Türkiye’nin Siber Güvenliği Hakkında Korkutan Açıklama

Tüm dünyada olduğu şeklinde Türkiye’de de çeşitli kurum ve kuruluşlara her gün siber saldırı girişimi gerçekleşiyor ve hackerlar, bazen dijital ortamda depolanan bilgilere erişim sağlayabiliyorlar. Bilhassa sigorta şirketleri şeklinde vatandaşlar hakkında pek oldukca bilginin bulunmuş olduğu firmalar de hedef altında olurken, siber güvenliğin önemi de her geçen gün artmaya devam ediyor.

Siber güvenliğin ne aşama mühim olduğu mevzusunda bazı mühim açıklamalar, Fordefence Bilişim Şirketi Genel Müdürü Mustafa Sansar tarafınca paylaşıldı. Independent Türkçe’ye konuşan Sansar, siber saldırıların bilhassa pandemi döneminde artış gösterdiğini ve daha da artabileceğini belirtirken bunun nedenini “Sebebi rahat bundan dolayı artık her şey dijitalleşiyor. Daha oldukca veri dijital ortamda saklanıyor.” şeklinde açıkladı.

Türkiye, siber güvenlik mevzusunda oldukca yetersiz

Türkiye’de birçok kamu kurumu ve hususi firmanın rahat önlemlerle siber güvenliği geçiştirmeye çalıştığını paylaşan Sansar, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Siber güvenlik yılda bir kere kontrol yapılarak geçiştirilecek bir mevzu değil. Bazı şirket ve kurumlar bizlere gelmiş olarak ‘göstermelik bir kontrol yapsanız’ diyor. Bunu kabul etmiyoruz. Şu sebeple siber güvenlik tertipli takip edilmesi her ay en azından bir kere kontrol edilmesi, daha büyük kurumlarda bununla ilgili personel bulundurulmasını ihtiyaç duyulan bir mevzu. Maalesef bazı kurum ve firmalar, bu mevzuda kapsamlı düşünemiyor. Bilgisayarlarına anti-virüs programı yüklemeyi siber güvenlik açısından kafi sanan birçok şahıs var. Sonrasında verileri kolaylıkla çalınınca bu işin profesyoneller kanalıyla tertipli denetim gerektirdiğini anlıyorlar.”

Siber güvenliğe ehemmiyet verilmezse ne olacak?

Siber güvenliğe ehemmiyet verilmemesiyle yaşanacak sıkıntıların yalnızca veri sızıntılarıyla sınırı olan olamayacağını söyleyen Sansar, geçmiş dönemlerde yaşanmış olan elektrik, su kesintisi, bankaların işlem yapamaması ve e-Devlet işlemlerinin çökmesi şeklinde süreçlerin bir silsile halinde yaşanabileceğine dikkat çekti.

Kabahat örgütleri, dijital çağa çabucak ayak uydurdu:

Dijital dünyanın kabahat anlayışını da değiştirdiğini ifade eden Sansar, artık gerek adli gerekse organize kabahat işleyen grupların, sokaklar yerine dijital dünyaya daha çok yöneldiğini belirtti. Sansar, kabahat örgütlerinin dijital dünyada kendilerini sokaktan daha güvende hissettiklerini de paylaştı.

Türkiye’de siber saldırılar her geçen yıl katlanarak arttı

Sansar, Güvenlik Genel Müdürlüğü bünyesinde 2044’te Bilişim Suçlarıyla Savaşım Bürosu’nun kurulduğu yılda incelenen olay sayısının yalnızca 800 civarında bulunduğunu hatırlattı. Sözlerine şu şekilde devam etti:

“Sonrasında her yıl katlanarak arttı. Bugün yüzbinlerce dosya bulunduğunu söylesem abartmış olmam. Bilhassa kişileri hedef alan vakalarda bir çok vakit insanoğlu netice çıkmaz diyerekten yada korkudan şikayetçi bile olmuyor. Verilerini kurtarmak için siber korsanlara coin olarak ödeme meydana getiren kısaca kaba tabirle haraç ödemek zorunda kalan birçok şirket bulunuyor.

Organize kabahat örgütleri dahil olmak suretiyle birçok yapı artık dijital mafyalık hayata geçirmeye başladı. Dijital terörizm, dijital mafya, dijital dolandırıcılık artı. Onlar da kendilerini yenilediler. Şu demek oluyor ki eskiden bir dükkanım vardı. Mafya geliyor, dükkanına çöküp, senden para almaya çalışıyordu. Şimdi buradan para kazanılacağını bildiğinden dolayı mafya ya bir hacker grubuyla anlaşıyor ya da hacker alıyor içine. Ondan sonrasında insanın sistemini çökertiyor.”