[ad_1]
Bir hastalık ortaya çıkar, bulaşıcıdır, milyonlar ölür, sadece bir mahluk olarak tekrardan doğarlar… Öykü hep aynı. Peki size ABD Sağlık Bakanlığına bağlı CDC’nin resmi web sitesinde bir zamanlar “Zombi Hazırlığı” kılavuzu bulunduğunu söylesek? İşler şimdi birazcık tuhaflaşmaya başlıyor.
Şimdi size uzun uzun popüler zombi felaketi temalı filmlerden ya da dizilerden bahsetmeyeceğiz. Bilim kurgunun korku ve gerilimle harmanlandığı bu yapımlarda çıkış noktası hep aynı oluyor. Bazıları olabildiğince başarıya ulaşmış şekilde öykü aktarsalar da fena yapımlar yüzünden, zombi meselesi iyice alay mevzusu olmuş durumda.
Ne olursa olsun, o diziler ve filmler yardımıyla zombi vakasına neredeyse hepimiz hakim. En azından bu işin ucunda insanların canavarlaşıp hayvansal güdüleriyle hareket ettikleri gerçeğini biliyoruz. Bununla beraber çürüyorlar, morarıyorlar, bir çok süre düşünmeden motor fonksiyonlarıyla hareket ediyorlar, kafalarından vurulmadıklarında ölmüyorlar, acı hissetmiyorlar…
Zombi felaketi hikayelerinin suyu çıksa da ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı CDC vakası bayağı ciddiye alıyor:
Tüm bu birikimler, mevzuyu hakkaten de saçma sapan görünen bir noktaya taşıyor. Sadece oldukça ciddi bir mevzuyla karşı karşıyayız. Bunu söylerken sırtımızı CDC adıyla daha oldukca malum, Türkçe açılımıyla ABD Hastalık Denetim ve Korunma Merkezleri kurumuna yaslıyoruz. Şimdi “Koskoca kurumun zombi felaketi ile ne işi olur?” demeyin.
2011 senesinde düzenlenen bir “Zombi Hazırlığı” kampanyası kapsamında, web üstünden insanlara felaketten nasıl korunacaklarına dair yayınlar yapılmış oldu. Okullarda öğrencilere aynı mevzularda dersler verildi. Sitede hala, bir yıkım esnasında nasıl kurtulabileceğinize dair açıklamalar içeriyor, örgütün ihtimaller içinde bir felakete karşı hazırlıklı olduğu söyleniyor.
5. Doğada hazır halde bekleyen, insan nüfusunun yarısında bulunan bir beyin paraziti:

Toksoplasmoza gondii
Kurbanlarının beynini avlayan, insani yetileri saf dışı bırakan, tek hücreli kötücül bir parazit. Günümüzde insanlara bulaşabilen, uzun süreler süresince varlığını belli etmeden yaşayan bir canlı. Kuşlarda, farelerde ve sığırlarda da görülmesiyle biliniyor, sadece bir tek kedilerin bağırsaklarında üreyebiliyor. Etkilerini gösterdiğinde akut bir hastalık olan “toksoplazmoza” neden oluyor.
Peki bir zombi felaketine nasıl neden olabilir?
Dünyadaki insanların yarısından fazlası, tertipli olarak toksoplazmozla enfekte oluyor. Kim bilir onlardan birisi sizsiniz. Bu kişilerin akli dengelerini kaybetmeye daha eğilimli olduğu da tespit edilen bir öteki detay. Hatta halihazırda aynı hastalığa yakalanan fareler, tam anlamıyla zombileşiyorlar. Ansızın bu canlının mutasyon geçirip, insanların üstünde daha etkili bulunduğunu düşünün. Hatta bu mutasyonun bir laboratuvar ortamında suni olarak meydana getirilip, bir biyolojik tabanca olarak kullanıldığını varsayın.
4. Tıbbi operasyonlarda kullanılan nörotoksinler:
Doğada bulunan bazı zehirler, bedensel işlevlerinizin sonunu getirebilirler. Söz mevzusu zehirlerin evinize kadar gelip size bulaşma ihtimali düşük olsa da Japonya’da bulunan Fugu balığının zehri bunu yapabilir. Dahası da var:
Datura Stromonyum ya da halk içinde “boru çiçeği” olarak malum nebat tarafınca üretilen kimyasal bileşikler. İnsanlar bu kimyasallarla zehirlendiklerinde, beyinlerinin hatıralarla ilgili olan kısımları saf dışı kalıyor, transa geçiyorlar. Geriye bir tek sadece yiyecek yiyen, uyuyan, devamlı inleyen ve titreyen vasıfsız bir canlı kalıyor.
Peki bir zombi felaketine nasıl neden olabilir?
