DÜNYA

Aruz Ölçüsü Nedir, Nasıl Bulunur, Özellikleri Nedir?

Türk şiirini en güzel hale getirmek için kullanılan pek fazlaca değişik teknikten önde gelen aruz ölçüsü, bilhassa divan edebiyatı döneminde altın çağını yaşamış ve sayısız şairi etkileyerek yakın zamana kadar başarıya ulaşmış örnekleri verilmiştir. Gelin aruz ölçüsü nedir, nasıl bulunur, özellikleri nedir şeklinde dört gözle beklenen soruları örnekleriyle yanıtlayalım.

Binlerce senelik kadim Türk dili süre içinde pek fazlaca değişik dille etkileşime girmiş, değişmiş ve gelişmiştir. Bu gelişmeler esnasında öteki dillerin edebiyatlarında kullanılan birçok teknikle de tanışmıştır. Bunlardan önde gelen aruz ölçüsü, şiirlerin hece yapıları üstünden uyum yaratılan bir tekniktir. Fakat Türkçe aruz ölçüsüne pek uygun olmadığı için bilhassa yaygın kullanıldığı divan edebiyatı döneminde maalesef dilimize pek fazlaca yabancı sözcük girmesine neden olmuştur.

Aruz ölçüsüne uygun olsun diye dilimize eklenen sözcüklerin büyük bir kısmı süre içinde Türkçeleşmiştir sadece bazıları aynen kalmıştır. Tüm bunlara karşın aruz ölçüsü uzun süre Türk şiirinde kullanılmış hatta kısa sürede kadar pek fazlaca ozan içinde tartışmalara bile neden olmuştur. Gelin aruz ölçüsü nedir, nasıl bulunur, kalıpları, kuralları ve özellikleri nedir şeklinde dört gözle beklenen soruları örnekleriyle birazcık daha yakından inceleyelim.

Aruz ölçüsü nedir, nasıl bulunur, özellikleri neler? 

aruz ölçüsü

Aruz ölçüsü nedir?

Aruz vezni olarak da adlandırılan aruz ölçüsü, uzun ve kısa hecelerin hususi bir düzende yerleştirilmesi ile şiirde uyum oluşturma tekniğidir. Arap edebiyatında ortaya çıkan aruz ölçüsü ilkin İran edebiyatına, 11. yüzyılda da Türk edebiyatına geçmiştir. Arapça bir kelime olan aruzun pek fazlaca değişik lügat anlamından bazıları şu şekilde;

  • Yön
  • Yan
  • Bölge
  • Bulut
  • Sema
  • Keçi yolu
  • Deli
  • Sarhoş
  • Deve
  • Çadırın orta direği
  • Karşılaştırılan
  • Ölçü olan şey

Aruz kelimesinin edebiyata geçerken hangi anlamı ile bildiğimiz kavrama dönüştüğü bilinmiyor. Sadece divan edebiyatını ayakta tutan teknik olduğundan çadırın orta direği anlamını ön planda tutmak mümkün. Aruz ölçüsünü bilimsel anlamda tanımlayan ilk şahıs meşhur Arap dil bilimcisi İmam Halil bin Ahmed’dir

Aruz ölçüsü seneler içinde Arap, Türk, Fars, Kürt, Afgan, Pakistan ve azca da olsa Hint edebiyatında da kullanılan bir şiir tekniği haline gelmiştir. Bu teknikte uzun kısaca kapalı heceler – ile, kısa kısaca açık heceler . ile gösterilir. Bir de med isminde olan bir buçuk heceler vardır, onlar -. olarak gösterilir. Tüm bu birleşimlerden 8 ana kalıp oluşturulmuştur. Bu kalıplardan dördünün bir arada kullanılması tef’il, tef’ile ya da cüz olarak adlandırılır.

