Yeniden Gündem Olan ‘Astral Gezi’ Tam Olarak Nedir?

Ruhunuzun ya da beyninizin gövde terimini bir kenara koyup, istediği şeklinde gezebilmesine astral gezi deniyor. Uzun süreden beri tartışmalara sebebiyet veren bu durum, şimdilerde iki değişik mevzu ile gündeme yine oturdu. Bu konulardan ilki, Netflix’te izleyenlerin ya oldukça sevilmiş olduğu ya da nefret etmiş olduğu, astral seyahati, doğaüstü güçleri ve ruhsal gerilimi barındıran Gözlerin Ardında (Behind Her Eyes) adlı dizi. İkincisi ise vatanımızda bir dönem popüler olan Yusuf Cenup’in “ben astral seyahatle uzaya gittim, NASA bazı detayları benden çalıyor” iddiaları. 

Yeniden gündeme gelmiş ve bir fenomene dönüşmüş astral seyahatin mümkün olmadığını söyleyenler de var, ben yaptım oldukça mümkün diyenler de. İşin aslı astarını araştırıp bilimde astral gezi adlı bir şeyin kabul edilip edilmediğini, bu şekilde bir deneyimin aslen ne işe yaradığını araştırmak istedik.

Mevzuya pek de hakim olmayanlara: Astral gezi nedir?

Aslen uzun süredir astral gezi ile ilgili birçok detaya istemesek de maruz kalıyoruz. Lise sıralarında kulaktan kulağa aktarıldıktan sonrasında sevilmiş olduğu kızı son bir kez görebilmek için bu mevzuya ilgi duyan da, spiritüalizme ehemmiyet verip ruhunu başka bir halde deneyimlemek isteyen de var. 

Astral gezi, uyku halindeyken ruhun bedenden çıkıp vakit ve mekan terimini yitirdikten sonrasında özgür bir halde dolaşabilmesine deniyor. Şu demek oluyor ki kolay bir deyişle, kendimizi yeterince eğitebilirsek uyku esnasında dünyayı, hatta uzayı bile özgürce dolaşabiliriz. 

Ortaya atılan iddialara bakılırsa bunu yapabilmenin tek yolu, zihnimizi ve bedenimizi eğitmekten geçiyor. Hızlıca iyi mi astral gezi yaparım diye internette bir araştırma yaptığımda karşıma en sık çıkan bilgileri sizlerle paylaşayım; rahat bir yatak, vücudu gevşetmek, beyni dış dünyaya kapatıp alfa moduna getirmek. 

Bilime bakılırsa astral gezi diye bir şey yok, fakat olabilir de

Bilimin astral seyahati kabul etmemesi için onlarca sebebi bulunuyor ve ben de tüm soruların yanıtını en süratli veren, kendi başına kafi olacak tek bir sebebi vereceğim; bilimde ruh diye bir şey yoktur. 

Bilimde bizim ruh olarak adlandırdığımız, insanı insan icra eden şey olarak adlandırılan ruh diye bir şeyin varlığı kabul edilmiyor. Niçin mi? Şu sebeple bilime bakılırsa varlığı kanıtlanamayan hiçbir şeyin geçerliliği yoktur. Bu yüzden yüzyıllardır bilim ve din içinde çatışmalar yaşandı. Bu yüzden Roma Katolik Kilisesi, dünyanın döndüğünü belirten ilk şahıs Galileo’yu yüzlerce yıl haksız buldu. 

Ruhun varlığını kabul etmeyen bilim, organik olarak astral seyahati de kabul etmiyor ve bu şekilde bir şeyin mümkün olamayacağını belirtiyor. Bununla beraber astral seyahatte meydana getirilen vakit yolculukları ve mekan değiştirmeler şeklinde şeyleri de kabul edilmiyor. Şu sebeple ne dönemin gerisine yada ilerisine gitmek, ne de gövde olmadan mekan değişiklik yapmak mümkün değil. Bilim, astral seyahata çıktığını iddia kişilerin, deneyimlerini lucid rüya ile karıştırdığını düşünüyor. 

