DÜNYA

Dünyada Yükselişe Geçen ‘Super App’ Terimini İnceledik

[ad_1]

Son dönemde başta Instagram olmak suretiyle pek oldukca uygulama için ‘özünü kaybetmiş olduğu’ ‘karmakarışık bir yere dönüştüğü’ yönünde eleştiriler görüyoruz. Bu durumun en mühim sebeplerinden önde gelen ‘Super App’ terimine ve yükselişine yakından bakalım.

Kullanıcılar olarak bir mobil uygulamadan beklentilerimiz o kadar da değişmiyor şeklinde hissedebiliriz. Instagram’da fotoğraflar görelim ve paylaşalım, Twitter’da gündeme göz atalım, mobil bankacılık uygulamamız EFT işlemini düzgünce yerine getirsin, Getir market alışverişimizi halletsin yeter.

Fakat bireysel olarak her ne kadar bu şekilde hissetsek de, kullandığımız her mobil uygulamanın bizlere giderek daha çok şey sunmaya başladığını fark etmişizdir. Bunun arkasında son yıllarda yükselişe geçen ‘Super App’ terimi var. Gelin Instagram’ın tekrar asla eskisi şeklinde olamayacağını bizlere gösteren bu Super App nedir, neden yükselişe geçti ve hangi uygulamalar Super App olma yolunda aşama kaydediyor bir bakalım…

Super App aslına bakarsak o kadar da yeni bir kavram değil

Super App ilk olarak 2010 senesinde BlackBerry’nin kurucusu Mike Lazaridis tarafınca kullanılan bir ifade. O dönemlerde örnekleri olan bir teknoloji kavramından ziyade bir düşünce olarak konuşuluyordu. 

Lazaridis ise bu terimi kullananların aynı anda pek oldukca şeyi yapabileceği, üçüncü parti uygulamalarla da entegre çalışabilen kapalı bir uygulamalar ekosistemi olarak tanımlanmıştı. Kısaca bir super app’in içinde birden oldukca hizmet için entegre çalışan mini uygulamalar bir arada olacak ya da o tek super app aynı anda birden oldukca hizmeti bünyesinde barındıracaktı. Böylece kullanıcılar tüm işlerini tek bir uygulamada halledecek, uygulamalar içinde gezinmek zorunda kalmayacaktı.

Super App fikri Çin’de WeChat ile yükselişe geçti

Super App ile ilgili küçük bir arama yapmış olursanız karşınıza en oldukca çıkan ismin WeChat bulunduğunu görürsünüz. Bunun sebebi, WeChat’in ilk ve en büyük super app örneği olması.

WeChat, başlangıçta WhatsApp benzeri bir mesajlaşma ve arama uygulaması olarak kullanıma sunuldu. Sadece seneler içinde izlenen super app politikası, uygulamayı Çin’in bir numaralı uygulaması haline getirdi ve milyarlarca dolarlık ticaretin döndüğü bir platforma dönüştürdü.

Geliştiricilere WeChat içinde kullanılabilecek mini uygulamalar geliştirme izni verildi ve vakit içinde yalnızca WeChat’e girerek kullanılabilecek, aklınıza gelen her alanda hizmet sunan üç milyondan fazla uygulama platforma dahil edildi. 

Böylece WeChat üstünden arkadaşlarla konuşmanın yanında haber okumak, vasıta kiralamak, yiyecek söylemek ya da geçişlik başvurusu yapmak mümkün hale geldi. Bu da WeChat’i başarı göstermiş bir super app örneği haline getirdi.

Çin’in bir numaralı uygulaması WeChat, öyleki yaygın bir uygulama ki, bir sokakta yürürken satıcıdan aldığınız bir ‘sokak lezzetinin’ ödemesini bile saniyeler içinde WeChat üstünden QR kod okutarak yapabiliyorsunuz. Özetlemek gerekirse bu super app, Çin’de her yerde ve yaşamın her alanında kullanılıyor.

Asya’da her geçen gün daha çok kullanıcıya ulaşan super app’ler, Afrika’da da yükselişte. Sebebi ise ‘ucuz ve düşük düzey telefonlar’

Super app’ler her ne kadar yola Asya’da çıkmış olsa da, son yıllarda Afrika’da da pek oldukca mahalli super app yükselişte. Bunun en büyük sebebi olarak ise Afrika genelinde düşük düzey telefon kullanımının yoğunluğu gösteriliyor. 

Kullanıcıya kusursuz bir edinim sunamayan düşük düzey telefonlarda, kullanıcılar da haliyle tek uygulamayla her şeyi çözen super app’lere yönelmişler. Afrika genelinde popüler olan birçok super app var ve bu uygulamalarla pek oldukca şeyi tek bir yerden çözmek mümkün.

