Haberler

TCMB: Güvence ve likidite siyaset adımları devreye alınacak

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti’nde, bankanın tüm siyaset araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir siyaset çerçevesi gözden geçirme sürecinin devam etmiş olduğu belirtilerek, “Değerlendirme süreçleri tamamlanan güvence ve likidite siyaset adımları devreye alınacaktır.” ifadesi kullanıldı.

Para Politikası Kurulu’nun 26 Mayıs’ta düzenlenen toplantısına ilişkin piyasaya sürülen özette, tüketici fiyatlarının nisanda yüzde 7,25 arttığı ve senelik enflasyonun yüzde 69,97’ye yükseldiği hatırlatıldı.

Özette, mayıs ayında tüketici senelik enflasyonundaki artışın alt gruplar geneline yaymış olduğu, bu gelişmeye en belirgin katkının başta besin olmak suretiyle enerji ve hizmet gruplarından geldiği belirtilerek, B ve C göstergelerinin senelik enflasyonlarının artmaya devam etmiş olduğu vurgulandı.

Küresel ekonomideki toparlanmanın ivme kaybetmesine rağmen sürdüğüne işaret edilen özette, “Öte taraftan tesiri artarak devam eden jeopolitik riskler, küresel ve bölgesel tutumsal etkinlik üstündeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Küresel besin güvenliğindeki tecim yasaklarıyla artan belirsizlikler, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, temel besin ve enerji başta olmak suretiyle bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının daha da belirgin hale gelmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek düzey, internasyonal ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır.” denildi.

Özette, yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve internasyonal finansal piyasalar üstündeki etkilerinin yakından izlendiği anlatılarak, şunlar kaydedildi:

“Gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji tutarları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Bu çerçevede, tutumsal etkinlik, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler içinde farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adımlarında ayrışma gözlenmekle beraber, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmektedir. Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında küresel risk iştahına paralel mayısta hem borçlanma senetlerinden hem de hisse senedi piyasalarından çıkışlar gözlenmiştir. Gelişmiş ülkelerin uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal koşulların seyri de gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarına ilişkin riskleri canlı tutmaktadır. Söz mevzusu risklerin Türkiye’ye yönelik portföy akımları kanalıyla yaratabileceği etkilerin, yurt dışı yerleşiklerin portföy pozisyonlanmalarındaki mevcut seviyeler dikkate alındığında daha sınırı olan kalabileceği değerlendirilmektedir.”

“İkinci çeyrekte dış talep kuvvetli seyrini sürdürüyor”

Özette, enflasyonda gözlenen yükselişte, jeopolitik gelişmelerin yol açmış olduğu enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici tesirleri, küresel enerji, besin ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu kuvvetli negatif arz şoklarının etkili olmaya devam etmiş olduğu dile getirildi.

Emtia fiyatlarındaki yüksek seviyeler, tedarik zincirlerindeki aksaklıklar ve yurt içi enerji maliyetlerindeki artışların, üretici fiyatlarını etkilemeye devam etmiş olduğu vurgulanan özette, ana endüstri gruplarına gore incelendiğinde, senelik enflasyonun ara mallarında yataya yakın seyrederken öteki alt gruplarda yükseldiği açıklandı.

Özette, kapasite kullanım seviyeleri ve öteki öncü göstergelerin, yurt içinde tutumsal faaliyetin bölgesel farklılıklar ortaya çıksa bile dış talebin giderek artan pozitif etkisiyle kuvvetli seyrettiğine işaret etmiş olduğu bilgisi verilerek, “Mayıs itibarıyla, imalat endüstri firmalarının gelecek 12 aylık döneme ilişkin yatırım eğilimleri yüksek seyretmektedir. Firmaların kayıtlı iç ve dış piyasa siparişleri ile geleceğe yönelik sipariş beklentilerine bakıldığında senenin ikinci çeyreğinde dış talebin kuvvetli seyrini sürdürdüğü görülmektedir. Öte taraftan, kartla meydana getirilen harcamalar nisan-mayıs döneminde yurt içi talepte toparlanmaya işaret etmektedir.” değerlendirmelerine yer verildi.

İşgücü piyasasındaki gelişmelerin tutumsal faaliyetle uyumlu bir görünüm sergilediği aktarılan özette, anket göstergeleri ve yüksek frekanslı verilerin, işgücü piyasasında pozitif görünümün korunduğunu gösterdiği bildirildi.

