DÜNYA

Toplumsal Medya Düzenlemesinin Eksiksiz Tam Metni

TBMM Hakkaniyet Komisyonu’nda görüşülmeye devam eden ve “toplumsal medya yasası” olarak özetlenen yeni yasanın tam metnini yorumsuz olarak bu sayfada aktarıyoruz.

Hızla gelişen teknolojinin mühim neticelerinden kabul edilen web, öteki kitle kontakt araçlarını geride bırakırken; web üstünden geliştirilen ve her geçen gün artan kolay erişim ve kontakt şekilleri, “toplumsal medya” terimini toplumsal yaşamın merkezine taşımıştır. İnternet, haber ve bilgiye erişimi kolaylaştırdıkça ve hızlandırdıkça, buna bağlı olarak toplumsal medyanın kullanımı da artmaktadır. Bu artış, yeni ve değişik temalı toplumsal medya platformlarının oluşmasına ve insanların zamanının büyük bir bölümünü bu platformlarda geçirmesine neden olmaktadır.

O şekilde ki, dijitalleşme ortamıyla bağlantılı olarak yeni toplumsal problemlerin, kişilik bozukluklarının ya da ruhsal hastalıkların tartışıldığı bir dünyaya doğru gidildiği, uzmanlarınca dile getirilmektedir. Öteki taraftan dijital dünyanın insan hayatında fazlasıyla etkili olması ve toplumsal medya platformlarının bu denli çeşitlenmesi, kişilerin gerek sosyolojik gerek hukuki birçok problemle yada kişisel haklarının ihlaliyle karşılaşmasını bununla beraber getirmiştir. Buna rağmen toplumsal ağ sağlayıcıların yada dijital dünyanın arka planında rol alan öteki aktörlerin, geniş çaplı kullanıcı sayıları ile kullanıcı verilerinden yararlanarak elde ettikleri milyarlarca dolar gelire yada hususi bilgiye karşın, kişilerin haklarının korunması noktasında gereksinim duyulan önleyici ve koruyucu mekanizmaları geliştirmedikleri ya da etkin tedbirler almadıkları veyahut kullananların ve devletlerin haklı taleplerine direnç gösterdikleri gözlemlenmektedir.

İnternet ortamının; ulusal sınır tanımayan olgusu, süratli erişim ve geniş paylaşım kolaylığı sağlaması, dağınık, fazlaca değişkenli ve dinamik küresel ağ yapısı sebebiyle fena niyetli kullananların kimliklerini gizleyerek yasa dışı iş ve eylemlerini hayata geçirmesine fırsat tanımış olduğu artık malum bir gerçekliktir. Dolayısıyla, düzmece isim ve hesaplarla yasa dışı içerik oluşturup paylaşma, değişik siyasi düşüncedeki kişilere, herhangi bir alanda rakip olarak gördüklerine, değişik dinlere yada milletlere yönelik sövgü, kara çalma yada hakaret etmek, karalamak ya da itibarsızlaştırmak, nefret ve ayrımcılığa zemin oluşturmak amacıyla kullanıldığı durumlarda web, düzenleme yapılması lüzumlu alan olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu durumda kişilik hakları ihlal edilen bireyler, anayasal güvence altında olan haklarının korunması noktasında devletten beklenti içine girmektedirler. Devletin bu alanda ki yükümlülüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunacağı ve hem de ifade özgürlüğünün de güvence altına alınacağı düzenleyici bir rol üstlenmesidir. Bunun sonucunda devletlerin vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini hem öteki kullanıcılara hem de toplumsal medya platformlarına karşı koruması gerekmektedir. Nitekim, hem Avrupa ülkeleri (Almanya, Fransa, İngiltere…) hem de ABD Birleşik Devletleri, dijital dönüşümün küresel ölçekte ve toplumun tüm kesimlerinde hissedilir hale gelmesi ile beraber bu alanda yeni regülasyonlar yapmaktadırlar.

Avrupa Birliği “Digital Services Act/ Dijital Hizmetler Yasası” ile “Genel Veri Koruma Tüzüğünde” olduğu benzer biçimde gene öncü düzelteç olarak lüzumlu adımları atmaktadır. Ülkemiz de, dijital dünyada vatandaşlarının karşılaşmış olduğu sorunları, gerçek dünya da olduğu benzer biçimde çözebilmek adına, söz mevzusu öteki ülke ve internasyonal müessese düzenlemelerini de dikkate alarak lüzumlu adımları atmayı hedeflemektedir. Bu adımların zemininde, bilhassa ifade özgürlüğüne temas eden noktalarda, Avrupa însan Hakları Sözleşmesinin 10 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer edinen hükümler yer almıştır. Anayasanın ilgili hükümleri ile tanınan ve koruma altına alınan temel hak ve özgürlükleri, Ülkemiz gerçek dünyada olduğu benzer biçimde, dijital dünyada da korumayı amaçlamaktadır. Belirtmek gerekir ki, dijital dünyada da insanların onur, onur ve saygınlığının, kişisel haklarının, hususi hayatlarının dokunulmazlığının ve kişisel verilerinin korunması gerekmektedir.

Bu bağlamda, yalan haberi kasıtlı olarak üretme ve yayma eyleminin (dezenformasyon), kişi ve cemiyet iradesini ipotek altına alan ve vatandaşların gerçek bilgiye erişme hakkını engellemiş olan ciddi bir tehdit haline geldiği aşikârdır. Bu tehdit, hem de çeşitli özgürlükleri istismar etmek suretiyle başta ifade özgürlüğü ve haber alma özgürlüğü olmak suretiyle temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engellemeye yöneliktir.

Gelişen teknoloji ile beraber dezenformasyonun vardığı nokta, temel hak ve özgürlükleri korumak adına bu tehditle savaşım etmeyi mecburi kılmıştır. Bu  çerçevede mevzuatımızda ki mevcut düzenlemeleri yeni duruma uygun hale getirmeye yönelik ilave düzenlemeler yapılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

Bilgiye bir tuşla erişebilme kolaylığı interneti öteki kontakt araçlarının önüne geçirmiş, sadece haberleri bu şekilde rahat ulaşılabilir hale getiren web haber siteleri ve çalışanları, gazetelere ve gazetecilere tanınmış olan haklardan yararlanamamıştır. Bu durumu ortadan kaldırabilmek amacıyla Teklifle web haber siteleri 5187 sayılı Basın Kanunu ile 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun kapsamına alınmış ve çalışanları yazılı medyada çalışan basın mensupları ile eşit şartlara haiz hale getirilmiştir. 5953 sayılı Kanunda meydana getirilen değişiklikle; web haber sitelerinde düşünce ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlar da gazeteci tanımına dahil edilmiştir. Bu sayede ifade özgürlüğü ve doğru haber alma hakkının kuvvetlendirilmesi hedeflenmiştir.

Değişim Teklifiyle, web haber siteleri süreli yayın kapsamına alınarak, süreli yayınlara benzer şekilde bildiri verilmesi, cezai ve hukuki sorumluluğu, düzeltme ve yanıt hakkı, doğal olarak olacakları yargılama usulü ve beyannamelerin verileceği mercii düzenlenmiştir. İnternetin doğası ve dinamik yapısından kaynaklanabilecek problemlerin giderilmesi amacıyla bir içeriğin internette ilk kez sunulmaya başlandığı tarihin, her erişildiğinde değişmeyecek şekilde içeriğin üstünde belirtilmesi mecburi hale getirilerek bu içerikten doğacak sorumluluklar açısından tarih tespiti mümkün hale getirilmektedir. Böylece basın duyurularının ve yargı organlarınca verilen yayın yasağı kararlarının süratli ve etkin bir halde tebliğinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Ek olarak, 195 sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanunda, web haber sitelerini de kapsayacak şekilde değişim yapılarak, resmi duyuru ve reklamların bu mecralarda belirli kurallar çerçevesinde yayınlanmasının sağlanması suretiyle halihazırda yazılı medya işletmelerine verilen resmi duyuru ve reklamların, web haber sitelerine de verilmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda, hususi kanunlardaki hükümler uyarınca gazetelerde yayınlatılması mecburi olan resmi ilanların, etkin ve verimli şekilde daha çok muhataba ulaştırılması, şeffaflık ve rekabet ortamının sağlanması amacıyla web haber sitelerinde de yayınlanmasına olanak verilmekte, böylece bu siteler de resmi ilanların yayın mecrası olarak belirlenmektedir.

Öteki taraftan, 5651 sayılı İnternet Ortamında Meydana getirilen Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yöntemiyle İşlenen Suçlarla Savaşım Edilmesi Hakkında Kanunda meydana getirilen değişimler ile uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi amacıyla içeriğin çıkarılması/erişimin engellenmesi kararlarının uygulama mercii noktasındaki tereddütlerin ortadan kaldırılması ve Erişim Sağlayıcıları Birliğinin vazife ve yetki alanının belirlenmesi öngörülmektedir. Evlatların, gençlerin ve ailenin netin yasa dışı içerikleri hakkında bilinçlendirilmesi ve güvenli kullanımı mevzusunda bilgilendirilmesi için Birliğe ilave görevler tevdi edilmektedir. Kişilik haklarının korunmasına yönelik olarak Birliğe meydana getirilen müracaatlara ilişkin yapılacak itirazlarda takip edilecek yargısal denetim usulü hususunda düzenleme yapılmaktadır.

Gelişen teknoloji ile beraber, web ortamında işlenen suça mevzu yayınların içerik yada yer sağlayıcısının belirlenmesinde yaşanmış olan problemler sebebiyle içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesi sonucu verilebilecek katalog suçlarda, yurt içi-yurt dışı ayrımı kaldırılmaktadır.

7253 sayılı Kanunla düzenlenen toplumsal ağ sağlayıcıların yükümlülük ve sorumluluklarına yönelik; muhataplık ilişkisinin güçlendirilmesi, raporlama yükümlülüğünün kapsamının genişletilmesi, ufaklıklara yönelik uygulamalar mevzusunda ayrıştırılmış hizmet sunumunun sağlanması, yargı mercilerinin data taleplerine süresinde ve direkt yanıt verilmesi, kullanıcı haklarının korunması, kamu güvenliğini ve kamu sağlığını etkileyen muhteşem durumlarda kriz planı oluşturarak etkin önlemler alınması benzer biçimde hususlarda Avrupa Birliğindeki regülasyonlara ilişkin gelişmeler de göz önünde bulundurularak ilave düzenlemeler yapılmaktadır.

Ek olarak, 5809 sayılı Elektronik Komünikasyon Kanununda öngörülen değişimlerle; şebekeler üstü (Över The Top (OTT) – İnternet Tabanlı) hizmetler tanımlanmaktadır. Türkiye’deki herhangi bir mevzuata doğal olarak tutulmadan sunulan bu hizmetler, Data Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafınca yetkilendirilen ve benzer hizmeti sunan işletmeciler açısından haksız rekabet oluşturduğu için BTK’ya bu hizmetlere ilişkin lüzumlu düzenlemeleri yapma ve ilgili tedbirleri alma hususunda yetki verilmektedir. Böylelikle, BTK tarafınca yetkilendirilen işletmecilerin, ilgili mevzuat çerçevesinde kamu hizmetinin gereği benzer biçimde yürütülmesini teminen tüketici hakları, kişisel verilerin korunması, hizmet kalitesi, raporlama, mali yükümlülükler benzer biçimde bazı yükümlülüklere doğal olarak tutulması amaçlanmaktadır.

Değişim Teklifiyle yalan haberin vardığı nokta ve tesirleri dikkate alınarak dezenformasyonla savaşım kapsamında bir taraftan yönetimsel tedbirler güçlendirilirken öteki taraftan 5237 sayılı Kanunun “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlıklı beşinci bölümünde “Halkı yanıltıcı bilgiyi açıkca yayma” başlığıyla müstakil bir kabahat ihdas edilmektedir. Bu doğrultuda, sırf halk içinde kaygı, ürkü yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilginin, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde açıkca yayılması kabahat olarak düzenlenmektedir. Böylelikle failde hususi kast, gerçeğe aykırı data de hususi kalite ve eylemde elverişlilik aranmaktadır.

Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişim Yapılmasına Dair Kanun Teklifi

MADDE 1:

9/6/2004 tarihindeki ve 5187 sayılı Basın Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde, ikinci fıkrasında yer edinen “yayımını” ibaresi “yayımı ile web haber sitelerini” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bu Kanunun amacı, basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün kullanımı ile basın kartına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.”

“Basın kartı düzenlenmesi bakımından basın kartı talep eden medya mensupları ve enformasyon görevlileri bu Kanun kapsamına dahildir.”

Gerekçe:

Maddeyle, yasal zemine kavuşturulmaları amacıyla web haber siteleri ile basın kartına ilişkin hususlar 5187 sayılı Basın Kanununun kapsamına alınarak radyo, tv ve kamu kurum ve kurumlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu mensubunun, basın kartı düzenlenmesi bakımından süreli yayın çalışanları benzer biçimde değerlendirileceği öngörülmüştür.

MADDE 2:

5187 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine “yayınlarını” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “ve web haber sitelerini” ibaresi; (ı) bendine “karikatürü yapanı,” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “görsel yada işitsel içerikleri kaydeden yada düzenleyeni,” ibaresi ve fıkraya (1) bendinden sonrasında gelmek suretiyle aşağıdaki bentler eklenmiştir.

