Uncategorized

Tarihin Seyrini Değiştiren Mühim Aşılar

Tıpkı COVID-19 salgınında olduğu şeklinde tarih süresince insan nüfusunu çekince altına sokan birçok salgın ve hastalık bulunuyordu. Bu tür hastalıklardan kurtulmamızı elde eden, geliştirilmeseydi her şeyin fazlaca değişik olacağı 9 mühim aşıyı sizler için anlattık.

Dünyamız, çiçek hastalığı başta olmak suretiyle tarih süresince insan sağlığını tehlikeye atan onlarca hastalığa tanık oldu. Veba, kolera şeklinde bu hastalık türleri bir tedavisi ya da aşısı bulunana kadar milyonlarca insanoğlunun hayatına mal oldu. 

Uzun devam eden araştırma ve deneyler sonucunda üretilen birçok aşı, bu tür hastalıklara bir deva olarak milyonlarca insanoğlunun yaşamını kurtardı. Elbet bu aşıların arkasında, yaşamını insanlığı kurtarmaya adamış başarıya ulaşmış bilim adamları bulunuyor. Dünyanın akışını değiştiren aşıları ve perdenin arkasında duran pelerinsiz kahramanları sizler için listeledik. 

Çiçek aşısı – Edward Jenner

Su çiçeği

Tarihte insanların başına bela olan en zorlayıcı hastalıkların içinde çiçek hastalığı bulunuyordu. Şimdilerle anne babalar, evlatları bu hastalığı kapmasın diye çocuklarını okula göndermekten çekiniyor sadece tarihte durum bu şekilde değildi. 

O dönemde insanoğlu, ilerleyen yaşlarda hastalığın mutlak ölümle sonuçlanacağı için iinsanların ne kada genç yaşta çiçek hastalığına yakalanırsa o denli iyi olacağını düşünüyordu. Bu yüzden de evlatlarının başka çocuklardan hastalık kapmalarından endişelenmiyorlardı. 

Çiçek hastalığı, dünya nüfusunu hakkaten de tehlikeye atıyordu. Durum o denli ciddiydi ki Meksika’da ortalama 20 milyon olan İnka nüfusu, bu hastalık yüzünden 1 milyon civarına düşmüştü.  

variolasyon

İlk başta hastalık için Variolasyon isminde bir aşı türü geliştirildi sadece bu aşı devamlı işe yaramıyor, kimi zaman işleri daha da zor hale getiriyordu. Bu tekniği ilk tatbik eden topluluk ise, milattan ilkin 200 senesinde yaşamış Çinlilerdi. Variolasyon’da çiçek hastalığına yakalanan insanların yaralarından kabuklar toplanır, ince bir çubukla beraber sıhhatli olan insanların burunlarına bu kabuklardan enjekte edilirdi. Başka bir teknikte ise gene aynı kabuklar, sıhhatli insanların vücudunda iğneyle oluşturulan yaralara sürülürdü. Amaç, normal olarak insanların ufak çaplı olacak şekilde çiçek hastalağına yakalanarak bağışıklık kazanmasıydı. 

Edward Jenner

1796 senesinde bilim insanı Edward Jenner, insanları ölümle sonuçlanan çiçek hastalığından kurtarabilmek için Variloasyon’dan birazcık değişik olacak şekilde, çağdaş bir aşı geliştirdi. Su çiçeği aşısı, hakkaten de işe yarayan, dünyanın ilk etkili aşısı olarak tarihe geçti. Jenner’ın geliştirdiği bu aşının altında, çiçek hastalığına yakalanan bir insanoğlunun su kabarcıklarından örnek alıp, başka bir insana azca oranda enjekte etmek yatıyordu. Böylelikle azca oranda çiçek hastalığına maruz kalan insanoğlu, mühim seviyede bağışıklık kazanarak hastalığı hafifçe bir halde atlatıyordu. 

