Bir Dönem MSN Kullanmış Her insanın Ne olursa olsun Yaşamış olduğu 14 Durum

Microsoft tarafınca geliştirilen Windows Live Messenger ya da hepimiz tarafınca malum adıyla MSN Messenger ile ilk kez 2005 senesinde tanıştık. Bu seneler internet sektörü için geçiş periyodu gibiydi. İnternet neredeyse her eve girmişti fakat bugünkü şeklinde tüm dünyayı domine eden toplumsal medya platformları yoktu. Bazı web siteleri olsa bile gene de her insanın favorisi, bugün bile özlediğimiz özellikleriyle MSN Messenger’dı.

MSN Messenger 2013 yılı itibarıyla aramızdan ayrıldı ve yerini bugün kullanmaya doyamadığımız toplumsal medya platformlarına bıraktı. MSN zamanları pek oldukça kişinin interneti de yeni yeni keşfettiği bir vakit dilimi olduğundan nedendir kim bilir oldukça daha keyifli zamanlar sundu. Hatta bazı özellikleri keşke bugün de olsa diye beklediğimiz bile oluyor. Gelin gençleri birazcık şaşırtalım ve MSN günlerinden bazı bilgileri tekrardan hatırlayalım.

MSN kullanmış her insanın yaşamış olduğu durumlar:

Ne dinliyorum özelliği ile ince ileti vermek:

MSN zamanlarında flört yoktu, insanların sevilmiş olduğu vardı. Sevdiğine direkt yazmak ise o şekilde kolay iş değildi, her neyse ki ne dinliyorum özelliği vardı. Instagram konusunda şarkı paylaşmaktan değişik olarak ne dinliyorum özelliğinde yalnızca sanatçının ve şarkının adı yazardı. Ne farkeder? Esasen tek amaç sevdiğimize havalı görünmek ya da onunla aynı şarkıları dinlediğimizin mesajını vermekti. 

Bugünün emojilerine taş çıkaran MSN çıkartmaları:

Bugün tüm klavyeler sayısız emoji ile beraber geliyor. Yetmiyor, uygulamalar kendi emojilerini de geliştiriyor. Çok açık ki gene yetmiyor, gülmek için random harfler kullanılıyor. MSN zamanlarında ise emoji de random gülme de yoktu. Ekranın tamamını kaplayan sesli çıkartmalar vardı. Öpücükler, kahkahalar, ağlamalar gönderdiğiniz anda kullanıcının tüm ekranını kaplıyor ve ses en sonda açıksa ortalığı sallayacak kadar yüksek bir ses çıkarıyordu.

Her uygulamaya lazım olan titreşim özelliği:

MSN kullanıcıları ‘hey orada mısın?’ yazmazdı, karşısındakine titreşim gönderirdi. MSN titreşimi, telefon titremesine benzemez. Tüm ekranı sallar ve epey etkili bir titreşim sesi yollardır. İnsan merak etmeden duramıyor; telefonlarımızın güzelim titreşim hususi durumunu neden bir tek bildirimlerde kullanıyoruz? Meta şirketi mühendislerini göreve çağırıyor ve WhatsApp’tan titreşim gönderme isteğimizi bir kez daha duyuruyoruz.

Çevrimiçiyim fakat bir tek sana:

Gönderildi tiki, okundu tiki, çevrimiçi bildirimi derken bugün artık kendimizi gizleyemez olduk. MSN Messenger’da çevrimiçi görünüp görünmeyeceğimizi kendimiz seçiyorduk. Eğer sevdiğimizle konuşuyorsak o şekilde her insanın bizim çevrimiçi olduğumuzu görmesini istemezdik. Kendimizi çevrimdışı gösterir, konuşmaya devam ederdik. Bunu meydana getiren seni seviyorum demese de olur.

Hepimiz duysun oturum açtım:

MSN aslına bakarsak anlık mesajlaşma değil de o anlık mesajlaşma uygulamasıydı demek daha doğru olacak bu sebeple bir masaüstü uygulamasıydı. Doğrusu bilgisayar başına oturmalı ve hesabınıza giriş yaparak oturum açmalıydınız. Bunun en güzel yanı, oturum açtığınız vakit MSN hesabınıza ekli olan tüm kişilere sesli ve görüntülü bildirim gitmesiydi. Hatta ilgisini çekmek istediğimiz biri var ise arka arkaya çıkıp yeniden girdiğimiz bile olurdu.

Sevgiliyle MSN şifresi paylaşmak:

Bugün sevgilinizin parmak izini ya da yüzünü gizyazı olarak telefonunuza eklemekten oldukça daha kıymetlisi, onunla MSN şifresi paylaşmaktı. Doğal birazcık toksik bir durum bulunduğunu kabul etmek gerekiyor fakat gizyazı paylaşan sevgilinin verdiği itimatı kimse kolay kolay veremez. Bu paylaşımlar sebebiyle nice koç yiğitler ‘buyur birader ben sevgilisiyim’ mesajı ile karşılaştı. 