  • m) İnternet haber sitesi: İnternet ortamında, belirli aralıklarla haber yada yorum durumunda yazılı, görsel yada işitsel içeriklerin sunumunu yapmak suretiyle kurulan ve işletilen süreli yayını,
  • n) Basın kartı: Bu Kanunda belirtilen kişilere, Başkanlıkça verilen kimlik kartını,
  • o) Başkan: İletişim Başkanım,
  • ö) Başkanlık: İletişim Başkanlığını,
  • p) Komisyon: Basın Kartı Komisyonunu,
  • r) Medya mensubu: Radyo, tv ve süreli yayınların basın-yayın faaliyeti yürüten çalışanlarını,
  • s) Enformasyon görevlisi: Kamu kurum ve kurumlarının yürüttükleri Devlet enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu personelini,”

Gerekçe:

5187 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde, anılan Kanunun uygulanmasına yönelik bazı kavramlar tanımlanmış olup, web haber sitelerinin de Kanun kapsamına alınmasına yönelik olarak bu maddenin (c) bendinde tanımlanan süreli yayın tanımına web haber siteleri de eklenmekte ve böylece web haber siteleri de süreli yayın tanımı kapsamına alınmakta, (ı) bendi ile yaratı sahibinin tanımı genişletilmekte ve yeni eklenen (m) bendi ile de web haber sitesinin tanımı yapılmaktadır. Bunun yanı sıra basın kartı, basın kartı verilecek medya mensupları ve enformasyon görevlileri, basın kartı düzenleyecek olan İletişim Başkanlığı ve basın kartı başvurularını değerlendirecek olan Komisyon tanımlanarak maddeye eklenmiştir.

MADDE 3:

5187 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“İnternet haber sitelerinde ek olarak, etkinlik gösterdiği iş yeri adresi, ticari unvanı, elektronik posta adresi, kontakt telefonu ve elektronik tebligat adresi ile yer sağlayıcısının adı ve adresi kendilerine ilişik web ortamında kullananların ana sayfadan direkt ulaşabileceği şekilde ve kontakt başlığı altında bulundurulur.

İnternet haber sitelerinde bir içeriğin ilk kez sunulmaya başlandığı tarih ile sonraki güncelleme tarihleri, her erişildiğinde değişmeyecek şekilde içeriğin üstünde belirtilir.”

Gerekçe:

Maddeyle, 5187 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine eklenen üçüncü fıkrada; web haber sitelerinin de maddede belirtilen mecburi detayları kendilerine ilişik web ortamında kullananların ana sayfadan direkt ulaşabileceği şekilde ve kontakt başlığı altında bulundurmakla yükümlü olduğu belirtilmektedir.

Ek olarak eklenen öteki fıkra ile, web haber sitelerinde bir içeriğin internette ilk kez sunulmaya başlandığı tarihin, her erişildiğinde değişmeyecek şekilde içeriğin üstünde belirtilmesi mecburi hale getirilerek bu içerikten doğacak sorumluluklar açısından tarih tespiti mümkün hale getirilmektedir.

MADDE 4:

5187 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasında yer edinen “yönetim yerinin bulunmuş olduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığına” ibaresi “Basın îlan Kurumuna” şeklinde, birinci ve dördüncü fıkralarda yer edinen “Cumhuriyet Başsavcılığı” ibareleri “Basın îlan Kurumu” şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkrasına “türü” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “ve elektronik tebligat adresi” ibaresi eklenmiştir.

Gerekçe:

Maddeyle, 5187 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında meydana getirilen değişim ile beyannamede Tebligat Kanununun 7/A maddesine uygun elektronik tebligat adreslerinin bildirilmesi öngörülmektedir. Bu sayede basın duyurularının ve yargı organlarınca verilen yayın yasağı kararlarının süratli ve etkin bir halde tebliğinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Ek olarak meydana getirilen bir öteki değişiklikle, süreli yayınlara web haber sitelerinin eklenmesiyle beraber bildiri sayısı mühim seviyede artacağından yargının iş yükünü azaltmak amacıyla beyannamelerin Cumhuriyet Başsavcılıkları yerine Basın İlan Kurumuna verilmesi öngörülmüştür.

MADDE 5:

5187 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer edinen “Cumhuriyet Başsavcılığı” ibareleri “Basın îlan Kurumu” şeklinde değiştirilmiş, fıkraya “durdurulmasını” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “İstanbul” ibaresi ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Birinci fıkrada düzenlenen yayım durdurma müeyyidesi web haber siteleri bakımından uygulanmaz. İnternet haber sitesinin bu madde hükmüne uymaması halinde. Basın İlan Kurumu iki hafta içinde eksikliğin giderilmesini yada gerçeğe aykırı bilgilerin düzeltilmesini web haber sitesinden ister. İstemin iki hafta içinde yerine getirilmemesi durumunda, Basın îlan Kurumu web haber sitesi vasfının kazanamadığının tespiti amacıyla İstanbul asliye ceza mahkemesine başvurur. Mahkeme en geç iki hafta içinde kararını verir. Bu karara karşı itiraz yoluna başvurulabilir.

Başvurunun kabul edilmesi halinde web haber siteleri için sağlanabilecek resmi duyuru ve reklam ile çalışanlarının basın kartına ilişkin hakları ortadan kalkar. İnternet haber sitesi için sağlanan hakların ortadan kaldırılması, bu Kanun ve/yada ilgili mevzuat uyarınca öngörülen yaptırımların uygulanmasına engel değildir.”

Gerekçe:

Maddeyle, 5187 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde değişim yapılmaktadır. Maddeyle, web haber siteleri için yayın durdurma müeyyidesinin uygulanamayacağı belirlenmiş olup verilen süre içinde eksikliklerin giderilmemesi ya da gerçeğe aykırı bilgilerin düzeltilmemesi halinde öngörülen usul çerçevesinde haber sitesi vasfı kazanılmaması tespiti şartı düzenlenmiştir. Bu karar ile web haber sitesi vasfını kazanamayan haber sitesi süreli yayın kapsamının haricinde bırakılmış olacaktır.

MADDE 6:

5187 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin başlığı “Teslim ve muhafaza yükümlülüğü” olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“İnternet haber sitesinde gösterilen içerikler, gerektiğinde talep eden Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmek suretiyle doğruluğu ve bütünlüğü sağlanmış şekilde iki yıl süre ile muhafaza edilir.

Yargı mercileri tarafınca yayının soruşturma ve kovuşturma mevzusu bulunduğunun web haber sitesine yazılı olarak bildirilmesi halinde, bu işlemlerin sonuçlandığının bildirilmesine kadar soruşturma ve kovuşturma mevzusu yayın kaydının saklanması zorunludur.”

Gerekçe:

İnternet haber sitelerinin 5187 sayılı Kanun kapsamına alınmasıyla beraber 10 uncu maddenin başlığı “Teslim ve muhafaza yükümlülüğü” olarak değiştirilmektedir.

İnternet haber sitelerinin yayınladıkları içerikleri doğruluğu, bütünlüğü ve erişilebilirliği sağlanmış şekilde iki yıl süre ile muhafaza etmeye ve gerektiğinde talep eden yetkili mercilere teslim etmeye zorunlu olduğu öngörülmektedir.

Ek olarak, yayının herhangi bir halde soruşturma yada kovuşturma mevzusu yapılması halinde, bu işlemlerin sonuçlandığının yetkili mercilerce ilgili web haber sitesine bildirilmesine kadar soruşturma yada kovuşturma mevzusu yayın kaydının saklanmasının mecburi olduğu düzenlenmektedir.

MADDE 7:

5187 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“İnternet haber sitelerinde ise ziyan olan kişinin düzeltme ve yanıt yazısının; görevli müdür, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı almış olduğu tarihten itibaren en geç bigün içinde, ilgili yayının yer almış olduğu sayfa ve sütunlarda, URL bağlantısı sağlanmak suretiyle, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır. Yayın hakkında verilen erişimin engellenmesi ve/yada içeriğin çıkarılması kararının uygulanması ya da web haber sitesi tarafınca içeriğin kendiliğinden çıkarılması durumunda, düzeltme ve yanıt metni ilgili yayının yapıldığı web haber sitesinin ana sayfasında yedi gün süreyle yayımlanır.”

Gerekçe:

Maddeyle, web haber siteleri 5187 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi kapsamına alınmaktadır. Bu doğrultuda, web haber sitelerinde yanıt ve düzeltme hakları açık bir halde güvence altına alınmış ve içeriğin yayından çıkarılması ile erişimin engellenmesi durumlarında da düzeltme ve yanıt metninin yedi gün süre ile yayınlanmaya devam edileceği belirtilmiştir.

MADDE 8:

5187 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin başlığı “Teslim ve muhafaza yükümlülüğüne uymama’* şeklinde değiştirilmiş, birinci fıkrasında yer edinen “basımcı,” ibaresi “basımcı ile teslim ve muhafaza yükümlülüğünü yerine getirmeyen web haber sitesi görevli müdürü” şeklinde değiştirilmiştir.

Gerekçe:

5187 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin başlığı “Teslim ve muhafaza yükümlülüğüne uymama” olarak değiştirilmekte ve aynı maddede yer edinen basımcı ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “ile teslim ve muhafaza yükümlülüğünü yerine getirmeyen web haber sitesi görevli müdürü” ibaresi eklenmektedir. Böylece teslim ve muhafaza yükümlülüğüne uymayan web haber siteleri için de müeyyide getirilmiş olmaktadır.

MADDE 9:

5187 sayılı Kanunun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasına “Basılmış eserler” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “yada web haber siteleri” ibaresi, “günlük süreli yayınlar” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “ve web haber siteleri”, ikinci fıkrasına “teslim edilmiş olduğu tarihten” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “, web haber siteleri için ise habere ilişkin kabahat suç duyurusunun yapıldığı tarihten” ibaresi eklenmiş ve ikinci fıkranın üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Sadece bu süreler, Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımına ilişkin maddesinde öngörülen sürelerin yarısını aşamaz ve bu süre sonunda yayının yenilenmesi hali ile suçun temadi ettiğinin belirlendiği hallerde, dava zamanaşımı süresi tam olarak uygulanır.”

Gerekçe:

5187 sayılı Kanunun 26 ncı maddesinde, günlük süreli yayınlar ve öteki basılmış eserler yönünden dava açma süreleri ve bu sürelerin ne vakit başlayacağına ilişkin hükümler bulunmakta olup web haber siteleri de bu madde kapsamına alınmak suretiyle belirsizlik giderilmektedir.

MADDE 10:

5187 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

Basın kartı başvurusu, niteliği ve türleri

EK MADDE 1: Basın kartı başvurusu Başkanlığa yapılır.

Basın kartı, resmi özellikte bir kimlik belgesidir.

Basın kartı türleri aşağıda sayılanlardan ibarettir:

  • a) Göreve bağlı basın kartı: Bir medya kuruluşuna bağlı olarak çalışan Türk vatandaşı medya mensuplarına ve enformasyon görevlilerine verilen basın kartını,
  • b) Süreli basın kartı: Vazife alanı Türkiye’yi kapsayan yabancı medya mensuplarına verilen basın kartını,
  • c) Geçici basın kartı: Vazife alanı Türkiye’yi kapsamamakla birlikte geçici bir süreyle Türkiye’ye haber amaçlı gelen yabancı medya mensuplarına verilen basın kartını,
  • ç) Özgür basın kartı: Geçici bir süreyle çalışmayan medya mensuplarına verilen basın kartını, d) Devamlı basın kartı: Minimum on sekiz yıl mesleki hizmeti bulunan medya mensupları ve enformasyon görevlilerine yaşam boyu verilen basın kartını ifade eder.”

Gerekçe:

Ek 1 inci maddeyle, basın kartı başvurusunun 14 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde düzenlenen görevine uygun bir halde İletişim Başkanlığına yapılacağı ve basın özgürlüğünü güçlendirmek amacıyla basın kartının resmi özellikte bir kimlik belgesi olduğu vurgulanarak basın kartı türlerinin neler olduğu düzenlenmiştir.

