DÜNYA

Plüton Iyi mi Ortaya çıkarıldı, Niçin Gezegenlikten Çıkarıldı?

O, koskoca güneş sisteminin en dışlanan üyesi. Evet, Plüton’dan bahsediyoruz. Bir zamanlar 9. gezegen olarak kabul edilen; sadece ondan sonra cüce gezegen sınıfına düşürülen Plüton’un öyküsünü sizler için araştırdık.

Günümüzde malum en büyük cüce gezegen olma unvanının sahibi Plüton, çoğunuzun da anımsayacağı suretiyle bir zamanlar 9. ve güneşe en uzak gezegen olarak sayılıyordu.  

Plüton, hem de Neptün‘ün yörüngesinin ötesinde, her biri kilometrelerce büyüklükte yüz binlerce kayalık, buzlu cisim ve 1 trilyondan daha çok kuyruklu yıldızla beraber gölgeli bir bölge olan Kuiper Kuşağı‘nın malum en büyük üyelerinden birisi. Peki Plüton ne oldu da gezegenlikten cüce gezegen konumuna düştü? Gelin güneş sistemimizin dışlanan üyesi Plüton’un yolcuğuna beraber bakalım. 

9. gezegenin keşfi

Güneş sistemi

Güneş sistemimizde kaç gezegen bulunduğunu orta yaşlı birisine soracaktır ya da mevzuyla ilgili on yıldan daha uzun bir süre ilkin yazılmış olan kitaplara bakacak olursanız, alacağınız cevabın şu an geçerli olan 8 yerine “9” olması oldukça düzgüsel bir durumdur. Bir zamanlar 9. gezegen olarak değerlendirilen ‘yitik nesne‘ Plüton’un hikayesi; özünde bir bulgu, münakaşa ve cüce gezegen sınıfının ortaya çıkış hikayesi. 

Geceleri gökyüzüne çıplak gözle dikkatlice baktığımızda, Ay ile beraber her biri güneşe diğerinden daha uzak olan beş klasik gezegen Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn’ü görebiliriz. Astronomların teleskopları kullanmaya başlamasıyla, Sir William Herschel 1781 senesinde bir başka gezegen olan Uranüs’ü keşfetti; sadece görünüşe bakılırsa Uranüs, kimsenin anlam veremediği bir halde bir yöne doğru çekilmekteydi. Bu da oralarda devasa boyutlarda başka bir şeyin varlığına işaret ediyordu. 

1846 senesinde gökbilimci Urbain Lee Verrier ve John Couch Adams’ın çabaları sonucu Uranüs’ü kendine doğru çeken bu nesnenin, aslına bakarsak başka bir gezegen olan Neptün bulunduğunun ortaya çıkmasıyla da Dünya dahil günümüzde malum 8 gezegenin hepsi keşfedilmiş oldu. 

Gezegen Plüton ve Roma mitolojisinde yeraltı tanrısı olan Plüton

Sadece Neptün üstüne çalışan astronomlar, Neptün’ün de tıpkı Uranüs şeklinde bir tarafa doğru çekildiğini fark ettiler ve tahmin üstüne yürüttükleri bir emek harcama sonucunda da dokuzuncu nesneyi buldular. Bu soğuk ve mesafeli kaya 1930 senesinde Clyde Tombaugh tarafınca ortaya çıkarıldı ve yeni gezegen; Yunan mitolojisinden bildiğimiz Hades’in Roma mitolojisindeki karşılığı olan, soğuk ve karanlık yeraltına hükmeden tanrısı Plüton’a ithafen ‘Plüton’ olarak adlandırıldı. 

“Gezegen mi değil mi? ” tartışması

Plüton

Böylelikle 9. gezegen olan Plüton’un varlığı, şaşırtıcı özellikleri sebebiyle fazlaca geçmeden tartışmalara niçin olmaya başladı. Dış Güneş sisteminde varlığından haberdar olduğumuz, soğuk gaz yada donmuş buzdan oluşan öteki gezegenler Dünya’dan fazlaca daha büyükken, öte taraftan Plüton, Dünya’nın yalnız iki binde biri kadardı ve büyük seviyede kayalardan oluşuyordu. Aslına bakarsak bakacak olursanız Plüton, boyut açısından Mars ve Jüpiter içinde dolaşan Ceres ve Pallas şeklinde bazı büyük asteroitlerden o denli da büyük değildi. Ek olarak garip bir yörüngedeydi; bir elips şeklinde gerilmişti ve öteki tüm gezegenlere kıyasla da eğik duruyordu. Tüm bunlara karşın oradaki en büyük nesne şeklinde duran Plüton, ortalama 70 yıl süresince gezegen sınıfında kalmaya devam etti; sonuçta tıpkı bir gezegene benzeyen bu obje başka ne olabilirdi ki? 