Benzer bir durumun pek oldukca Orta Doğu ülkesinde de geçerli olduğu ifade ediliyor. Mahalli teknoloji şirketlerinin yöneldiği bi super app alanında her geçen gün daha çok uygulama geliştiriliyor. 

Mevzunun Instagram’la, Twitter’la ne alakası var?

Bir super app olarak geliştirilmiş ya da gelen yeniliklerle seneler içinde bir super app’e dönüşmüş uygulamalardan kabaca bahsettik. Peki tüm bunların Instagram, Twitter, TikTok şeklinde uygulamalarla ne alakası var?

Aslına bakarsak bu probleminin cevabı hepimizin günlük toplumsal medya deneyiminde saklı. Kesinlikle karşınıza çıkmıştır, geçtiğimiz haftalarda ‘Instagram’ı tekrardan Instagram yapın’ kampanyası başlatılmıştı. Kim Kardashian şeklinde pek oldukca Instagram ünlüsünün de dahil olduğu bu kampanyada Instagram’ın giderek TikTok’a benzemesi eleştirilmiş, bir fotoğraf uygulaması olduğu hatırlatılmıştı.

Benzer durumlar son dönemde Twitter ve TikTok şeklinde uygulamalar için de konuşuluyor. Mesela Twitter sesli söyleşi odaları özelliği eklediğinde ya da TikTok alışveriş özellikleri dahil ettiğinde hep aynı sesleri duyduk. ”Ne oluyor bu uygulamalara?”

Yanıt kolay; super app olma yolunda hızla ilerliyorlar. Elon Musk’ın Twitter’ı satın alacağı haberler ilk çıktığında, Twitter’ı bir super app yapmak istediğinden bahsetmişti mesela. Instagram’ın en tepedeki koltuğunda oturan Adam Mosseri, neredeyse bir yıl ilkin yapmış olduğu bir açıklamada açıkça ‘Instagram’ın artık bir fotoğraf paylaşma uygulaması olmadığını’ belirtmişti… Uygulamada arama özelliklerinin geliştirilmesinden mağaza ve alışveriş özelliklerine, pek oldukca yenilik bu ifadeleri destekledi.

Kısaca her ne kadar kullanıcılar olarak arkasındaki matematiği anlamasak ve deneyimimizi kötüleştirdiğini düşünsek de tüm büyük uygulamaların ekipleri, super app olabilmek için her geçen gün daha çok özelliği uygulamalarına dahil etmeye devam ediyorlar. Ikimiz de başlangıçta sevmediğimizi söylesek de, vakit içinde tüm yenilikleri kabul ederek kullanıyoruz.

Şunu da belirtmek gerekir ki Instagram, Twitter ve TikTok şeklinde büyük uygulamalar hemen hemen tam olarak ‘super app’ değiller. Sadece izledikleri siyaset, hedeflerinin bu bulunduğunu bizlere açıkça gösteriyor.

Aslına bakarsak kulağa epey mantıklı geliyor, peki niye bu yeniliklerden rahatsız olup ‘eski Instagram’ı istemeye’ devam ediyoruz?

Sağlamış olduğu bunca pratikliğe karşın kullananların neden Instagram’a devamlı daha çok özellik gelmesinden ve uygulamanın bambaşka bir şeye dönüşmesinden hoşlanmadığını çözmek oldukca kolay olmayabilir. Fakat anlaşılabilir…

Şundan dolayı her yenilikte uygulamayı kullanmaya dair davranışlarımızın da değişmesi gerekiyor. Kimi zaman sevdiğimiz bir özellik geri planda kalıyor ve bundan hoşlanmıyoruz. Kimi zaman, gelen yeni özellikler yüzünden platformda artık yalnızca ‘bakmak, seyretmek ya da dinlemek’ için mevcud daha eylemsiz tüketiciler konumunda olduğumuzu hissedebiliyoruz. Sonuçta bir kedi fotoğrafı çekip paylaşmakla reels üretmek aynı şey değil…

Sadece sonuçta bir çok vakit bu özellikleri benimseyip bir süre sonrasında yeni normalimiz olmasına izin veriyoruz. Mesela reels’lar başlangıçta anlam ifade etmeyen geliyordu, alışamamıştık. Fakat istatistikler gösteriyor ki artık Instagram’da en oldukca zaman geçirilen yerlerin başlangıcında reels’lar geliyor.