MADDE 11:

5187 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

Basın kartı alabilecek kişiler

EK MADDE 2:  Basın kartı;

  • a) Türkiye’de etkinlik gösteren medya kurumlarının Türk vatandaşı medya mensuplarına,
  • b) Süreli yayınların sahiplerine yada tüzel şahıs temsilcileri ile radyo ve televizyonların yönetim kurulu başkanlarına,
  • c) Medya kuruluşları adına hareket eden ve vazife alanı Türkiye’yi kapsayan yabancı medya mensupları ile vazife alanı Türkiye’yi kapsamamakla birlikte geçici bir süreyle Türkiye’ye haber amaçlı gelen yabancı medya mensuplarına,
  • ç) Yurt haricinde yayın meydana getiren medya kurumlarının, Türk vatandaşı sahiplerine ve çalışanlarına, d) Yurt haricinde özgür gazetecilik meydana getiren Türk vatandaşı medya mensuplarına,
  • e) Medya alanında hizmet veren kamu kurum ve müesseselerinde ve kamu kurum ve kurumlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu personeline,
  • f) Medya alanında etkinlik göstermeleri şartıyla, sendikalar ile kamu yararına faaliyette bulunmuş olduğu Cumhurbaşkanı kararıyla tespit edilen dernek ve vakıfların yöneticilerine, verilebilir.”
  • MADDE 12- 5187 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

Basın kartı alabilecek kişilerde aranan şartlar

EK MADDE 3: Basın kartı talep edenlerin başvuruda bulunabilmeleri için;

  • a) 18 yaşını bitirmiş olması,
  • b) Minimum lise yada dengi bir eğitim kurumundan mezun olması,
  • c) Kısıtlı yada kamu hizmetlerinden yasaklı olmaması,
  • ç) 26/9/2004 tarihindeki ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı 5 yıl yada daha çok süreyle hapis cezasına ya da şantaj, hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık, itimatı kötüye kullanma, yalan tanıklık, yalan yere yemin, kara çalma, kabahat uydurma, müstehcenlik, fuhuş, hileli batkı, zimmet, irtikâp, rüşvet, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan meydana gelen malvarlığı değerlerini aklama suçları ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, kamu barışına karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, ulusal savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından yargı giymemiş olması,
  • d) 12/4/1991 tarihindeki ve 3713 sayılı Terörle Savaşım Kanununun 3 üncü maddesinde sayılan terör suçları ile 4 üncü maddesinde sayılan terör amacı ile işlenen suçlardan yada 6 ncı maddede belirtilen suçlar ile 7/2/2013 tarihindeki ve 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca yargı giymemiş olması,
  • e) Bu Kanunun 25 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer edinen suçlardan yargı giymemiş olması,
  • f) 13/6/1952 tarihindeki ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun hükümlerine uygun sözleşme yapmış olması ve mücbir sebepler haricinde işten ayrılmış olduğu tarihten itibaren bir aydan fazla olmamak suretiyle ara vermeden emek harcaması,
  • g) Medya faaliyeti haricinde ticari faaliyette bulunmaması, şarttır.

Basın kartı talep eden süreli yayın sahipleri yada tüzel şahıs temsilcileri ile radyo ve televizyonların yönetim kurulu başkanlarında, kamu kurum ve müesseselerinde basın kartı alabilecek çalışanlarda ve yabancı basın-yayın müesseselerinde çalışan Türk vatandaşı medya mensuplarından basın kartı talep edenlerde birinci fıkranın (f) ve (g) bentlerinde belirtilen şartlar aranmaz.

Devamlı ve özgür basın kartı talep edenler ile Türkiye Radyo Tv Kurumu vesilesiyle göreve bağlı basın kartı talep edenlerde birinci fıkranın (f) bendinde belirtilen koşul aranmaz.”

Gerekçe:

Ek 2 nci maddeyle, yargı kararları doğrultusunda basın kartının basın ve ifade özgürlüğüyle ilişkilendirilmesi sebebiyle basın kartının kimlere verileceğinin kanunla düzenlenmesi öngörülmüştür.

MADDE 12:

5187 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

Basın kartı alabilecek kişilerde aranan şartlar

EK MADDE 3: Basın kartı talep edenlerin başvuruda bulunabilmeleri için;

  • a) 18 yaşını bitirmiş olması,
  • b) Minimum lise yada dengi bir eğitim kurumundan mezun olması,
  • c) Kısıtlı yada kamu hizmetlerinden yasaklı olmaması,
  • ç) 26/9/2004 tarihindeki ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı 5 yıl yada daha çok süreyle hapis cezasına ya da şantaj, hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık, itimatı kötüye kullanma, yalan tanıklık, yalan yere yemin, kara çalma, kabahat uydurma, müstehcenlik, fuhuş, hileli batkı, zimmet, irtikâp, rüşvet, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan meydana gelen malvarlığı değerlerini aklama suçları ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, kamu barışına karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, ulusal savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından yargı giymemiş olması,
  • d) 12/4/1991 tarihindeki ve 3713 sayılı Terörle Savaşım Kanununun 3 üncü maddesinde sayılan terör suçları ile 4 üncü maddesinde sayılan terör amacı ile işlenen suçlardan yada 6 ncı maddede belirtilen suçlar ile 7/2/2013 tarihindeki ve 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca yargı giymemiş olması,
  • e) Bu Kanunun 25 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer edinen suçlardan yargı giymemiş olması,
  • f) 13/6/1952 tarihindeki ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun hükümlerine uygun sözleşme yapmış olması ve mücbir sebepler haricinde işten ayrılmış olduğu tarihten itibaren bir aydan fazla olmamak suretiyle ara vermeden emek harcaması,
  • g) Medya faaliyeti haricinde ticari faaliyette bulunmaması, şarttır.

Basın kartı talep eden süreli yayın sahipleri yada tüzel şahıs temsilcileri ile radyo ve televizyonların yönetim kurulu başkanlarında, kamu kurum ve müesseselerinde basın kartı alabilecek çalışanlarda ve yabancı basın-yayın müesseselerinde çalışan Türk vatandaşı medya mensuplarından basın kartı talep edenlerde birinci fıkranın (f) ve (g) bentlerinde belirtilen şartlar aranmaz.

Devamlı ve özgür basın kartı talep edenler ile Türkiye Radyo Tv Kurumu vesilesiyle göreve bağlı basın kartı talep edenlerde birinci fıkranın (f) bendinde belirtilen koşul aranmaz.”

Gerekçe:

Ek 3 üncü maddeyle, yargı kararları doğrultusunda basın kartının basın ve ifade özgürlüğüyle ilişkilendirilmesi sebebiyle basın kartı verilecek kişilerde aranacak şartların kanunla düzenlenmesi öngörülmüştür.

MADDE 13:

5187 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Basın kartı alabilecek yabancı medya mensuplarında aranan şartlar

EK MADDE 4: Basın kartı talep eden yabancı medya mensuplarına;

  • a) Medya kuruluşu tarafınca görevlendirildiklerini belgelendirmeleri,
  • b) Türkiye’de emek harcama izinlerinin olması,
  • c) Bağlı bulundukları kuruluşun yönetim merkezinin bulunmuş olduğu ülkenin Türkiye’deki büyükelçilik, elçilik yada konsolosluklarından aldıkları takdim mektubunu ibraz etmeleri, halinde, karşılıklılık esası da gözetilerek Başkanlıkça basın kartı verilebilir.

31/5/2006 tarih ve 5510 sayılı Toplumsal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olmayan ve geçici basın kartı talep edenler hakkında da Emek verme vc Toplumsal Güvenlik Bakanlığı tarafınca 28/7/2016 tarih ve 6735 sayılı Internasyonal İşgücü Kanunu uyarınca düzenlenen emek harcama izni ile yabancı uyruklu personel çalıştırılabilir. Bu kapsamda yapılacak emek harcama izni başvuruları 6735 sayılı Kanunun 16 nci maddesi çerçevesinde istisnai olarak değerlendirilir ve bunların Türkiye’nin taraf olduğu toplumsal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla toplumsal güvenlik mevzuatından meydana gelen yükümlülükler kanuni süresi içinde yerine getirilir.”

Gerekçe:

Ek 4 üncü maddeyle, yabancı medya mensuplarının basın kartını hangi şartlarda alacağı düzenlenerek, basın kartı alım işlemlerinde karşılıklılık esasının da gözetileceği yargı altına alınmıştır.

MADDE 14:

5187 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Basın Kartı Komisyonu

EK MADDE 5- Komisyon;

  • a) Başkanlığı temsilen iki üye,
  • b) Basın-yayın meslek kurumlarının birleşerek oluşturdukları üst kuruluşlar hariç olmak suretiyle; süreli yayın organlarının haiz ve/yada çalışanlarınca kurulan basın-yayın meslek kuruluşlarından basın kartı sahibi en fazla üyesi bulunan meslek kuruluşu tarafınca belirlenecek bir üye,
  • c) Basın-yayın meslek kurumlarının birleşerek oluşturdukları üst kuruluşlar hariç olmak suretiyle; İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki illerde kurulu basın-yayın meslek kurumlarının haiz ve/yada çalışanları tarafınca kurulmuş basın-yayın meslek kuruluşlarından en fazla basın kartı sahibi üyesi bulunan meslek kuruluşu tarafınca belirlenecek bir üye,
  • ç) Devamlı özellikte basın kartı sahipleri arasından Başkanlıkça belirlenecek bir üye,
  • d) Basın- yayın meslek kurumlarının birleşerek oluşturdukları üst kuruluşlar hariç olmak suretiyle, ulusal düzeyde yayın meydana getiren radyo ve/yada televizyonların yönetim kurulu başkanları ve/yada gazeteci çalışanlarınca kurulmuş olan basın-yayın meslek kuruluşlarından en fazla üyesi bulunan meslek kuruluşu tarafınca belirlenecek bir üye,
  • e) Göreve bağlı basın kartı sahibi gazeteciler arasından Başkanlıkça belirlenecek bir üye,
  • f) îşçi sendikası şeklinde etkinlik gösteren sendikalardan basın kartı sahibi üyesi en fazla olan sendika tarafınca belirlenecek bir üye,
  • g) İletişim Fakültesi dekanları yada basın kartı sahibi gazeteciler arasından Başkanlıkça belirlenecek bir üye, olmak suretiyle, toplam dokuz üyeden oluşur.

Üyelerin vazife süresi iki senedir. Süresi dolan üyeler tekrardan seçilebilir.

Komisyon, müracaat sahibinin niteliklerini, mesleki çalışmalarını, eserlerini, ödüllerini değerlendirerek basın kartı taşıyıp taşımayacağına karar verir. Komisyonun kararları, Başkan tarafınca onaylandıktan sonrasında uygulanır.”

Gerekçe:

Ek 5 inci maddeyle, basın kartı başvurularını değerlendirecek Komisyonun kimlerden teşekkül edeceği, üye sayısı, vazife süresi ile Komisyonun müracaat sahibinin niteliklerini, mesleki çalışmalarını, eserlerini, ödüllerini değerlendirerek basın kartı taşıyıp taşımayacağını takdir edeceği düzenlenmiştir.

MADDE 15:

5187 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Basın kartının iptal edileceği haller

EK MADDE 6: Basın kartı sahibinin, ek 3 üncü maddede yer edinen niteliklere haiz olmadığının yada bu nitelikleri sonradan kaybettiğinin anlaşılması halinde basın kartı Başkanlıkça iptal edilir.

Basın kartı sahibinin, 195 sayılı Basın îlân Kurumu Teşkiline Dair Kanunun 49 uncu maddesine bakılırsa belirlenen basın ahlâk esaslarına aykırı davranışlarda bulunması halinde Komisyon kararıyla basın kartı iptal edilir.”

Gerekçe:

Ek 6 ncı maddenin birinci fıkrasıyla basın kartı sahibinin haiz olması ihtiyaç duyulan nitelikleri kaybettiğinin anlaşılması halinde bu durumda Komisyon değerlendirmesine gerek kalmadığından basın kartının Başkanlıkça iptal edilmesi öngörülmüştür.

Ek 6 ncı maddenin ikinci fıkrasıyla ise yargı kararları doğrultusunda hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri dikkate alınarak basın kartı sahibinin basın ahlâk esaslarına aykırı etkinlik ve davranışlarda bulunması halinde basın kartlarının Komisyon kararıyla iptal edileceği öngörülmüştür.

MADDE 16:

5187 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

‘‘Basın kartının iptalinin neticeleri

EK MADDE 7: Basın kartının;

  • a) Ek 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca iptali halinde, kart almaya engel durum ortadan kalksa dahi iptal tarihinden itibaren bir yıl,
  • b) Ek 6 ncı maddenin ikinci fıkrası uyarınca iptali halinde, iptal tarihinden itibaren beş yıl geçmedikçe tekrardan basın kartı verilmez.

Birinci fıkra belirtilen süreler iptal edilen basın kartının iade edilmiş olduğu tarihten itibaren işlemeye adım atar.

Bu Kanunun ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç), (d) ve (e) bentlerine aykırı duruma düşenlere, 25/5/2005 tarihindeki ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 12 nci ve/yada 13/A maddeleri uyarınca işlem tesis edilmiş olduğu belirlenmedikçe basın kartı verilmez.”

Gerekçe:

Ek 7 nci maddeyle basın kartı sahibinin lüzumlu nitelikleri kaybettiğinin anlaşılması neticesinde basın kartının iptal edilmesi halinde iptal tarihinden itibaren bir yıl; basın ahlâk esaslarına aykırı etkinlik ve davranışlarda bulunması neticesinde iptal edilmesi halinde ise beş yıl süre süresince tekrardan basın kartı düzenlenemeyeceği yargı altına alınmıştır. Son fıkrada ise adli sicil kaydında basın kartı verilmesine engel bir suçtan mahkumiyeti bulunan kişilere bu mahkumiyetler adli sicil kaydından silinmedikçe yada yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verilmedikçe basın kartı düzenlenmeyeceği vurgulanmıştır.

