Hedef 2053 Net Sıfır Emisyon: Ar-Ge ve Yenilik Atılımı – Son Dakika Türkiye Haberleri

Günümüzde teknoloji, iklim değişikliği ile mücadelede gerek sera gazı emisyonlarının azaltımı gerekse iklim değişikliğine uyum eylemi bağlamında başvurulan temel araçların başlangıcında gelmektedir.

Hızla gelişen değişen teknolojinin bu süreçteki görevi esasında güncel iklim değişikliği uygulamalarının ve politikalarının enerji sektöründe dönüşüm olmak suretiyle yeşil dönüşümdeki öneminin daha da belirginleştiğini ortaya koymaktadır.

KÜRESEL EMİSYONLARIN 2050 YILINA KADAR AZALTILMASI GEREKLİ

İklim değişikliğinin etkilerinin her geçen gün daha da açık bir halde hissedildiği bu zamanda acil iklim eyleminin sürdürülebilir bir halde yönetilmesi en verimli ve temiz araçların kullanılmasını lüzumlu kılmaktadır. 2050 yılına kadar azaltılması gereksinim duyulan küresel emisyonların yüzde 70’inin mevcut teknolojilerle sağlanabildiği dikkate alındığında net sıfır emisyona ulaşmanın temiz teknolojilerin yaygınlaşmasını gerektirdiği giderek daha açık ve önemli bir hale gelmektedir.

Bu çerçevede mevcut teknolojilerin lüzumlu emisyon azaltımının önemli bir miktarını sağlayabileceği ve bu bağlamda emisyon azaltımına tesiri düşünüldüğünde bu teknolojilerin üretim süreçlerinde kullanımının yaygınlaştırılması iklim değişikliği ile mücadelede eleştiri ve dünya genelinde giderek önem kazanan bir husustur.

Diğeri taraftan net sıfır hedefine ulaşmak için gereksinim duyulan emisyon azaltımının yüzde 30’u ise karbon tutma ve depolama şeklinde yeni teknolojilere bağlı bulunmaktadır. Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve piyasaya sunulması ile bilhassa emisyon azaltımı güçlük derecesi yüksek süreçlerdeki emisyonlar daha kolay yönetilebilmektedir. Fakat bunların birim azaltım maliyetleri oldukça yüksek seyretmektedir.

Bununla birlikte iklim değişikliği ile savaşım eyleminde önemli birer erkek oyuncu olan söz mevzusu teknolojilerin yaygınlaşmasını geciktirmek ise iklim krizine rağmen ekonomilerin karbon yoğun büyümeye devam etmesine ve küresel emisyon azaltım hedefine ulaşmanın daha da zorlaşmasına sebep olacaktır.

Bir umut ışığı olarak günümüzdeki teknolojik gelişmeler ve yatırımların artması ile önemli birer temiz enerji deposu olan rüzgâr, güneş enerjisi ve batarya şeklinde düşük emisyon teknolojilerinin birim maliyetleri 2010 yılından itibaren averaj yüzde 85 oranında düşmüştür. Bu durum 2030 yılına gelindiğinde düşük emisyonlu enerji sektörüne geçiş sürecini gerçekleşebilir kılması açısından ümit vadetmektedir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Türkiye İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Güvenli Birpınar

Bahse mevzu enerji teknolojilerinin yanında ziraat, orman, binalar, ulaştırma ve endüstri sektörlerinde de yeni teknolojiler yardımıyla önemli emisyon azaltımı sağlanabilmesi ise teknoloji mevzusunun rasyonel bir halde yönetilmesinin iklim değişikliğine katkısının son aşama geniş bulunduğunu ortaya koymaktadır.

İklim değişikliği ile savaşım eylemi kapsamında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefini yeşil kalkınma devrimiyle bir tüm olarak açıklamıştır. İşte tam da bu aşamada Ar-Ge ve yeşil dönüşüm çalışmalarının önemi ve kilit görevi ortaya çıkmaktadır.

Türkiye’nin Paris Anlaşmasına taraf olması, net sıfır emisyon hedefini müteakip temiz teknoloji alanında Ar-Ge ve yatırım faaliyetlerine hız verilmesi, hem ekonomik açıdan hem de çevresel öncelikler açısından elzem bir mevzu olarak karşımıza çıkmaktadır. Son zamanlarda kriz olarak tanımlanan iklim değişikliği yalnız temiz teknolojilerin gelişmesi için değil bilhassa üretim süreçlerinin dönüşümü için de kritiktir.

