İnsan Beyniyle Hakkında Azca Malum Gerçek Bilgiler

Vücudumuzda pek oldukca dirimsel organ var. Kalp, akciğer, böbrek, mide derken sayısız dirimsel iç organlarımız var. Sadece tüm bunlara ek olarak kim bilir bizi biz meydana getiren oldukca hususi bir organımız daha var. Evet dostlar, beyinden bahsediyoruz. Ak maddesi, gri maddesi şeklinde hala öğrenmeye devam ettiğimiz bölümleri bulunan, insan vücudundaki enerjinin büyük kısmını direkt tüketen beynimizle ilgili son aşama garip bilgiler var.

Bugün sizlere insan beyniyle ilgili bizleri şaşırtacak bilgiler sunacağız. Vücudumuzun yöneticisi olan bu jölemsi organ, bugün insanlığın bu kadar ilerleyebilmesinin elde eden en mühim organ olarak kabul edilebilir. Gerçekleştirdiğimiz tüm buluşlar, tartıştığımız tüm mevzular, kullandığımız tüm refleksler bu jölemsi organ tarafınca denetim ediliyor. Hadi gelin, insan beyniyle ilgili şaşırtıcı bilgilere bir göz atalım.

Beyin, renkleri duyup kelimeleri koklamanıza olanak tanıyabilir.

Birleşik duyu olarak tanımlandırabileceğimiz sinezteziye haiz insanoğlu iki duyuyu aynı anda hissedebilir. Kısaca renkleri görürken bununla beraber duyabilir, kelimeleri koklayabilirsiniz. Son aşama ender bir durum olsa da bazı insanların beyni duyuları bir arada kullanabilir.

Derin nefes almak daha net bir halde düşünmenizi sağlar.

Beynimiz, vücudumuzdaki en mühim organların başlangıcında geliyor. Bu kadar mühim bir organın gereksinim duyduğu oksijen ve kan da bir fazlaca fazla. Derin nefes almak, beynimize daha çok oksijen ve temiz kan gönderecek, bu sayede daha iyi bir halde düşünmemize destek olacaktır.

Aşık olmak beyni mutlu eder.

Kulağa oldukca bilimsel gelmeyebilir, sadece aşık olmak beynimize de pozitif olarak yansır. Mutlu bir halde yaşanılan aşklar, insanlarda zevk hissini uyandıran dopamin hormonu salgılar. Dopamin hormonu da sizi ve beyninizi mutlu edecek oldukca kilit bir hormondur.

Beyniniz ürettiği enerjiyle ampul çalıştırabilir.

Beynimiz, enerji ihtiyacını oksijen ve besinler yöntemiyle alır. Bunun elektriksel karşılığının pek olmadığını biliyoruz, sadece asla olmadığı anlamına gelmiyor. Beynimizdeki nöronlar, minik bir ampulü çalıştırmaya kafi gelecek kadar elektrik üretebilir.

Erişkin bir insan beyni averaj 1,5 kilogram ağırlığındadır.

Ek olarak erkeklerin beyni kadınların beynine nazaran bir miktar daha büyüktür, sadece beynin büyüklüğü “daha parlak zeka” olduğu anlamına gelmez. Ek olarak averaj bir beyin ortalama 15 santimetre uzunluğundayken bir insan bebeğinin beyni ise 350 ila 400 gramlık ağırlığa haizdir.

İnsan beyninin kapasitesi sınırsız kabul edilir.

Bu ifadeyi okuduğunuzda benim şeklinde sizler de abartılı bulunduğunu düşündünüz, sadece meydana getirilen araştırmalar insan beyninin sınırsız oranda bilgiyi depolayabileceğini gösteriyor. İnsan beynindeki nöronlar, vakit geçtikçe birleşerek yeni bilgiler öğrenmek için lüzumlu alan açabilir. Bu durumun istisnası alzheimer hastalığıdır. Alzheimer hastalığına haiz insanların beyin nöronları hasar görüp emek vermeyi durdurduğu için ek kapasite açmak yerine mevcud kapasiteleri ortadan kaldırır.

İnsan beyninin yüzde 75’i sudan oluşur.

Vücudumuzun üçte birinin sudan oluştuğunu çoğumuz biliyoruz. Peki ya beynimiz? Jöle kıvamında bir yapıya haiz olan beynimiz de büyük seviyede sudan oluşur. Ek olarak vücudumuzdaki öteki organlara nazaran oldukca daha çok yağ oranına haizdir. İşin özüne baktığımızda beynimizin yağ, su ve öteki birkaç malzemeden oluştuğunu söyleyebiliriz.

1 insan beyninde averaj 86 milyar nöron bulunuyor.

Bir insan beyninde oldukca sayıda nöron bulunduğunu hepimiz biliyor. Beyin ve vücudun her yerine data aktarımı meydana getiren sinir sisteminin ana maddesi olan nöronlar, hareketlerimizden düşüncelerimize kadar her alanda kilit rol oynuyor.

Nöronlar arasındaki data akışı ortalama saatte 400 kilometredir.

Nöronlar, vücudumuz ve beynimiz arasındaki data akışından mesuldür. Mesela kolumuzu kaldırmak istediğimizde beynimizden kolumuzdaki kaslara bir sinyal gider ve fiil gerçekleşir. İşte o sinyal, nöronlar aracılığı ile gönderiliyor. Bizlerin bu sinyal geçişlerini fark edemememizin ana sebebi ise nöronların görkemli hızlarıdır. Bir nöron beyinden kola uzanan kısa mesafeyi saliseler içinde geçebilir.

Beyin, kendisine gönderilen ağrı sinyallerini vücudun öteki bölgelerine aktarır, sadece kendisi acı hissetmez.

Evet, vücudumuzun kontrolcüsü beynimizdir. Mesela elimizi kestiğimizde hissettiğimiz acı, beyin tarafınca hissettirilir, sadece beynin kendisinde acı hissetmenizi sağlayacak ağrı sinyalleri yoktur. 

İnsan beyni, vücuttaki oksijen ve kanın yüzde 20’sini kullanır.

Ek olarak, ne kadar oldukca düşünürseniz beyniniz de daha çok yakıta gereksinim duyacaktır. Bu oran genel anlamda vücudunuzdaki oksijen ve kanın yüzde 50’sine kadar çıkabilir. Kısaca sizi düşüncelerle boğuşturan bir masabaşı işiniz var ise, günün sonunda sanki taş taşımışçasına yorulmanızın sebebi beyninizin gereksinim duyduğu enerji miktarı diyebiliriz.

Ek olarak bu içeriklerimize de göz atabilirsiniz

Kaynak: 1, 2, 3, 4, 5