MADDE 17:

5187 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Yönetmelik

EK MADDE 8: Başkanlıkça düzenlenecek olan basın kartlarının şekli, medya müesseselerinde aranacak şartlar, kontenjanlar, Komisyon üyelerinin belirlenmesi, emek harcama ve karar alma usulleri, müracaat türleri ile başvuruda istenilecek belgeler Başkanlık tarafınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

Gerekçe:

Ek 8 inci maddeyle, basın kartlarının şekli, medya müesseselerinde aranacak şartlar, kontenjanlar, Komisyon üyelerinin belirlenmesi, emek harcama ve karar alma usulleri, müracaat türleri ile başvuruda istenilecek belgeler Başkanlık tarafınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür.

MADDE 18:

5187 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 4: Bu maddenin yürürlüğe girmiş olduğu tarihten ilkin etkinlik gösteren web haber siteleri, bu maddenin yürürlüğe girmiş olduğu tarihten itibaren üç ay içinde bu Kanunda öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır.

Bu maddenin yürürlüğe girmiş olduğu tarihten ilkin yayımlanmakta olan süreli yayınlarla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılıklarında bulunan kayıtlar, Basın İlan Kurumuna üç ay içinde devredilir.

Bu maddenin yürürlüğe girmiş olduğu tarihten ilkin usulünce verilmiş olan basın kartları ek 3 üncü maddede yer edinen şartları taşımaları kaydıyla geçerliliğini korumaya devam eder.”

Gerekçe:

Geçici madde 4 ile 5187 sayılı Kanunda meydana getirilen değişimlerle ilgili tarafların uyum sağlaması için üç aylık süre öngörülmüştür ve Cumhuriyet Başsavcılıklarında bulunan kayıtların, bu mevzuda vazife meydana getiren Basın İlan Kurumuna verilmesi düzenlenmiştir. Ek olarak maddeyle bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayıma girmiş olduğu tarihten önceki basın kartı yönetmelikleri gereği verilen basın kartı sahiplerinin kazanılmış haklarını korumak amacıyla düzenleme yapılmaktadır.

MADDE 19:

2/1/1961 tarihindeki ve 195 sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde, fıkranın (b) bendinde yer edinen “12” ibaresi “14” şeklinde, fıkranın (c) bendinde yer edinen “Ege Üniversiteleri” ibaresi “Dokuz Eylül Üniversiteleri” şeklinde, bentte yer edinen “Ankara Üniversiteleri” ibaresi “Ankara Üniversitesi” şeklinde, bentte yer edinen “olmak suretiyle toplam olarak 12 temsilci” ibaresi “Data Teknolojileri ve İletişim Kurumundan 1, Radyo ve Tv Üst Kurulundan 1 olmak suretiyle toplam olarak 14 temsilci” şeklinde ve fıkrada yer edinen “36” ibaresi “42” şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkrasına birinci cümlesinden sonrasında gelmek suretiyle aşağıdaki cümle eklenmiş, dördüncü fıkrasında yer edinen “Basın-Yayın Genel Müdürlüğünde kayıtlı tüm” ibaresi “resmi duyuru gösteren” şeklinde, “Basın-Yayın Genel Müdürlüğünün” ibaresi “Genel Müdürlüğün” şeklinde değiştirilmiştir.

“a) Kurumun idaresine katılmayı kabul eden gazete ve mecmua sahiplerinin kendi aralarında seçecekleri; satışı 100 binin üstünde olanlardan 1, satışı 99.999-50 bin içinde olanlardan 1, satışı 49.999 – 10 bin içinde olanlardan 1, satışı 10 binin altında olanlardan 1, resmi duyuru gösteren web haber sitesi sahiplerinin kendi aralarından seçecekleri 2, İstanbul, Ankara, İzmir haricinde kalan ve resmi duyuru gösteren Anadolu gazete sahiplerinden 3, en fazlaca üyeye haiz gazeteciler sendikasından 2, İstanbul, Ankara ve İzmir’deki en fazla basın kartlı üyeye haiz gazeteci derneklerinden 1 ’er olmak suretiyle toplam olarak 14 temsilci,”

“Yeni üyeler belirlenene kadar mevcut üyelerin görevleri devam eder.”

Gerekçe:

 

Maddede meydana getirilen değişiklikle, 195 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde yer edinen 36 kişilik Basın îlan Kurumu Genel Kuruluna, resmi duyuru yayınlayacak web haber sitelerinden 2, Cumhurbaşkanınca belirlenecek 2, Radyo, Tv ve web siteleriyle ilgili işlemler gerçekleştiren BTK ve RTÜK’ten 2 temsilci eklenmektedir. Bu şekilde Kurum Genel Kurulu üye sayısı 42’ye çıkmaktadır.

Maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde yer edinen ilk ‘Ege’ ibaresi, büyük bir coğrafi bölgeyi ifade etmesi ve bölgedeki hangi üniversiteden Genel Kurula temsilci alınacağına yönelik ihtimaller içinde yorum farklarının önüne geçmek amacıyla ‘Dokuz Eylül’ olarak değiştirilmektedir. Ek olarak maddeye Kurum Yönetim Kurulunun, Genel Kurulun yeni temsilcilerinin seçilememesi halinde mevcut üyelerin görevlerinin devam edeceğine yönelik cümle eklenmektedir. Kurumun ülke genelinde görevli olmasıyla tüm Anadolu gazetelerinin kayıtları Basın İlan Kurumunda tutulduğundan Anadolu gazete sahipleri temsilcileri seçiminin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı yerine Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü tarafınca düzenlenmesi amaçlanmaktadır.

MADDE 20:

195 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin başlığı “Gazete ve web haber sitelerinin sıralaması:” şeklinde ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kurum Genel Müdürlüğü, her ayın sonunda resmi duyuru ve reklam verilebilecek olan mevkuteler ile web haber sitelerinin isimlerini ve vasıflarını ihtiva eden birer listeyi, Kurumun web siteleri üstünden duyurur.”

Gerekçe:

Resmi duyuru ve reklam verilebilecek web haber sitelerinin de Kurumun web siteleri üstünden kamuoyuna duyurulması amacıyla 195 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin başlığı ve birinci fıkrası değiştirilmiştir.

MADDE 21:

195 sayılı Kanunun 45 inci maddesinden sonrasında gelmek suretiyle “Üçüncü Kısım” ve Kısma bağlı şekilde “İnternet Haber Sitelerinde Yayınlanacak Resmi İlan ve Reklamlar” ana başlığı ve aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Kapsam ve esaslar:

MADDE 45/A- Resmi Gazetede yayımlananlar hariç olmak suretiyle; Kanun, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve yönetmelikler uyarınca yayınlatılması mecburi olan resmi ilanlar ile 29 uncu maddenin (b) fıkrasında anılan daire ve teşekküller, kanun yada Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kurulan sair müesseseler yada bunların iştiraklerinin web haber sitelerinde yayınlatacakları duyuru ve reklamlar sadece Basın îlan Kurumu aracılığı ile yayınlanır.

Kurum vesilesiyle gösterilen duyuru ve reklamların, kopyalanması, yayınlanması, yayınlattırılması ve ticari faaliyete mevzu edilmesi Kurumun vereceği izne bağlıdır. Bu fıkra hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Genel Kurul tarafınca belirlenir.

Kanun, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve yönetmeliklere bakılırsa, Cumhurbaşkanlığına bağlı kurum ve kuruluşlar ile Bakanlıklar, bağlı, ilgili yada ilişkili kurum ve kuruluşlar ile öteki kurum ve kuruluşların kendi web sitesinde yayını mecburi olan ilanlarının ek olarak Basın İlan Kurumu îlan Portalında yayınlatılması zorunludur. Bu ilanların Basın İlan Kurumu îlan Portalındaki yayınından ücret alınmaz.”

Gerekçe:

Maddeyle, 195 sayılı Kanunun 45 inci maddesinden sonrasında gelmek suretiyle Üçüncü Kısmına “İnternet Haber Sitelerinde Yayınlanacak Resmi İlan ve Reklamlar” üst başlıklı “Üçüncü Kısım” ilave edilerek, “Kapsam ve esaslar” başlıklı 45/A maddesi ihdas edilmektedir. Böylelikle web haber sitelerinde resmi duyuru ve reklamların Basın İlan Kurumu vesilesiyle yayınlatılabilmesine olanak sağlanması, Kurum vesilesiyle gösterilen ilanların kopyalanması yada ticari faaliyete mevzu edilmesi durumlarına dair usul ve esasların tespit edilmesi için Genel Kurula yetki verilmesi, kamuya ilişik ilanlara vatandaşların tek merkezden kolayca ulaşabilmesi ve Basın İlan Kurumu İlan Portalına hukuki statü kazandırılması amaçlanmaktadır.

MADDE 22:

195 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer edinen “gazete ve dergilerle” ibaresi “gazete, mecmua ve web haber siteleri ile” şeklinde, fıkranın (a) bendinde yer edinen “dergiye” ibaresi “mecmua ya da web haber sitesine” şeklinde ve (b) bendinin ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(a) ve (b) bentlerinde yazılı hallerde, Yönetim Kurulu Sonucuna karşı, kararın tebliğinden itibaren on gün içinde Kurum Genel Müdürlüğünün bulunmuş olduğu yerdeki en yüksek dereceli Asliye Hukuk Hakimliğine itiraz edilebilir. Söz mevzusu itirazlarda kolay yargılama usulü uygulanır. Bu yargılama neticesinde verilecek karar kesindir.”

İnternet haber sitelerinde resmi duyuru ve reklam yaymlatılması görevi Basın îlan Kurumuna verildiğinden, 195 sayılı Kanunun 49 uncu maddesine bakılırsa gazete ve dergiler için uygulanan müeyyidelerin web haber sitelerine de uygulanması amacıyla maddede yer edinen gazete ve mecmua ibarelerinden sonrasında gelmek suretiyle web haber siteleri ibareleri eklenmiştir.

Ek olarak müeyyide uygulanan gazete, mecmua ve web haber sitelerinin başvuracağı yargı mercii mevzusunda tereddütlerin giderilmesi amacıyla başvurulacak mahkeme yeri, Kurum Genel Müdürlüğünün bulunmuş olduğu yerdeki en yüksek dereceli asliye hukuk hakimliği olarak değiştirilmiş, on beş gün olan mahkemenin karar verme süresi kaldırılarak mevzuya ilişkin kolay yargılama usulü getirilmiştir.

Gerekçe:

İnternet haber sitelerinde resmi duyuru ve reklam yaymlatılması görevi Basın îlan Kurumuna verildiğinden, 195 sayılı Kanunun 49 uncu maddesine bakılırsa gazete ve dergiler için uygulanan müeyyidelerin web haber sitelerine de uygulanması amacıyla maddede yer edinen gazete ve mecmua ibarelerinden sonrasında gelmek suretiyle web haber siteleri ibareleri eklenmiştir.

Ek olarak müeyyide uygulanan gazete, mecmua ve web haber sitelerinin başvuracağı yargı mercii mevzusunda tereddütlerin giderilmesi amacıyla başvurulacak mahkeme yeri, Kurum Genel Müdürlüğünün bulunmuş olduğu yerdeki en yüksek dereceli asliye hukuk hakimliği olarak değiştirilmiş, on beş gün olan mahkemenin karar verme süresi kaldırılarak mevzuya ilişkin kolay yargılama usulü getirilmiştir.

MADDE 23:

195 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“İnternet haber sitelerinde resmi duyuru ve reklam yayınlayacakların sorumlulukları:

GEÇİCÎ MADDE 9: İnternet haber sitelerinde resmi duyuru ve reklam yayınlayacakların taşıması ihtiyaç duyulan vasıflar ve yerine getirmesi ihtiyaç duyulan sorumluluklar ile yayma ilişkin usul ve esaslar bu maddenin yürürlüğe girmiş olduğu tarihten itibaren Kurum Genel Kurulu tarafınca altı ay içinde çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”

Gerekçe:

Resmi duyuru ve reklam yayınlayacak web haber sitelerinin taşıması ihtiyaç duyulan vasıflar ve yerine getirmesi ihtiyaç duyulan sorumluluklar ile yayma ilişkin usul ve esasların Basın İlan Kurumu Genel Kurulu tarafınca altı ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenmesi amacıyla 195 sayılı Kanuna geçici 9’uncu madde eklenmektedir.

MADDE 24: 

31/5/2006 tarihindeki ve 5510 sayılı Toplumsal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 40 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer edinen tablonun 16 ncı esnasında yer edinen “14 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine” ibaresi “9/6/2004 tarihindeki ve 5187 sayılı Basın Kanununa” şeklinde, tablonun 17 nci esnasında yer edinen “Basın Kartı Yönetmeliğine” ibaresi “5187 sayılı Basın Kanununa” şeklinde değiştirilmiştir.

Gerekçe:

Basın kartına ilişkin hususların Basın Kanunu içinde düzenlenmesi öngörüldüğünden 5510 sayılı Kanunda uyum düzenlemesi yapılmaktadır.

MADDE 25:

9/6/1932 tarihindeki ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 114 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer edinen “Elektronik satış portalında” ibaresi “ Elektronik satış portah ve Basın îlan Kurumu İlan Portalında” şeklinde, üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye üçüncü fıkradan sonrasında gelmek suretiyle aşağıdaki fıkra eklenmiş, mevcut dördüncü fıkrasının birinci cümlesine “Gazete” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “yada web haber sitesi” ibaresi eklenmiş, mevcut beşinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Gazete ve web haber sitesi ilanları Basın İlan Kurumu vesilesiyle aşağıda belirtilen usulde yapılır.”