Burada Instagram’ı en popüler örnek olduğundan konuşuyoruz sadece benzer bir mantık tüm uygulamalar için geçerli. Twitter’ın bir ‘mikroblog’ olarak çıkmış olduğu yolculuğu sonunda geçirdiği tüm değişimler de kullanıcıları tarafınca benzer yorumlar almıştı…

Kullanıcılar istemediğini söylemesine karşın neden Instagram, Twitter şeklinde uygulamalar super app’e dönüşme mevzusunda bu kadar ısrar eden?

Super app’lerle ilgili olarak şimdiye kadar verdiğimiz örnekler, bu uygulamaların kullananların yaşamını kolaylaştırmaktan başka bir şey yapmadığı yönünde. Sonuçta aynı uygulamadan yiyecek siparişi verip, hiçbir başka uygulamaya geçmeye gerek kalmadan birkaç haber okuyup, ansızın ihtiyacımız olan o şeyi hatırlayıp pat diye gene aynı uygulamadan alışveriş yapmak, fatura ödeyebilmek kulağa fena gelmiyor. 

E uygulama geliştiriciler de çok açık ki bunu bizim faydamıza yapıyorlar… O şekilde değil mi? Doğal ki değil… Kullanıcı deneyimini iyileştirerek ekran süresini belli bir uygulama için çoğaltmak doğal ki o uygulamanın geliştiricilerinin hedeflerinden biri. Super app’ler de bu ekran süresini ve kullanım oranlarını artırdığı için bu anlamda karşılıklı yarar sağlıyor, bu doğru. Sadece tek gerekçe bu değil.

Bilhassa Meta şeklinde reklam gelirlerine dayalı büyüyen şirketlerin son yıllarda veri toplama ve bu tarz şeyleri kullanma mevzusunda yaşadıkları sıkıntıları biliyoruz. Her geçen gün bu mevzuda önlerine daha çok engel çıkıyor. Üçüncü parti uygulamalardan ve web sitelerinden veri toplamak ve bu tarz şeyleri kullanmak, teknoloji devleri için giderek olanaksız hale geliyor.

Apple, cihazlarından üçüncü parti uygulamalar için veri toplama ve kullanma imkanlarını epey sınırladı. Gizlilik ve güvenlik bilinciyle ve ülkelerden gelen yaptırımlarla derinleşen bu mevzu, Google’ı da Android için benzer politikalar üretmeye itti. Sadece bu, Meta şeklinde şirketlerin işini epey zorlaştırdı.

Peki ya esasen her adımı tek bir uygulama üstünde atan kullanıcılardan topladıkları verileri gene o tek uygulama için kullanabilselerdi? 

İşte teknoloji devlerini super app’ler mevzusunda bu kadar ısrar eden hale getiren gerçeklerden biri de bu. Bir taraftan tüm gün süresince o uygulamayı kullanan milyonlarca insandan tek bir uygulama izniyle sınırsız veri toplama şansı, bir taraftan da bu verileri sorunsuzca entegre uygulamalar ve reklamlar için kullanma imkanı…

Günümüzde super app olma yolunda adım atan başka hangi uygulamalar var?

Bu mevzuda Trendyol’u ve Getir’i güncel birer örnek olarak sunabiliriz.

Getir, son aylarda üst üste attığı adımlarla giderek bir super app’e dönüşmeye başladı. Market siparişleri oluşturabileceğimiz bir uygulama olarak yola çıkan uygulama olarak yola çıkan Getir, peşinden yiyecek siparişleri verebilmemize olanak sağlamış oldu. Sonrasında bir baktık ki Getirİş, GetirAraç şeklinde pek oldukca yenilikle iş ilanlarından vasıta kiralamaya aynı anda oldukca fazla hizmet alanı var oldu.

Trendyol da benzer bir çizgide ilerledi. İlk olarak alışveriş yapabildiğimiz bir e-ticaret platformu olan Trendyol, sonrasında market ve yiyecek siparişleri de verebildiğimiz bir platforma dönüştü. Trendyol Cüzdan şeklinde uygulama içi özelliklerle ödeme mevzusunda da geliştirmeler yapılmış oldu. Ek olarak uygulama içindeki video içeriklerle ve koleksiyonlarla bununla beraber zaman geçirilecek, içerik tüketişlecek bir platform için de adımlar atıldı. Finansal teknoloji uygulamalarında da benzer senaryolarla karşılaşmak mümkün. Gelecekte de sayılarının artacağını söylersek yanılmış olmayız…

Kaynaklar: The Wall Street Journal, World Economic Forum, The Verge, Forbes

İLGİLİ HABER

2022’in İlk Yarısında En Oldukca İndirilen Mobil Uygulamalar Belli Oldu

İLGİLİ HABER

Facebook ve Instagram Tanınmaz Hale Geldi: Peki Özellik ‘Çalıp’ Duran Meta’nın Aslolan Problemi Ne?



[ad_2]

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.