Jenner’ın aşıyı bulması, normal olarak birkaç günde olmadı. Genç bilim insanının yaşamış olduğu dönemde çiçek hastalığı patlama yapmış durumdaydı ve dünyadaki insan nüfusunu büyük seviyede tehdit ediyordu. Jenner, öncelikle eczacılık arkasından da cerrahlık üstüne eğitim almaya başladı. Hastalığa karşı bir ilaç geliştirmek istediğini öteki meslektaşlarına belirten Jenner, tüm çiçek hastalıklarının sığır çiçeği hastalığı ile bağlantılı bulunduğunu öğrendi. 

Edward Jenner

Delikanlı, uzun sürecek araştırmalarına ve gözlemlerine başladı ve bigün, daha ilkin sığır çiçeğine yakalanmış süt ve çiftçilikle uğraşan insanların su çiçeğine yakalanmadığını fark etti. Bu gözlemi ona bağışıklık mevzusunda bazı fikirler verdi ve Jenner, uzun uğraşlar sonucunda yukarıda belirtmiş olduğumuz tekniğe haiz çiçek aşısını bulmuş oldu. 

Tüm dünyayı aşılamak, tıpkı şimdilerde olduğu şeklinde o dönemde de kolay değildi ve hatta fazlaca daha zordu. Çağıl çiçek aşısının tüm dünyaya yayılabilmesi için uzun bir süre gerekti sadece en sonunda Edward Jenner, insanları bu hastalıktan kurtaracak aşının temellerini atarak büyük bir kahraman haline geldi. 

Çocuk felci aşısı – Jonas Salk

tekerlekli sandalye

Bir zamanlar tüm dünyadaki evlatları tehdit eden, şimdilerde bile Afrika ve Asya’nın bazı bölgelerinde görülmeye devam edilen çocuk felci hastalığı, bugüne dek milyonlarca insanı ilkin nüzul bırakıp, arkasından hayatlarını kaybetmesine yol açtı. Son aşama bulaşıcı olan çocuk felci virüsü, bulaştığı kişinin sinir merkezini ve omuriliğini hedef alıyor, nüzul kalmasına yol açıyordu. 

Çocuk felci aşısının artık günümüzde azca görülmesinin en büyük sebebi, ABD’li hekim ve biyolog Jonas Salk’tı. Yoksul ve göçmen bir ailenin evladı olan Salk, gençlik yıllarında tıp eğitimi aldı ve öncelikle tüm dünyayı çekince altına alan veba için aşı geliştirmeye başladı. 

Jonas Salk

Salk’ın değişik bir aşı üstünde yoğunlaştığı dönemde çocuk felci gittikçe ciddi bir hale dönüşmeye başlamıştı ve o dönemde yalnız ABD’da 50 binden fazla çocuk, bu hastalık yüzünden yaşamını kaybetmişti. Salk, rotasını çocuk felcine çevirdi ve grip için geliştirdiği aşıdaki bazı bileşenleri, çocuk felcinde de kullanabileceğini fark etti. 

Çalışmalarına 1950’li yıllarda başlamıştı ve takvimler 1952 yılını gösterdiği süre Jonas Salk, aşının bileşeninde formaldehid kullanarak çocuk felci virüsünü etkisiz bırakmayı başardı. Ilkin maymunlar üstünde denenen aşı, 1955 senesinde güvenilirliğini kanıtlayarak resmi onay aldı ve Salk, 7 milyar dolar tutarındaki aşı patentini reddederek aşının tüm dünyada süratli bir halde uygulanmasına olanak sağlamış oldu. 

Tetanos aşısı – Emil Von Behring

emil von behring

Bugün bile paslanmış bir çivi ile yaralanan herkesi endişeye sokan tetanos hastalığı, ölümcül bir enfeksiyona verilen isim olarak karşımıza çıkıyor. Halk içinde kazıklı humma olarak da malum bu hastalık, Clostridium tetani adlı bir bakterinin yaralar üstünden bulaşmasıyla ortaya çıkıyor. 