Aslen bir yıkım değildi. 1960’lı yıllarda Haiti’de yaşayan mahalli rahipler, insanların uzun süreler süresince şeker tarlalarında emekleri için bu tür kimyasalları, uygun dozlarda kullanıyorlardı. Her şeye karşın, transa geçen insanların saldırgan olmadıklarını belirtmek gerek. Kısaca eğer bigün bu toksinlerin bulaşıcı etkiyle ilerlediği yıkım görürseniz, o insanlardan kaçmanıza gerek kalmayacak. Gene her yerde inleyen ve titreyen insanoğlu görmek zor olsa gerek.
3. İnsanları öfkeli bir canavara dönüştüren deli dana hastalığı:
Doğada halihazırda bulunan bir hastalık var: Deli dana. Adından da anlaşılacağı suretiyle bu hastalık büyükbaş hayvanlara bulaşıyor, onların beyinlerine ve omuriliklerini etkiliyor, saldırgan birer canlı haline getiriyor. Bu hastalığa haiz hayvanların etleri insanoğlu tarafınca tüketilirse, işte o süre işin rengi değişiyor.
Deli dana hastalığının insanlardaki versiyonuna Creutzfeldt-Jakob (kroyzfel-yakob) adı veriliyor. Size bir yerlerden tanıdık gelecek emareleri şöyleki:
- Yürüyüşte aksaklıklar
- Halüsinasyon
- Kas seğirmeleri
- Nöbetler
- Bunama
Emek harcamalar gösteriyor ki bu hastalığın yaygın bir popülasyonu etkilemesi olanaksız olan şeylere gerekseme yok. Üstelik kan ve tükürük ile bulaşabildiği için, son aşama delirmiş insanların sizi ısırarak virüsü bulaştırmaları da mümkün. Filmler, öyleki düşündüğünüz kadar uydurma değil anlayacağınız.
2. Kök hücre araştırmalarıyla ortaya çıkan nörogenler:
Kök hücreler, ölen hücreleri tekrardan canlandırmak için kullanılan, tıp bilimi tarihinin kim bilir en iddialı tedavi yöntemlerini sunuyorlar. Organların tekrardan üretilmeleri, hastalıklar sonucu yok olan dokuların tekrardan hayata döndürülmeleri şeklinde oldukca sayıda pozitif yanları var. Peki ya kök hücre ile beyin üretmek mümkün mü?
Bizi öteki canlılardan ayıran beyin kısmına korteksler diyoruz. Yaşamak için kortekse ihtiyacınız yok. Yalnız beyin sapınızla kalsanız bile nefes almaya devam edebiliyorsunuz. Yalnız yiyen bir canlıya dönüşüyor, insanı faaliyetlerden yoksun yaşıyorsunuz. Beynin hasta olan bir şahıs bir tek beyin sapıyla hayatta tutulabiliyor; kanser şeklinde hastalıklar, ziyan olan bölgeler kök hücrelerle tedavi ediliyor. Bu süre zarfında şahıs tam anlamıyla zombi olarak yaşıyor.
1. Gelelim yeni nesil teknolojilerin en oldukca haşır neşir olduğu senaryoya… Tekno-biyolojik silahlar: Nanobotlar
Gelelim yeni nesil teknolojilerin en oldukca haşır neşir olduğu senaryoya… Mikroskobik robotları asla duydunuz mu? Şu sıralar tuz tanesinde bilgisayarlar üretebiliyor, atom genişliğinde malzemeler geliştiriyoruz. Kendi kendini kopyalayabilen mikroskobik robotları göreceğimiz o zamanlar ise oldukca oldukca yakın görünüyor.
Peki nasıl bir zombi felaketine neden olabilirler?
Günümüzde minik bir silikon çipi, virüslerle kaynaştırarak nano-cyborg olarak malum formlar üretilebiliyor. Bu robotik virüsler, içine girdikleri canlı öldükten sonrasında 1 gün kadar yaşayabiliyorlar. Düzgüsel şartlarda, o virüslerin ölmesi gerekiyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde beynimize kadar girebilen, hasarlı bölgeleri tedavi etme amaçlı robotlar üretilecek. Bu robotlar, sinir uçlarının kopan iletişimlerini yine sağlayacaklar.
Eğer uygun şartlar sağlanabilirse, bu robotların motor fonksiyonlarınızı tekrardan etken etmek için önünde hiçbir engel bulunmuyor:
En azından yürüyen, çürüyen bir gövde olarak, siz siz olmadan 1 ay kadar daha yaşayabiliyorsunuz. Robotların devamlı çalışmak adına yeni bir konak bedene geçmeleri de senaryoyu korkulu bir noktaya taşıyor: Konak bedenlerin beyinlerindeki korteksler dönem dışı kalabilir, bir tek beyin sapıyla anlamsızca yaşayan insan sürüleri ile karşılaşabilirsiniz.