  • fa’ûlün (fe’ûlün) (._ _)
  • fâ’ilün, fâ’ilât (_._)
  • mefâ’ilün (._._)
  • fâ’ilâtün (_._ _)
  • müstef’ilün (_ _._)
  • mef’ûlâtü (_ _ _.)
  • müfâ’aletün (._.._)
  • mütefâ’ilün (.._._)

Aruz ölçüsü hece yapıları ve özellikleri:

  • Açık heceler
  • Kapalı heceler

aruz ölçüsü

Açık heceler:

Bir tek tek bir sesli harften oluşan heceler açık heceler olarak adlandırılır. Mesela uzun kelimesi ._ şeklinde gösterilir ve u hecesi açık hece olarak kabul edilir. Bir sesli, bir sessiz harften oluşan heceler de açık hece olarak adlandırılır. Örneği gülü kelimesi .. olarak gösterilir ve her iki hecesi de açık hece olarak kabul edilir.

Kapalı heceler:

  • Bir sesli, bir sessizden oluşan -. olarak gösterilen öptü kelimesindeki ilk hece kapalı hece olarak kabul edilir.
  • İki sessiz arasındaki bir sesliden oluşan – – olarak gösterilen gönlüm kelimesindeki her iki hece de kapalı hece olarak kabul edilir.
  • Bir sessiz, bir sesli ve sonrasında yeniden iki sessizden oluşan Türk, genç, kalp şeklinde bir buçuk heceler de kapalı hece kabul edilir. 
  • Bir sesli, iki sessizden oluşan aşk ve ilk şeklinde tek heceler de kapalı hece olarak kabul edilir. 

Divan edebiyatı aruz ölçüsü kalıpları ve örnekleri:

  • Düz kalıplar
  • Karışık kalıplar
  • Rubai türündeki ahrem
  • Rubai türündeki ahreb

aruz ölçüsü

Düz kalıplar:

  • Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün ( . – . – ) ×4 ya da (. – – – )
  • Müstef’ilün / Müstef’ilün / Müstef’ilün / Müstef’ilün ( – – . – ) ×4
  • Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün ( – – . – – ) ×4
  • Feûlün / Feûlün / Feûlün / Feûlün ( . – – ) ×4
  • Mefaaletün / Mefaaletün

Örnek;

  • Eşin var â / şiyânın var / bahârın var / ki beklerdin Kıyâmetler / koparmak ney / di ey bülbül / nedir derdin

Karışık kalıplar:

  • Mefâîlün / Mefâîlün / Feûlün ( . – – -) ( . – – – ) ( . – – )
  • Feilâtün (Fâilâtün) / Feilâtün / Feilâtün / Feilün (fa’lün) ( . .- -) (. .- -) (. .- -) ( . . – )
  • Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün ( – . – – ) ( – . – – ) ( – . – – ) ( – . – )
  • Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün ( – . – – ) ( – . – – ) ( – . – )
  • Müfteilün / Müfteilün / Fâilün ( – . . -) ( – . . – ) ( – . – )
  • Feûlün / Feûlün / Feûlün / Feûl ( . – – ) ( . – – ) ( . – – ) ( . – )
  • Mefâilün / Feûlün / Mefâilün / Feûlün ( . – . – ) ( . – – ) ( . – . – ) ( . – – )
  • Feilâtün (Fâilâtün) / Mefâilün / Feilün (Fa’lün) ( . . – – ) ( . – . – ) ( . . – )
  • Fa’lün / Feûlün / Fa’lün / Feûlün ( . – ) ( . – – ) ( . – ) ( . – – )
  • Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün ( – – . ) ( – . – . ) ( . – – . ) ( – . – )
  • Mef’ûlü / Mefâîlün / Feûlün ( – – . ) ( . – – – ) ( . – – )
  • Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün ( – – . ) ( . – – . ) ( . – – . ) ( . – – )
  • Mef’ûlü / Mefâîlün / Mef’ûlü / Feûlün ( – – . ) ( . – – – ) ( – – . ) ( . – – )
  • Mef’ûlü / Mefâîlü / Feûlün ( – – . ) ( . – – . ) ( . – – )
  • Müfte’ilün / Fâilün / Müfte’ilün / Fâilün ( – . . – ) ( – . – ) ( – . . – ) ( – . – )
  • Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Feilün (Fa’lün) ( . – . – ) ( . .- -) ( . – . – ) ( . . – )

Örnek;

Yaraşır kim / seni ser-def/ter-i hûban / yazalar

Nâme-i hüs/nün için bir / yeni unvan / yazalar

Rubai türündeki ahrem:

Mef’ûlün fâilün mefaîlün fâ’ 

Mef’ûlün mef’ûlü mefâîlün fâ’