Takvim sayfaları 2000 yılına yaklaştığında ise bilim adamları, Güneş’e Plüton’dan bile uzak olan, Kuiper kuşağı olarak da malum bölgedeki uzaya dağılmış kayaları daha da yakından incelemeye başladı. Bildiğimiz astreoitlerden olamayacak kadar yavaş hareket eden bu nefes ve uzak nesneleri inceleyen bir araştırma ekibi, bu nesnelerden bazılarının kaygı verici derecede Plüton’a benzediğini fark etti. O halde bu devasa uzay kayaları da mı –Quaoar, Sedne, Orcus, Makemake ve büyüh ihtimalle daha nicesi– birer gezegendi? Yoksa gezegen olmayan Plüton muydu? 

Yunan mitolojisinde fitne ve fesatlık tanrıçası Eris

2005 senesinde her şeyi değiştirecek bir şeyin varlığı bulunmuş oldu: Yalnız Plüton’a benzemekle kalmayıp, neredeyse Plüton’la aynı boyutlarda olan bir kaya. O halde, eğer Plüton bir gezegense; çoğumuzun Truva Savaşı’nın çıkmasının ardındaki isim olarak bilmiş olduğu, Yunan mitolojisinde kargaşalık ve tartışmadan görevli tanrıça Eris’in arkasından adlandırılan bu yeni kayanın fazlaca fazlaca bir gezegen olması gerekmez miydi?  

Nihai karar: Plüton’un gezegenlikten dışlanışı

Plüton

Bu durumda Güneş sisteminde kaç gezegen vardı? Sekiz mi? On mu? Düzinelerce, hatta yüzlerce mi? Sınırı tam olarak hangi noktada çekmeliydik? 

Internasyonal Astronomi Birliği (IAU), bu cevaplaması zor suali tartışmak adına 2006 yılının Ağustos ayında bir araya geldi. Jenerasyonlar süresince Plüton’un bir gezegen bulunduğunu düşünerek büyüyen insanoğlu Plüton’dan vazgeçmeye asla istekli olmasa da, kanıtlar apaçık bir halde ortadaydı: IAU’nın sonucu, Güneş sistemimizin resmini sonsuza kadar değiştirecekti.

Güneş sistemi gezegenleri ve Plüton

IAU en sonunda ana gezegenlerin hepsinin ortak bir noktası bulunduğunu fark etti: Gezegenlerin civarlarında, kendi boyutlarına yakın başka hiçbir şey yoktu. Bu gezegenler çevrelerindeki cisimleri ya uydu olarak yörüngelerine çekiyor, ya onlarla çarpışarak parçalıyor ya da cisimler bir halde uzay boşluğuna fırlatılıyordu- doğrusu başka bir deyişle, gezegenler bir yolunu bulup yörüngelerini öteki cisimlerden arındırıyordu. Sadece Plüton bu saydıklarımızdan hiçbirini yapamıyordu: etrafı boyutları onunkisine yakın bir sürü benzer cisimle çevriliydi. Tüm bu veriler göz önünde bulundurulduğunda IAU, Plüton’un sınıfta kalmış olduğu sonucuna vardı. Artık bir gezegen değildi. 

Cüce gezegenler 

Cüce gezegenler

Basitçe tanımlamak gerekirse, yerçekiminin etkisiyle yuvarlak bir biçim alacak kadar büyük; sadece düzgüsel bir gezegenin aksine etrafındaki komşularından kurtulamayacak kadar ufak olan nesnelere ‘cüce gezegen’ denir. Eris, Ceres ve daha birçoğuyla beraber Plüton da artık cüce gezegen sınıfının bir üyesi. 

İşte yeni bir gezegen bulduğumuzu sanıp ondan sonra onu kaybettiğimiz; sadece onun yerine yepyeni bir cisim türünün varlığını öğrendiğimiz Plüton’un hikayesi bu şekilde. Bu öykü, trajik açıdan bakacak olursak aslına bakarsak birazcık da üzücü. Asla üzülme Plüton, sen kalbimizde hala bir gezegensin. 



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.