Buna bakılırsa kriz olarak addedilen bu dönem bununla birlikte krizin yönetilebilmesi neticesinde fırsata dönüştürülebilecek bir sıçrama noktası da olabilecektir. Ülkemiz tam da bu amaçla uyumlu olacak şekilde yeşil dönüşümün getirmiş olduğu süreçten mümkün olduğunca azca etkilenmek ve süreci ekonomimiz adına fırsata çevirmek adına düşük karbonlu teknolojileri odağına almaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın sıkça altını çizdiği şeklinde iklim değişikliği ve bunun yol açmış olduğu meseleler insanlığın ortak meselesi haline gelmiştir. Bu minvalde iklim değişikliği ile mücadelede küresel ölçekte bir bayrak gemisi olan ülkemiz Ar-Ge ve yenilik alanları içinde yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji depolama, karbon tutma ve depolama, çevre duyarlı ziraat, ekosistem restorasyonu, şehir planlama teknolojileri, elektrifikasyon, yeşil altyapı ve biyo-tabanlı hammaddelere yönelik çözümler ortaya koymak adına önemli emek harcamalar yürütmektedir.

Vatanımızda bu alanlarda daha fazlaca ilerleme kaydedilmesi ve net sıfır hedefi doğrultusunda dönüşümün sağlanması ise Ar-Ge ve yenilik ekosisteminin harekete geçirilmesi mecburiyetini bununla birlikte getirmektedir. Bu kapsamda öncelikli olarak 2053 net sıfır emisyon vizyonu çerçevesinde gereksinim duyulan dönüşümü dikkate alan bir teknoloji yol haritası hazırlanması, kurumlar arasındaki koordinasyonu, dayanışmayı güçlü hale getirmeyi odağına koyan bir yaklaşımın ortaya konulması, bakanlıkların her birinin kendi alanlarında geliştirdikleri çeşitli programları uygulayarak iklim değişikliği mevzusundaki dönüşüm sürecine katkıda bulunmaları önem arz etmektedir.

Elbet bu bilimin, değişen değişen teknolojinin ve üretimin merkezi bir ülke olmayı, sürdürülebilir bir halde yüzyıla liderlik edecek bir yönetim anlayışını da bununla birlikte getirecektir. Bilim ve teknolojide bölgemizde ve dünyada bir albeni merkezi olmanın, iklim değişikliği ile mücadelenin bununla birlikte getirmiş olduğu fırsatlarla ilişkilendirmekten geçmiş olduğu ise devletimizde hususi sektörün Ar-Ge çalışmalarına katılımını çoğaltmak, bu alanlarda kamu-üniversite-özel sektör işbirliğini geliştirmek ile senkronize bir platformda hareket etmek ile yakından ilişkilidir. Buna ek olarak ulusal ve internasyonal işbirliğini geliştirmek teknoloji emek harcamaları için internasyonal finansmanın daha güçlü bir halde harekete geçirilmesi açısından yüksek bir önemdedir.

İklim değişikliği meselesine çözüm olarak beliren yeşil dönüşüm sürecinde Türkiye teknoloji kapsamında önemli gelişmeler kaydetmiş olup sürece daha etkili cevap verebilmesi adına tüm kurumlarıyla dönüşümün gerektirdiği stratejileri ve politikaları belirlemesi gerekmektedir. Bu strateji ve politikaların ortaya konulması, teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması yalnız iklim değişikliği ile mücadeleye değil ülkemizin teknoloji bağlamında üretim süreçlerinde de ilerleme kaydetmesine imkân sağlaması bakımınındın değerlidir.

Bu aşamada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bağlı kuruluşu olan İklim Değişikliği Başkanlığı tüm çalışmalarda teknoloji konusunu detaylı bir halde ele almaya önem veren yeni bir döneme girmektedir. Bu çerçevede Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı katılımcı ve saydam bir anlayışla uzun dönemli net sıfır hedefimiz göz önünde bulundurularak, sektörel teknolojik dönüşümler dikkat alınarak hazırlanmıştır.

Hedef 2053 Net Sıfır Emisyon: Ar-Ge ve Yenilik Atılımı - 2

ÜLKEMİZ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN MENFİ ETKİLERİNE KARŞI KIRILGAN BİR POZİSYONDADIR

2053 yılı için uzun dönemli iklim değişikliği stratejisi ve azaltım ve uyum mevzularına yönelik 2030 vizyonlu iklim değişikliği eylem planlarını da güncelleme çalışmalarına devam edilmektedir. Yürütülen tüm bu çalışmalarda teknoloji önemli bir bileşen olarak yer almıştır. Bu haseple ülkemizin gelişmekte olan bir ülke olarak net sıfır hedefine yetişme çabası hem küresel bazda iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlayacak hem de yeşil kalkınmanın anahtarı olacaktır.

