DÜNYA

Her insanın Bilmesi ve Anlaması Ihtiyaç duyulan Felsefe Kavramları

İnsanlığın kendini ve içinde yaşamış olduğu evreni idrak etmek için ortaya çıkardığı fikir sanatı olan felsefenin her alanına hakim olmak zorunda değilsiniz. Sadece bazı felsefe kavramları yardımıyla bu alan hakkında meydana getirilen sohbetlerden geri kalmamış olmuş olursunuz. İşte her insanın bilmesi ihtiyaç duyulan bazı felsefe kavramları ve anlamları.

Felsefe ile insanlık zamanı neredeyse aynı yaştadır. Bunun anlamı, insanoğlunun düşünmeye başladığı anda kendisi ve yaşamış olduğu evren hakkında sorular üretmiş olmasıdır. Eğer bir felsefeci ya da felsefeci değilseniz, felsefe kavramları hakkında mutlak bir informasyon sahibi olmanızı kimse beklemez. Sadece günlük hayatta meydana getirilen verimli bir söyleşi esnasında bazı felsefe kavramları ve bunların anlamları işinize yarayacaktır.

Felsefe kavramları, hakkında onlarca cilt yazılacak hususi bir alandır. Sadece dediğimiz şeklinde, mevzunun uzmanı değilseniz tüm bu kavramlara hakim olmaya çalışmak birazcık zor olacaktır. Arkadaşlarınızla ya da yeni tanıştığınız kişilerle konuşurken popüler toplumsal medya meme’lerinden anlatmak yerine oldukça daha verimli bir söyleşi yapmak isterseniz bilmenizde fayda olan bazı felsefe kavramları ve anlamlarını anlattık.

Verimli bir söyleşi için kullanabileceğiniz bazı felsefe kavramları:

  • Varoluşçuluk
  • İçgözlem
  • Epikürcülük
  • İç çoğulculuk duygusu
  • Mantıksal hatalar
  • Tekbencilik
  • Hume’un giyotini
  • İçe dönük illüzyon
  • Faydacılık
  • Görelilik 

Tüm yük ferdin omuzlarındadır: Varoluşçuluk

Varoluşçuluk

Egzistansiyalizm olarak da isimlendirilen varoluşçuluk, bireyi odak noktasına alan bir felsefi akımdır. Adı Søren Kierkegaard, Fyodor Dostoyevski, Friedrich Nietzsche, Jean-Paul Sartre şeklinde isimlerle anılan bu akım; insanoğlunun niçin var olduğuna dair düşünceler üretir. Dizgesel felsefeye tepki olarak içinde yaşadığımız dünyanın anlamsızlığına ve absürtlüğüne vurgu yaparak tüm yükün ferdin omuzlarında bulunduğunu söyler. Yaşamdan kopma ve keşmekeşlik olarak nitelendirildiği de olmuştur. 

Kişinin kendini sorguladığı fikir metodu: İçgözlem

İçgözlem

İçgözlem, adı üstünde ferdin toplumu değil kendini sorguladığı bir fikir metodudur. İçgözlem esnasında şahıs inançlarını, benliğini, amaçlarını, hedeflerini ve şimdiki zamanını sorgular. Pek oldukça filozofa bakılırsa ferdin kendini anlaması için ihtiyaç duyulan benzersiz bir süreçtir. İçsel sürecini çözmüş bir insanoğlunun hayata ve yaşamış olduğu evrene bakışı da aynı şekilde gelişecektir. Kendini başkasının yerine koyarak onun bakış açısından içgözlem yapmak olarak da kullanıldığı yöntemler vardır.

Maddi hazların peşinden koşun: Epikürcülük

Epikürcülük

Milattan ilkin 300’lü yıllarda yaşamış Yunan felsefeci Epikuros tarafınca ortaya atılan ve varoluşçuluğun temellerini attığı kabul edilen felsefe akımını epikürcülük olarak adlandırıyoruz. Bireyi mutlu edecek olan şeyin maddi hazlar bulunduğunu söyleyen Epikuros’a bakılırsa insanoğlu dini kaygılardan uzak durmalıdırlar. Epikürcülüğe bakılırsa yaşarken yaşıyoruz, bundan dolayı ölümü düşünmek anlam ifade etmeyen. Öldüğümüz vakit ise ölümü düşünemeyeceğimiz için birazcık rahat olup, mutluluk ardında koşmalıyız.

Bir ben var, benden içeri: İç çoğulculuk duygusu

İç çoğulculuk duygusu

Bir şey halletmeye karar verirken zihninizde birbirine zıt düşünceler söyleyen birden fazla ses duyarsınız. Korkmayın, bu düzgüsel. Onlarla tartışarak doğru yolu bulun. İç çoğulculuk duygusu tam olarak bu süreci ifade eder. Pek oldukça insan zihninde duyduğu sesleri bastırır sadece dini referanslar bile bu duruma şeytan adını vermişlerdir. İç çoğulculuk duygusu ile hareket ederek kendinizle tartışmak, netice olarak kendi benliğinizi anlama mevzusunda en büyük yardımcınız olacaktır.

