NASA paylaştı: Bugüne dek Mars’tan gelen en net görüntüyü inceleyebilirsiniz

ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) bulgu aracı Perseverance, Mars yüzeyinde indirilmiş olduğu Jezero Krateri’nin panoramik görünümünü kaydetti.

Aracın ikiz Mastcam-Z kameralarının çekmiş olduğu 142 fotoğrafın birleştirilmesiyle oluşturulan 360 derecelik panorama, NASA’nın web sitesinde yayımlandı.

Üstteki kare NASA tarafınca ilk 360 derecelik panoramik görüntü olarak paylaşıldı. Fotoğrafı (iki kez) büyüterek net şekilde inceleyebilirsiniz. 

Yakınlaştırılabilir özellikteki kompozit fotoğraf, bugüne dek Kızıl Gezegen yüzeyinde kaydedilmiş en yüksek çözünürlüğünde olan görüntü olma hususi durumunu taşıyor.

Fotoğrafta akarsuların beslediği eski bir göl olduğu tahmin edilen deltanın dış hatları ile ufuktaki yamaçlar seçilebiliyor.

Perseverance, 30 Haziran 2020’de ABD’nin Florida’daki Cape Canaveral Uzay İstasyonundan fırlatıldıktan sonrasında ortalama 7 aylık ve 470 milyon kilometrelik yolculuğun arkasından 20 Şubat’ta Mars yüzeyine inmeyi başarmıştı.

MARS’A GÖNDERİLEN EN GELİŞMİŞ ARAÇ

NASA’nın California’daki Jet İtki Laboratuvarında inşa edilen ve plütonyum yakıtı ile çalışan Perseverance, şimdiye kadar Mars’a gönderilen araçlar içinde en gelişmiş teknolojik özelliklere haiz olmasıyla tanınıyor.

Uzay kurumu, Kızıl Gezegen’deki yeni misyonun gerçekleşmesi için altyapı çalışmalarına 2,4 milyar dolar, aracın yüzeye inmesi ve çalıştırılmasını mümkün kılan sistem içinse 300 milyon dolar harcandığını açıklamıştı. Kimyasal analizörü, 20 kamerası, örnek toplamak için kaya matkabı, robotik bir “eli” ve bir küçük helikopteri olan Perseverance’ın, bulgu faaliyeti için Mars’ta 2 yıl kalması planlanıyor.

Popular Science Türkiye’nin haberine gore NASA, Mars’ta daha ilkin neredeyse iki kez mikrobiyal yaşam işaretlerini bulacaktı. İkiz Viking uzay araçları, 1970’li yıllarda Mars topraklarında yaşıyor olabilecek kuramsal bir bakteri yetiştirmeye ve bunların faaliyetlerine yönelik işaretleri bulmaya çalışmıştı. Sadece cihazlar tutarsız sonuçlar sunmuştu. Uzay araçları, uzaydaki ihtimaller içinde bir canlının gerçekleştirdiği olası sindirimden kaynaklanabilecek karbon izleri görmüşler sadece canlıları oluşturması beklenen organik moleküllere ulaşamamışlardı.

Sonrasında ise 1996 senesinde Mars’taki bir meteoritte benekli kristal şekiller tespit eden araştırmacılar, bunların bir tek yaşamla meydana gelmiş olabileceğini düşünmüştü. Öteki araştırmacılar da biyolojik olmayan kökenlerin olanak dahilinde olabileceğini öne sürmüştü. Bazı bilim adamları, her iki gözlemin de yorumlarını münakaşaya devam etmişti fakat çıkarılacak açık bir ders vardı. Astrobiyologlar, yaşamın çözülmesi zor işaretlerini bulmayı beklemeden ilkin; gezegen bilimcilerin kimyasallar, gazlar ve minerallerin Mars’ta iyi mi karıştığını oldukça daha detaylı şekilde anlaması gerekiyordu.