Ülkemiz bulunmuş olduğu coğrafya bakımından iklim değişikliğinin menfi etkilerine karşı kırılgan bir pozisyondadır. Bunun yanında dünyadaki üç ekolojik bölge olan İran-Turan, Sibirya ve Akdeniz iklim özelliklerine haiz olması doğa ananın sunmuş olduğu geniş imkanları ve fırsatları da bununla birlikte getirmektedir. Bu açıdan kaynak çeşitliliği ve verimliliği mevzusunda dünyaya örnek teşkil edebilecek imkânları fırsata çevirmek adına yenilikçi yatırımlar ve teknolojik gelişmeler yüzyıla damga vuracak atılımlara da zemin hazırlamaktadır.

Örneğin son yıllarda bilhassa kaynak verimliliği kapsamında yürütülen temiz üretim, döngüsel ekonominin en iyi örneklerinden kabul edilen sıfır atık hareketi ve ürün ve hizmetlerin çevresel ayak izlerini azaltan çevre etiketi şeklinde uygulamalar devletimizde büyük bir potansiyelin varlığına işaret etmektedir. Ülkemizin yerli elektrikli aracı TOGG iklim değişikliği ile savaşım sürecinde önemli bir rol üstlenmesi bakımından bir dönüm noktasını temsil etmektedir.

YILLIK BAZDA 7 MİLYAR DOLAR TUTARINDA BİR FOSİL YAKIT İTHALATI ÖNLENDİ

Ülkemiz ek olarak enerji alanında da büyük bir dönüşüm hamlesini hayata geçirmiştir. Buna bakılırsa son 20 yılda yenilenebilir enerji kurulu gücünde 3 katın üstünde gelişme gösteren ülkemiz güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımları ile senelik bazda 7 milyar dolar tutarında bir fosil yakıt ithalatını önlemiştir.

Türkiye’nin hızla gelişen bir ülke olması bununla birlikte yoğun enerji ihtiyacını da getirmektedir. Hâlihazırda enerjide yaşadığımız dışa bağımlılık teknolojiye ilişkin adımlar atılmadığı takdirde bu sefer teknolojide dışa bağımlılığa sebep olacaktır. Teknolojide dışa bağımlılığın önlenmesi yalnız ulusal bir program ile temiz teknolojilerin geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve yatırımların artırılması ile aşılabilecektir.

Hedef 2053 Net Sıfır Emisyon: Ar-Ge ve Yenilik Atılımı - 3

Son yıllarda kaydedilen gelişmeler ve kilit alanlardaki teknolojik ilerlemeler bu çabaları destek sunar niteliktedir. Yüzyıla liderlik etme hedefinin önemli bir nüvesi de ülkemizin kimi alanlarda temiz teknoloji geçirme ederken kimi alanlarda ise temiz teknoloji ihraç eden bir ülke olmalıdır. Bu yaklaşımla temiz teknoloji ihracatımızın artması bilhassa gelişmekte olan yada azca gelişmiş ülkelerle iş birlikleri kapsamında ülkemizin iklim alanında bölgesel önder olma hedefine ulaşmasında da önemli bir rol oynayacaktır.

TÜRKİYE YÜZYILI’NIN BUGÜNDEN TASARLANMASI OLDUKÇA ÖNEMLİDİR

Sayın Cumhurbaşkanımızın da Hedef 2053 Net Sıfır Emisyon “AR-GE ve Yenilik Atılımı” Koordinasyon Toplantısı’nda belirttikleri suretiyle dijitallik, sürdürülebilirlik, üretim, verimlilik, yazışma, kalkınma yüzyılı planladığımız bu zamanda anahtar esaslar olarak iklim değişikliği ile mücadelede hepimize rehberlik etmektedir. Yeşil kalkınma hamlesi ve 2053 hedefi doğrultusunda tüm imkânlarıyla çalışmalarını bir üst aşamaya taşımaya gönüllü olan ülkemiz, bu amaç doğrultusunda gereksinim duyan tüm kapasiteyi bünyesinde bulundurmaktadır. Bu itibarla gelecek nesillerin bizlere emaneti olan Türkiye Yüzyılı’nın bugünden tasarlanması oldukça önemlidir.


Source bağlantı
#Hedef #Net #Sıfır #Emisyon #ArGe #Yenilik #Atılımı #Son #Dakika #Türkiye #Haberleri

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.