DÜNYA

Sokakta Dikilip Bina Yıkımı İzlemek Sizi Öldürebilir!

Yıkılmakta olan bir binanın civarlarında olmanın sizi yavaş yavaş öldürebileceğini biliyor muydunuz? Gelin bu can bunaltan olayın tüm detaylarına uzman görüşleriyle beraber göz atalım.

Bir binanın yıkım anı şüphesiz dikkat çekici bir vaka. Koskoca binanın birkaç dakika içinde yerle bir olmasını görmeyi istemiş olabilirsiniz. Sadece tavsiyemiz, bırakın karşısına geçip izlemeyi, bir bina yıkılırken suratınızda bir maske olmadan yakınına bile yaklaşmamanız…

Üstelik tavsiyemiz dediğime bakmayın. Bu tavsiye aslen bir inşaat mühendisi olan ve hem de İş Sağlığı ve Güvenliği Federasyonu ve Asbest Söküm Uzmanları Derneği başkanlığını yürüten Mehmet Ensari’den geliyor. Bununla beraber halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Osman Alparslan Ergör de bu mevzuda ciddi uyarılarda bulunuyor. Bu önerilerin gerekçeleri ise oldukça büyük bir tehlikeye dayanıyor…

Bahsi geçen mevzunun gündeme gelmesinin sebebi ne?

Geçtiğimiz günlerde ”Binalarda Asbest Tehlikesi” temalı bir seminer gerçekleştirildi. Ege Üniversitesi, Asbestos Free Demolition (AFDem), Avrupa Birliği Başkanlığı şeklinde pek oldukca kurumun ortaklaşa organize etmiş olduğu seminerde halk sağlığını yakından ilgilendiren ve ölümcül bir tehlike olmasına karşın göz ardı edilen mühim bir mevzu üstünde duruldu. Mehmet Ensari ve Osman Alparslar Ergör şeklinde bu alanda emek harcamaları bulunan uzman adlar de seminerde konuşmacı olarak yer aldı.

Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’ye söküm için gelecek olan Sao Paulo adlı bir geminin yarattığı gündem ile pek çoklarımızın ‘asbest’ kelimesini muhtemelen ilk kez duydu. Sağlık üstündeki korkulu tesirleri sebebiyle büyük bir gündem yaratan bu vakaya mevzu olan vapur Türkiye’ye gelmedi. Şu demek oluyor ki oluşturulan kamuoyu baskısı etkili oldu diyebiliriz. Sadece pek oldukca uzmana nazaran asbestin tehlike yarattığı tek yer vapur sökümü değil.

Ilk olarak özetlemek gerekirse asbestin ne olduğundan bahsedelim. Asbest aslen doğada bulunan bir mineral. Oldukça dayanıklı olması, bolca bulunması ve ucuz olması şeklinde sayısız gerekçe yüzünden uzunca seneler aklınıza gelebilecek her alanda sık sık kullanılmış. Bu kullanım alanları içinde evinizdeki bir tencerenin kulbundan çatınızdaki eternit levhalara kadar pek oldukca şey var. Sadece endüstriyel olarak yaygınlaşmasından ve yaşamımıza dahil olmasından oldukca sonrasında, aslen bu mineralin kanserojen olduğu keşfedilmiş. Gene uzun seneler içinde de kullanımı pek oldukca ülkede yasaklanmış.

Asbestin devletimizde ise üretimi, kullanımı ve piyasa arzı ile asbest içeren eşyaların piyasaya arzı 31 Aralık 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafınca yasaklandı. Sadece piyasada asbest içeren pek oldukca ürünün dolaşımda olduğu biliniyor. Geçmişten bu yana en oldukca kullanıldığı ve halen hayatımızda olan bir yer ise bina yapımları. 

Dayanıklı ve yalıtım elde eden yapısı sebebiyle seneler süresince binaların yapımında pek oldukca değişik alanda asbest kullanılmış. İşte bu binalar, günümüzde kentsel dönüşüm projeleri şeklinde büyük ölçekli projelerle yıkılıyor…

Binaların yıkımı nasıl oluyor da bizi ölüme götürüyor?

Asbesti tehlikeli meydana getiren şeylerin başlangıcında lifli ve bir saç telinden bile kat kat ince yapısı geliyor. Bu ince yapılı lifler kolayca havaya karışıp yüzlerce metre sürüklenebiliyor. Arkasından soluduğumuz havayla beraber ciğerlerimize yerleşiyor. İşte bu da ölümcül hastalıklarla sonuçlanan sürecin başlangıcı oluyor.

