2. Süveyş Kanalı Projesi, 1 Nisan Esprisi Çıktı

Uzunca bir süredir koronavirüs salgınının tesiri altında olan dünya, artık çok da fazla keyifli bir yer değil. İnsanlar artık eskisi kadar özgür bir yaşam süremiyor, diledikleri benzer biçimde gezip dolaşamıyorlar. Sadece bazı şeyler, koronavirüs gölgesinde de olsa değişmiyor. Bunun en iyi örneklerini de şimdilerde görüyoruz. Şu sıralar, 1 Nisan furyası almış başını gidiyor…

Geçtiğimiz günlerde Volkswagen, böylesi bir durumla gündeme gelmişti. Şirket, web sitesinde paylaşmış olduğu bir basın bildirisi ile ABD’de kullandığı adı Voltswagen olarak değiştireceğini açıklamış, bu durum gündeme bomba benzer biçimde düşmüştü. Sadece olayın dünya basınında yer bulması üstüne yeni bir izahat meydana getiren Volkswagen, bunun 1 Nisan esprisi bulunduğunu açıklamıştı. Şimdi gene bu şekilde bir durum gerçekleşti. Üstelik bu kez, bilhassa de Türk basınının yakından takip etmiş olduğu bir mevzunun 1 Nisan esprisi olduğu anlaşıldı.

“İkinci Süveyş Kanalı” projesi, 1 Nisan esprisi çıktı

İngiltere merkezli The Guardian, geçtiğimiz günlerde dikkat çeken bir haberi servis etti. Bu habere gore Birleşmiş Milletler, geçtiğimiz günlerde Ever Given adlı bir yük gemisi sebebiyle tıkanan Süveyş Kanalı’na bir alternatif yapma projesi üstünde çalışıyordu. The Guardian, bu projenin Uncommittee for Trade Routes Uniting Economies adlı bir komite tarafınca hayata geçirileceğini ifade ediyordu. 

The Guardian, Türkiye’de büyük ilgi gören mevzuyla ilgili hazırladığı muhteviyatında OFP Lariol adlı bir tünel açma şirketinden bahsediyordu. Ek olarak bu firmanın yöneticilerinden bir tanesi de Iver Shovel adlı bir adamdı. Öte taraftan, bir de harita paylaşan The Guardian, “Mo Sez” adlı bir uzmandan da projeyle ilgili görüş alıyordu. Hepsi yetmezmiş benzer biçimde bir de söz mevzusu kanalın Suriye ve Irak’tan geçebileceğinin düşünüldüğü ifade ediliyordu. Meydana getirilen açıklamalarla, tüm bunların bir şakadan ibaret olduğu, bu şekilde bir projenin gerçek olmadığı ifade edildi.

Proje, Türk basınında manşetlere oturdu

The Guardian’ın ortaya çıkardığı proje, Türk basınının bir numaralı gündem maddesi haline geldi. Hatta Yeni Şafak adlı gazete, bu projeyi manşetine taşıdı. Ek olarak BBC News Türkçe, T24, BirGün, Milliyet ve Özgürlük benzer biçimde haber kaynakları da bu projeyle ilgili tüm bilgileri paylaştılar. Sadece asla kimse, projeyle ilgili detaylara dikkat etmemiş, hiçbir şeyi sorgulamadan haber haline getirmişti.

Öteki detaylardan ilkin, Birleşmiş Milletler’in “Uncommittee for Trade Routes Uniting Economies” adlı bir komitesi yoktu. Ek olarak bu “düşsel” komitenin baş harflerine bakıldığında “UNTRUE” şu demek oluyor ki “gerçek değil” ibaresi bulunuyordu. Öte taraftan, OFP Lariol adlı bir tünel açma şirketi de bugüne dek hizmet vermemişti. Bunun naturel bir sonucu olarak da Iver Shovel adlı bir yetkili yoktu. Eğer bu adam gerçek olsaydı, soy adı “kürek” olarak Türkçeye çevrilecekti. 

The Guardian’ın haberinde bir harita bulunduğunu ve bu haritayla ilgili de Mo Sez adlı bir uzman tarafınca izahat yapıldığını söylemiştik. Ne yazık ki bu şekilde bir şahıs de yoktu ve Mo Sez adı, Kızıldeniz’i yardığına inanılan Musa Peygamber‘den geliyordu. Musa Peygamber, bugün pek oldukca kültürde “Moses” olarak isimlendiriliyor. Her neyse ki bu vaka, basını faka bastırmış olsa da ülkemizdeki siyasiler tarafınca gündeme getirilmedi.