Şu an bilimsel olarak mümkün olan tüm ihtimalleri değerlendirdiğimiz 5 bölümlük bir zombi felaketleri serisini geride bıraktık. Artık bu işin o denli da hayal ürünü olmadığını, aslına bakarsak dizilerin ya da filmlerin tüm insanlığı bazı ihtimallere karşı hazırladığını düşünenlerden misiniz? Hoş geldiniz.
Kaynak: Cracked, ABD Hastalık Denetim ve Korunma Merkezleri (CDC) Bu kaynak pandemi döneminde kaldırıldı. Bu yüzden Webarchive üstünden yazının ilk kez yayınlandığı 2019 yılına ilişkin bağlantıyı ekledik.
TeknoGelecek yazı dizimizin öteki bölümlerine aşağıdan ulaşabilirsiniz:
İLGİLİ HABER
TeknoGelecek 1: Dünya, 2100 Senesinde Nasıl Bir Yer Olacak? (Yeni Yazı Dizisi)
İLGİLİ HABER
Dünya Nüfusunun Dengelenmesi İçin Tartışılan Kan Dondurucu Kuram
İLGİLİ HABER
Katlayacağız, Giyeceğiz, Yok Edeceğiz: Geleceğin Akıllı Telefonları Nasıl Olacak?
$(function(){
window.fbAsyncInit=function() FB.init(appId:'1037724072951294',xfbml:!0,version:'v2.5');
(function(d,s,id) var js,fjs=d.getElementsByTagName(s)[0];if(d.getElementById(id))return;js=d.createElement(s);js.id=id;js.src="https://connect.facebook.net/tr_TR/sdk.js";fjs.parentNode.insertBefore(js,fjs);(document,'script','facebook-jssdk'));
$('body').on(click:function() FB.XFBML.parse();
,'.facebook-save');
if($('.content-sticky').length>0){if($(window).width()>=768){$(window).on('scroll',function(){var scrollTop=$(this).scrollTop();$('article').each(function() if(scrollTop>=($(this).find('.content-body').offset().top-76)) $(this).find('.content-sticky').addClass('sticky');if(scrollTop>=($(this).find('.content-body').offset().top+$(this).find('.content-body').height()-($(this).find('.content-sticky').height()+92))) $(this).find('.content-sticky').removeClass('sticky');$(this).find('.content-sticky').css('bottom':'0px','top':'auto');else $(this).find('.content-sticky').addClass('sticky').css('bottom':'initial','top':'76px');
else $(this).find('.content-sticky').removeClass('sticky').css('bottom':'auto','top':'0');
)})}}
$('body').on({click:function(){var $this=$(this),dataShareType=$this.attr('data-share-type'),dataType=$this.attr('data-type'),dataId=$this.attr('data-id'),dataPostUrl=$this.attr('data-post-url'),dataTitle=$this.attr('data-title'),dataSef=$this.attr('data-sef');
switch(dataShareType) case 'facebook':FB.ui(method:'share',href:dataSef,,function(response) if(response&&!response.error_message) updateHit();
);
break;
case 'twitter':shareWindow('http://bc.vc/347874/https://twitter.com/intent/tweet?via=webtekno&text="+encodeURIComponent(dataTitle) + " %E2%96%B6 '+encodeURIComponent(dataSef));updateHit();break;
case 'gplus':shareWindow('https://plus.google.com/share?url=" + encodeURIComponent(dataSef)); updateHit(); break;
case "mail':window.location.href="https://www.webtekno.com/mailto:?subject="+encodeURIComponent(dataTitle)+'&body='+encodeURIComponent(dataSef);break;
case 'whatsapp':window.location.href="whatsapp://send?text="+encodeURIComponent(dataTitle)+' %E2%96%B6 '+encodeURIComponent(dataSef);updateHit();break;
function shareWindow(url) window.open(url,"_blank","toolbar=yes, scrollbars=yes, resizable=yes, top=500, left=500, width=400, height=400");
function updateHit(){$.ajax({type:"POST",url:dataPostUrl,data:contentId:dataId,contentType:dataType,shareType:dataShareType,success:function(data)
if($('.video-showcase').length>0) var $container=$('.video-showcase');else if($('article[data-id="'+dataId+'"]').length>0) var $container=$('article[data-id="'+dataId+'"]');else if($('.wt-share-item[data-id="'+dataId+'"]').length>0) var $container=$('.wt-share-item[data-id="'+dataId+'"]');else $container=null;
if($container!=null&&$container.length>0)dataShareType=='twitter')) if($badged.hasClass('is-visible')) else
})}}},'.wt-share-button')});
[ad_2]