Yanan Ormanların Iyi mi Ağaçlandırılmalı?

Bilhassa Akdeniz’de ağır bilançolar yaratan orman yangınları, geçtiğimiz günlerde tamamen denetim altına alındı. Ardında büyük hasarlar bırakan yangının sona ermesiyle beraber, yanan bölgeleri tekrardan ağaçlandırma emekleri mevzusu gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Bu mevzu hakkında görüşlerini belirten adlardan bir tanesi, Orman Mühendisi Cihan Erdönmez oldu.

Cihan Erdönmez, bugün kısaca 16 Ağustos itibarıyla Ekşi Lügat’te bulunan yazarların sorularını yanıtlamaya başladı. Erdönmez’in detaylı bir halde yanıt verdiği sorulardan bir tanesi de her insanın en oldukca merak etmiş olduğu konulardan kabul edilen, yanan bölgelerin iyi mi ağaçlandırılması gerektiğiydi. 

“Yanan orman alanlarındaki nebat örtüsü insan seçimi değil, evrimsel sürecin sonucu”

Erdönmez, mevzuyla ilgili verdiği cevapta Kızılcam ağaçlarını kesip yerine incir ağaçları dikmenin, bölgeyi tekrardan bir orman haline getirmede destek olamayacağını, elde edilmiş tek şeyin incir bahçeleri olacağını belirtti. Erdönmez’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı; “Aslına bakarsak bu mevzuda oldukca şey söyledim, burada da söyleyeyim. Bir kez yanan orman alanlarındaki nebat örtüsü insan seçimi değil, evrimsel sürecin sonucu. Birilerinin söylediği şeklinde kızılçamı marshall yardımlarıyla dikmedik. Palinolojik araştırmalar ve nebat fosili araştırmalarına bakılırsa 43 milyon senedir anadolu’da var. Ekolojik koşullar uygun değil bir kere.

Kızılçamı kesip, söküp yerine incir dikerseniz orayı sulamanız gerekir. O süre da orman olmaz, incir bahçesi olur. Teknik olarak mümkün değil özetle. Cem Seymen buna benzer bir tweet atmıştı, niye kızılçamda ısrar ediyoruz diye. Her ağaç yanar, her nebat yanar. İkincisi o süre şunu da söyleyebiliriz; aynı mantıkla organik ormanda bazı yırtıcı hayvanlar var, bu hayvanların ekonomiye hiçbir katkısı yok, e bizlere saldırma tehlikesi var. E o süre yırtıcıları ortadan kaldıralım, ormana keçi salalım, koyun salalım diyelim. Bu ne kadar saçma ise, ekolojik açıdan doğru değilse; tabiatın seçimi olan kızılçam yerine incir, badem zeytini getirmek de doğru bir uygulama olmaz.”

“Yanan ormanların tekrardan orman haline dönmesinin en iyi yolu, kendi haline bırakmaktır”

Bildiğiniz suretiyle yanan ormanlara ne dikileceğinden ziyade bu bölgelere müdahale edilip edilmemesi şu an için daha mühim bir mevzu. Tıpkı Erdönmez şeklinde bu mevzuda uzman birçok şahıs yanan bölgelere müdahele edilmemesi gerekitğini, yanan ormanların kendi kendine bırakılması icap ettiğini korumak için çaba sarfediyor sadece Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda bulunan 169’unca madde gereğince bu bölgelere tekrardan ağaçlandırma emek harcaması yapmak mecburi kılınıyor. 

Erdönmez, mevzu ile ilgili bazı tavsiyeler vererek, şu ifadelerle görüşünü bildirdi; “Genel ilke olarak Türkiye’de yanan ormanların tekrardan orman haline dönmesinin en iyi yolu kendi kendine bırakmaktır. Ege ve Akdeniz’deki ormanların kendi kendini yenileme potansiyeli vardır. Yalnız ekosistemin kendi kendini yenilemediği lokal alanlar olursa 3-5 yıl sonrasında oralara insan eliyle tohum serperek insan etkisiyle ağaçlandırılabilir. Fakat insan etkisinden azade bırakılarak kendi kendine orman haline dönmesi sağlanmalı, en doğru yol bu.”