“Toplam muhammen bedeli beşyüzbin Türk Lirasına kadar olan satışlar için gazete yada web haber sitesi ile duyuru yapılıp yapılmayacağına icra dairesince alakadarların menfaatleri dikkate alınarak karar verilir. Sadece;

  • 1. Toplam muhammen bedeli beşyüzbin Türk Lirasının üstünde ve iki milyon Türk Lirasının altında olanlar, satışın yapılacağı yerde gösterilen resmi duyuru yayınlama hakkını haiz bir mahalli gazete yada bir web haber sitesinde duyuru edilir. Satışın yapılacağı yerde resmi duyuru yayınlama hakkını haiz mahalli gazete yada web haber sitesi yönetimi bulunmaması halinde duyuru, icra dairesinin belirleyeceği aynı il mülki sınırları içinde bulunan başka bir yayın yerinde resmi duyuru yayınlama hakkını haiz bir mahalli gazete yada bir web haber sitesi vesilesiyle duyurulur.
  • 2. Toplam muhammen bedeli iki milyon Türk Lirası ve üstünde olanlar ise bir web haber sitesinde yada yurt genelinde dağıtılıp satışa sunulan ve duyuru talebi tarihinde günlük fiili satışı elli bin adedin üstünde olan resmi duyuru yayınlama hakkını haiz bir gazetede yayınlatılır.
  • 3. Gazete yada web haber sitesinde yayınlanacak ilanlar eş zamanlı olarak Basın İlan Kurumu îlan Portalında da duyurulur.
  • 4. Bu madde kapsamında Basın îlan Kurumu îlan Portalında yayınlanacak ilanlardan ücret alınmaz.
  • 5. Bu fıkrada yer edinen parasal limitler bundan önceki senenin Aralık ayındaki senelik Üretici Fiyat Endeksi esas alınarak Hakkaniyet Bakanlığı tarafınca güncellenir ve her yıl 1 Şubat tarihinden geçerli olmak suretiyle aynı tarihe kadar Resmi Gazete’de duyuru edilir. Sözü edilen parasal limitler muhteşem hallerde gene Hakkaniyet Bakanlığının teklifi üstüne Cumhurbaşkanı sonucu ile güncellenebilir.” “Şu kadar ki, gazetede, web haber sitesinde, elektronik satış portalında yada Basın İlan Kurumu îlan Portalında ilanı meydana getirilen metindeki hatalar, ihale zamanı değiştirilmeksizin bir tek elektronik satış portalında ilanen düzeltilir.”

Gerekçe:

Maddeyle, resmi ilanların, şartları Basın îlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amaçlanmaktadır. 2004 sayılı îcra ve İflas Kanununun 114 ve 126 nci maddeleri kapsamındaki göç eder/taşınmaz satışlarının gazete yöntemiyle duyuru edilip edilemeyeceğinin takdir yetkisi anılan 114 üncü madde uyarınca ilgili icra memurluklarının tasarrufuna bırakılmıştır. İcra memurları tarafınca ifa edilen bu yetkiden meydana gelen uygulamalardaki farklılıkların giderilmesi, bu ilanların web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla maddeye eklemeler yapılmaktadır.

Bu doğrultuda satışa mevzu mallar için yapılacak ilanın kapsamını belirlemek suretiyle eşik değerler getirilmekte ve böylece satışı yapılacak mala rağbetin artması, değerinin altında satış yapılmasının önüne geçilmesi, şeffaflığın sağlanması maksadıyla etkin şekilde duyuru müessesesi kurulması amaçlanmaktadır. Öteki taraftan vatandaşların icra, ihale, tebligat ve personel alımlarına ilişkin ilanlara tek merkezden kolayca ulaşabildiği Basın îlan Kurumu îlan Portalında da parasız yayın yapılması sağlanmaktadır.

MADDE 26:

8/9/1983 tarihindeki ve 2886 sayılı Devlet îhale Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (a) alt bendinin birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, alt bendin ikinci paragrafına “Gazete” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “ve web haber sitesi” ibaresi eklenmiş, bendin (b) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, fıkranın (2) numaralı bendine “başka,” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “bir web haber sitesi ve” ibaresi eklenmiş, bentte yer edinen “bir” ibaresi “birer” şeklinde değiştirilmiş, fıkranın (4) numaralı bendine “başka gazeteler yada” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “web haber siteleri ya da” ibaresi eklenmiştir.

“a) îhaleler, ihalenin yapılacağı yerde çıkan bir gazete ve bir web haber sitesinde duyurulur.”

“b) Gazete çıkmayan yada web haber sitesi yönetimi bulunmayan yerlerdeki ihalelerin ilanı, bu fıkranın (a) bendindeki süreler içinde Basın îlan Kurumu îlan Portalında yayınlanır.”

Gerekçe:

Resmi ilanların, şartları Basın îlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 2886 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde geçen ‘gazete’ ibarelerinin yanma ‘web haber sitesi’ ibareleri eklenmektedir.

MADDE 27:

4/1/2002 tarihindeki ve 4734 sayılı Kamu îhale Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer edinen “gazetelerin minimum ikisinde” ibaresi ile (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde yer edinen “gazetelerin birinde” ibareleri “bir gazete ve bir web haber sitesinde” şeklinde değiştirilmiş, dokuzuncu fıkrasına “vesilesiyle” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “bir web haber sitesi ve” ibaresi eklenmiş ve onuncu fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“İhalenin yapılacağı yerde gazete çıkmaması yada web haber sitesi yönetimi bulunmaması halinde duyuru, aynı süreler içinde Basın İlan Kurumu İlan Portalında yayınlanır.”

Gerekçe:

Resmi ilanların, şartları Basın îlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 4734 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde geçen ‘gazete’ ibarelerinin yanma ‘web haber sitesi’ ibareleri eklenmektedir.

MADDE 28:

  • a) 5187 sayılı Kanunun 11 inci ve 13 üncü maddelerinin birinci fıkraları ile 27 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarına “Basılmış eserler’’ ibarelerinden sonrasında gelmek suretiyle “yada web haber siteleri” ibareleri, 15 inci maddenin birinci fıkrasında “basılmış eserlerde” ve 20 nci ve 21 inci maddelerde “yaygın süreli yayınlarda” ibarelerinden sonrasında gelmek suretiyle “ve web haber sitelerinde” ibareleri, 18 inci maddenin üçüncü fıkrasında “bu yazının” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “iki web haber sitesi ile” ibaresi eklenmiştir.
  • b) 13/6/1952 tarihindeki ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasına “gazete” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “, web haber siteleri” ibaresi eklenmiştir.
  • c) 9/6/1930 tarihindeki ve 1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanununun 2/A maddesinin birinci fıkrasına “onbeş gün ilkin” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “bir web haber sitesi ile” ibaresi eklenmiş, fıkrada yer edinen “bir kere” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
  • ç) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer edinen “karar” ibaresi “bir web haber sitesinde yada duyuru talep” şeklinde değiştirilmiştir.
  • d) 11/2/1959 tarihindeki ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer edinen “birer gazetede ve ek olarak elektronik ortamda” ibaresi “bir gazete ve bir web haber sitesi ve ek olarak Basın İlan Kurumu İlan Portalında” şeklinde değiştirilmiştir.
  • e) 4/1/1961 tarihindeki ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 104 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü bendinin birinci cümlesine “gazetede” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “ve bir web haber sitesinde” ibaresi, bendin ikinci cümlesine “gazetelerden birinde” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “ve bir web haber sitesinde” ibaresi eklenmiştir.
  • f) 14/7/1965 tarihindeki ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 47 nci maddesinin birinci fıkrasına “Resmi Gazete,” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “web haber sitesi,” ibaresi eklenmiş, fıkrada yer edinen “gazetelerden” ibaresi “gazeteler ve Basın İlan Kurumu İlan Portalından” şeklinde değiştirilmiştir.
  • g) 24/4/1969 tarihindeki ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer edinen “yöresel gazete” ibaresi “bir yöresel gazete ve bir web haber sitesi” şeklinde değiştirilmiştir.
  • ğ) 6/10/1983 tarihindeki ve 2911 sayılı Toplantı ve Gosteri Yürüyüşleri Kanununun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına “mahalli gazeteler” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “ve web haber siteleri” ibaresi eklenmiştir.
  • h) 4/11/1983 tarihindeki ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yer edinen “yöresel gazete çıkıyor ise, bu yöresel gazetelerden birisinde ve” ibaresi “çıkan bir gazete ve bir web haber sitesi ile” şeklinde, fıkrada yer edinen “bir” ibaresi “birer” şeklinde değiştirilmiş, Kanunun 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer edinen “yöresel gazetede ve” ibaresi “bir mahalli gazete ve bir web haber sitesi ile” şeklinde, fıkrada yer edinen “minimum bir kere” ibaresi “minimum birer kere” şeklinde değiştirilmiştir.
  • ı) 24/5/1984 tarihindeki ve 3011 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanunun 2 nci maddesine “yada” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “web haber sitesi ya da” ibaresi eklenmiştir.
  • i) 21/6/1987 tarihindeki ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer edinen “var ise mahalli gazetede” ibaresi “bir mahalli gazete ve bir web haber sitesinde” şeklinde, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer edinen “var ise mahalli gazete” ibaresi “bir mahalli gazete ve bir web haber sitesi” şeklinde değiştirilmiştir.
  • j) 29/6/2001 tarihindeki ve 4706 sayılı Hâzineye Ilişkin Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Kıymet Vergisi Kanununda Değişim Yapılması Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin beşinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer edinen “web” ibaresi “bir web haber sitesi” şeklinde değiştirilmiştir.
  • k) 22/11/2001 tarihindeki ve 4721 sayılı Türk Uygar Kanununun 713 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer edinen “gazeteyle bir kere” ibaresi “bir gazete ve bir web haber sitesinde” şeklinde değiştirilmiştir.
  • 1) 13/1/2011 tarihindeki ve 6102 sayılı Türk Tecim Kanununun 1000 inci maddesinin üçüncü fıkrasına “bildirmeye”, 1350 nci maddesinin birinci fıkrası ile 1384 üncü maddesinin ikinci fıkrasına “şartıyla” ve 1385 inci maddesinin birinci fıkrasına “duyuru,” ibarelerinden sonrasında gelmek suretiyle “bir web haber sitesi ve” ibareleri eklenmiştir.
  • m) 5/3/2020 tarihindeki ve 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanununun 16 nci maddesinin sekizinci fıkrasında yer edinen “kendi web sitesinde yada lüzumlu görmüş olduğu öteki uygun yöntemlerle” ibaresi “kendi web sitesi dahil lüzumlu görmüş olduğu tüm yöntemlerle ve bir gazete yada bir web haber sitesinde” şeklinde değiştirilmiştir.

Gerekçe:

Maddenin (a) bendiyle, 5187 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde düzenlenen “Cezai mesuliyet” hükmüne web haber siteleri ibaresi, 13 üncü maddesinde düzenlenen “Hukukî mesuliyet” hükmüne web haber siteleri ibaresi eklenmektedir. Öteki taraftan, 5187 sayılı Kanunun 15, 18, 20, 21 ve 27 nci maddelerinde de değişimler yapılmaktadır.

Maddenin (b) bendiyle, web haber siteleri çalışanları da, 13/6/1952 tarihindeki ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun kapsamına alınmaktadır.

Maddenin (c) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanununun 2/A maddesinde geçen ‘gazete’ ibaresinin yanma ‘web haber sitesi’ ibaresi eklenmektedir.

Maddenin (ç) bendiyle, 2004 sayılı Kanunun 166 nci maddesinde değişim yapılarak resmi ilanların, şartları Basın îlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amaçlanmaktadır.

Maddenin (d) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 7201 sayılı Tebligat Kanununun 29 uncu maddesinde değişim yapılmaktadır.

Maddenin (e) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın îlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 213 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinde geçen ‘gazete’ ibarelerinin yanma ‘ve bir web haber sitesinde’ ibareleri eklenmektedir.,

Maddenin (f) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 47 nci maddesinde geçen ‘Resmi Gazete’ ibaresinin yanma ‘web haber sitesi’ ibaresi eklenmektedir.Gazetelerde yayınlatılan resmi ilanların tamamı gazetelerin web haber sitesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında parasız yayınlanmaktadır. Basın İlan Kurumu İlan Portalı Yönetmeliğine bakılırsa bu şekilde üç mecrada gösterilen ilanlar için tek ücret alınmaktadır. Personel alımı ilanlarının vatandaşların tek merkezden kolayca ulaşabilmesi maksadıyla Basın İlan Kurumu İlan Portalında da yayınlatılması amaçlanmaktadır.

Maddenin (g) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 1163 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde geçen ‘gazete’ ibaresinin yanma ‘web haber sitesi’ ibaresi eklenmektedir.

Maddenin (ğ) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 2911 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde geçen ‘gazeteler’ ibaresinin yanına ‘web haber sitesi’ ibaresi eklenmektedir.