Düşüncelerinizi filtreden geçirin: Mantıksal hatalar

Mantıksal hatalar

Biri bir şey söylüyor ve siz ‘Bu şahıs utanmadan iyi mi mantıksal hatalarla dolu bu sözleri söylüyor?’ diye düşünerek bu fikri kendi katı standartlarınız çerçevesinde yargılıyorsunuz. Sonrasında siz bir şey düşünüyor ya da söylüyorsunuz fakat o katı standartlar uçup gidiyor. İşte, bu da kişinin kendini çözme sürecinde dikkate alması ihtiyaç duyulan bir metottur. Değişik düşünceleri elediğiniz ve mantıksal hataları ortaya çıkardığınız filtre sürecinizi kendi düşünceleriniz için de uygulamalısınız. Bu durum, entelektüel anlamda kendinize dürüst olmak olarak da adlandırılır.

Tek gerçek benim: Tekbencilik

Tekbencilik

‘Yahu ben niye kendimle bu kadar uğraşıyorum?’ diye soruyorsanız yanıtını solipsizm olarak da adlandırılan tekbencilik akımı veriyor. Bu akıma bakılırsa tek gerçek siz şu demek oluyor ki zihninizdeki düşüncedir. Şahıs, tek gerçek olarak inanılmış olduğu zihnine körü körüne inanmak yerine değişik metotlar kullanarak onu sınamalıdır. Bu sınama sonunda gerçekliğin hakkaten zihninde olup olmadığını çözerek hayata ve evrene bakış açısını tekrardan kurgulayabilir. Zor fakat etkili bir metottur.

Olan ve olması ihtiyaç duyulan: Hume’un giyotini

Hume'un giyotini

İskoç felsefeci David Hume tarafınca oluşturulan Hume yasası ya da öteki adıyla Hume’un giyotini, olan ve olması ihtiyaç duyulan arasındaki sorunsala odaklanır. İrdelediği nokta ise insanların olan ile olması ihtiyaç duyulan içinde fark yapamamasıdır. Hume’un giyotini de gene içsel bir gözleme dayanır. Bir şeylerin daha iyi olması için ortaya atılan bir kuram öncesi, bu teorinin iyi mi formülize edildiğini ve iyi mi bir mantıksal düzlemde oluşturulduğunu çözmek için uygulanması ihtiyaç duyulan bir metottur. 

Gerçekliğe karşı oluşturulan müdafa mekanizması: İçe dönük illüzyon

İçe dönük illüzyon

İçe dönük illüzyon, ferdin yalnızca kendi gerçekliğini bilmesi ve başkalarının düşüncelerindeki gerçekliği yalnızca eylemler sonucunda bilmesi retoriğine odaklanır. Ortada tek bir gerçeklik ve o gerçekliğin etrafındaki insan sayısı kadar da o gerçekliğin illüzyonu vardır. Hepimiz eylemlerini kendi içe dönük illüzyonuna bakılırsa uygular ve hatta bir çok vakit bu illüzyon ile kendini gerçekliğe karşı savunur. İçe dönük illüzyonlar, içgözlemin karşı tarafa uygulanması ile ortadan kaldırılabilir fakat bunu meydana getirecek kişinin ilkin kendi içgözlemini değerlendirecek yetide olması gerekir. Kısaca imkansıza yakındır.

Mutluluk için tek çözüm: Faydacılık

Faydacılık

William James tarafınca popüler hale getirilen faydacılık, bir öteki adıyla pragmatizmin temelleri Epikuros tarafınca atılmıştır. Adından da anlaşılacağı suretiyle ferdin mutluluğu için faydayı en üst düzeye çıkarmaktan bahseder. Bu akımda tüm değerler, kişiye hususi bir yarar filtresinden geçirilerek sınıflandırılır. Bu akım dahilinde değişik görüşler vardır. Kimisi ferdin kendini en mutlu eden şeyi yapması icap ettiğini savunurken kimisi ferdin toplumu mutlu edecek şeyler yapması icap ettiğini savunur. Sadece her iki görüşte de yarar, aslolan dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan noktadır. 

Sonu ya empati ya da delilik: Görelilik 

Görelilik 

Görelilik ya kişiyi kuvvetli bir empati duygusu ile donatır ya da içinden çıkılmaz bir varoluşsal krize sokarak delirtir. Şundan dolayı içgözlem sonucu kendinizi keşfettikten sonrasında görelilik yasası ile kendi gerçeğinizin değişik kişiler için de mutlak gerçek olup olmadığını sorgulamaya başlarsınız. Bir çok vakit bir kişinin faydasına olan gerçek, öteki bir şahıs için uygun değildir. Yaptığınız her eylemde bu problemi sorgulamak, ilk cümlede dediğimiz şeklinde, ya kişiye kuvvetli empati duyguları kazandırır ya da kelimenin tam anlamıyla delirtir.

Verimli bir söyleşi esnasında kullanabileceğiniz felsefe kavramları ve anlamlarından bahsederek bilmenizde fayda olan noktaları açıkladık. Bahsettiğimiz tüm bu kavramların temel amacı, ferdin kendisine bir kimlik kazandırmasını sağlamaktır. Eğer kendinizi hazır hissediyorsanız küçük bir içgözlem yolculuğuna çıkabilirsiniz. 



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.