Arçelik CEO’su uyardı: Yeni dünyada ihracatçının önündeki büyük risk ne? #UEZ2021

Arçelik Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Bulgurlu, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı imzalamaması halinde Türk ihracatçılarının büyük problemler yaşayacağını belirterek, “Türkiye dünyada beyaz eşya üretimi açısından Çin’den sonrasında 2. ülke. Türkiye’deki toplam satışların yüzde 75’i Avrupa’ya yapılıyor. Eğer biz önümüzdeki dönemde Avrupa’yla entegre olmazsak, mesela Paris İklim Anlaşması’nı imzalamazsak, karşımıza ‘Karbon Sınır Vergileri’ çıkacak.” ifadelerini kullandı.

Capital, Ekonomist ve StartUp dergileri tarafınca Vodafone Business ana sponsorluğunda “Yeni Dünyaya Hazır Mıyız?” ana temasıyla hibrit olarak düzenlenen Uludağ Iktisat Zirvesi devam ediyor.

Zirve kapsamında meydana gelen “Sürdürülebilirlik” panelinde konuşan Arçelik Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Bulgurlu, Avrupa’nın karbon salımını azaltmak için oldukca agresif bir yol izlediğini hatırlatarak, bu çabanın sürdürülebilirlik açısından Avrupa’ya ihracat icra eden tüm ülkeler için olduğu şeklinde Türkiye için de ehemmiyet taşıdığını söylemiş oldu.

Avrupa’nın Kovid sonrası dönemde sürdürülebilirlik mevzuları için devasa bir bütçeyi seferber edeceğini belirten Bulgurlu, “Ben bunu Endüstri Devrimi’ne benzetiyorum. Aynı Endüstri Devrimi’nde olduğu şeklinde bir geçiş devrimi olacak. Buradaki öncü firmalar vakit kazanacağı için, avantaj elde edeceği için geleceğin kazanan şirketleri olacak.” diye konuştu.

Türkiye’nin ve beyaz eşya sektörünün de bu devrime hazırlıklarını hızlandırması icap ettiğini ifade eden Bulgurlu şu şekilde konuştu:

“Beyaz eşya sektörü için konuşuyorum, Türkiye dünyada beyaz eşya üretimi açısından Çin’den sonrasında 2. ülke. Türkiye’deki toplam satışların yüzde 75’i Avrupa’ya yapılıyor. Eğer biz önümüzdeki dönemde Avrupa’yla entegre olmazsak, mesela Paris İklim Anlaşması’nı imzalamazsak, karşımıza ‘Karbon Sınır Vergileri’ çıkacak. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde tek şansı çevre mevzusunda Avrupa’yla tam entegrasyon.

Evet bazı endüstriler açısından yatırım gerektiriyor. Daha detaylı bir tesir analizine ihtiyacımız var. Sadece şurası kati; orta vadede ve uzun solukta Türkiye’nin tek şansı Avrupa’yla çevre mevzusunda tam entegrasyon. Bu da bir an evvel Paris İklim Anlaşması’nı imzalayarak mümkün olur. İmzalamazsak yalnız bizim sektör değil Türkiye’deki tüm ihracatçılar açısından oldukca büyük bir risk almış oluyoruz. İmzalarsak genç girişimlerimize yepyeni kapılar açmış oluyoruz. Kovid sonrası çıkışın yaratacağı ‘Sonraki Dönem’ fonlarından ciddi kullanım hakları elde edebileceğimizi düşünüyorum.”

“Kazananlarla kaybedenleri görmüş olacaksınız”

Bulgurlu, Türkiye’nin son aşama genç ve dinamik bir ülke bulunduğunu anımsatarak, Türkiye’nin parlak geleceğinin önünün kapanmaması icap ettiğini söylemiş oldu.

Arçelik’in bu mevzuda Türkiye’ye öncülük ettiğini ifade eden Bulgurlu, “(Çevre mevzusunda entegrasyon) Bu bir iş modeli. Biz bunu yalnız çevre için, dünya için yapmıyoruz işimizin de sürdürülebilir olması için yapıyoruz global ölçekte. Onun için Avrupa’yla entegrasyon koşul. Sektörümüzde yeni enerji etiketi düzenlemesine gidildi. Burada oldukca süratli bir halde kazananlarla kaybedenleri görmüş olacaksınız aslına bakarsan. Teknoloji olarak bu alana oldukca ciddi yatırım yaptığımız için gene burada liderliğe yükseliyoruz. Kısaca enerji verimliliği en yüksek ürünleri tüketiciye sunuyoruz. Sadece biz 10 senedir buna hazırlanıyor olmasaydık bunu yapamazdık. Birazcık aciliyet var bu mevzularda, buna dikkati çekmek istedim.” diye devam etti.

