Bilim İnsanları, İki Atomu Birbirleriyle Konuşurken Elde etti

Atomlar üstüne emek verme icra eden Hollandalı ve Alman bilim adamları, iki titanyum atomunu kendi aralarında “konuşurken” yakalamayı başardı. Normal olarak bu konuşma, insanların birbirleri içinde yapmış olduğu şeklinde ya da hayvanların yazışma için çıkardıkları sesler gibiydi. Sadece bilim adamları, yaptıkları emekler sonucunda elde ettikleri bulguları atomların iletişimi olarak kabul ediyorlar.

Fizikçiler, söz mevzusu keşfi yaparken bilgili olarak titantum atomlarını tercih ettiler. Bu sebeple bu atomların spinleri, 1 kelvin aşama sıcaklıkta bulunmuş olduğu yüzeye yapışıyor, neredeyse hareketsiz hale geliyorlardı. Bu da bilim adamlarının çalışmalarını kolaylaştırıyor ve atomlar, rahatça birbirlerinden ayrıştırılabiliyorlardı. Ek olarak hareketi zayıflayan atomlar üstüne verilen elektrik dalgaları, atomun dönüş yönünü değiştirebiliyor ya da iki atomun birbiri ile etkileşime girmesini sağlayabiliyordu.

Atomların konuşmasının keşfi, taramalı tünelleme mikroskobuyla mümkün oldu

Bilim adamları, iki atomun spinlerinin birbirleriyle bağımlı olduğunda, bu atomları kuantumda dolanmış olarak kabul ediyorlar. İşte bunu fırsata çeviren bilim adamları, atomları birbirlerine 1 nanometre kadar yakınlaştırdılar. Sonrasında atomlardan bir tanesine küçük bir elektrik dalgası veren fizikçiler, bu atomun hareketini değiştirirken ötekinin ne yapacağına baktılar. Elde edilmiş sonuçlar, atomların birbirleriyle devamlı ve değişken bir yazışma halinde bulunduğunu ortaya koydu.

Çalışmalarını kuantum fiziği alanında sürdüren Sander Otte, atomlar arasındaki iletişimi şu şekilde açıklıyor: “Atomların yapmış olduğu şey, bir kapının çalınması gibiydi. Siz iyi mi kapıyı çaldığınızda kim o sorusuyla karşılaşıyorsanız, atomlar da anlık reaksiyonlarda bu iletişimi elde etmiş oluyorlardı.” Uzmanlar, atomların girmiş olduğu iletişimin yalnızca 15 nanosaniyede gerçekleştiğini, bunun 1 saniyenin 15 milyarda birine karşılık ettiğini belirtiyorlar.

Ella Lachman adlı bilim insanı, meydana getirilen keşfin kuantum simülasyonunda yaşanmış olan bir şov bulunduğunu söylüyor. Bu keşfin coşku verici sadece kendilerini oldukça daha büyük bilinmezlere ittiğini ifade eden Lachman, araştırmanın hesaplamalarının ve sorularının artık daha büyük bilinmezlere yol açtığını belirtiyor. Bilim insanına bakılırsa meydana getirilen keşiften daha mühim olan 3, kim bilir 10 atom arasındaki birlikteliğin iyi mi olduğu…

Sander Otte de elde edilmiş bulguları hesaplamanın zorluğundan yakınıyor. Atomların 20 kez dönüşünde kendi bilgisayarının çalışmadığını ifade eden Otte, dünyanın en iyi süper bilgisayarlarının ise 50 dönüşte pes ettiğini ifade ediyor. Otte’ye bakılırsa atomlar arasındaki iletişimi tam olarak idrak etmek istiyorlarsa, yepyeni malzemeler ile yepyeni bilgisayarlar üretilmesi ve mesela 1.000 atomda ne şeklinde sonuçlara ulaşılacağına bakılması gerekiyor.