Mef’ûlün fâilün mefâîlün fa’l

Mef’ûlün mef’ûlün mef’ûlün fâ’

Mef’ûlün mef’ûlün mef’ûlün fâ’

Mef’ûlün fâilün mefâîlün fâ’

Mef’ûlün mef’ûlü mefâîlü fâûl

Mef’ûlün mef’ûlün mefâîlün fa’ 

Mef’ûlün mef’ûlün mef’ûlü fâ’l

Mef’ûlün mef’ûlü mefâîlü fâ’l

Mef’ûlün fâilün mefâîlü faûl

Mef’ûlün mef’ûlün mef’ûlü faûl

Rubai türündeki ahreb:

Mef’ûlü mefâilün mefâîlün fâ’ 

Mef’ûlü mefâîlü mefâîlün fâ’

Mef’ûlü mefâîlün mef’ûlü fa’ûl

Mef’ûlü mefâîlün mef’ûlün fâ’

Mef’ûlü mefâîlün mef’ûlü fâ’l

Mef’ûlü mefâîlü mefâîlü faûl

Mef’ûlü mefâilün mefâîlü fâûl

Mef’ûlü mefâilün mefâîlü fa’l

Mef’ûlü mefâilün mefâîlün fâ’ 

Mef’ûlü mefâîlü mefâilün fâ’

Mef’ûlü mefâîlü mefâilün fa’l

Mef’ûlü mefâîlün mef’ûlün fâ’

aruz ölçüsü

Aruz ölçüsü nasıl bulunur?

  • Mısradaki heceler tek tek uzun ve kısa olarak ayrılır.
  • Önceki mısrada bulunan heceler de tek tek uzun ve kısa olarak ayrılır.
  • Medli hece olup olmadığı denetim edilir.
  • Uzun ve kısa hecelerin karşılıklı olup olmadığına bakılır.
  • . ve – işaretleri dikkatli bir halde yerleştirilir.
  • Tef’ile sayısı belirlenir.
  • Yeni aruz kalıbının uyumlu olmasına dikkat edilir.

Aruz ölçüsü ile şiir yazmak hem şiire hem edebiyata hem de kullanılan dile hakim olmayı gerektiren bir alandır. Doğrusu bu tür küçük kontrollerle sıfırdan aruz ölçüsü ile şiir yazmak pek mümkün değildir. Sadece gene de aruz kalıplarını bularak mevcud şiirin nasıl bir yapıda yazıldığını saptamak mümkün.

Aruzla yazılan ilk Türk eseri ve aruz ölçüsü kullanan şairler:

Aruz ölçüsü adım adım Türk edebiyatına geçmiştir. İlk olarak 5. ve 11. yüzyıllar içinde Hakaniye Türkçesine, 7. ve 13. yüzyıllarda Anadolu Türkçesine ve 8. ve 14. yüzyıllarda Çağatay ve Azeri Türkçesine girmiştir. Tamamı olmasa da bir kısmı aruzla yazılan ilk Türk eseri Yusuf Özgü Hacib tarafınca kaleme alınan Kutadgu Bilig’dir.

Aruz ölçüsü Türk şairleri içinde yaygınlaşmış sadece Türkçe, bu kalıba uygun olmadığı için sık sık Arapça ve Farsça sözcükler kullanılmıştır.  Fuzûlî, Bâkî, Nef’î, Nâbî ve Nedîm şeklinde şairler divan edebiyatında; Tevfik Fikret, Cenap Şahabeddin, Mehmed Akif Ersoy, Yahya Kemal şeklinde şairler de yakın dönemde aruz ölçülü şiirler yazmışlardır. 1911 senesinde süregelen Millî Edebiyat akımı sonrasında Ziya Gökalp şeklinde öncü isimlerle beraber aruz yerini Türkçenin aslolan ölçüsü olan hece ölçüsüne bırakmıştır. 

Divan edebiyatı ile beraber en parlak sürecini yaşayan Arap edebiyatı kökenli aruz ölçüsü nedir, kalıpları ve özellikleri nedir şeklinde dört gözle beklenen soruları yanıtlayarak bilmenizde fayda olan detaylardan bahsettik. Aruz ölçüsü hakkında düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. 



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.