Bir bina yıkılırken, o binada kullanılan asbest yıkım esnasında oluşan toz bulutu ile havaya karışıyor ve yüzlerce metre genişliğinde alanlara dağılıyor. Uzmanlar bina yıkımı esnasında çıkan toz bulutunun kesinlikle solunmaması icap ettiğini vurguluyor. 

O şekilde ki, seminerde bu mevzuya değinen Ensari, sokağımızda, mahallemizde bir bina yıkımı var ise maskesiz dışarı çıkmamamız, o toz bulutunun evimize girişini engellememiz gerektiğine vurgu yapmış oldu. Aynı şekilde halk sağlığı uzmanı Ergör de asbestin sağlığa etkilerinin küçümsenmeyecek kadar mühim bulunduğunu, azca oranda solumanın bile oldukca ciddi sağlık sorunları yarattığını altını çizdi.

Asbestin ciğerlere yerleşmesinin en fena yanlarından biri, oluşabilecek asbestozis şeklinde ölümcül hastalıkların ve kanserin uzunca seneler kendini göstermemesi. Bilhassa ‘mezotelyoma’ adlı ‘akciğer zarı kanseri’ olarak malum bir kanser türüne yol açan bu durumda ortaya çıkan hastalığın bir tedavisi bulunmuyor. Bu da kanserin ortaya çıkışını takip eden birkaç ay içinde ölümle sonuçlanan vakalara neden oluyor. Asbestozis adlı asbestin ciğerlere yerleşmesi sonucu oluşan hastalık ise 10-20 yıl içinde kendini gösteriyor ve solunumun durmasına varana kadar pek oldukca ciddi sonucu oluyor.

Asbest genel olarak dahil olduğu endüstrilerde çalışan işçilerin sağlığını tehlikeye atıyor ve bu durumun önüne iş güvenliği uygulamaları ile geçilmeye çalışılıyor. Fakat öteki taraftan, bina yıkımları bilhassa büyük şehirlerde her an her yerde gerçekleşiyor. Kentsel dönüşüm şeklinde geniş çaplı projelerde yapım yılları oldukça eskiye dayanan binalar birer birer yıkılıyor. Çıkan toz bulutu ise etrafta yaşayan her insanın sağlığını tehlikeye atıyor. Bu mevzuda kafi bilinçlenme olmadığı için durumun önüne de geçilemiyor.

E madem bu kadar tehlikeli, yok mu bunun için alınan bir tedbir?

Aslen kağıt üstünde alınan bazı önlemler var. Binalar yıkılmadan ilkin asbest söküm uzmanları tarafınca kontroller gerçekleştirilip binada asbest olup olmadığının tespit edilmesi ve peşinden eğer asbest var ise bina yıkımı öncesi söz mevzusu asbest içeren malzemelerin kontrollü bir halde sökülmesi gerekiyor. Bu adımlar için de ilk olarak bir rapor hazırlanıp belediyelere sunuluyor. 

Sadece tahmin edeceğiniz suretiyle bu süreç yürütmeye gelindiğinde işin rengi değişiyor. Düzmece raporların düzenlenmesinden binaya gidecek asbest söküm uzmanından ilkin binalarda bulunan tüm asbestli malzemelerin kontrolsüz bir halde çıkarılarak halk sağlığını tehdit edecek şekilde ‘depolanması’ ya da satılmasına kadar pek oldukca mesele yaşanıyor. Sonucunda, bu binalar yıkılırken o asbest havaya karışıyor ve hepimizin ciğerlerine yerleşerek ölüm saçıyor.

Aslen olması ihtiyaç duyulan, binaların yıkımı esnasında tüm bu süreçlerin uygulanması ve yıkım esnasında tozun havaya karışmasını engellemek için sulama sistemlerinin kullanılması. Sadece ne yazık ki bu sulama sistemleri bile bir çok yıkımda kullanılmıyor.

Peki biz ne yapabiliriz?

Asbest Söküm Uzmanları Derneği, bu mevzuda yapabileceklerimiz ile ilgili bazı önerilerde bulunuyor. Mesela çevrenizde bir bina yıkımına denk gelirseniz ve sulama sistemi şeklinde önlemlerin alınmadığını görürseniz belediyeye ya da CİMER’e şikayette bulunabilirsiniz. Bununla beraber direkt Asbest Söküm Uzmanları Derneği’nin WhatsApp şikayet hattına da durumu iletebilirsiniz.

Asbest konusunu Mehmet Ensari ile konuştuğumuz videomuza hemen hemen izlemediyseniz göz atabilirsiniz



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam engelleyici kullandığınız görülüyor

HAKANSEYHAN.com reklamlarla desteklenen bir sitedir. Sitemizde gezintiye devam etmek için lütfen reklam engelleyiciyi kapatın.