Astral gezi ile karıştırılan lucid rüya nedir? 

Lucid rüyayı kabaca tabir etmek gerekirse bilgili rüya diyebiliriz aslen. Lucid rüya esnasında rüyada olduğumuzun bilincinde oluruz ve bu sayede rüyalarımızı istediğimiz şekilde denetim edebiliriz. Dilediğimiz yere gidebilir, dilediğimiz insanla karşılaşabilir ve onlarla istediğimiz şeyleri yapabiliriz. Yalnız tamamı hayal gücümüze bağlıdır ve astral seyahatte iddia edilen gerçeklikle herhangi bir bağlantısı yoktur. 

Lucid rüya işini başarmak isteyenlere çoğu zaman bir rüya günlüğü tutulması, meditasyon yapılması ve görselleştirme tarzında hayal enerjisini genişletecek alıştırmalar öneriliyor. Lucid rüya rehberlerinde okuduklarıma bakılırsa bu mevzu üstüne yoğunlaşan bir çok insan bunu bir halde başarabiliyor. Üstelik bilimsel makalelerde gösterilen bilgilere bakılırsa lucid rüya oldukça gerçek bir şey ve çoğunlukla rem uykusunda gerçekleşiyor. 

Bu yüzden bilime bakılırsa astral diye bir şey yok fakat olabilir de dedim. Şu sebeple bilim, lucid rüyanın varlığını kabul ediyor ve insanların astral gezi olarak adlandırdıkları şeyin yalnız lucid rüyadan ibaret bir edinim bulunduğunu, bu rüya tipinin de bilimde bir açıklaması bulunduğunu belirtiyor. 

Gövde dışı seyahat, astral seyahate bakılırsa daha kabul edilen bir edinim

Tüm bunlara ek olarak bir de gövde dışı seyahat diye bir şey var. Tanımı, iyi mi yapıldığı, sonunda neler olduğu astral gezi ile neredeyse aynı sadece burada devreye ruh değil beyin giriyor. Ek olarak gövde dışı seyahat, astral gezi şeklinde planlı olarak meydana getirilen bir şey değil, tamamen istem dışı gerçekleşen bir edinim. 

Bilim adamları bu mevzuya astral gezi değil de gövde dışı seyahat denirse daha bir ılımlı yaklaşıyorlar. Hatta bu şekilde bir şeyin varlığını gözlemleyebilmek için MR cihazlarıyla beraber araştırmalar da yürütülüyor. 

2014 senesinde Ottawa Üniversitesi tarafınca yürütülen bir araştırmada, astral gezi yaptığını iddia eden bir kadının beyni, uyku esnasında MR aleti altında inceleniyor. Hasta, 1 saat süresince fizyolojik olarak stabil durumda kalsa da beyninde bazı dalgalanmalar tespit ediliyor. Bu dalgalanmalar, uyanık bir insanoğlunun hareket ederken beyninde yaşanmış olan hareketlerle aynı olduğundan araştırmacılar bu deneyimin gövde dışı seyahat olabileceğini düşünüyor.

Astral seyahate inanmamak için birçok sebebimiz bulunuyor 

Astral gezi diye bir şey gerçek olsaydı, bunu yalnız sevilmiş olduğu insanları, Hollywood yıldızlarını ya da dolaşmak istediği bölgeleri görmek isteyen insanoğlu kullanmazdı. Bu kabiliyet dünyanın ve insanlığın yararına kullanılır, astral seyahata çıkan insanoğlu elle tutulur gözlemleriyle geri dönerdi. 

Bugüne dek astral seyahata çıktığını iddia edip minnacık bir şeyi bile değiştirecek data ile dönen insana tarihte asla rastlanmamış. Doğal Mars’ta su bulunduğunu NASA’dan ilkin öğrendiğini iddia eden Yusuf Cenup hariç. 

Kaynak 1, Kaynak 2, Kaynak 3