DÜNYA

Toplumun Duyarsızlaşmasının Ardındaki Ruhsal Nedenler

[ad_1]

Geçtiğimiz günlerde Galata’da bir adam her insanın gözü önünde kendisini yaktı, İstanbul ve Antalya’da sokaklarda çıplak dolaşıldı, ortalık yerde cinsel ilişkiye girildi. Halkın bu olanlara tepkisi ise yalnızca selfie çekmek oldu. Toplumun bu olanlara duyarsız kalmasının, yanan adama bir yardım eli uzatmamasının ardında hangi ruhsal gerçekler yatıyor olabilir?

Gelenekçi bir cemiyet yapısına haiz olan Türkiye’de toplumsal dayanışma ve yardımlaşma gittikçe azalıyor. Kendisini yakan bir insana yardım etmek yerine onunla selfie çeken insanlara tanıklık ediyoruz. Garip bir halde, sokaklarda cinsel faaliyetlerde bulunan kişiler de artmış durumda. Daha sonraki süreçte ise, “bu insanların psikolojileri bozuk, akli dengeleri yerinde değil” şeklinde açıklamalar yapılıyor. Peki hakikaten toplumun ruh sağlığı mı bozuluyor?

Gelin, hep beraber bu yaşananların nedenlerini bulmaya çalışalım. Cemiyet mu duyarsızlaşıyor, müdahale etmekten mi çekiniyoruz, yoksa bu yaşananların sebebi bystander effect (izleyici tesiri) mi?

Toplumlar nasıl duyarsızlaşır?

toplumsal duyarsızlaşma

Toplumsal duyarsızlaşma; kişinin içinde bulunmuş olduğu toplumun geleneklerine, güncel problemlerine, toplumun hakkaniyet ve sulh şeklinde gereksinimlerine karşı herhangi bir duygu üretememe halidir. Şahıs, çevresinde gelişen olaylara tepki veremez ve onlara karşı duyarsız hale gelir. Fakat burada bir tek tek bir kişiden değil bir toplumun bu şekilde davranmasından bahsediyoruz. 

Bir toplumu bu hale getiren sebepleri Üsküdar Üniversitesinden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Toplumun kendi geçmişini unutması, bugün geldiği noktayı fark edememesi ve gelecekte var olma amacına yönelik olan motivasyonunu yitirmesi.” şeklinde sıralar. Pandeminin de bununla beraber getirmiş olduğu negatif yaşam koşulları insanların gelecekleri için olan motivasyonlarını kaybetmelerine neden olmuş olabilir. 

Müdahale edenlerin karşılaştıkları negatif durumlar çekinmemize mi neden oluyor?

kadir şeker

Kadir Şeker ve Tolga Daşkıran şeklinde kişilerin sertlik gören kişilere yardım edeyim derken hapse girmeleri ve yaşananlara her insanın şahit oluyor olması toplumda bir çekingenlik yaratıyor olabilir. “Ya ben de arada gidersem!” düşüncesi negatif bir durumla karşılaşıp yardım etmek isteyen kişileri durduruyor olabilir. Muhtemelen bu da yapılması ihtiyaç duyulan müdahaleleri geciktirerek insanların zarar görmelerine ve ölmelerine yol açıyor.

Izleyici kalma tesiri (bystander effect) nedir ? 

seyirci kalma etkisi

Kitty Genovese 1964 senesinde New York’ta kendisini rahatsızlık edip saldırı etmeye çalışan şahıs tarafınca 38 kişinin gözü önünde bıçaklanarak öldürülür. Fakat o 38 görgü tanığından bir tek biri polisi arar, geri kalan 37 şahıs ise ne kendileri yardım eder ne de polisi ararlar. Arayan o şahıs ise vaka gerçekleştikten 35 dakika sonrasında polisi aramıştır. Yaşanmış olan bu olayın sebepleri üstüne araştırmalar icra eden psikolog John Darley ve Bibb Latane, insanların duyarsızlaştığını kabul ederler fakat “başka nedenler de olmalı” deyip araştırmalarına devam ederler.

Bunun sonucunda, şahıs sayısı arttıkça mesuliyet almanın azaldığı anlamına gelen izleyici kalma tesirini (bystander effect) deneyleriyle kanıtlarlar. Bu teoriye bakılırsa; başkalarının varlığında, desteğe gereksinim duyan kişiye yardım etme oranımız azalır. Kitty Genovese vakasına bu perspektiften bakarsak etrafta bir tek 1-2 şahıs olsaydı Kitty’e yardım edilme ihtimali artacaktı.

Galata’da insanların gözü önünde kendisini yakan 28 yaşındaki bir gence yardımın gecikmesi gencin yanarak yaşama veda etmesine yol açtı. Acaba etrafta o denli fazlaca insan olmasaydı genç şu an yaşıyor olabilir miydi? 

Kaynaklar: 1, 2, 3



[ad_2]

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.