Türkiye’nin devleri yurtdışında yeni satın almalar için fırsat kolluyor #UEZ
Capital, HAKANSEYHAN ve StartUp dergileri tarafınca 2012 yılından bu yana düzenlenen Türkiye’nin ve Avrasya Bölgesi’nin en mühim iş ve iktisat dünyası etkinliklerinden Uludağ Iktisat Zirvesi, ikinci gününde online olarak gerçekleşiyor.
Zirve kapsamında Doğanlar Tüm ortaklık sponsorluğunda gerçekleşen “Globalde Büyüyenler” oturumunda, üretici ve tüketici fiyatlarında dünya genelinde artışlar sürerken, yeni enflasyon çağlarında oluşan riskler ve fırsatlar, Türkiye’de değişik şirketlerin üst düzey yöneticileri tarafınca ele alındı.
Capital, HAKANSEYHAN ve StartUp dergileri tarafınca düzenlenen Uludağ Iktisat Zirvesi’nde Doğanlar Tüm ortaklık sponsorluğundaki “Globalde Büyüyenler” oturumu gerçekleşti. Doğan Yatırım Bankası Genel Müdürü Hulusi Horozoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen panele, LC Waikiki Mağazacılık Genel Müdürü Berna Akyüz Nasihat, Doğanlar Tüm ortaklık Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu ve Abdi İbrahim CEO’su Süha Taşpolatoğlu katıldı.
Nasihat: 52 ülkede 1150 mağazada etkinlik gösteriyoruz
Panelde ilk konuşmayı icra eden LC Waikiki Mağazacılık Genel Müdürü Berna Akyüz Nasihat, 12 yıl ilkin yurtdışı yolculuğuna başladıklarını hatırlatarak, tüm dünyada 52 ülkede 1150 mağazaya ulaştıklarını belirtti. “Her insanın iyi giymeye hakkı var” misyonuyla hareket ettiklerini söyleyen Nasihat, karlılıkla beraber alan kişi, çalışan ve tedarikçi memnuniyetini gözettiklerini söylemiş oldu. Gelirlerinin yüzde 50’sini globalden elde ettiklerini belirten Nasihat, son dönemde tüketici alışkanlıklarındaki değişiklik, kanallar içinde mühim değişkenlikler, tedarik kıymet zincirinde mühim değişimler ve sektörde yurt haricinde oluşan konsolidasyon benzer biçimde faktörlerin yeni fırsatlar ve tehditler oluşturduğunu belirtti.
Nasihat, tüketicilere iyi hizmet verebilmek için değişik iklimlerde, değişik coğrafyalarda doğru ürünleri izleyeceği yolu göstermeye çalıştıklarını, tedarik zincirinde Çin’deki personel maliyetinin artması ve arzın daralmasının peşinden yeni ülkelerin devreye girmesi sebebiyle oluşan dengeleri iyi yönetmeye uğraştıklarını ve yurtdışındaki konsolidasyonda büyümek istedikleri ülkelerde atılım yaptıklarını dile getirdi.
Tüketicinin gönlünde yer ettikleri, pazar lideri oldukları ülkelerde daha da kök salma ve genişleme stratejisi yürüttüklerini söyleyen Nasihat, öteki ülkelerde ise tutunma ve pazardaki yerlerini büyütmeye çalıştıklarını beyan etti. Nasihat, bunların haricinde “Keşfet-test et” olarak sınıflandırdıkları üçüncü grup ülkelerde ise oldukca değişik alan kişi gereksinimlerini çözümleme ettiklerini ve buralara da girmek istediklerini söylemiş oldu.
Yetkin insan deposu ile bu başarılara ulaştıklarını belirten Nasihat, terfilerin yüzde 80’ini içerden yaptıklarını ve eğitimi oldukca önemsediklerini belirtti. Nasihat, 600 kişiden oluşan iç eğitmen-koç-mentor kadroları bulunduğunu ve böylece eğitimde oldukca başarıya ulaşmış bir şirket haline geldiklerini aktardı.
Doğan: İhracatta yüzde 45 artış bekliyoruz
Doğanlar Tüm ortaklık Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan ise mobilya sektörünün 100 milyar TL civarında bir sektör bulunduğunu ve Türkiye’nin şu anda dünyadaki en büyük yedinci mobilya ihracatçısı bulunduğunu söylemiş oldu ve sektörün en büyük sıkıntısının kayıt dışı üretim sebebiyle oluşan haksız rekabet bulunduğunu belirtti.
Sektördeki nitelikli eleman sıkıntısı sebebiyle meslek liselerinin özendirilmesi icap ettiğini belirten Doğan, Hem Doğtaş hem Kelebek Mobilya markalarıyla 40 ülkede 70 mağazalarının bulunduğunu, ABD’de ve İngiltere’de büyümek istediklerini söylemiş oldu. Senegal’de mobilya fabrikası kurduklarını belirten Doğan, buraya ortalama 10 milyon dolarlık bir yatırım yaptıklarını beyan etti.