Tetanos hastalığına yakalanan insanlarda çenede kasılma, salyaların akması, uzunlukta sertleşme ve yutkunma zorluğu şeklinde emareler ortaya çıkıyor ve bir zamanlar önlenmesi mümkün olmayan bu hastalık, çoğunlukla ölümle sonuçlanıyordu

Alman bilim insanı Emil Von Behring ve ekibi, tetanos aşısını ilk geliştiren adlar olarak tarihe geçiyor. Çalışmalara 1890 senesinde başlanıyor ve tamamen etkili ilk tetanos aşısı tam 34 yıl sonrasında, 1924 senesinde bulunuyor. 1938 senesinde ise aşının daha etkili bir versiyonu geliştiriliyor ve tetanos aşısı İkinci Dünya Savaşı başta olmak suretiyle dünya genelinde kullanılmaya başlanıyor.

Hepatit B aşısı – Baruch Samuel Blumberg

hepatit b

Halk içinde sarılık olarak da geçen ve dünyanın en yaygın bulaşıcı hastalığı olarak malum Hepatit B, aşısı bulunmadan ilkin birçok insanoğlunun hayatına mal olmuş ölümcül bir hastalıktı. Direkt olarak karaciğere hücum eden ve siroz hastalığına neden olan bu virüs, hastaların karaciğer kanserinden yada karaciğer yetmezliğinden hayatını kaybetmesine sebep oluyordu.

Amerikalı bilim insanı Dr. Baruch Blumberg ve ekibi, değişik bir araştırma için inceledikleri kan örneğinde, daha ilkin başka örneğine rastlamadıkları bir protein buldular. “Avustralyalı antijen” adında olan bu proteinin ondan sonra Hepatit B geçiren hastalarda da bulunmuş olduğu ortaya çıktı ve bu sayede Blumberg ve ekip arkadaşları virüs üstünde detaylı araştırma yapma olanağına erişti. 

Dr. Baruch Blumberg

Meydana getirilen araştırmalar sonucunda Hepatit B virüsünün haiz olduğu tüm yapı ortaya çıktı ve Blumber, hastalığın önüne geçebilmek için meslektaşları ile beraber aşı geliştirmeyi başardı. Milyonlarca insanoğlunun yaşamını kurtaran Dr. Blumberg, dünyanın ilk Hepatit B aşısını geliştirerek Nobel ödülüne layık görüldü

Kızamık aşısı – Maurice Ralph Hilleman

kızamık

Dünya genelinde ortalama 20 milyon kişiye bulaşmış kızamık virüsü, bugün bile ciddiyetini korumaya devam ediyor. Öksürme ve hapşırma yöntemiyle bulaşan bu hastalık, bilhassa hamileler için son aşama ölümcül olmakla beraber, bebeklerin ölü bir halde doğmasına yol açabiliyor. 

Kızamık aşısının bulunmasının ardında, son aşama manidar bir öykü yatıyor. Aşıyı geliştiren bilim insanı, Maurice Ralph Hilleman, 5 yaşındaki kızının kızamığa yakalanmasının arkasından kızından almış olduğu örnekleri kendi laboratuvarına götürüyor ve orada bazı gözlem ve testler halletmeye başlıyor. 

Maurice ralph hilleman

Hilleman, uzun uğraşlar sonucunda kızamık virüsünü etkisiz bırakan bir antikor geliştirmeyi başarıyor ve bu antikora kendi kızının isminin de yer almış olduğu Jeryl Lynn suşu adını veriyor. Yalnız kızamık aşısı ile yetinmeyen Hilleman, menenjit, su çiçeği, Hepatit A şeklinde hem geliştirdiği hem de geliştirmeye yardım etmiş olduğu aşılarla beraber, milyonlarca insanoğlunun yaşamını kurtaran adam olarak tarihe geçiyor. 

Kuduz aşısı – Louise Pasteur

Louise Pasteur

Meşhur kimyager ve biyolog Louise Pasteur’un adını hayatımızın bir döneminde ne olursa olsun duymuşuzdur. Başarı göstermiş bilim insanı, yapmış olduğu fedakarlıklarla beraber bugün en ürkütücü hastalıklardan birisi olan kuduz için ilk aşıyı geliştiren bir isim olarak karşımıza çıkıyor.