Maddenin (h) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 2942 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde geçen ‘gazete’ ibaresinin yanma ‘web haber sitesi’ ibaresi eklenmektedir. Ek olarak maddenin (h) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 2942 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinde geçen ‘gazete’ ibaresinin yanma ‘web haber sitesi’ ibaresi eklenmektedir.

Maddenin (ı) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 3011 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde değişim yapılmaktadır.

Maddenin (i) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 3402 sayılı Kanunun 2 ve 22 nci maddelerinde geçen ‘gazete’ ibarelerinin yanma ‘web haber sitesi’ ibareleri eklenmektedir.

Maddenin (j) bendiyle; 4706 sayılı Kanunun 7 nci maddesinde değişim yapılarak resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amaçlanmaktadır.

Maddenin (k) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 4721 sayılı Kanunun 713 üncü maddesinde geçen ‘gazete’ ibaresinin yanma ‘web haber sitesi’ ibaresi eklenmektedir.

Maddenin (1) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 6102 sayılı Kanunun çeşitli maddelerinde geçen ‘gazete’ ibarelerinin yanma ‘web haber sitesi’ ibareleri eklenmektedir.

Maddenin (m) bendiyle, resmi ilanların, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek web haber sitelerinde ve gazetede yayınlatılması amacıyla 7223 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde değişim yapılmaktadır.

MADDE 29:

26/9/2004 tarihindeki ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 217 nci maddesinden sonrasında gelmek suretiyle aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Halkı yanıltıcı bilgiyi açıkca yayma

MADDE 217/A: (1) Sırf halk içinde kaygı, korku yada ürkü yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde açıkca yürüyerek kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

(2) Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle yada bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya bakılırsa verilen ceza yarı oranında artırılır.”

Gerekçe:

Fikir ve kanaat (ifade) özgürlüğü, kamusal münakaşa ve kanaat oluşumunu mümkün kılarak demokratik toplumun oluşmasına katkı elde eden temel hakların başlangıcında yer almıştır. İfade özgürlüğünün temeli ve zemini, doktrinde “fikirler pazarı” olarak nitelendirilmektedir. Demokratik toplumun vazgeçilmezleri olan çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik; kişinin kendisini geliştirmesine, dolayısıyla toplumun ilerlemesine neden olan en temel gerekliliklerdir.

Bu gereklilikler ise ifade özgürlüğünün alt yapısını oluşturmaktadır. İfade özgürlüğü, haber ya da bilgiye erişme hakkı, kanaat sahibi olma hakkı ve kanaati açıklama hakkı olmak suretiyle üç unsurdan oluşmakta ve bu alanları korumaktadır. Haber ya da bilgiye erişme hakkı; bireylerin kontakt araçlarını özgürce kullanabilmelerine, haber ve data kaynaklarına kolayca erişebilmelerine ve fikirler pazarında yer edinen değişik görüşler arasından diledikleri seçimi yapabilmelerine, böylece kendilerine ilişik (örneksiz) fikir ve kanaatlerini oluşturabilmelerine imkân sağlamaktadır.

Özünde, negatif statü haklarından olan ifade özgürlüğü, devletler için negatif yükümlülük getirmektedir. Bunun yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının ve Anayasa Mahkemesinin bireysel müracaat incelemelerinin etkisiyle temel hak ve özgürlüklerin günümüzde ulaşmış olduğu düzey, ifade özgürlüğü bakımından devletlerin pozitif yükümlülüklerini de ortaya koymaktadır. Gelişmekte olan bu pozitif yükümlülüğün, özgürlüklerin önünü açmak ve geliştirmek yönünde olacağında kuşku bulunmamaktadır.

Teknolojik gelişmelerin ve netin yaygınlaşmasına bağlı olarak ciddi rağbet gören dijital platformlar, daha fazlaca “içerik” olarak nitelendirilebilecek data yada haberlerin yayılma hızını öngörülemez halde artırmış ve bu içeriklerin zihin süzgecinden geçme, çözümleme etme ve değerlendirme süresini oldukça kısaltmıştır. Bu aşamada, netin sağlamış olduğu anonim ortam yalan, yanlış yada manipülatif içeriklerin artmasına neden olmuştur.

Bilhassa, hususi saiklerle oluşturulup organize bir halde yayılan içerikler yada bot hesaplar vesilesiyle meydana getirilen paylaşımlar, web ortamındaki dezenformasyonu süratli bir halde artırmaktadır. Bu şekilde maksatlı bir halde oluşturulan uydurma içerikler, fikirler pazarındaki ürün güvenliğini negatif etkilemekte, bireylerin kanaat oluşumunu manipüle etmekte ve özgür düşünceyi ipotek altına alarak demokratik ortamın masumiyetini zedelemektedir.

Sonuçta, kişilerin habere yada bilgiye erişimini kolaylaştırmaya yönelik mekanizmalar ve imkânlar geliştirilirken, haber yada bilginin güvenliği sağlanarak, özgür ve örneksiz fikirlerin demokratik ortamda çatışmasına ya da yarışmasına yönelik tedbirlerin alınması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.

Maddeyle, sırf halk içinde kaygı, korku yada ürkü yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli olacak şekilde açıkca yaymak kabahat olarak düzenlenmektedir. Fiilin, “kamu barışını bozmaya” elverişli olması aranarak, bu suçun somut tehlike suçu olduğu vurgulanmıştır. Bunun yanı sıra “dezenformasyon” olarak vasıflandırılan bu fiillerin, kişilerin bireysel kanaatlerini açıklama yada haber verme haklarıyla karıştırılmaması için fiilin, halk içinde kaygı, korku yada ürkü yaratma saikiyle gerçekleştirilmesi ilave bir unsur olarak aranmaktadır.

Belirtmek gerekir ki, dezenformasyona mevzu içerik, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili direkt mesnetsiz bir data olabileceği benzer biçimde tahrif edilmiş bir data de olabilecektir. Kamu barışına yönelik suçlar kapsamında ihdas edilen bu suçun, Bölümde yer edinen öteki suçlardan daha değişik bir alanı düzenlediğinde kuşku bulunmamaktadır. Ek olarak suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle yada bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hali, cezada artırım sebebi olarak öngörülmektedir.

MADDE 30:

4/12/2004 tarihindeki ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendine (6) numaralı alt bendinden sonrasında gelmek suretiyle aşağıdaki alt bent eklenmiş ve öteki alt bentler buna bakılırsa teselsül ettirilmiştir.

“7. Halkı yanıltıcı bilgiyi açıkca yayma (madde 217/A),”

MADDE 31- 4/5/2007 tarihindeki ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Meydana getirilen Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yöntemiyle İşlenen Suçlarla Savaşım Edilmesi Hakkında Kanunun 6/A maddesinin birinci fıkrasında yer edinen “8 inci maddesi kapsamı dışındaki erişimin engellenmesi kararlarının” ibaresi “8 ve 8/A maddeleri kapsamı dışındaki tüm içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesine yönelik kararların” şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasına “esasları” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “ile netin bilgili ve güvenli kullanımı mevzuları da dahil olmak suretiyle Birliğin etkinlik alanları,” ibaresi eklenmiş, altıncı ve yedinci fıkralarında yer edinen “Bu Kanunun 8 inci maddesi kapsamı dışındaki erişimin” ibareleri “Erişimin” şeklinde değiştirilmiş, yedinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş, dokuzuncu fıkrasının birinci cümlesine “ücretlerden,” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “bağış ve öteki etkinlik gelirlerinden” ibaresi eklenmiş, fıkranın ikinci cümlesinde yer edinen “Alınacak ücretler” ibaresi “Üyelerden alınacak ücretler” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Erişim sağlayıcılar, kararların bildirimi için lüzumlu teknik altyapıyı kurmakla yükümlüdür.” “(11) Birlik, içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesi kararlarını, ilgili içerik yada yer sağlayıcının web sayfalarından tespit edilebilen elektronik posta adreslerine bildirebilir.”

Gerekçe:

Teklif ile, Türk Ceza Kanununda ihdas edilen “Halkı yanıltıcı bilgiyi açıkca yayma” başlıklı 217/A maddesi bakımından temyiz kanun yoluna başvurulabilmesine olanak bilinmektedir.

MADDE 31:

4/5/2007 tarihindeki ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Meydana getirilen Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yöntemiyle İşlenen Suçlarla Savaşım Edilmesi Hakkında Kanunun 6/A maddesinin birinci fıkrasında yer edinen “8 inci maddesi kapsamı dışındaki erişimin engellenmesi kararlarının” ibaresi “8 ve 8/A maddeleri kapsamı dışındaki tüm içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesine yönelik kararların” şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasına “esasları” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “ile netin bilgili ve güvenli kullanımı mevzuları da dahil olmak suretiyle Birliğin etkinlik alanları,” ibaresi eklenmiş, altıncı ve yedinci fıkralarında yer edinen “Bu Kanunun 8 inci maddesi kapsamı dışındaki erişimin” ibareleri “Erişimin” şeklinde değiştirilmiş, yedinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş, dokuzuncu fıkrasının birinci cümlesine “ücretlerden,” ibaresinden sonrasında gelmek suretiyle “bağış ve öteki etkinlik gelirlerinden” ibaresi eklenmiş, fıkranın ikinci cümlesinde yer edinen “Alınacak ücretler” ibaresi “Üyelerden alınacak ücretler” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Erişim sağlayıcılar, kararların bildirimi için lüzumlu teknik altyapıyı kurmakla yükümlüdür.” “(11) Birlik, içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesi kararlarını, ilgili içerik yada yer sağlayıcının web sayfalarından tespit edilebilen elektronik posta adreslerine bildirebilir.”

Gerekçe:

Erişim Sağlayıcıları Birliği, 5651 sayılı Kanunun 6/A maddesi ile erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasında koordinasyon görevini ifa etmek amacıyla 2014 senesinde kurulmuştur. İnternetin dinamik ve gelişmekte olan yapısı sebebiyle gerek kurumların gerekse mevzuatın uyumluluğu açısından değişikliklerin ve yeniliklerin yapılması kaçınılmazdır.

5651 sayılı Kanun ve öteki hususi kanunlarda web ortamına yönelik getirilen yeni düzenlemeler sebebiyle Birliğin vazife ve yetki alanının tekrardan düzenlenmesi gerekmektedir. Birlik müessese itibariyle bir tek erişimin engellenmesi kararlarının uygulanması hususunda vazife ile donatılmış iken 2020 senesinde 7253 sayılı Kanun ile 5651 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde meydana getirilen değişim sonrası içeriğin çıkarılması kararlarının içerik ve yer sağlayıcılara bildirilmesi mevzusunda da görevli kılınmıştır.

Bu kapsamda, birinci fıkra kapsamında meydana getirilen değişiklikle, 6/A maddesinin 2014 senesinde yürürlüğe girmesinden sonrasında Kanuna 2015 senesinde eklenen 8/A maddesinin uygulamasında yaşanmış olan fıkra metninden meydana gelen tereddüt giderilmiş, Birliğin vazife alanı erişimin engellenmesi kararları ile beraber içeriğin çıkarılması kararlarının uygulanması ile ilgili 5651 sayılı Kanun ve öteki hususi kanunlarda meydana getirilen değişimleri de kapsayacak şekilde tekrardan belirlenmektedir.

İnternetin yaşamımıza katmış olduğu sayısız faydalarının yanında kullanıcılar için ve bilhassa korunmaya muhtaç durumda olan çocuklar için taşımış olduğu risk ve zararların varlığı da kabul edilen bir gerçektir. İnternetin riskleri ve zararları ile mücadelenin bir tek erişimin engellenmesi ve içeriğin çıkarılması yöntemiyle yapılamayacağı, netin kullanımı mevzusunda kullananların bilinçlendirilmesinin de bir o denli ehemmiyet taşımış olduğu aşikardır.

Üçüncü fıkra kapsamında meydana getirilen değişiklikle, web hizmetini kullanıcılara direkt sunan erişim sağlayıcılardan müteşekkil bir yapı olan Birliğin vazife ve etkinlik alanı, netin bilgili ve güvenli kullanımı yönünde etken olarak emek harcamalar yürütmesi amacıyla tekrardan düzenlenmektedir.

Erişimin engellenmesi kararları, uygulanmak suretiyle Birliğe gönderilmekte ve kararların uygulanmasında koordinasyon görevini yürütmekte olan Birlik tarafınca kararların gereğini yerine getirmede direkt yükümlülüğü bulunan erişim sağlayıcılara bildirilmektedir.

Kararların Birliğe tebliği ile erişim sağlayıcıların da yasal sorumluluğu başlamaktadır. Yedinci fıkra kapsamında meydana getirilen değişiklikle, Birlik ile erişim sağlayıcılar içinde kararların bildirimi noktasında doğru ve süratli bir halde veri akışının sağlanmasını teminen lüzumlu yazılım ve donanımın erişim sağlayıcılar tarafınca kurulması yükümlülüğü getirilmektedir.

Birliğin tüzükle belirlenen değişik etkinlik alanlarında emek harcaması neticesinde elde edeceği gelirlerin ya da Birliğe etkinlik alanlarında kullanmak suretiyle yapılacak bağışların da gelir olarak kabulü için dokuzuncu fıkra tekrardan düzenlenmektedir.

