Toplumsal Medyadaki Videolar Hayvan İstismarını Hızla Artırıyor

Toplumsal medya platformları her ne kadar birçoğumuzun boş zamanını geçirmek için iyi araçlar olsalar da birçok negatif duruma da yol açabiliyor. Bilinmiş olduğu suretiyle her geçen gün toplumsal medyada acayip akımların yada videoların viral bulunduğunu görüyoruz. İşte bu trendler, bazı korkulu olayların yaşanmasına neden olabiliyor.

Mesela kısa sürede viral videolar yüzünden ABD’de otomobil hırsızlıklarının arttığını gösteren veriler ortaya çıkmıştı. Bunun haricinde TikTok şeklinde mecralarda yayılan akımların minik evlatların ölümüne yol açmış olduğu bile öne sürülmüştü. Şimdi meydana getirilen bir araştırma ise platformlarda popüler olan bu videoların yalnızca insanlara değil, hayvanlara da ciddi zararlarının bulunduğunu gösterdi.

Toplumsal medyadaki popüler videolar hayvan istismarını ciddi oranda artırıyor

Toplumsal Medya Hayvanlara Uygulanan Sertlik Koalisyonu (SMACC), toplumsal medyadaki trendlerin hayvan istismarını artırdığını açıkladı. Viral videoların bazı içerik üreticilerinin kendi kanallarına yırtıcı hayvanları alet etmesini sağladığını belirten kurum, bu sonuçlara 13 hayvan koruma organizasyonunun desteğiyle meydana getirilen bir araştırma sonucunda ulaştı.

Facebook, YouTube, Instagram, TikTok ve Twitter şeklinde önde gelen platformlarda 2021 ila 2022 içinde çıkan 840 videonun incelenmiş olduğu çalışmada uzmanlar, içlerinde nesli tükenmekte olan örümcek maymunu, yengeç yiyen şebek, kaplanlar ve orangutanlar dahil olmak suretiyle 97 türün evcil hayvan olarak tutulduğunu tespit etti. Kısa bir aramayla, bebek bezli yada tasmalı aslanlara, giyim giyen yada uygunsuz besinlerle beslenen maymunlara ve fazlaca daha fazlasına ulaşılabildiği açıklandı.

Videolarda gördüğünüz davranışlar naturel değil

https://www.youtube.com/watch?v=WoPEx9KzChI

Uzmanlar, her ne kadar daha azca tehlikede olan hayvanlarda bu videolar keyifli görünse de bu içeriklerde gördüğümüz davranışların çoğunluğunun naturel olmadığını ve yanlış anlaşıldığına dikkat çekti. Buna bir örnek olarak da bir aralar oldukça popüler olan yavaş loris türünün gıdıklandığı videolar örnek verildi. Doğrusu bu videoda gördüğünüz davranış hayvan için asla iyi bir şey değil.

Internasyonal Hayvan Koruma kuruluşunun başkanı Alan Knight da buna ilişkin IFLScience’a yapmış olduğu bir açıklamada buna ilişkin, “Lorislerin savunmasız kalması için satılmadan ilkin tırnak makası yada tel kesiciler ile dişleri kesiliyor. Gıdıklanmak için kollarını kaldıran sempatik lorislerin bu hareketi aslına bakarsak kendini koruma mekanizması. Kollarını, dirseğindeki zehirli bir toksini yalamak için kaldırıyor. Bunun sebebi ise kendisini tutsak tutan kişiye karşı kendini korumak için çaba sarfetmek.”

İnsanların daha bilgili olması, hayvanların acı çektiğini bilmesi gerekiyor

SMAAC’den Nicole O’Brien de açıklamalarında insanların bu mevzuda bilgili olması gerektiğine vurgu yaparak şunları ekliyor “Toplumsal medyada dolaşan bir çok insan, bu 30 saniyelik videolarda hayvanlara karşı meydana getirilen büyük zulmü görmüyor. Bu içeriklerdeki kişiler, evcil kaplanını sütle besleyen şefkatli bir haiz şeklinde görünebilir sadece aslına bakarsak görmeleri ihtiyaç duyulan şey, fazlaca fazla acı çekmiş yada çekecek olan tehlikedeki bir türdür.”

İnsanların evlerinin yırtıcı hayvanlar için hem fizyolojik hem de ruhsal olarak zarar verdiğini söyleyen uzmanlar; hayvanların bu durumunun yasa dışı hayvan ticaretini desteklemenin yanı sıra hayvan refahını tehdit ettiğini ve nesli tükenmekte olan türlerin korunmasına zarar verdiğini de ekliyor.

Uzmanlara gore toplumsal medya platformları yeterince çaba göstermiyor

Ek olarak rapor, giyim giydirme şeklinde inorganik örneklerin yanı sıra hayvanlara yönelik fizyolojik ve cinsel istimarın olduğu birçok videoya ulaştığını da ekliyor. Bu videoların platformlara bildirildiği; sadece fazlaca azının kaldırıldığı da açıklamalar içinde bulunuyor. SMAAC, IFLScience’a yapmış olduğu bir açıklamada, toplumsal medya platformlarının yeterince çaba göstermediğine ve hayvanlara yönelik şiddetin fazlaca fazla bulunduğunu şu şekilde açıklayarak uyarıda bulunuyor:  

“Platformlar, açıkçası bu içeriklerle başa çıkmak için yeterince çaba göstermiyor, otomatikman kaldırılmalarını sağlayamıyor. Rahatsız edici içerikleri bildirmeleri için kullanıcılara güveniyorlar fakat gene de bu onları kaldırmıyorlar. Raporumuzun gösterdiği şey, bu kadar azca çabanın gösterilmesinin yırtıcı hayvanlar için bir zulüm döngüsüne yol açtığıdır. Onların sorumluluklarından kaçınmayı bırakıp harekete geçmeye çağırıyoruz.”

Son olarak korkulu durumun engellenmesinde toplumsal medya platformları kadar bizlere de büyük vazife düştüğünü eklemek gerek. Bu biçim hayvan istismarı içeren videoları izlemekten ve yaymaktan olabildiğince kaçınmamız ve gördüğümüzde bildirmemiz gerekiyor. Bu şekilde başkalarının da bu şekilde şeyler yapmasının önüne geçebilir ve üzerimize düşeni yaparak hayvanların korunmasında rol oynayabiliriz.