Kuduz köpekleri inceleyebilmek için büyük bir şatoyu klinik haline getiren Pasteur, uzun devam eden çalışmaların sonucunda insanlarda öncelikle halsizlik, ateş ve iştahsızlık icra eden, arkasından da yutak felci ve ölümle sonuçlanan kuduz hastalığıı için aşı geliştirmeyi başardı. 

Pasteur’un geliştirmiş olduğu aşı, kuduz bir köpek tarafınca ısırılan 9 yaşındaki bir çocuğa uygulandı ve aşının işe yaradığı görüldükten sonrasında Pasteur, bir kahraman olarak anılmaya başlandı. Pasteur, yalnız kuduz aşısını değil, bununla beraber tavuk kolerası ve şarbon hastalıklarına karşı geliştirdiği ilaçlarla adını altın harflerle tarihe yazdırmayı başardı. 

Kolera ve veba aşıları

afrika

Hem kolera hem de veba, tarihte milyonlarca insanoğlunun ölümüne yol açmış salgınlar olarak karşımıza çıkıyor. Tarihin en ölümcül salgınları olarak anılan bu iki hastalığın aşıları, Ukrayna Odessa doğumlu bir bilim insanı Waldemar Haffkine tarafınca geliştirildi. 

Tıp fakültesinde okumuş olduğu dönemde okuldan atılan Haffkine, bilim ile ilgilenmekten vazgeçmemiş ve mezun olabilmek için tezini dışarıdan vermek zorunda kalmış bir öğrenciydi. Okulda yaşamış olduğu problemler, Haffkine’i doktorluktan ayırmaya yetmedi ve 1880’li yıllarda kendi laboratuvarında kolera salgınının önüne geçebilmek için emekler halletmeye başladı. 

Waldemar Haffkine

Uzun devam eden emekler kapsamında Haffkine’in geliştirdiği aşı öncelikle hayvanlara uygulandı ve güvenilirliği kanıtlandıktan sonrasında 1892 senesinde resmi onay alarak uygulanmaya başladı. Aşı, öncelikle İngiltere’nin koloni ülkelerinden Hindistan üstünde denendi ve bu bölgede Kolera salgının azaldığı ortaya çıktı. Olay sayıları neredeyse sıfıra inince Haffkine’in geliştirdiği aşı tüm dünyada uygulanmaya başladı. Haffkine, aynı bölge içinde süratli bir halde veba için de çözümler aramaya başladı ve kendi kurmuş olduğu laboratuvarı  “Haffkine’in Mahatma Enstitüsü’nde” vebaya karşı aşı geliştirdi.

Tüberküloz (verem) aşısı – Robert Koch

röntgen

Bilhassa 1880’li yıllara damgasına vuran tüberküloz hastalığı, milyonlarca insanoğlunun ölümüne yol açtı. Son aşama ciddi bir hastalık olan tüberkülozdan, Dünya Sıhhat Örgütü’nün verilerine gore yalnız 2019 senesinde 1,4 milyon insan öldü.

Alman bilim insanı Heinrich Hermann Robert Koch olmasaydı günümüzde tüberküloz yüzünden ölen insanların sayısı normal olarak daha çok olacaktı. Milyonlarca insanoğlunun yaşamını kurtaran Koch, 1905 senesinde Nobel Tıp ve Fizyoloji Ödülü’ne layık görülmüş bir isimdi. 

Robert Koch

Kan örneklerinden değişik basil türleri ile deneyler icra eden Koch, saf kültürler oluşturarak bakteriler hakkında birçok değişik detay keşfetti. Bu detayların içinde, tüberküloza yol açan bakterinin haiz olduğu yapılar da bulunuyordu. 

1881 yılından 1885 yılına kadar bu bakteri üstüne yoğunlaşan Koch, yoğun emekler sonucunda vebanın önüne geçebilecek seviyede bir aşı geliştirmeyi başardı. Koch’un yapmış olduğu emek harcama ve deneyler, Koch öldükten sonrasında bile incelenmeye devam etti ve Koch frengi, tetanos, zatürre, cüzzam ve menenjit şeklinde hastalıkların tedavileri için bir rehber haline geldi. 

Kaynak 1, Kaynak 2, Kaynak 3, Kaynak 4 



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.