Enerji

Ülkelerin salgın sonrası ‘yeşil toparlanma’ taahhütleri sözde kaldı, emisyonlar alarm verdi

Küresel elektrik talebi bu senenin ilk yarısında salgın öncesi seviyesine bakılırsa yüzde 5 yükselirken, bu büyümenin yüzde 43’ünün kömür santrallerinden karşılanmasıyla elektrik sektöründen meydana gelen emisyonlar yüzde 5 artış gösterdi.

Londra merkezli fikir kuruluşu Ember tarafınca hazırlanan Küresel Elektrik Sektörü İncelemesi raporunda, elektrik talebinin yüzde 87’sini temsil eden 63 ülkenin elektrik verileri çözümleme edildi. Dünya, geçen yıl yaşanmış olan küresel yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının negatif etkilerinden toparlanırken, rapor temiz enerji dönüşümünün ne şekilde gerçekleştiğini ortaya koymak suretiyle 2021’in ilk 6 ayı ile 2019’un aynı sürecini karşılaştırdı.

Buna bakılırsa, küresel ölçekte elektrik sektörü kaynaklı emisyonlar geçen yıl, salgını önlemek için alınan tedbirler sonucunda görülen üstün dereceli düşüşün arkasından tekrardan artışa geçti.

Bununla beraber elektrik sektöründen meydana gelen çevreye zararı dokunan emisyonlar da bu senenin ilk yarısında 2019’un aynı dönemine bakılırsa yüzde 5 artış gösterdi.

Küresel elektrik talebinin bu senenin ilk 6 aylık döneminde salgın öncesi seviyesine bakılırsa yüzde 5 yükselmesi ve bu büyümenin yüzde 43’ünün kömür santrallerinden karşılanması, emisyonlardaki artışta etkili oldu. Elektrik talebindeki artışın yüzde 57’si ise rüzgar ve güneşten karşılandı.

Naturel gazın elektrik üretimindeki oranı değişim göstermezken, hidroelektrik ve nükleerden elektrik üretiminde bu senenin ilk yarısında küçük çaplı düşüş görüldü.

Ocak-haziran döneminde rüzgar ve güneşten elektrik üretiminin oranı ilk kez küresel elektrik üretiminin 10’da birini karşıladı ve nükleer santrallerin elektrik üretimini geride bıraktı.

Gerçek anlamda “yeşil toparlanma” sağlayabilen ülke yok

Birçok ülke salgın sonrasında yeşil bir ekonomik toparlanma ve ekonomilerini yeni yeşil düzenin ölçü haline geldiği doğrultuda ilerletme sözü vermesine karşın, elektrik talebi artarken karbon emisyonlarında düşüş sağlayamadı.

Rapora bakılırsa, elektrik sektöründe gerçek anlamda “yeşil toparlanma” sağlayabilen ülke olmadı.

Aralarında ABD, Avrupa Birliği (AB), Japonya ve Kore’nin de olduğu birçok ülkede rüzgar ve güneşin kömürü ikame etmesi sonucunda elektrik sektöründeki karbon emisyonlarında salgın öncesine bakılırsa düşüş yaşandı fakat bu düşüş elektrik talebindeki artışın baskılanması sonucu ortaya çıktı.

Elektrik talebinin ve karbon emisyonlarının artış gösterdiği ve “gri toparlanma” meydana gelen ülkelerin çoğunluğu Asya’da yer alırken, Çin, Moğolistan ve Bangladeş elektrik talebindeki artışı kömürle karşılayan ülkeler olarak öne çıktı. Bangladeş, temiz elektrik üretiminin artış göstermediği tek ülke oldu.

Vietnam bu senenin ilk yarısındaki elektrik talep artışının tamamını rüzgar ve güneşten karşılamasına karşın organik gazla kömürü ikame etmiş olduğu için ülkenin elektrik sektöründen meydana gelen karbon emisyonları yüzde 4 arttı.

Türkiye’de rüzgar ve güneşin üretimdeki oranı yüzde 13

Türkiye’de ise bu senenin ilk yarısında rüzgar ve güneşin toplam elektrik üretimindeki oranı yüzde 13’e terfi etti.

Kömürden elektrik üretiminde yüzde 1 artış olmasına karşın, kuraklık sebebiyle hidroelektrik santrallerinin elektrik üretimindeki düşüşü ve organik gazın hidroelektriği ikame etmesi sebebiyle elektrik üretimi kaynaklı emisyonlar bu senenin ilk yarısında 2019’un aynı dönemine bakılırsa yüzde 19 terfi etti.

“Alarm zillerinin çalması gerektiğine işaret”

Ember Küresel Direktörü Dave Jones, rapora ilişkin değerlendirmesinde, salgın sonrası toparlanma sürecinin fena bir halde ilerlediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“2021’de artan emisyonlar dünya genelinde alarm zillerinin çalması gerektiğine işaret ediyor. Enerji dönüşümünü yıldırım hızında gerçekleştirmemiz, küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırabilmek adına büyük ehemmiyet taşıyor. Enerji dönüşümü gerçekleşiyor sadece bu dönüşüm iklim değişikliğiyle savaşım için ihtiyaç duyulan aciliyette ilerlemiyor. Emisyonlar yanlış yönde aşama kaydediyor.”

Ember Kıdemli Analisti Muyi Yang ise gelişmekte olan Asya bölgesinin fosil yakıtları es geçerek direkt ucuz ve temiz yenilenebilir kaynaklara geçiş yapabileceğini belirterek, “Bölge, 2050 öncesinde yüzde 100 temiz elektriğe yönelik yolculuğunun ilk adımı olarak, talep artışının tamamını yeni kurulacak sıfır karbonlu elektrik üretimiyle karşılamaya oda

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.