Pandemide evde daha çok zaman geçiren ve evde çalışmaya süregelen insanların mobilya ihtiyacının arttığını söyleyen Doğan, bu yıl ihracatta yüzde 45 artış beklediğini beyan etti. Mobilyada büyümenin globalleşmeden geçtiğini belirten Doğan, Türkiye’ye ilk yabancı fonu getiren şirket olduklarını belirtti. Yurtiçinde rakip olan yedi şirket olarak ortak bir şirket kurarak, yurtdışında global ölçekli işlerde ortak fırsatları kovaladıklarını beyan etti.
Bulgurlu: Arçelik global bir şirket olarak yönetiliyor
Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu ise 65 senelik bir tarihe haiz Arçelik’in, 45 bin civarında çalışanıyla 48 ülkede satış ofisi, dokuz ülkede ise 28 üretim tesisiyle etkinlik gösterdiğini belirterek üretiminin yüzde 70’inin Türkiye’de bulunduğunu ve satışlarının yüzde 27’sini Türkiye’de gerçekleştirdiğini, öteki satışlarının ise globalde bulunduğunu belirtti.
Dünyada birçok ülkede o ülkelerin başarıya ulaşmış şirketlerini satın aldıklarını ya da ortak olduklarını özetleyen Bulgurlu, bu şirketlere de ar-ge ve inovasyondaki tecrübelerini aktardıklarını söylemiş oldu. Bulgurlu, “Dünyada sürdürülebilir gelecek için çalışan en mühim 45 şirket arasına girerek Prens Charles’ın elinden ödül aldık.” diye konuştu.
“Arçelik dünyada en fazla amaç odaklı şirketlerden biri” diye konuşan Bulgurlu, markalara sürdürülebilir bir halde yatırım hayata geçirmeye devam edeceklerini ve fırsatlar çıktıkça yurtdışında satın almaları sürdüreceklerini belirtti. “Sürdürülebilirlik dönüşümünü tamamlayamayan firmalar gelecekte olmayacak” diyen Bulgurlu, liderlik ekibinin dünyada üç değişik merkezde konumlandırıldığı Arçelik’in global bir şirket olarak yönetildiğini belirtti.
Taşpolatoğlu: OM Pharma ile yeni pazarlara açıldık
Abdi İbrahim CEO’su Süha Taşpolatoğlu ise ilaç sektörünün en regüle sektörlerden biri bulunduğunu hatırlatarak sektördeki tüm aşamaların kurallarla denetim altında bulunduğunu, tüm bu kuralların almış olduğu vakit sebebiyle uzun soluklu stratejiler yapmak icap ettiğini söylemiş oldu.
Abdi İbrahim olarak beşer senelik dönemlerle stratejiler belirlediklerini ve “Vizyon 2025” isminde bir stratejik yol haritası oluşturduklarını söyleyen Taşpolatoğlu, 2025’te yurtdışı operasyonlarından gelen gelirlerini üç katına çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. Pandeminin ilaç sektörünün önemini bir kez daha gösterdiğini söyleyen Taşpolatoğlu, hammadde ve destek maddeler başta olmak suretiyle bir ekip tedarik sıkıntıları yaşandığını, tüm dünyada enflasyonist bir ortam oluştuğunu, globaldeki lojistik sıkıntıları tüm ticari kurumları zora soktuğunu belirtti. 109 senelik bir kurum olduklarını söyleyen Taşpolatoğlu, genlerine işleyen tecrübelerle bu sıkıntıları aştıklarını beyan etti.
“Tutku, cesaret ve mesuliyet, bizim için üç mühim kıymet” diye konuşan Taşpolatoğlu ilaç sektörünün kalbi olan İsviçre’de 83 senelik OM Pharma’da yaptıkları satın almanın sadece yürekli bir firmanın yapabileceği bir hareket bulunduğunu söylemiş oldu. Taşpolatoğlu, OM Pharma ile Çin, Rusya ve Latin ABD’daki ülkelere daha rahat girebildiklerini belirtti. Taşpolatoğlu önümüzdeki dönemde ilaçtan değişik olarak, tüketici sağlığı ya da sıhhat ürünleri alanında hem Türkiye’de hem yurtdışında büyümeyi hedeflediklerini beyan etti.
Taşpolatoğlu 2007 senesinde dünyanın an büyük 100 şirketi arasına girdiklerini sadece sonrasında İlaç fiyatlarındaki düşüşler, enflasyon ve değer düşürme sebebiyle bu listedeki yerlerini kaybettiklerini söyleyen Taşpolatoğlu, önümüzdeki dönemde tekrardan ilk 100’e girmeye çalışacaklarını belirtti.