Onbirinci fıkra ile getirilen düzenlemeyle, Erişim Sağlayıcıları Birliğine, kendisine gelen içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesine yönelik mahkeme kararlarını, 5651 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen ve daha süratli iletişimi elde eden elektronik posta yöntemiyle ilgili içerik yada yer sağlayıcılarına bildirme imkânı sağlanmaktadır.

MADDE 32:

5651 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş, dördüncü fıkrasında yer edinen “oluşturan yayınların içerik yada yer sağlayıcısının yurt haricinde bulunması halinde yada içerik yada yer sağlayıcısı yurt içinde bulunsa bile, içinde ne olduğu birinci fıkranın (a) bendinin (2) ve (5) ve (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde ve (c) bendinde yazılı suçları” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

“ç) 1/11/1983 tarihindeki ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Ulusal İstihbarat Teşkilatı Kanununun Tl nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında yer edinen suçlar.”

Gerekçe:

İnternetin dağınık ve dinamik yapısı sebebiyle içerik yada yer sağlayıcının nerede bulunduğunun tespitinde yaşanmış olan sorunların ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yetki tartışmasının giderilmesi ve katalog suçlarla daha etkin savaşım edilebilmesi amacıyla yurt içi yurt dışı ayrımı kaldırılarak Başkanın engelleme yetkisinde yeknesaklık sağlanmış olacaktır. (Mesela; yurt dışındaki bir intihara yönlendirme içeriğine müdahale edebilen Başkan, yurt içindeki intihara yönlendirme içeriğine de müdahale edebilecektir.) Maddeye, eklenen (ç) bendiyle, Ulusal İstihbarat Teşkilatının faaliyetleri ve personeline yönelik kabahat teşkil eden içerikler katalog suçlar kapsamına dahil edilmiştir.

MADDE 33: 

5651 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“Müracaatın Birlik tarafınca kabulüne karşı itiraz, sonucu veren hakimliğe yapılır. İnternet sitesindeki yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararlarında bu fıkra hükmü uygulanmaz.”

Gerekçe:

Hakim tarafınca verilen içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesi kararma mevzu içeriklerin başka web adreslerinde de yayınlanması halinde ilgilinin başvurusu üstüne mevcut karardaki içeriklerle aynı olduğu tespit edilen içerikler için yeni bir mahkeme sonucu aranmaksızın mevcut karar uygulanmaktadır. Mevcut karar uygulandığında etkilenen ve kararda yer almayan web sitesinin Birliğe yapmış olduğu müracaatın kabulü halinde meydana getirilen işlemlerin yargısal denetimi mevzusunda uygulamada yaşanmış olan tereddütler giderilmekte ve Anayasa Mahkemesinin bu madde ile ilgili olan bireysel müracaat sonucundaki değerlendirmeleri de karşılanmaktadır. Zira söz mevzusu işlem için yönetimsel yargıda iptal davası açılarak netice alınmaya çalışmış olduğu benzer biçimde; direkt mevcut sonucu veren sulh ceza hakimliğine de itiraz edilebilmektedir.

Kaldı ki mevcut karara mevzu içerikler hakkında kişilik haklarının ihlali yönünden değerlendirmeyi meydana getiren hakimliğin. Birliğin mevcut sonucu başkaca web adreslerine uygulaması hakkında da değerlendirme yapması usul ekonomisi açısından da yerinde olacaktır. Birlik tarafınca müracaatın kabul edilmemesi halinde ise içeriğin kişilik haklarını ihlal edip etmediği hususunda yeni bir değerlendirme yapılması gerekeceğinden bu değerlendirmenin hakim tarafınca yapılması maddenin amacına uygun olacaktır.

Ek olarak maddenin dördüncü fıkrası gereği web sitesinin tümüne yönelik erişimin engellenmesi sonucu nedeni öne sürülerek beraber hakim tarafınca verilebildiğinden bu fıkra kapsamındaki uygulama bir tek içeriğe yönelik (URL) erişimin engellenmesi ile sınırlandırılmıştır.

MADDE 34:

5651 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki cümleler eklenmiş, dördüncü fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiş, maddeye dördüncü fıkrasından sonrasında gelmek suretiyle aşağıdaki fıkra eklenmiş ve öteki fıkralar buna bakılırsa teselsül ettirilmiş, teselsül neticesinde oluşan altıncı fıkradan sonrasında gelmek suretiyle aşağıdaki fıkra eklenmiş ve öteki fıkralar buna bakılırsa teselsül ettirilmiş, teselsül neticesinde oluşan dokuzuncu fıkranın ikinci cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve bu fıkradan sonrasında gelmek suretiyle aşağıdaki fıkralar eklenmiş, öteki fıkralar buna bakılırsa teselsül ettirilmiş, maddeye teselsül neticesinde oluşan ondördüncü fıkradan sonrasında gelmek suretiyle aşağıdaki fıkralar eklenmiş, maddeye teselsül neticesinde oluşan onyedinci fıkradan sonrasında gelmek suretiyle aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve öteki fıkra buna bakılırsa teselsül ettirilmiştir.

“Temsilcinin gerçek şahıs olması hâlinde bu kişinin Türkiye’de mukim ve Türk vatandaşı olması zorunludur.”

“Türkiye’den günlük erişimin on milyondan fazla olması halinde; yurt dışı kaynaklı toplumsal ağ sağlayıcı tarafınca belirlenen gerçek yada tüzel şahıs temsilci, toplumsal ağ sağlayıcının sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla teknik, yönetimsel, hukuki ve mali yönden tam yetkili ve görevli olup bu temsilcinin tüzel şahıs olması halinde direkt toplumsal ağ sağlayıcı tarafınca ana para şirketi şeklinde kurulan bir şube olması zorunludur.”

“Toplumsal ağ sağlayıcıların Kuruma sundukları raporlar, başlık etiketleri, öne çıkarılan yada erişimi azaltılan içeriklere ilişkin algoritmalarına, reklam politikalarına ve şeffaflık politikalarına ilişkin detayları de ihtiva eder. Toplumsal ağ sağlayıcı, Kurum tarafınca istenen detayları Kuruma vermekle yükümlüdür. Toplumsal ağ sağlayıcı kullanıcılarına eşit ve yansız davranmakla yükümlü olup Kuruma sunulacak raporda bu hususa ilişkin alınan tedbirlere de yer verilir. Toplumsal ağ sağlayıcı, bu Kanun kapsamındaki suçlara ilişkin içerikler ile başlık etiketlerinin yayınlanmamasına ilişkin kendi sistem, mekanizma ve algoritmasında Kurumla ortaklık halinde lüzumlu tedbirleri alır ve bu tedbirlere raporunda yer verir. Toplumsal ağ sağlayıcı, kullanıcılara tavsiyeler sunarken hangi parametreleri kullandığına web sitesinde açık, anlaşılır ve kolaylıkla ulaşılabilir şekilde yer vermekle yükümlüdür. Toplumsal ağ sağlayıcı, kullanıcılara önerilmiş olduğu içeriklere ilişkin tercihleri güncelleme ve kişisel verilerinin kullanılmasını sınırlandırma seçeneği sunma mevzusunda lüzumlu tedbirleri alır ve bu tedbirlere raporunda yer verir. Toplumsal ağ sağlayıcı, reklamlara ilişkin içerik, reklam veren, reklam süresi, hedef kitlesi, erişilen şahıs yada grup sayısı benzer biçimde bilgilerin yer almış olduğu bir reklam kütüphanesi oluşturarak bunu web sitesi üstünden yayınlar ve bu hususa raporunda yer verir.”

“(5) Türk Ceza Kanununda yer edinen;

a) Evlatların cinsel istismarı (madde 103),

b) Halkı yanıltıcı bilgiyi açıkca yayma (madde 217/A),

c) Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302),

ç) Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313, 314, 315,316),

d) Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328. 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337),

suçlarına mevzu web içeriklerini oluşturan yada yürüyerek faillere ulaşmak için lüzumlu olan bilgiler soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında yargılamanın yürütülmüş olduğu mahkeme tarafınca talep edilmesi üstüne ilgili toplumsal ağ sağlayıcının Türkiye’deki temsilcisi tarafınca adli mercilere verilir. Bu bilgilerin talep eden Cumhuriyet Başsavcılığı yada mahkemeye verilmemesi durumunda, ilgili Cumhuriyet savcısı tarafınca, yurt dışı kaynaklı toplumsal ağ sağlayıcının web trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranında daraltılması talebiyle Ankara Sulh Ceza Hakimliğine başvurulabilir. İnternet trafiği bant genişliğinin daraltılması sonucu verilmesi halinde, bu karar erişim sağlayıcılara bildirilmek suretiyle Kuruma gönderilir. Kararın gereği, bildirimden itibaren derhâl ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafınca yerine getirilir. Toplumsal ağ sağlayıcının, bu fıkra kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde yaptırımlar kaldırılır ve Kuruma bildirilir.”

“(7) Toplumsal ağ sağlayıcı, ufaklıklara özgü ayrıştırılmış hizmet sunma mevzusunda lüzumlu tedbirleri alır.”

“(10) 8 ve 8/A maddeleri kapsamındaki yönetimsel tedbirler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanun kapsamında Başkan tarafınca verilen içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesi kararının gereğinin yerine getirilmemesi halinde, Türkiye’de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerin, ilgili yurt dışı kaynaklı toplumsal ağ sağlayıcıya altı aya kadar reklam vermesinin yasaklanmasına Başkan tarafınca karar verilebilir, bu kapsamda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz. Reklam yasağı sonucu, Resmi Gazete’de yayımlanır. Başkan, reklam yasağı kararının yanı sıra içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmesine kadar toplumsal ağ sağlayıcının web trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Başat tarafınca verilen web trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılmasına ilişkin kararın ilgili toplumsal ağ sağlayıcıya bildirilmesinden itibaren otuz gün içinde içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesi kararının toplumsal ağ sağlayıcı tarafınca yerine getirilmemesi halinde, toplumsal ağ sağlayıcının web trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması için Başkan tarafınca sulh ceza hâkimliğine başvurulabilir. Başat tarafınca verilen kararlar, erişim sağlayıcılara bildirilmek suretiyle Kuruma gönderilir. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhâl ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafınca yerine getirilir. Toplumsal ağ sağlayıcının, içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmesi ve Kuruma bildirmesi halinde yalnızca web trafiği bant genişliğinin daraltılması tedbiri kaldırılır.

(11) Bu Kanun kapsamında Başkan tarafınca verilen yönetimsel para cezalarının yasal süresinde ödenmemesi durumunun bir yıl içinde birden fazla gerçekleşmesi halinde, Başkan tarafınca yurt dışı kaynaklı toplumsal ağ sağlayıcıya Türkiye’de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerin ilgili toplumsal ağ sağlayıcısına altı aya kadar yeni reklam vermesinin yasaklanmasına karar verilebilir, bu kapsamda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz. Reklam yasağı sonucu, Resmi Gazete’de yayımlanır. Yurt dışı kaynaklı toplumsal ağ sağlayıcının, yönetimsel para cezalarının tamamını ödemesi ve Kuruma bildirmesi halinde reklam yasağı sonucu kaldırılır.

(12) Bu madde uyarınca verilen reklam yasağına aykırı davranan Türkiye’de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilere, on bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar yönetimsel para cezası uygulanmasına Başkan tarafınca karar verilebilir.

(13) Toplumsal ağ sağlayıcı, kullanıcılarının haklarının korunmasına yönelik olarak Kurum tarafınca yapılacak kullanıcı haklarına ilişkin düzenlemelere uymakla yükümlüdür.”

“(15 ) Toplumsal ağ sağlayıcı, başlık etiketleri yada öne çıkarılan içerikler vesilesiyle ortam sağlamış olduğu başkasına ilişik yayın yöntemiyle işlenen suçtan, yayını sunuş biçiminden kullanıcının söz mevzusu yayma ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise mesuldür.

(16) Toplumsal ağ sağlayıcı, kişilerin can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan içerikleri öğrenmesi ve gecikmesinde sakınca bulunması halinde, bu içinde ne olduğu ve içinde ne olduğu oluşturana ilişkin detayları yetkili kolluk birimleriyle paylaşır.”

“(18 ) Kurum, toplumsal ağ sağlayıcının bu Kanuna uyumuna ilişkin olarak toplumsal ağ sağlayıcıdan kurumsal yapı, bilişim sistemleri, algoritmalar, veri işleme mekanizmaları ve ticari tutumlar dâhil her türlü açıklamayı talep edebilir. Toplumsal ağ sağlayıcı, Kurum tarafınca talep edilen data ve belgeleri en geç üç ay içinde vermekle yükümlüdür. Kurum, toplumsal ağ sağlayıcının bu Kanuna uyumunu toplumsal ağ sağlayıcının tüm tesislerinde yerinde inceleyebilir.

(19) Toplumsal ağ sağlayıcı, kamu güvenliğini ve kamu sağlığını etkileyen muhteşem durumlara ilişkin kriz planı oluşturmakla ve Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

(20) Bu maddenin altıncı, yedinci, onüçüncü, onaltıncı, onsekizinci ve ondokuzuncu fıkralarındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen toplumsal ağ sağlayıcıya Başkan tarafınca bundan önceki takvim yılındaki küresel cirosunun yüzde üçüne kadar yönetimsel para cezası verilebilir.”