MSN hacklenir, gizyazı kırılır:

Bugün kişisel verilerimizi koruyacağız diye göbeğimiz çatlıyor, karmaşık şifreler belirliyor, iki faktörlü kimlik doğrulama kullanıyoruz. MSN zamanlarında bunların bir önemi yoktu. Nasıl oluyor kim bilir fakat mahallenin web kafeci abisi bile MSN hackleyebiliyordu. Bu durumun gizyazı unuttuğunuz vakit sorulan güvenlik sorularının basitliği sebebiyle olduğu düşünülüyor fakat gene de bu kadar yaygın bir durum olması bugün epey şaşırtıcı. 

Eskiden Siri yoktu, MSN botları vardı:

Bugün artık robotlarla ya da suni zekalarla konuşmaya alıştık sadece MSN zamanlarında bu durum pek yaygın değildi. Gene de uygulama olarak indirebileceğiniz ya da MSN adresini ilave ederek konuşabileceğiniz botlar vardı. Elbet bu botlar belirli sorulara belirli yanıtlar verecek şekilde geliştirilmişti fakat gene de coşku verici bulunduğunu kabul etmek gerekiyor. 

Sayısız MSN teması içinde yitmek:

MSN Messenger’ın mavi beyaz pek de süslü olmayan varsayılan bir teması vardı fakat bu kime yeter? MSN kullanımını özelleştirmek için sayısız tema vardı. Tuttuğunuz takımın, sevdiğiniz sanatçının ya da o devrin popüler oyun ya da filminin temasını kullanabiliyordunuz. Dahası, kendi fotoğrafınızı ilave ederek de bir tema oluşturabiliyordunuz. Sevgilisinin fotoğrafını tema  yapanların gözü yaşlı.

‘slm nbr ii sn’

O dönem cep telefonlarında yazmak epey zor olduğu ve her SMS’in belirli bir kelime sınırı olduğundan mesajlarda kısaltmalar yaygındı. Anlaşılır bir durum fakat neden önümüzde koca klavye varken de MSN yazışmalarında kısaltma kullanıyorduk idrak etmek zor. Hatta kelimeleri tam yazmak yaşlı işi görülür, kısaltma kullanmak oldukça daha havalı hissettirirdi. 

MSN paralı olacak dedikoduları:

Öteki ülkelerde de durum aynı mıydı bilmiyoruz fakat MSN paralı olacakmış iddiaları olmadan bigün geçiremezdik. Toplu ileti gönderilir, bir tarihten sonrasında MSN’nin paralı olacağı söylenir ve o mesajı her insana göndermeniz istenirdi. Gerçi bu bir anane olarak hala devam ediyor ve bugün kullanmakta olduğumuz toplumsal medya platformlarının da bigün paralı olacağı dedikoduları ara sıra duyuluyor.

Cam aç:

MSN zamanlarında görüntülü konuşma yoktu, cam aç vardı. Evet cam. Camera kelimesinin kısaltması olan cam nedense oldukça sevildi ve cam aç efsanesine dönüştü. Kimi zaman ses bile açmaz yalnızca yeni tanıştığımız insanların gerçek olup olmadığını görmeye çalışırdık. Doğrusu düzmece profil problemi bugün olduğu şeklinde MSN zamanlarının da bir gerçeğiydi. 

‘Mesene’ diyenler vs ‘Emesen’ diyenler:

Yahu ortada üç tane sessiz harf var. Türkçe oku mesene, İngilizce oku emesen. Bu ara sıra sonu gelmez tartışmalar bile doğururdu. emesen demek elbet doğru olandı sadece bazıları direnme eder ve bu kısaltmayı Türkçe okumayı sürdürürlerdi. Hatta pek oldukça şahıs için karşındakini anlamanın en süratli yollarından biriydi. mesene diyenle olmaz.

Çıkan, hakikaten çıkardı:

MSN zamanlarında bugün olduğu şeklinde her an çevrimiçi değildik. Zaman ayırmalı ve bilgisayar başlangıcında olmalıydınız. Fakat bilirdik ki çevrimiçi olan şahıs hakikaten orada. Gene bilirdik ki bir şahıs şimdi çıkmam lazım diyorsa hakikaten çıkıyordu. Şundan dolayı o zamanlar birbirimize daha samimi davranıyor ve saatte bir mesajlara cevap vermek yerine uygun olmadığımızı dile getiriyorduk. Ne güzel uygulamaydın sen MSN.

Toplumsal medyanın olmadığı zamanların popüler mesajlaşma uygulaması MSN kullanmış her insanın hatırlamış olduğu bazı özelliklerden bahsettik ve kısa bir nostalji yolculuğuna çıktık. MSN zamanları mı yoksa bugün mü daha iyi? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.