“İş dünyasının gereksinim duyduğu vasıta ve kaynakları sunmaya devam edeceğiz”

Akkök Tüm ortaklık İcra Kurulu Başkanı ve Birleşmiş Milletler Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü de, Global Compact’ın dünyanın en büyük sürdürülebilirlik organizasyonu bulunduğunu belirterek, Global Compact Türkiye’nin yönetim kurulunun 2019’da seçildiğini ve 2022’ye kadar vazife yapacağını söylemiş oldu.

Organizasyonun Türkiye ayağında çevre, çeşitlilik ve kapsayıcılık, toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilir finans ve inovasyon alanındaki çalışmaların öne çıktığını özetleyen Dördüncü, bu alanda yaptıkları emekleri Türkiye genelinde yaygınlaştırmaya çalıştıklarını kaydetti.

Bu yıl iş dünyasının sürdürülebilirlik mevzusunda somut hedefler ortaya koyabilmesi için destek sağlayacaklarını özetleyen Dördüncü, “Bu yıl iş dünyasının sürdürülebilirlik mevzusunda gereksinim duyduğu vasıta ve kaynakları sunmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda UN Global Compact’ın nisan ayında küresel seviyede başlatacağı 1,5 Aşama Hedefine Doğru Programı’nı Türkiye’de uygulamaya başlayacağız. Program kapsamında şirketlerin iklim eylemi için bilim temelli hedefler koymalarına destek olacağız. ‘Cinsiyet Eşitliğini Hedeflemek’ programını 2. kez uygulayarak şirketleri üst yönetimde hanım sayılarını çoğaltmak için çıktıkları yolda desteklemeye devam etme planımız var.” bilgilerini verdi.

“Küresel etkinliklerde konumlayarak görünürlük sağlayacağız”

Sürdürülebilirlik ve inovasyonu kesiştiren bir programla “genç yenilikçileri” sürdürülebilirlik problemlerine hem yaratıcı hem de ekonomik çözümler üretmeleri için teşvik edeceklerini özetleyen Dördüncü, bu bağlamda imalathane emekleri yapacaklarını söylemiş oldu.

Birleşmiş Milletler Global Compact Türkiye olarak bölgesel ve küresel iş birliğini destekleyerek sürdürülebilirlik uygulamalarını daha görünür bir hale getirmek istediklerini aktaran Dördüncü, “Avrupa ve öteki genel ağlarla sürdürülebilir finans alanında şirketlerin birbirlerinin ‘iyi uygulamalarını’ dinlediği online toplantıları düzenlemeyi sürdüreceğiz. Ülkemizdeki iyi örnekleri bölgesel ve küresel etkinliklerde konumlayarak görünürlük sağlayacağız.” yorumunu yapmış oldu.

“Hepimiz kendi becerilerini gelecek meslekleri tahmin ederek yapabilmeli”

TAV Havalimanları CEO’su Sani Şener de virüsün mutasyona uğramış olduğu şeklinde iş yaşamı kurallarının da mutasyon geçirdiğini belirterek, araştırmacılara nazaran bir yıl içinde dünyadaki mevcut mesleklerin yüzde 30’unun ortadan kalkacağını aktardı.

Bireylerin geleceğin mesleklerine geçiş için hazırlık yapması icap ettiğini özetleyen Şener, insansız tayyare ve pilotların geleceğinden bahsetti.

Şener şu şekilde konuştu:

“İnsansız uçaklar yolcu uçaklarında da yaygınlaşacak. Aslına bakarsanız otomatik pilot var fakat tamamen otomasyona geçildiğinde pilotluk kalkacak diyorlar. Peki kalksın. Bu meslek ortadan kalkacak da ne olacak? Yere inecek. Şu anda insansız uçakları uçuran ortalama 30 kişilik bir ekip var aşağıda. Kısaca hepimiz kendi melekesini, becerilerini bence gelecek işleri, meslekleri tahmin ederek yapabilmeli. Biz TAV’da kesinlikle daima, her yerde, her durumda birbirimizle kontakt içinde olmalıyız görüşünü benimsiyoruz. Her insanın her şeyi bilmesi gerekiyor. Bizim yaptığımız en mühim hadise bu.”

Hezarfen kelimesinin “Bin bilimli” anlamına geldiğini aktaran Şener, Leonardo Da Vinci’nin bir “Hezarfen” bulunduğunu belirterek, sanatçının Mona Lisa tablosunu yapmadan ilkin kadavralarda yüz derilerini kaldırarak gülme kaslarını derinlemesine araştırdığını kaydetti.

Şener, gelecekte iş yaşamında başarı için bilhassa öğrencilerin pek oldukca alanda derinleşmesi icap ettiğini, her insanın “Hezarfen” olması icap ettiğini söylemiş oldu.