NASA, Jüpiter’den Gelen En Kuvvetli Işığı Tespit Etti

NASA, 2012’de uzaya fırlattığı NuSTAR teleskobunu kullanarak ilk kere kara delikten bir şeyin çıktığını tespit etmişti. Tespit edilen bu görüntünün üstünden seneler geçmesinin arkasından NuSTAR teleskobundan bu kez de 30 senelik gizemi aydınlatan bir Jüpiter görüntüsü geldi.

Güneş Sistemi’ndeki en büyük gezegen olan Jüpiter’in çevresindeki kutup ışıklarının gizemi geçtiğimiz günlerde Hubble Uzay Teleskobu yardımıyla çözülmüştü. Bu kez de NuSTAR Uzay Teleskobu tarafınca Jüpiter’den geldiği belirlenen ve şimdiye kadar görülen en yüksek enerjili X-ışınları görüntülendi.

30 yıl ilkin neden görüntülenemediği ortaya çıktı

NASA’nın NuSTAR Uzay Teleskobu tarafınca edinilen görüntü şimdiye kadar Dünya dışındaki bir gezegende görülen en yüksek enerjili ışık olarak kayıtlara geçti. Bu yüksek enerjili X-ışını radyasyonu ışığın tespit edilmesiyle hem de 30 senelik bir gizem de çözülmüş oldu. NASA’nın 1992’de Güneş’i incelemek için gönderilmiş olduğu Ulysses uzay aracı Jüpiter’in tanıdığından geçerken asla X-ışını tespit edememişti. Araştırmacılar, bunun sebebinin X-ışınlarının daha yüksek enerjilerde sönük hale gelmesi ve Ulysses’in sisteminin bu ışınları algılayacak bir sisteme haiz olmamasından kaynaklandığını düşünüyor.

Gezegenin çevresinde X-ışınlarının varlığı daha önceki araştırmalarda tespit edilmişti. NASA’nın Chandra ve XMM-Newton gözlemevleri tarafınca gezegenin auroralarından düşük enerjili X-ışınları yayılmış olduğu gözlemlenmişti sadece bu kadar yüksek enerjide olduklarına dair bir kanıt bulunamamıştı. NuSTAR’ın yeni gözlemiyle araştırmacılar, Jüpiter’in volkanik uydusu Io’nun elektronlarının yüksek enerjili X-ışınları yarattığını ilk kez doğruladılar. 

Columbia Üniversitesi’nde astrofizikçi olan ve bu araştırmada baş yazarlık icra eden Kaya Mori yapmış olduğu açıklamada, “Gezegenlerin NuSTAR’ın tespit etmiş olduğu aralıkta X-ışınları üretmesi oldukça zor fakat Jüpiter’in çok önemli bir manyetik alanı var ve fazlaca süratli dönüyor. Bu iki özellik, gezegenin manyetosferinin devasa bir parçacık hızlandırıcı şeklinde davranılmış olduğu anlamına geliyor. Daha yüksek enerji emisyonlarını mümkün kılan da bu” dedi.