Gerekçe:

Birinci fıkra kapsamında meydana getirilen değişiklikle, kullanıcılar ve yetkili merciler ile toplumsal ağ sağlayıcılar içinde muhataplık ilişkisini güçlendirmek suretiyle kişilik haklarının korunmasına yönelik daha etkin bir mekanizmanın oluşturulması amaçlanmaktadır.

Dördüncü fıkra kapsamında meydana getirilen değişiklikle, 29 Temmuz 2020 tarihindeki ve 7253 sayılı Kanun ile toplumsal ağ sağlayıcılara getirilen raporlama yükümlülüğü genişletilerek toplumsal ağ sağlayıcıların bağımsız ve yansız bir halde kullanıcılara eşit hizmet verme yönündeki politikalarının ve başlık etiketleri, öne çıkarılan yada erişimi azaltılan içeriklere ilişkin algoritmalarının raporlara yansıtılmasının sağlanması ve reklam kütüphanesi oluşturmak suretiyle şeffaflığın artırılması hedeflenmektedir.

Beşinci fıkra ile getirilen düzenlemeyle, belirli suçlara ilişkin olarak yürütülen yargılama faaliyetleri kapsamında toplumsal ağ sağlayıcıların adli mercilere data vermemesi neticesinde soruşturma ve kovuşturmaların akamete uğramasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Belirtmek gerekir ki, bu düzenleme toplumsal ağ sağlayıcılarının öteki suçlara ilişkin olarak, yargı mercilerine data verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır.

Yedinci fıkra ile getirilen düzenlemeyle, toplumsal ağ sağlayıcıların, ufaklıklara yönelik ayrıştırılmış hizmet sunmasının sağlanması suretiyle evlatların toplumsal ağlarda daha etkin korunması hedeflenmektedir.

Onuncu fıkra ile getirilen düzenlemeyle, Kanunun 8 ve 8/A maddeleri kapsamında Başkan tarafınca verilen içeriğin çıkarılması ve/yada erişimin engellenmesi kararlarının toplumsal ağ sağlayıcılar tarafınca yerine getirilmemesi durumuna dair ilave yaptırımlar öngörülmektedir.

Onbirinci fıkra ile getirilen düzenlemeyle, Kanun kapsamında Başkan tarafınca verilen yönetimsel para cezalarının yasal süresinde ödenmemesi durumunun bir yıl içinde birden fazla gerçekleşmesi halinde toplumsal ağ sağlayıcıya yaptırım getirilmektedir.

Onikinci fıkra ile getirilen düzenlemeyle, reklam yasağı kararının etkin bir halde uygulanabilmesi amacıyla reklam yasağına aykırı davranan Türkiye’de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilere yönetimsel yaptırım getirilmektedir.

Onüçüncü fıkra ile getirilen düzenlemeyle, toplumsal ağlarda kullanıcı haklarının daha etkin korunması hedeflenmektir.

Onbeşinci fıkra ile getirilen düzenlemeyle, toplumsal ağ sağlayıcının, başlık etiketleri yada öne çıkarılan içerikler vesilesiyle ortam sağlamış olduğu başkasına ilişik yayın yöntemiyle işlenen suçtan, yayını sunuş biçiminden kullanıcının söz mevzusu yayma ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise görevli tutularak suçlarla etkin savaşım edilmesi hedeflenmektedir.

Onaltıncı fıkra ile getirilen düzenlemeyle, toplumsal ağ sağlayıcıların kişilerin can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan içeriğe ve içinde ne olduğu oluşturana ilişkin detayları yetkili kolluk birimleriyle paylaşma yükümlülüğü getirilmektedir.

Onsekizinci fıkra ile getirilen düzenlemeyle, toplumsal ağ sağlayıcının Kanun kapsamındaki yükümlülüklerine uyumuna ilişkin yerinde ve etkin araştırma mekanizması kurulmasına olanak sağlanmaktadır.

Ondokuzuncu fıkra ile getirilen düzenlemeyle, toplumsal ağ sağlayıcının muhteşem durumlarda alacağı tedbirlere ilişkin kriz planı oluşturma ve Kuruma bildirme yükümlülüğü getirilmektedir.

Yirminci fıkra ile getirilen düzenlemeyle, kullanıcı verilerini barındırma, ufaklıklara özgü ayrıştırılmış hizmet sunma mevzusunda lüzumlu tedbirleri alma, kullanıcı haklarının korunması benzer biçimde 5651 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesinin altıncı, yedinci, onüçüncü, onaltıncı, onsekizinci ve ondokuzuncu fıkralarında yer edinen belirli yükümlülükleri yerine getirmeyen toplumsal ağ sağlayıcıya yönetimsel para cezası yaptırımı öngörülmektedir.

MADDE 35:

5651 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇÎCİ MADDE 6- (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinden ilkin temsilci belirlemiş olan toplumsal ağ sağlayıcının, ek 4 üncü maddenin birinci fıkrasında bu maddeyi ihdas eden Kanun ile meydana getirilen değişiklikle getirilen yükümlülüklerini bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlamaması durumunda, bildirime ve yönetimsel para cezalarına ilişkin hükümler uygulanmadan ek 4 üncü maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.”

Gerekçe:

Toplumsal platformlarda, kişisel hak ve özgürlüklerin etkili bir halde korunması amacıyla, maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinden ilkin temsilci belirlemiş olan toplumsal ağ sağlayıcının bu Kanunla getirilen yükümlülükleri altı ay içinde tamamlamaması durumuna ilişkin geçiş düzenlemesi yapılmaktadır.

MADDE 36:

5/11/2008 tarihindeki ve 5809 sayılı Elektronik Komünikasyon Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.

“(ççç) Şebekeler üstü hizmet: İnternet erişimine haiz abone ve kullanıcılara, işletmecilerden yada sağlanan web hizmetinden bağımsız olarak kamuya açık bir yazılım vasıtası ile sunulan; sesli, yazılı, görsel kontakt kapsamındaki kişiler arası elektronik komünikasyon hizmetlerini,

(ddd) Şebekeler üstü hizmet sağlayıcı: Şebekeler üstü hizmet tanımı kapsamına giren hizmetleri sunan gerçek yada tüzel kişiyi,”

Gerekçe:

Hâlihazırda, web tabanlı hizmet yada OTT (Över The Top) olarak isimlendirilen uygulamalar üstünden web kullanıcılarına temel olarak sesli, yazılı, görsel kontakt sağlamak amacı ile sunulan elektronik komünikasyon hizmetlerinin tanımlanmasına gerekseme duyulmaktadır. Bu yüzden, “şebekeler üstü hizmet*’ ve “şebekeler üstü hizmet sağlayıcı” kavramları tanımlara eklenmektedir.

MADDE 37:

5809 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(14) Kurum, şebekeler üstü hizmet sunumuna ilişkin lüzumlu düzenlemeleri halletmeye, düzenlemelerde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeksizin yada yetkilendirilmeksizin sunulan şebekeler üstü hizmetlerin sunumunun engellenmesini teminen işletmecilere yükümlülük getirilmesi dahil her türlü tedbiri almaya yetkilidir. Şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar, faaliyetlerini Türkiye’de kurmuş oldukları anonim şirket ya da limited şirket statüsündeki tam yetkili temsilcileri vasıtası ile Kurumca yapılacak yetkilendirme çerçevesinde yürütürler. Şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar, Kurumun elektronik komünikasyon sektörüne ilişkin görevleri kapsamında bu hizmete yönelik yapacağı düzenlemelere uymakla yükümlüdür. Kurum yapacağı düzenlemelerde hizmetlerin kullanıcılarına Ulusal Numaralandırma Planında yer edinen numaralar ile komünikasyon imkanı sunup sunmadığı, Türkiye’deki kullanıcı sayısı yada günlük erişim sayısı benzer biçimde kriterleri dikkate alır. Şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar, Türkiye’deki etken bireysel ve kurumsal kullanıcı sayısı, sesli arama sayısı ve süresi, görüntülü görüşme sayısı ve süresi, anlık bildiri sayısı ve Kurumun belirleyebileceği öteki detayları Kurumca belirlenecek periyotlarla Kuruma bildirmekle yükümlüdür.”

Gerekçe:

5809 sayılı Elektronik Komünikasyon Kanunu çerçevesinde Data Teknolojileri ve İletişim Kurumu (Kurum) tarafınca yetkilendirilen işletmeciler, ilgili mevzuat çerçevesinde kamu hizmetinin gereği benzer biçimde yürütülmesini teminen bazı yükümlülüklere (tüketici hakları, kişisel verilerin korunması, hizmet kalitesi, raporlama, mali yükümlülükler benzer biçimde) doğal olarak tutulmaktadır. Bununla beraber şebekeler üstü (Över The Top (OTT) – İnternet Tabanlı) hizmetler olarak da ifade edilebilen bazı hizmetlerde, Türkiye’de yerleşik olmamakla beraber, yurtdışından web üstünden sesli, yazılı ve görsel kontakt hizmeti sunulabilmektedir. Türkiye’deki herhangi bir mevzuata doğal olarak tutulmadan sunulan bu hizmetler, Kurum tarafınca yetkilendirilen ve benzer hizmeti sunan işletmeciler açısından haksız rekabet oluşturabilmektedir. Bu kapsamda Kuruma bu hizmetlere ilişkin lüzumlu düzenlemeleri yapma ve ilgili tedbirleri alma hususunda yetki verilmektedir.

Düzenlemenin ikinci cümlesi ile şebekeler üstü hizmet sağlayıcıların ülkemizdeki faaliyetlerinin muhataplığının sunulan hizmetin kapsamına bakılırsa anonim şirket yada limited şirket statüsündeki tam yetkili temsilcileri vasıtası ile Kurumca yapılacak yetkilendirme çerçevesinde yürütmeleri hedeflenmiştir.

Ek olarak, şebekeler üstü hizmet sunanların hak ve yükümlülüklerinde Ulusal Numaralandırma Planında yer edinen numaralar ile komünikasyon imkanı sunup sunmamasına, Türkiye’deki kullanıcı sayısına yada günlük erişim sayısına bakılarak farklılaştırma yapılabileceğine ilişkin açık düzenleme yapılmaktadır.

Bununla beraber Kurumun elektronik komünikasyon sektörüne ilişkin vazife alanına yönelik tüm düzenlemelerin şebekeler üstü hizmet sağlayıcılara uygulanamayacağı hususlar bakımından (arabağlantı, abonelik sözleşmelerinin kurulması benzer biçimde) yeni düzenlemeler yapılması gerekeceğinden Kuruma bu vazife alanı dahilinde düzenleme yapma ve şebekeler üstü hizmet sağlayıcılara da bu düzenlemeye uyma yükümlülüğü getirilmektedir. Bununla beraber, söz mevzusu hizmet sağlayıcılarının Kuruma göndereceği bilgilerin belirlenmesi hedeflenmiştir.

MADDE 38:

5809 sayılı Kanunun 60 mcı maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(16) Bu Kanunun 9 uncu maddesine aykırı olarak düzenlemelerde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyen yada yetkilendirilmeksizin hizmet sunan şebekeler üstü hizmet sağlayıcılara bir milyon Türk Lirasından otuz milyon Türk Lirasına kadar yönetimsel para cezası verilebilir.

(17) Bu maddenin onaltıncı fıkrasında uygulanan yönetimsel para cezasını süresinde ödemeyen ve Kurumca yapılacak bildirimden itibaren altı ay içinde Kurum düzenlemelerinde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyen yada yetkilendirilmeksizin hizmet sunan şebekeler üstü hizmet sağlayıcısının web trafiği bant genişliğinin %95’ine kadar daraltılmasına yada ilgili uygulama yada web sitesine erişimin engellenmesine Kurum tarafınca karar verilebilir. Erişim Sağlayıcıları Birliğine uygulanmak suretiyle gönderilen kararın gereği, erişim sağlayıcılar tarafınca yerine getirilir.”

Gerekçe:

Şebekeler üstü hizmet sağlayıcılarının 5809 sayılı Kanun kapsamına alınmasına bağlı olarak 5809 sayılı Kanunda öngörülen yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde uygulanacak yaptırımlar düzenlenmektedir.

Bu kapsamda; uygulanabilecek öteki yaptırımların yanı sıra yurtdışı merkezli şebekeler üstü hizmet sunanlar hakkında caydırıcı tedbirler sadece ilgili hizmete erişim engeli ile alınabileceğinden, bu hususa yönelik de yaptırım hükmü getirilmektedir.

Şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar bakımından web trafiği bant genişliğinin daraltılmasına yada erişimin engellenmesine yönelik olarak getirilen yaptırımın Kurum tarafınca uygulanmasında 5809 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin onikinci fıkrası ile uyumlu olması gözetilmiştir.

MADDE 39:

Bu Kanunun;

  • a) 20, 21, 22, 25, 26, 27 nci maddeleri ve 28 inci maddesinin (a) ve (b) bentleri hariç öteki hükümleri 1 Ocak 2023 tarihinde,
  • b) Öteki hükümleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.

Gerekçe:

Yürürlük maddesidir.

MADDE 40:

Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür. (RT)

Gerekçe:

Yürütme maddesidir.



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.