“Güçlendirilen makroihtiyati siyaset seti uygulanmaya devam edecek”

PPK toplantı özetinde, son dönemde enerji ithalatındaki güçlü seyrin cari işlemler dengesini etkilediğine işaret edilerek, şunlar kaydedildi:

“Cari işlemler dengesi martta 5,6 milyar dolar açık verirken, yıllıklandırılmış cari açık 2,2 milyar dolarlık artışla 24,2 milyar dolar seviyesine terfi etti. Geçici dış tecim verileri nisanda ihracatın enerjisini koruduğuna, ithalatın ise enerji ve emtia tutarları kaynaklı olarak yüksek seyretmeye devam ettiğine işaret etmiştir. Öte taraftan, ihracatçı firmaların dinamik kapasitesi ve pazar çeşitlendirme esnekliği yardımıyla, öteki ülkelere meydana getirilen ihracattaki artışla sıcak çatışma sebebiyle gözlenen kısa dönemli bölgesel kayıpların telafi edilmiş olduğu gözlenmektedir. Dış tecim dengesindeki bu görünüme rağmen, hizmet gelirlerindeki pozitif seyir cari işlemler dengesini desteklemeye devam etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin oranı artarken, cari işlemler dengesinde enerji fiyatlarından meydana gelen riskler devam etmektedir. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için ehemmiyet arz etmektedir.”

Özette, para politikası duruşunun, enflasyon görünümüne yönelik risklerin kaynağına, kalıcılığına ve para politikasıyla ne seviyede denetim altına alınabileceğine dair değerlendirmeler dikkate alınarak, davranışlarında ölçülü bir yaklaşımla sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirleneceği vurgulandı.

Para politikasında sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten liralaşma odaklı bir yaklaşım sergilenmeye devam edileceği aktarılan özette, “Kurul, uzun vadeli Türk lirası yatırım kredileri de dahil olmak suretiyle kredilerin gelişme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde tutumsal etkinlik ile buluşmasının finansal istikrar açısından mühim bulunduğunu değerlendirmiştir. Bu çerçevede Kurul, pekiştirdiği makroihtiyati siyaset setini ilave tedbirlerle kararlılıkla uygulamaya devam edecektir.” denildi.

“Güvence ve likidite siyaset adımları devreye alınacak”

Özette, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve güçlendirilerek sürdürülen adımların yanı sıra küresel sulh ortamının tekrardan tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerin ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağının öngörüldüğü bildirildi.

Bu çerçevede kurulun siyaset faizinin durağan(durgun) tutulmasına karar verilmiş olduğu anımsatılan özette, fiyat istikrarının sürdürülebilir bir halde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm siyaset araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir siyaset çerçevesi gözden geçirme sürecinin devam etmiş olduğu bilgisi verildi.

Özette, değerlendirme süreçleri tamamlanan güvence ve likidite siyaset adımlarının devreye alınacağı belirtilerek, şu değerlendirmelerde bulunulmuş oldu:

“Bu süreçte, siyaset araçlarının Türk lirası mevduat gelişiminin desteklenmesi, APİ fonlamasının güvence yapısında Türk lirası eşeysel varlıkların artırılması, para takası (swap) miktarının kademeli şekilde azaltılması ve döviz rezervlerinin güçlendirilmesi istikametinde geliştirilmesine odaklanılacaktır. Türk lirası likiditesinde ve dağılımında yaşanmış olan gelişmelerin mevduat ve kredi fiyatlamaları üstündeki tesirleri, döviz kurundaki gelişmelerin enflasyon üstündeki tesirleri, kur korumalı mevduat ürünlerine yönelik gelişmelerin ters para ikamesi, döviz piyasalarının derinliği ve istikrarı ve fiyat istikrarı üstündeki tesirleri çözümleme edilmekte ve lüzumlu siyaset tedbirleri oluşturulmaya devam edilmektedir. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden kuvvetli göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.”

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrarın, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yöntemiyle makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı pozitif etkileyeceğine işaret edilen özette, böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir halde devamı için uygun zemin oluşacağı dile getirildi.

Özette, kurulun, fiyat istikrarının sağlanması için kuvvetli bir siyaset koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir makro siyaset bileşimi oluşturulmasını desteklediği, bu kapsamda kararlarını saydam, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edeceği vurgulandı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.