bu yüzden gece uyumadan ilkin son yaptığımız şey kesinlikle yeni bir şeyler öğrenmek, ders çalışmak olmalıdır.
Kaynak 1, Kaynak 2, Kaynak 3